GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ANKARA MİLLETVEKİLİ ZÜHAL TOPCU VE 21 MİLLETVEKİLİNİN; BAKANLIĞI YÖNETEMEDİĞİ, YENİ OLUŞTURULAN SİSTEMLERİN VE PROJELERİN YÜRÜTÜLMESİNDE SORUNLAR YAŞANDIĞI VE ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNİN İTİBARINI DÜŞÜRDÜĞÜ İDDİASIYLA MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER HAKKINDA GENSORU AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGENİN ÖN GÖRÜŞMELERİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:24
Tarih:14.11.2012

AK PARTİ GRUBU ADINA FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisine mensup 22 milletvekilinin, Millî Eğitim Bakanımız Sayın Ömer Dinçer hakkında vermiş olduğu gensoru önergesi üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gensoru, Anayasa'mıza göre en ciddi denetim aracı. Muhalefetin, bu denetim aracını kullanması da en tabii hakkıdır. Ancak bu hakkın kullanılması sadece ve sadece denetim için olmalıdır; bir kanun tasarısının görüşülmesinin engellenmesi, Meclis çalışmalarının yavaşlatılması, Genel Kurul çalışmalarının sekteye uğratılması amacına yönelik olmamalıdır.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Bu denetim değil mi?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sözlerine böyle başlamasan iyiydi.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Ama yine de biz bu arkadaşlarımıza?

ALİM IŞIK (Kütahya) - Kimin ne malı götürdüğünü herkes öğreniyor işte, kamuoyu da öğreniyor; bu gensoru değil mi?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - ?bu vesileyle AK PARTİ'nin eğitime yaklaşımını, AK PARTİ'nin eğitim politikalarını ve AK PARTİ'nin eğitimde yaptığı icraatları anlatmamız noktasında bize bir fırsat verdiği için kendilerine teşekkür ediyoruz.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Hangi bakanlığın dönemini anlatacaksın? Öbürlerini inkâr ediyor da Sayın Bakan.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Evet, şimdi, biz Hükûmeti anlatırız, bizim bakanlıklarımız...

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Hangi bakanın; Hüseyin Bey'in mi, Nimet Hanım'ın mı, Ömer Bey'in mi, hangi dönemi anlatacaksın? 

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, gensoru gerekçelerini çok büyük bir dikkatle okudum yani gerçekten, bir bakanla ilgili, ciddi, tutarlı, ele avuca gelir, gerçeklere dayanan, birtakım mesnedi olan iddialar olsa gam yemeyiz?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Zaten o duyarlılık sizde olmadığı için onun içeriğini anlamanız mümkün değil.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - ?ama hiçbir gerekçeye, somut gerekçeye, hiçbir gerçeğe dayanmayan iddiaların arka arkaya sıralanarak?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Bak, biz millî hassasiyetlerden bahsediyoruz. Onu anlamanızı beklemiyoruz.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - ?Sayın Bakan hakkında gensoru önergesi verilmesini doğrusu hayretle karşılıyoruz. Ve burada, bu konuşmayı yapmadan önce, konuşan bütün arkadaşları dinledim.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Bakan babasının çiftliği gibi kullanmaya devam etsin!

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Arkadaşlar, iki tespitimi sizlerle paylaşmak isterim. Bunlardan bir tanesi: Eğer bir insan, gözlerini kapatır "Ya, burası ne kadar da karanlık, galiba gece." der de bütün insanların da gözlerini kapatıp onun gece olduğuna inanmasını beklerse  sadece kendini kandırır.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sizin adınıza Sayın Başbakan düşünüyor. Böyle bir düşünceden sizin bahsetmenizin ne anlamı var?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Değerli arkadaşlar, burada konuşulanların tamamına yakını bu kürsüden neredeyse on yıldır konuşuluyor, Sayın Bakanın şahsiyetiyle ilgili konuları kenarda tutarsak on yıldır konuşuluyor ve on yılda şu Meclis 7 defa halka gitti; 2002, 2004, 2007, 2007 referandumu, 2009, 2010 referandumu, 2011 seçimleri. Bu söyledikleriniz ve burada söylemediğiniz çok daha ileri iddialar halkın görüşüne soruldu. Halk dedi ki: "Yani muhalefetin gözü kapalı olabilir ama benim gözüm kapalı değil." Ve muhalefete gereken dersi verdi?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Siz öyle zannedin!

