GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ DİSİPLİN KANUNU TASARISI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:59
Tarih:30.01.2013

AYKAN ERDEMİR (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu gece madde hakkında konuşmaya gelmedim, bu gece tarihe not düşmek için geldim ve AKP'li dostlarımızla samimi bir sohbet etmek için geldim.

Bakın, Suriye konusunda dış politikamız farklı olabilir ve dış politika farklılıkları saygı görebilir fakat bizim ısrarla uyardığımız nokta şudur: 10 Aralık 2012 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri bile Suriye'de silahlı mücadele yürüten El Nusra Cephesini bir terör örgütü olarak sınıflandırmıştır, tanımıştır ve bu örgütün, El Kaide örgütünün bir müstear ismi olduğunu söylemiştir. Buradan ısrarla soruyoruz. Daha önce iki ayrı bakana sordum. Bu akşam da Sayın Bakana sordum ve üç bakanımızdan da yanıt alamadım. Türkiye Cumhuriyeti, El Nusra Cephesini bir terör örgütü olarak sınıflandırmış mıdır, yoksa El Nusra Cephesiyle, yani dünyanın terör örgütü olarak tanıdığı bir örgüt ile iş birliği içinde midir?

Bakın, uluslararası basının sayfalarında El Nusra Cephesi komutanları itiraflarda bulunuyor, diyorlar ki: "Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinden nakit para aldık, lojistik destek aldık, silah aldık." Ve bu saygın uluslararası basın kuruluşlarında herhangi bir tekzibe rastlamadık. Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri, sayın bakanlarımız bu iddialarla ilgili tek bir tekzip yayınlamamıştır ve bugüne kadar üç farklı bakana bu konuda soru sorduğumuzda "El Nusra Cephesi teröristtir." diyememiştir.

Bakın, bu bir dış politika farklılığı değildir; bu bir yasallık-yasa dışılık meselesidir; bu, insanlığa karşı işlenmiş bir suç meselesidir. Devam edelim: Bu suçlar belgeleriyle tek tek çıkıyor. 21 Ocak 2013 tarihinde hacker'ların ele geçirip kamuoyuyla paylaştığı belgelerde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'yla Katar Veliaht Prensi Tamim Bin Hamed'in toplantı zabıtları açıklanmıştır. Bu konuda yaptığımız basın açıklamasına rağmen en ufak bir yalanlama, tekzip gelmemiştir. Dışişleri Bakanı da bu zabıtları kabul etmektedir. Bakın, bu zabıtlarda ne var? Suriye'yle ilgili, Türkiye'nin politikasını El Cezire'nin bile eleştirdiğinden yakınan Dışişleri Bakanımız, bu kanal üzerinde baskı kurulmasını istiyor. Benzeri bir baskı ortaya çıktığında, Alman Cumhurbaşkanı istifa etmişti. Dışişleri Bakanımız da herkesin siyasetçi olabileceğini ama yalnızca bazılarının devlet adamı olabileceğini gösterebilecek mi, kanıtlayabilecek mi, gereğini yapabilecek mi; tekzip etmediğine göre, bir uluslararası medya kuruluşu üzerindeki sansür girişiminden dolayı sorumluluğunu yerine getirebilecek mi? Hiç sanmıyorum.

Bakın, bugüne kadar Katar'ın, Suudi Arabistan'ın, Kuveyt'in, Birleşik Arap Emirlikleri'nin dış politikasını eleştirdik ve Selefi dış politikanın, mezhepçi dış politikanın yalnızca Türkiye ve Orta Doğu için dünya için de büyük felaketlere yol açacağını söyledik. Ama hep zannetmiştik ki Türkiye, Selefi siyasetin peşinden gidiyor. Ama bakın, bu son sızdırılan, hacker'larca sızdırılan zabıtlarda ne görüyoruz? Türkiye Selefi siyasetin peşinden gitmiyor. Selefi siyaset bile ne yazık ki bugün Türkiye siyasetinden daha sağduyulu. Üzülerek söylüyorum, bakın Veliaht Prens, Katar Veliaht Prensi, Sayın Davutoğlu'nu zabıtlarda nasıl uyarıyor: "Suriye'de Nusayriler ve Sünniler arasında sorunlar var. İleride başlarına ne geleceğini merak eden azınlıkları suçlayamazsınız. Bu sorun, önümüzdeki süreçte çözülmelidir." diyor. Yani bugün Selefi siyasetin arkasında olduğunu düşündüğümüz, finansörü olduğunu düşündüğümüz Katar bile, Katar Veliaht Prensi bile Sayın Davutoğlu'nu uyarıyor, mezhepçi siyaseti nedeniyle uyarıyor, Suriye konusunda daha dengeli olmaya davet ediyor.

Bakın, değerli milletvekilleri, Türkiye'nin Selefi, El Kaide, El Nusra politikasıyla varabileceği bir yer yok ve ben Türk Silahlı Kuvvetlerini de bu oyunların içinde yer almamaya, bir mezhep ordusu olmamaya, bir terör destekçisi kurum olmamaya davet ediyorum. Nürnberg Mahkemesini unutmayalım. Size emir veriyor olsalar da bu gayriahlaki, gayrihukuki emirlere boyun eğmemek zorundasınız. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

BAŞKAN -  Teşekkür ederiz Sayın Erdemir.