GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ DİSİPLİN KANUNU TASARISI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:59
Tarih:30.01.2013

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sayın Başkan, çok saygıdeğer Millet Meclisimizin milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sorulara sürem el verdiği ölçüde cevap vermeye çalışacağım. Tabii, Patriot füzeleriyle ilgili olarak önce bilgi vermek isterim. Ülkemizde Patriot bataryaları konuşlandırılması talebi Suriye'den kaynaklanabilecek balistik füze tehdidine karşı ihtiyati bir tedbir olarak öngörülmüş olup tamamen savunma amaçlıdır. Patriotlar NATO Konseyinin onayına bağlı usul, esas, kural ve kısıtlamalar kapsamında sevk ve idare edilecektir. Patriot bataryalarının konuşlandırılmaları NATO kapsamında yapılacaktır. Bu itibarla, geçmişte, daha önce de Türkiye'de yapılan uygulamalarla aynı doğrultuda olarak ayrı bir Meclis kararı istihsaline gerek bulunmamaktadır.

Amerika'dan 2 batarya, Almanya'dan 2 batarya, Hollanda'dan 2 batarya olmak üzere toplam 6 batarya gelecektir. Bu 6 bataryadan Amerikan bataryaları Gaziantep'e, Almanya bataryaları Kahramanmaraş'a, Hollanda bataryaları ise İncirlik ve Adana'ya konuşlandırılacaktır. Bu bataryaları çalıştırmak için gereken personel sayısı da yaklaşık 1.100 civarındadır.

"Bunları siz niye talep ettiniz?" Düşüncesi bu. Bakın, Akçakale'de 5 tane vatandaşımız Suriye tarafından açılan bir ateşle şehit edildi. Biz Suriye'nin hangi imkânlara sahip olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla yüzde 1 ihtimal veya binde 1 ihtimal dahi olsa? Oradan kendi vatandaşına karşı füze kullanıyor mu? Kullanıyor. Türkiye'ye karşı kullanır mı kullanmaz mı? Akçakale örneğini gördük. Binde 1 dahi olsa, 1 füze gelse, 1 vatandaşımız şehit olsa, sorulmaz mı, "NATO'da böyle bir imkân vardı ve NATO'ya 1952'den bu yana da üyeydin, eğer NATO'nun imkânlarını böyle zamanlarda kullanmayacaksan hangi zamanda kullanacaksın?" diye sorulmaz mı? NATO ortak bir savunma sistemidir. Ortak savunma sistemi içerisinde bu silahları kullanmak Türkiye'nin hakkıdır, bundan hiçbir kimsenin rahatsızlık duymasına gerek yoktur. Türkiye'ye bir saldırı niyeti yoksa dolayısıyla bu bataryaların kullanılma ihtimali de yoktur. Daha önceki uygulamalarda da böyle olmuştur, bundan sonra da böyle olacaktır. Türkiye'nin niyetinden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye yurt içinde olduğu gibi, bu coğrafyada da, dünyada da barışı istemektedir.

İrbeç Hoca'nın söylediğine cevap olmak üzere: Biz uluslararası hukuka aykırı, hiçbir ülkeye silah ihracatı yapmamaktayız. Dolayısıyla, ne Yemen'e ne Sudan'a ne de bir başka ülkeye uluslararası hukuka aykırı olarak bir silah ihracatımız söz konusu değildir.