FİKRİ IŞIK (Devamla) - ?ama anlaşılan, bu derslerden, bu sonuçlardan yeterince ders çıkarılmamış.

Bir başka konu daha aklıma geldi ve bir özdeyiş aklıma geldi, diyor ki: "Büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler insanları konuşur, kişileri konuşur." Yani ben, burada, hayretler içerisinde?

ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Bakan babasının çiftliği gibi her yeri kullansın, sonra "küçük beyinli" olalım ha!

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Tabii, Sayın Bakan kendi şahsıyla ilgili, kişiliğine yönelik veya şahsına yönelik konularda mutlaka cevap verecektir ama Sayın Bakan adına da gerçekten çok üzüldüğüm birkaç konu var.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Ya, gensoruyu bakanlar üzerine vereceğiz, siyasal fikirler üzerine verilmez ki.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Bunlardan bir tanesi, herhâlde Sayın Bakan?

Geleceğim gensoruya, söyleyeceğim onları, rahat ol.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - İç Tüzük'ü bilmiyor musun sen? Gensoru ne için verilir?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Rahat ol.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Sizin hakkınızda verilmedi gensoru, Sayın Bakan hakkında verildi.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Sayın Bakan, herhâlde akademisyen?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Gensoru ne için verilir? Bakanlar için verilmez mi? Siyasal fikirler için mi verilir?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Bakanların uygulamaları için verilir.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Siyasal fikirler için mi verilir gensoru?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Bakanların uygulamaları için verilir. Bakanlara hakaret etmek için?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Ne alakası var, ne alakası var?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Bak, burada şunu özellikle Sayın Zühal Topcu'nun ve Ahmet?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Bakana hakaret eden kim?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Bir saniye?

Ahmet Bey'in gerçekten kişiliklerine çok saygı duyuyorum, üsluplarını da burada son derece seviyeli buldum ama konuşmaların içeriğine de hiç katılmadığımı ifade etmek durumundayım ama?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Olabilir.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - ?son günlerde bu Meclisin, o kaba ve yaralayıcı cümle kullanma noktasından seviyeli bir eleştiri noktasına gelmiş olmasından dolayı da memnunum ve bu arkadaşlarıma bu yüzden de teşekkür ediyorum. Şimdi, yalnız, içeriğe girmek durumundayız, bizim görevimiz içeriği konuşmak.

Değerli arkadaşlarım, herhâlde Sayın Ömer Dinçer dünya tarihinde kendi kitabından yaptığı alıntı dolayısıyla intihalle suçlanan tek akademisyendir.

LEVENT GÖK (Ankara) - Nereden biliyorsun?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) - Daha fazlası da var ama söylemeyeyim.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Nereden bildiğimi söyleyeyim mi? Hemen, kendi grubunuzun şu anda üyesi olan Oktay Ekşi Bey'e sorun. Ömer Dinçer'in kendi kitabından yaptığı alıntı dolayısıyla intihalle suçlandığına dair Oktay Ekşi'nin yazısına lütfen bakın. Ya, daha ötesine ne denebilir? Yani bir insan, daha önce kendi yazdığı bir kitaptaki bir cümleyi daha sonra tekrar edince, bu arada bu kitaptan başka bir kişi alıntı yapınca "Vay sen bu kitaptan değil de şuradan alıntı yaptın." diye intihalle suçlanabilir mi? Ve maalesef o günkü YÖK Genel Kurulu bunu intihal saymış.

