GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MUŞ MİLLETVEKİLİ SIRRI SAKIK?IN ŞAHSINA SATAŞMASI NEDENİYLE
Yasama Yılı:3
Birleşim:25
Tarih:15.11.2012

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Sayın milletvekilleri, "Atalarınız zalimdi." dedi, ardından da "Osmanlı Devleti nötrdü." dedi. Hangisine inanacağımızı bilmiyorum.

SIRRI SAKIK (Muş) - Ben cumhuriyet dönemini söylüyorum.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Eğer zalimse ve asimile etmeye çalışmış olsaydı, aslında ne kadar Kürt varsa hepsinin Türkçe konuşuyor olması gerekirdi veya Türk olması gerekirdi.

Şimdi, bakın, aksine ırkçılık yaptığımızı söylüyorlar. Gerçek ırkçılığı kimin yaptığı kendi sözleriyle burada ortaya çıkıyor, benim başka bir şey söylememe bile gerek kalmıyor.

SIRRI SAKIK (Muş) - Ben ırkçı değilim vallahi, insanım, o kadar.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - İkincisi, benim Osmanlı Devleti'yle ilgili konuşmalarımı veya biraz önce yukarıda İnsan Haklarındaki konuşmalarımı "klişeleşmiş kelimeler" veya "sözler" olarak nitelendiriyor. Yukarıda söylediğim şey şuydu: "Herkesin savunma hakkı tanınmak zorundadır ve savunmasına imkân verilmelidir." dedim. Klişeleşmiş bir sözdür; evet, doğrudur ve bütün dünya bunu söyler. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 11'inci maddesinde de vardır. Bazı kelimeler tabii ki klişeleşecektir ama şunu hiçbir zaman unutmayın: "Klişeleşmiş" dediğiniz sözler evrenseldir. Evrensel sözleri değiştirmek isteyenler bizler değiliz, sizlersiniz.

İkincisi, masumane istekleriniz olarak nitelendirdiklerinizin yanına bayrak istiyorsunuz, masumane olarak istediklerinizin yanına özerk bölge istiyorsunuz. Birlikte yaşamaktan bahsediyorsunuz.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Özerk bölge bölünme değildir ki! Hocam, siz demeyin böyle ya!

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Hayır, kendiniz söylüyorsunuz. Burada tutanaklar da var.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Osmanlıda medreselerde eğitim var mıydı, yok muydu? Kürtçe eğitim var mıydı, yok muydu?

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) -  "Medreselerde eğitim." diyorsunuz. Medreselerde Kürtçe eğitim diye bir şey yok, hatta Türkçe eğitim de kısıtlıdır, genelde Arapçadır. İlmî dil Arapça olarak Osmanlılarda kullanılmıştır, edebî dil de Farsça olarak kullanılmıştır. Şimdi, siz tutup burada Kürtçeden bahsediyorsunuz. Bana o tarihte yazılmış Kürtçe kitap söyleyin. "Şerefname" Farsça mı yazılmıştır, Kürtçe mi yazılmıştır?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - "Mem u Zin" yazılmıştır.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) -  Bir "Mem u Zin"den bahsediyorsunuz değil mi? Mem u Zin. Başka?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Fakiye Teyran?

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Mem u Zin'den başka bir şey söyleyin. Yok?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Fakiye Teyran?

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Melaye Ciziri, Ahmedi Hani, Fakiye Teyran, Ali Hariri?

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Yani bu kadar geniş, bu kadar büyük bir uygarlığın?

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Size uzun bir Kürt edebiyatı semineri verelim Hocam.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Yahu, Mecliste dağıttılar o kitapların hepsini.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Halaçoğlu. (MHP sıralarından alkışlar)