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Suriye'ye gönderiyorsunuz. Suriye'deki bütün silahları, teröristlerin kullandığı silahları siz gönderiyorsunuz. Dürüst olun, "Destekliyoruz." deyin.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir başka soru ise? Daha önce, bildiğiniz gibi, 6191 sayılı Yasa'yla -10 Mart 2011 tarihinde çıkarıldı- Türk Silahlı Kuvvetlerinin 926 sayılı Personel Kanunu'na geçici 32'nci madde eklendi. Bu maddeyle: 12 Mart 1971 tarihinden bu kanunun yayımı tarihine kadar, yargı denetimine kapalı idari işlemler veya Yüksek Askerî Şûra kararları ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenlerin ilişiklerinin kesildiği tarihten bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen süreleri Türk Silahlı Kuvvetlerinde geçmiş kabul edilir, fiilî hizmet süresi zammı ve itibari hizmet süresi zammı verilir. Aynı neşetli emsali subay ve astsubayın sınıf, rütbe ve kıdemi üzerinden Millî Savunma Bakanlığına müracaat ettikleri tarihteki katsayı esas alınmak suretiyle hesaplanarak primleri güvenlik kurumuna ödenir. Bu kişilerden statüsüne göre aynı neşetli emsali subay ve astsubaylara emekli ikramiyesi ödenir kendi emsalleri gibi. Emekliliği kazanamamış olanlar da kamu kurum ve kuruluşlarının araştırmacı unvanlı kadrolarına atanırlar. Bunlara statüsüne göre, bu kanun hükümleri uyarınca karargâhta görevli emsali sınıf, rütbe ve kıdemdeki subay veya astsubaya ödenmekte olan aylık ve diğer mali haklar ödenir. Şimdi, bunlarda diyoruz ki: Yargı yolu kapalı işlemler için Meclis bir yasa çıkardı, bunun hükmü uygulandı.

Şimdi, arkadaşlarımızın diğer talepleri "Yargı yolu açık işlemlere karşı da bir af getirecek misiniz, bir çalışma yapacak mısınız?" diye. Bu o kadar, diğeri kadar kolay değil. Yargı yolu kapalı işlemler için bir yasal düzenleme yapabilmek kolay çünkü diyorsunuz ki: "Bu kişiye savunma hakkı vermiyorsunuz. Savunma hakkı kutsaldır. Doğru mu, yanlış mı? Haklı mı, haksız mı? Yargı önünde gitsin kendisini savunsun." Dolayısıyla, Şûra'yla veya sıkıyönetim zamanlarında sıkıyönetim komutanlarının emriyle ilişiği kesilenlere yargı yolu kapalı olduğundan biz bu hakkı getirdik 6191'le. Yargı yolu açık olan işlemlere karşı kendileri yargıya gittiler, bu kararlara karşı itiraz ettiler, dolayısıyla yargı reddetti. Bundan sonra ne yapılması lazım? Bunun üzerinde uzun düşünülmesi lazım, Silahlı Kuvvetlere ne getirecek ne götürecek onun düşünülmesi, çalışılması lazım. Ondan sonra bir karar verilmesi gerekir diye düşünüyorum.

Bir başka husus? Yine kaç sefer veya birçok sefer hep yineledim çünkü Ağbaba'dan da hep aynı sorular geliyor.

Kürecik Malatya'da konuşlu radar, 2010 yılı NATO Lizbon Zirvesi'nde alınan kararlar doğrultusunda farklı unsurlardan oluşan NATO balistik füze savunması mimarisine katkıda bulunmak maksadıyla kurulmuştur.

VELİ AĞBABA (Malatya) - NATO'nun sitesinde yok hâlâ.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Eğer öyle olmasaydı NATO'nun Chicago Zirvesi'nde NATO bunlara, geçici uygulamaya geçti yeteneğini kazandığını deklare etmezdi. Ne Almanya'nın kabiliyetlerini NATO üstlenir ne de? Söz konusu radar?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Amerikan üssü, bu NATO üssü değil Sayın Bakan.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bak, idarede bulunan benim, NATO'yla görüşmeleri yapan benim, NATO'nun toplantılarına katılan benim, NATO'nun uluslararası toplantılarına da katılan benim. Ondan sonra?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Bu konuda doğruları mı söylediniz?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Güzel? Eğer bu konuyu biliyorsanız soruya gerek yok çünkü soru sorarak diyorsunuz ki: "Biz bu konuyu bilmiyoruz, idarede olmanız gereğiyle siz bu bilgileri verin."