LEVENT GÖK (Ankara) - Öyle değil ama, öyle değil.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Şimdi bunu insafın neresine sığdıracağız?

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Bu kadar basit mi?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlarım, burada bir arkadaşımız çıktı, Sayın Ömer Dinçer'in oğluyla ilgili bir şeyler söyledi. Biraz rahatsızlanmış herhâlde arkadaşımız, şifalar versin Cenabıallah arkadaşımıza. Sadece şunu sorayım: Yani Sayın Dinçer'in oğlunun pozisyonunu ben bilmiyorum, Allah biliyor ilk defa duydum ama Sayın İnce'nin 2 sekreterini Meclise aldırırken hangi KPSS sınavına soktuğunu ben çok merak ediyorum. Bunu mutlaka bize açıklamalı. Hangi KPSS sınavıyla, hangi başarısıyla Meclise alınmıştır, bunu açıklasın.

SIRRI SAKIK (Muş) - Alan da sizsiniz.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - İnsanlara çamur atmak kolay ama değerli arkadaşlarım, bu Meclisin en önemli özelliği, kişilere hakaret etmeden temiz bir dille konuşma yapmaktır. Bizim burada görevimiz, fikirleri ve olayları değerlendirmektir, kişilerin şahsiyetiyle uğraşmak değildir.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, tabii bu gensoru önergesi vesilesiyle, biz AK PARTİ İktidarında eğitim alanında gerçekleştirilen gerçekten pek çok başarının, aslında altını çizmemiz gerekiyor ama bu, şu anlama gelmiyor: Gensoru önergesinin gerekçelerini atlayacağımız anlamına gelmiyor. Birkaç dakikada, AK PARTİ İktidarında eğitimde neler başarıldı, onu ifade edeyim; ondan sonra da gensorunun gerekçelerine tek tek gireceğim.

Şimdi bakın, değerli arkadaşlar, biz öncelikle, AK PARTİ olarak, eğitimi, her alandaki kalkınmanın en önemli unsuru olarak görüyoruz. Refah toplumuna ulaşmanın ve güçlü bir geleceği yakalamanın olmazsa olmazı görüyoruz eğitimi. Güçlü bir toplum hedefini gerçekleştirmek için de en temel hizmet alanı olarak görüyoruz eğitimi. AK PARTİ olarak biz, eğitimi, insanımızın yaşam kalitesini yükselten, ülkemizin insan kaynağını çağdaş dünyayla rekabet edebilir donanıma kavuşturan ve hayat boyu süren bir etkinlik olarak görüyoruz.

Değerli arkadaşlarım, bir iktidarın bir konuya yaklaşımındaki en önemli göstergelerden birisi bütçedir; bütçeden o kuruma, o konuya ayırdığı paydır. Bakın, AK PARTİ İktidarı dönemlerince eğitime ayrılan bütçe en büyük bütçe olmuştur. Biz, bütçeden on yıldır kesintisiz olarak en fazla parayı eğitime aktarıyoruz. Bir iktidarın eğitime bakışını bundan daha güzel anlatacak ne vardır?

Biz iktidarı devraldığımız 2002 yılının bütçesinde eğitim 7,5 milyar lira; gayrisafi hasılanın yüzde 2,13'ü. Bakın, 2012 yılında bu rakam, değerli arkadaşlarım, tam 39,1 milyar liraya çıkıyor yani yaklaşık 6 kattan fazla artıyor. Şimdi 2013 bütçesinde -inşallah, sizlerin de desteğiyle geçeceğine inanıyorum- bu rakam 47,5 milyar liraya yükseliyor. Yani 7,5'a 40 milyar -40 katrilyon eski parayla- ilave etmişiz. Bu eğitime?

