| Konu: | TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ DİSİPLİN KANUNU TASARISI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 59 |
| Tarih: | 30.01.2013 |
ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edilenlerle ilgili ayrımcı anlayışın giderilmesine yönelik olarak verdiğimiz ihdas maddesi iktidar partisinin yaklaşımıyla reddedildiğinden konuya dair görüşlerimi bu maddede kullanmak istiyorum.
1972 yılından bu yana YAŞ kararlarıyla resen emekliye sevk edilenlerin özlük haklarına kavuşmalarına, istiyorlarsa kendi görevlerine devam etmelerine olanak sağlandı. Ne yazık ki bu hak sadece YAŞ kararlarıyla sınırlı tutuldu. Lakin idari kararlarla, disiplin kurulu kararlarıyla, bakan onayıyla ya da kararnamelerle emekliliğe sevk edilmek zorunda kalan ya da askerlikle ilişiği kesilen kişilerin görevlerine dönme olanakları ve resen görevden ayrılmak zorunda bırakılanların özlük haklarına kavuşmaları ve istemleri hâlinde görevlerine dönebilmeleri bu yasayla engellendi.
Şimdi, bunun bir eşitsizlik olduğunu bütün milletvekillerinin çok açık bir şekilde görmeleri lazımdır. Şu soruyu soralım: YAŞ'ta alınan kararlarda mı eşitsizlik ya da haksızlık daha çok olur yoksa bir disiplin kurulunda bakan onayıyla ya da kararnamelerle alınan kararlarda mı? YAŞ'ta cumhurbaşkanı var, hükûmet yetkilileri var, komutanlar var, orada bütün dosyalar önlerine geliyor ve hep beraber karar alıyorlar ancak, diğer hâllerde böyle bir detay yoktur. Keza disiplin kurulu kararıyla ya da idari bir kararla ya da kararnameyle, bakan onayıyla görevden uzaklaştırılan subay ve astsubayların daha çok olduğunu bilmemiz lazım. Burada, ister istemez akla şu soru geliyor: Acaba, bu yasa çıkarılırken ideolojik mi davranıldı yani işin içinde bir cinlik mi vardır?
12 Mart muhtırasına ve 12 Eylül darbesine karşı çıkanlar bu kapsamda özlük haklarını elde etme olanağından yoksun kalıyorlar. Her kararında her sözünde "İdeolojik davranıyorsunuz." diye eleştiride bulunanların bu konuda ideolojik davrandığını düşünmek gibi bir fikri ne yazık ki kafamızdan atamıyoruz. Çünkü, bu dönemde atılanların çoğunun sol görüşlü olduğunu herhâlde hepimiz biliyoruz. Keza, bu kapsamda olanları göreve döndürmemek de "İşte, bunlar komutanlarına silah çektiler, Anayasa'ya karşı silahlı ayaklanma suçunu işlediler." diyenler olabilir. Lakin şunu unutmayalım ki içeriği tartışılır -doğru ya da yanlış noktasında değiliz ama- YAŞ kararlarıyla irticai nedenlerle ordudan atılanların da anayasal düzeni zorla yıkmak suçundan ihraç edildiklerini de gözden ırak tutmamak lazımdır.
Darbecilere her demokrat karşı olmalıdır Sayın Bakanım. Lakin "Darbecilerle mücadele ediyoruz." derken hukuk dışı her yolu mübah gören veya görev yapacak kalmayacak ölçüde gerçekleştirilen tasfiye girişimlerine ortam sağlayanlara da her "demokratım" diyenin karşı çıkması gerekir. Öte yandan, darbelere karşı duyarlı lakin evrensel hukuk değerlerine duyarsız bir anlayışın da samimiyetinden ne yazık ki söz edemeyiz.
Son sözüm değerli hemşehrim Ali Kırca'ya. Bu düzenleme de eğer böyle çıkarsa kendisi bir hak yoksunu olacak. Bu düzenleme nedeniyle haksız bir ayrımcılığa tabi olacağı da açık. Acaba, Ali Kırca, kendine yönelik haksızlığı da haberleştirebilecek midir?
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Aldan.