GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ŞANLIURFA İLİNİN SORUNLARINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:61
Tarih:05.02.2013

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, 3 Şubat günü, Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde Kadın Hareketimizin düzenlemiş olduğu etkinlikte bölge milletvekili olarak yanlarında bulunmak istedim. Ancak, gerçekten, hem grup başkan vekilimiz üzerinden İçişleri Bakanlığıyla üç dört gün önceden temasa geçilmesine rağmen, hem Urfa Valisiyle, Urfa vali muaviniyle görüşülmesine rağmen, hem ilçe emniyet müdürü ve ilçe kaymakamıyla görüşülmesine rağmen, Sayın Mülkiye Birtane'nin konuşması esnasında -hiçbir ikaz, hiçbir slogan, hiçbir taş, gerekçe yoktu- gerekçesiz bir şekilde, yaşlı annelerimizin üzerine gaz bombaları?

VAHAP SEÇER (Mersin) - Tazyikli su?

İBRAHİM BİNİCİ (Devamla) - ?tazyikli suyla, gerçekten korkunç -hatta, şimdi söylerken bile tüylerim diken diken oluyor- bir vahşet yaşadık. O annelerimiz yerden yere düştü. Neye uğradığımızı bilmiyorduk ve yarım saat, kırk dakika sonra, Sayın Eş Başkanımla beraber milletvekillerimiz Pervin Buldan, Mülkiye Birtane ve Nursel Aydoğan'la muhatap aradık. Nedir, ne oldu, niye böyle bir  gelişme sağlandı diye. Ama, maalesef aramızda 20 metre kalmışken, muhatap arıyoruz "Kim yetkili?" diyoruz ve direkt hedef alınarak Sayın Eş Başkanım Gültan Kışanak'ın ve bizim üstümüze korkunç bir saldırı başladı.

Burada, Sayın İçişleri Bakanlığını bir kez daha göreve, sorumluluğa davet ediyoruz. Urfa Valisi, Viranşehir Kaymakamı, Viranşehir Emniyet Müdürü farklı bir yere bağlıysa ona bir şey demiyoruz ama Sayın İçişleri Bakanlığına bağlıysa CD'lerin de alınarak incelenmesi sonucunda, kesin bir görevden almayı bekliyoruz. Urfa'da artık tahammül edilemez bir durum yaşıyoruz.

Sayın milletvekilleri, şimdi, şöyle bir fotoğraf gösterebilirim: Bu fotoğrafta, 27 Temmuz 2012 tarihinde, Dörtyol İlçe Emniyet Müdürlüğünde milletvekilinin oğlu polisleri sıraya koyup suçlu arıyor. Şimdi, oysa biz her gün bu polislerin zulmüne direnmek durumunda kalıyoruz. Böyle bir adalet, böyle bir şey olabilir mi? Vicdanlarınıza soruyorum. Eğer, milletvekili oğlu, polisi dizip hesap soruyorsa, diğer bir tarafta BDP'nin yapacağı bütün etkinlikler gaz ve bombayla susturuluyorsa işte AKP'nin adaleti budur diyebiliyorum.

Şimdi, yine, bizim Sayın Sevahir Bayındır, Şırnak'ta ayağı kırıldı. Sayın Pervin Buldan, 14 Temmuz 2011'de ayağı kırıldı. Sayın Ayla Akat, Batman'da yine ayağı kırıldı. Sayın Ahmet Türk, üniformalı bir polisin yumruklu saldırısı sonucu darp edildi. Tek bir polise bugüne kadar soruşturma açabildiniz mi, açtınız mı? Onun için, sizi sorumluluğa davet eder, hepinizi saygıyla selamlarım.