Arkadaşlar, ben şunu çok merak ettim: "Ya biz 181 bin dersliği Türkiye'de değil de acaba Yunanistan'da mı yaptık?" Yani biraz önce muhalefet partisine mensup arkadaşlarımız öyle konuştu ki sanki bu derslikler Türkiye'de yapılmamış; 181 bin derslik, 880 öğrenci pansiyonu, bin spor salonu, 14 bin yeni laboratuvar bu ülkede yapılmamış. Hayır, bunların tamamı bu ülkede yapıldı ve bu ülkenin evlatları için yapıldı. Bunları siz görmeyebilirsiniz, görmemezlikten gelebilirsiniz, vatandaşın görmesini engellemek isteyebilirsiniz ama milletimiz gerçeği görüyor.

Değerli arkadaşlarım, mevcut 76 üniversiteye 92 yeni üniversite AK PARTİ İktidarında ilave oldu. Bugün, yükseköğretim yurt kapasitesini 185 binden 350 bine AK PARTİ İktidarı çıkardı. O koğuş tipi yurtlardan artık otel tipi yurtlara AK PARTİ İktidarında geçtik. Bunları bu ülkede yaptık. 1 milyon yeni bilgisayar, tüm okullara İnternet erişimi, 8 derslikli okulların üzerindeki tüm okullarda bilgi teknolojisi sınıfını AK PARTİ İktidarı gerçekleştirdi. Bu ülkede FATİH Projesi'ni AK PARTİ başlattı. FATİH Projesi'ni önemsizleştirme çalışmaları, göreceksiniz, tarihe karşı büyük bir saygısızlık olarak geçecek, neden biliyor musunuz? O FATİH Projesi'ni geçen yıl burada 4+4+4'ü tartışırken söyledik, burada arkadaşlarımız: "Yok efendim, Türkiye'nin altyapısı yetmiyor, Türkiye bu işi yapamaz." Hayır, Türkiye bu işi yapıyor. Şu anda ihaleler peş peşe yapılıyor ve tamamına yerli firmalar gidiyor, çok ciddi rekabet ortamı oluşuyor ve FATİH Projesi, Allah'ın izniyle Türkiye'nin geleceğini aydınlatmaya başladı ve aydınlatacak. Bu noktada hiçbir tereddüdümüz yok. FATİH Projesi'yle bütün sınıflara tüm donanımlarıyla birlikte akıllı tahta, her öğrenciye tablet bilgisayar, her öğrenciye elektronik içerik? Ya insanın öğrenci olası geliyor. Öyle güzel içerikler hazırlanmış ki, İnternet'te tıklıyorsunuz, artık o klasik öğrenme yöntemlerinin çok dışına çıkılmış?

HÜSAMETTİN ZENDERLİOĞLU (Bitlis) - Hakkâri'de var mı, Bitlis'te var mı, Muş'ta var mı?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - ?görsel, eğlenceli, fevkalade güzel öğretim metotlarının kullanıldığı elektronik içerikler var. Arkadaşlar, bunları görmeyebilirsiniz, ama halkın görmediğini zannetmeyin.

AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) - Sayın Vekilim, siz görüyorsunuz, öğrenciler görmüyor.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Bakın, Türkiye'de AK PARTİ İktidarı döneminde eğitimde fırsat eşitliği noktasında çok büyük adımlar atıldı. Ücretsiz kitap dağıtımı, tüm öğrencilerimize; şartlı nakit transferi, fakir çocuğa? "Yeter ki evladım sen oku, ben senin eğitim masraflarını karşılıyorum" diye, devlet, çocuğa, her öğrenci başına ailesine, annesine para yardımı yapıyor. İlköğretim bursları, 95 bin öğrenciye 12 lira verilirken bugün 234 bin öğrenciye 121 bin lira verilir hâle geldi.

Taşımalı eğitim sistemi yaygınlaştırıldı, ortaöğretim kapsama alındı.