VELİ AĞBABA (Malatya) - Biliyoruz Sayın Bakan, sizden iyi bildiğimiz gerçek.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Biz bu bilgileri veriyoruz?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ülkemizin dağlarında gezemiyor milletvekilleri.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - ?buna rağmen diyorsunuz ki: "Siz biliyorsanız?" O hâlde bilinen soruların cevaplandırılması söz konusu olamaz.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Siz bu memleketi, bu toprakları İsrail'e teslim ettiniz Sayın Bakan.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Kimin İsraillilerle görüştüğünü bu millet biliyor, dolayısıyla bu millet?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bu milleti kandırıyorsunuz, bu milleti aldatıyorsunuz Sayın Bakan.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Güzel bir söz var: Bizim kendi abdestimizden hiç şüphemiz yok. O bakımdan, şüphesi olanlar düşünsün. İsrail'in yanında kimin olduğu da biliniyor, bu millet de biliyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Biz her zaman hakkın, hukukun yanında olduk.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sizsiniz siz, bizzat sizsiniz.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Söz konusu radar çalışma prensibi gereği?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Kürecik kalkanı kimi koruyor? Mazlum halkları mı koruyor?

BAŞKAN - Sakin olun lütfen, cevapları dinleyin.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sayın Başkan, gördüğünüz gibi, bunlar soruyla bilgi almak için değil de kendi sözlerini ilave olarak duyurmak istiyorlar.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Katillerle iş birliği içerisindesiniz, katilleri koruyorsunuz katilleri. Filistinli insanları katledenleri koruyorsunuz Sayın Bakan.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Oysa basın toplantısı var, istediğin kadar gidip yapabilirsin, dışarıda basına konuşabilirsin ama Mecliste soru sorduysan cevabını da dinlersin. Sen soru sorarken ben müdahale ettim mi? O hâlde ben cevabını verirken, doğru veya yanlış, sen niye müdahale ediyorsun? (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu doğru değil bak. Benim sizin soru sormanıza saygı gösterdiğim kadar sizin de benim soruya vermiş olduğum cevaba saygı göstermeniz lazım. Eğer biliyorsanız, bildiğiniz hususta cevaba gerek yok.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ya Sayın Bakan, gün gibi açık bir gerçeği niye saptırıyorsunuz? Bu Kürecik üssü İsrail'i korumak için değil mi?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bir başka husus: Uzman erbaşlar OYAK Genel Kurulunda temsil edilmektedir.

Bir başka husus "Uzman erbaşlara ne haklar getiriyorsunuz?" diye. Bakın, şu anda görüşülmekte olan kanunun içinde dahi? Disiplin Kanunu değil, disiplin kanununun ekindeki kanunlardan okuyorum: "Uzman Erbaş Kanununun 10'uncu maddesinin birinci fıkrasına cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki beşinci cümle eklenmiştir: "Ayrıca, kanser, tüberküloz, kronik böbrek yetmezliği ile ruh, sinir hastalıkları gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığa yakalananlar, sağlık kurulları raporlarında gösterilecek lüzum üzerine, toplam olarak ve fiilen üç yılı geçmemek şartıyla?" Eskiden bunlar doksan gündü, doksan günden fazla rapor alamazlardı. Kanser olmuş -Allah göstermesin- "Kusura bakma, senden faydalanamayacağım." diye bir şekilde sözleşmesi sona erdiriliyordu. Şimdi öyle bir durum yok. "Kanser, tüberküloz gibi durumlarda fiilen üç yılı geçmemek şartıyla tedavi, istirahat veya hava değişimine tabi tutulabilir ve bunların ilişikleri kesilmez."