"Haydı Kızlar Okula" gibi bir sürü kampanyayla Türkiye'deki eğitim seviyesi ve kız öğrencilerimizin dezavantajlı durumları telafi edildi.

Engellilere engelsiz eğitim noktasında çok ciddi adımlar atıldı.

Bakın değerli arkadaşlar, burs, kredi ve yurt imkânı AK PARTİ döneminde rekor kırdı. 45 lira olan burs 260 liraya çıktı, daha da inşallah yılbaşında artacak.

Beslenme yardımı 180 lira oldu.

Değerli arkadaşlar, en önemlisi, bu ülkede taa YÖK'ün kurulduğundan beri "Kaldırılsın." denilen harçlar kaldırıldı değil mi? Şimdi bunları görmezlikten gelmek mümkün mü?

Ama değerli arkadaşlar, bunları genelde dünyada sosyal demokrat iktidarlar yapmayı hedefler. Sosyal demokratlar bu işin gerçekten kendileri açısından önemli olduğunu düşünür, ama Türkiye'de bütün bu icraatları, başarıları AK PARTİ hayata geçirdi. E, biraz kıskançlık dolayısıyla bütün bunların üstünü örtmek amacıyla "O onu dedi, bu bunu dedi, şu şuraya gitti, bu buraya geldi, bu bunu aldı, bu bunu verdi?" Yok, bunların üzeri örtülmez. Bunlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde yazılacak çok önemli başarılardır, bunların üzeri örtülmez.

Değerli arkadaşlarım, öğretmenlerle ilgili konuşuluyor. On yılda 357 bin öğretmen almış bir iktidarız.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Yılda 35 bin; 2002'de de 35 bin atandı. Neredesiniz, on yılda aynı yerde sayıyorsunuz!

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Evet, on yılda ve 2012 yılında?

ALİM IŞIK (Kütahya) - 2001'e bak, kaç kişi atanmış? Aynı sayı. On yıldır niye bunları artırmadınız?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Baktım, bütün rakamlarına baktım. 15 bin, 17 bin. Bir bak.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Bak, bak, hepsine bak. 34 bini unutma.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Hangi yıl? 15 bin, 17 bin.

ALİM IŞIK (Kütahya) - 2002'de 35 bin. Bakan burada, yanlış bilgilendiriyorsun. 34 bin 500 küsur.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Bakın, 2012 yılında 57 bin öğretmen almışız. Eğitim kadromuza 357 bin yeni öğretmen koymuşuz arkadaşlar.

ALİM IŞIK (Kütahya) - İşine geleni söylüyorsun, işine gelmeyeni yanlış söylüyorsun; olmuyor. 34 bin 500 atama yapıldı. Aynı yerde duruyorsunuz on yıldır.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - "Öğretmenlik itibarını düşürdünüz." diyorsunuz. Ya, öğretmenlik itibarı düşse öğretmenliğe yönelik okulların  giriş puanı düşer mi, yükselir mi? Eğer itibar düşse puanlar düşer. Bugün, şu anda en yüksek puanla alınan yükseköğretim kurumları neredeyse eğitim kurumları hâline geldi.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Ya, güvercine benzetti Sayın Bakan, evin önündeki güvercine benzetti. Bunun neresinde itibar var ya?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Bakın, maaşlardan bahsedildi sevgili arkadaşlar, burada maaşlardan bahsedildi. Size bir tek rakam vereyim, gerisini insafınıza bırakayım: 2002 yılında 9/1 bir öğretmen ek ders dâhil 635 lira alıyor. Bugün, 2012 yılında aynı öğretmen ek ders dâhil 2.276 lira alıyor. Türkiye'deki enflasyonun yüzde 130 olduğunu düşünürseniz, öğretmenlerin enflasyonun altında ezdirilmediği, aksine durumlarının gerçekten güçlendirildiği açık görülüyor.

ALİM IŞIK (Kütahya) -  O zaman öğretmenler niye sokakta?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Ha, bunu da yeterli görmüyoruz. Şimdi, yeni öğretmen strateji çalışmaları devam ediyor. Bu yeni stratejide öğretmenlerimizin konumlarının ve özlük haklarının geliştirilmesine yönelik yeni çalışmaların olduğunu gayet iyi biliyorum. Eğitime hazırlık ödeneğinin 2002'de 175 liradan bugün 700 liraya çıkarıldığını söylemek durumundayım.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Bak mesajla saygılarını gönderiyorlar sana, "Bu konuşan arkadaş Türkiye'de mi yaşıyor?" diye soruyor.

FİKRİ IŞIK (Devamla) -  Değerli arkadaşlarım, bugün derslik başına Yunanistan'da değil, Türkiye'de 36'dan 30'a düşen öğrenci sayımız var. Bugün öğretmen başına 28'den 21'e düşen öğrenci sayımız var.

Biraz sonra, değerli arkadaşlarım, özellikle vakit sıkıntısından tam giremiyorum ama şu gerekçeleri tek tek görüşlerinize arz etmek istiyorum.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Gensoruya gel bakalım, gensoruya.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Bakınız, değerli arkadaşlar, bu gensoru önerisindeki gerekçeler; bir, öncelikli şunu ifade edeyim: Sayın Bakana, Bakanın hiç sorumluluğunda olmayan bir konudan dolayı suçlama yöneltilmesi en hafif kelimeyle insafsızlıktır.

Efendim, "4+4+4'ten dolayı, sınıf öğretmenleri büyük mağduriyet yaşamış." Arkadaşlar, 4+4+4, 6287 sayılı Kanun. Bu Meclis iradesiyle gerçekleştirilmiş, ilkokul beş yıldan dört yıla, ortaokul da üç yıldan dört yıla çıkarılmıştır. Burada, Sayın Bakan, öğretmenlerin atıl hâle gelmemesi, atıl kapasite oluşmaması, öğretmenlerin kendilerini derse girmemenin sonucunda rahatsız hissetmemesi açısından, bir mağduriyet oluşmaması açısından öğretmenlere branşa geçme hakkı vermiştir.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Öğretmenler İçişleri Bakanlığına bağlı mı çalışıyor?

OKTAY VURAL (İzmir) - Yahu, milletle dalga geçmeyin, Allah'ını seversen. Demek Meclisin hatası, yani Meclise mi gensoruyu verseydik?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Alkışlanması gereken bir iş yapmışken Sayın Bakanı "Niye böyle yaptınız?" diye eleştirmek insafa sığmaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

OKTAY VURAL (İzmir) - Bir de alkışlıyor orada, alkışlıyorsunuz yahu!

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Bunu özellikle söylemek durumundayım.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Öğretmenler Tarım Bakanlığında mı çalışıyor Sayın Işık?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - İkinci konu değerli arkadaşlarım: "Bakanlık yeniden yapılandırılmış." Elbette, Bakanlık yeniden yapılandırıldı, çok da doğru bir iş yapıldı. Türkiye'de AK PARTİ İktidara geldiği zaman, Türkiye'de altyapıda ve fiziki şartlarda ciddi yetersizlikler vardı.

OKTAY VURAL (İzmir) - Tasarıyı hazırlayan Bakan değil mi?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - AK PARTİ İktidarının önceliği, bu yetersizlikleri gidermek, buradaki ihtiyaçları karşılamak, ondan sonra da bu altyapıdaki yetersizlikler en azından bir nebze giderildikten sonra da eğitimde kaliteyi yakalamak.

Şimdi, sekiz buçuk yıllık iktidarın sonunda, Bakanlığın gayet tabii ki kalite eksenli yeniden yapılandırılması zarureti vardı ve bu Sayın Ömer Dinçer'e nasip oldu.

ALİM IŞIK (Kütahya) - İktidarınız on bir yıl oldu. Sayın Işık, size üç yıl önceki notu vermişler.