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Afyon'da gitti 25 tane gariban. Kim onların suçlusu?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yine, astsubaylar hakkında da diğer sözleşmeli subaylar hakkında da "Kanser, tüberküloz, kronik böbrek yetmezliği ile ruh ve sinir hastalıkları gibi sağlık kurulları raporlarında uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösterdiği belirtilen bir hastalığa yakalananlardan, toplam olarak ve fiilen üç yılı geçmemek şartıyla, tedavi, istirahat ve hava değişimine tabi tutulanlar, yine, tedavi kurumlarında yatarak tedavi olanlar ile aylıklı veya aylıksız doğum izni alanlar hariç olmak kaydıyla bir sözleşme yılı içinde alınan hava değişiminde doksan günü geçmek şartı getirilmiştir.

Yine şehitlik ve gazilik... Şehitlik Sayın Türkoğlu'nun sorusuydu. Şehitlik ve gaziliğin tanımını yapabilmek kolay değil, hissedersiniz. Neden? Senin "şehit" dediğine? Nedir o? Allah tarafından? Yani biz şuna inanıyoruz: Karşılığında cennet verilen ölüm şehitliktir, karşılığında cennet verilmeyen bir ölüm bir şehitlik olmaz diye düşünüyoruz. Bizim inancımız budur.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Nereden bileceksiniz cennet mi değil mi?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - İşte hiçbir yerde yazmaz bu. Kimseye de şehit unvanı? Bu manevi bir unsur. Hani "Din kurallarını diğer kurallar içine dâhil etmeyeceksiniz." derdiniz ya?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Onu Allah bilir, siz mi bileceksiniz!

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Şehitliğin tanımı kişinin inancıyla Rabb'i arasındaki bir hukuktur.

Mevzuat çok dağınıktır, çok doğru. Çok yerde haklar vermek, çok doğru ancak bizim Hükûmetimiz zamanında yapılan işlemle bütün bu şehit ve gazilerle ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığında tek daire başkanlığı kurulmuştur ve onun kapsamı içerisinde ve o Bakanlık çerçevesinde bütün bu düzenlemeler gerçekleştiriliyor, takibi de oradan yapılacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sayın Başkan, son cümle olarak da şunu söylüyorum: PKK'yla AK PARTİ arasında bir görüşme yoktur. Devletin, asli görevi, vazifesi bu olan ilgili kurumlar tarafından terörle mücadele kapsamında müzakerede, diğer uzantılarıyla da müzakere, görüşme tarafından yapılır, AK PARTİ'yle yapılmaz.

Bakın, millete sulh getirmek, barış getirmek? Barışı isteyen zaferi istemiş demektir. Bakın, kavgadan uzak durmak? Ya, takip etmiyor musunuz? Millet şu durumda, ümitvar durumda. Niçin? Gelecekle ilgili bir umut besliyor. Niye? Kavga olmasın diye. Bakın, çok net söyledik: Etkisiz hâle getirdiğin insanın evladı da, babası da Türk Bayrağı altında taziye kabul ediyor. Etkisiz hâle getirdiğin insanın annesi, babası senin, senin kardeşin, senin ayrılmaz bir parçan. Dolayısıyla, bu mücadeleyi yaparsın da?

ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Bakan, neyin karşılığında yapıyorsunuz?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - ?mücadeleyi yaptığın zaman da evlatlarını öldürdüğün kimselerin üzüntüsünü de anlayabilmek lazım.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Onlar herkesin bildiği şeyler, sizin bildiğiniz ne var Sayın Bakan, onları söyleyin.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Millî Birlik ve Kardeşlik Projesi'nde 75 milyonu bir görmek vardır, kardeşlik vardır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Dolayısıyla, hukuka aykırı işlemler yapanlar yargıya gider, geri kalanlar ise, milletimizle bir ve beraber olarak 21'inci yüzyıla bu coğrafyanın lider ülkesi olarak Türkiye'yi hep beraber taşırız.

Hepinize saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Bakan.