OKTAY VURAL (İzmir) - Eskide kaldınız, yani biraz eskide kaldınız.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Eğer, Sayın Bakandan önceki Bakana da bu noktada bir fırsat gelseydi, eminim, Sayın Nimet Baş da yapacaktı, Sayın Hüseyin Çelik de yapacaktı.

ALİM IŞIK (Kütahya) - "Sekiz buçuk yıl" diyor, on bir oldu, on bir. Üç yıl öncesinin notu o, onu güncellettir.

OKTAY VURAL (İzmir) - Nimet Baş cevap verdi zaten, gerekeni söyledi.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Şimdi, burada, bürokrasinin azaltılması, kalite odaklı yeni birimlerim kurulması, vatandaşa yönelik hizmetlerde kolaylık sağlama; bunun gibi pek çok yenilik, Bakanlığın kurumsal hâle getirilmesi eleştirilecek -neyse- "Yok efendim şu grup müdürü vekâletenmiş, şu asaletenmiş..." Arkadaşlar, kurumlar kişilerle kaim değildir. Kurumlar ilkelerle kaimdir. Eğer Sayın Bakan performansını düşük görürse gayet tabii ki görevlendirmez, yüksek görürse görevlendirir. Bu Sayın Bakanın takdir hakkıdır. Sayın Bakanın takdir hakkını gensoru önergesi sebebi yapmak da doğru bir yaklaşım değildir.

OKTAY VURAL (İzmir) - Vay!

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Evet, değerli arkadaşlarım, ataması yapılmayan öğretmenlerle ilgili konu...

OKTAY VURAL (İzmir) - Bir gensoru da sen hazırla bakalım!

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, ataması yapılmayan öğretmen değil, devletin ihtiyacı olan öğretmen. Şu anda, 100 bin civarında öğretmene ihtiyacımız var.

OKTAY VURAL (İzmir) - Alın?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Bütçe imkânları elverdiği ölçüde, inşallah, en kısa sürede bu uygulamalar, bu alımlar yapılacak.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Bakan 150 bin olduğunu söylüyor, hangisi doğru?

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Bir başka şey daha söyleyeyim: Şimdi, diyor ki: "İşte, efendim, okul öncesi zorunlu hâle getirilmedi."

OKTAY VURAL (İzmir) - Eski notları getirmiş, eski!

ALİM IŞIK (Kütahya) - Eski notları getirmiş Sayın Bakan.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, biz bunu 4+4'te çok konuştuk.

OKTAY VURAL (İzmir) - Nimet Hanım'ın dönemindeki notlar galiba.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Okul öncesini siz hukuki zorunluluk yaparsanız vatandaşınızı mağdur edersiniz.

OKTAY VURAL (İzmir) - Yanlış konuşma bu!

FİKRİ IŞIK (Devamla) - Yani, vatandaşa zorunlu olmayacak ama idareciye zorunlu olacak. Hukuki zorunluluk yok, idari zorunluluk var. Bir valinin başarısı ilini okul öncesinde hangi noktadan hangi noktaya getirdiğiyle ölçülüyor. Bir kaymakamın başarısı, bir millî eğitim müdürünün başarısı okul öncesindeki başarısıyla ölçülüyor. Bunları görmemezlikten gelmek mümkün değil.

Tabii, konuşulacak çok fazla şey var ancak şunu ifade edeyim?

OKTAY VURAL (İzmir) - Yetmedi, gensoruya sıra gelmedi maalesef.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - ?bu gensorunun hiçbir gerekçesi gerçekliğe dayanmıyor, subjektif değerlendirmelere dayanıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİM IŞIK (Kütahya) - Gensorudaki sondan ikinci cümlenin gerekçesini de bir açıkla.

FİKRİ IŞIK (Devamla) - AK PARTİ olarak gensorunun aleyhinde olduğumuzu ifade ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)