| Konu: | MHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 28 |
| Tarih: | 22.11.2012 |
AVNİ ERDEMİR (Amasya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yirmi yıl eğitimle iç içe yaşamış, eğitimin değişik kademelerinde çalışmış, yüzlerce öğretmen yetiştirmiş bir arkadaşınız olarak hem 24 Kasım Öğretmenler Günü'yle ilgili duygularımı ifade etmek hem de MHP Grubunun vermiş olduğu grup önerisiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında insan sevgisi, vatan, millet, bayrak sevgisi ve büyük Türkiye idealiyle yurdumuzun her köşesinde yılmadan, usanmadan, onurlu ve gururlu bir mesleğin mensubu olmanın şuuruyla görev yapan vefakâr ve fedakâr öğretmenlerimizin, değerli meslektaşlarımın Öğretmenler Günü'nü kutluyorum, kendilerini muhabbetle selamlıyorum.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, öğretmenlerimiz bir ülkenin yetiştirdiği kuşaklara hamurunu ve mayasını katan, yoğuran, onlara ruh ve şekil veren sanatkârlardır. Ülkemizin geleceği ve başarısı, çocuklarımızın doğru ve kaliteli eğitim almasına bağlıdır. Bu manada, öğretmenlerimize her dönemde olduğu gibi bugün de, yarınlarda da büyük görevler düşmektedir. Zira, bir ülkenin imarı, yükseliş ve yücelişi ancak ve ancak insanların yüreklerinin ve zihinlerinin doğru şekilde imarıyla mümkündür. Bugün şikâyetçi olduğumuz birçok meselenin temelinde de, çözümünde de en önemli rol, hiç şüphesiz, eğitime aittir, öğretmene aittir.
Değerli öğretmen arkadaşlarım, unutmayalım, her başarı, sahibinin ürettiği bir şaheserdir. Başkasının eserini satın alabiliriz ancak kimsenin başarısını satın alamayız. Bu sebeple, başarıyı siz üretiyorsunuz. Yavrularımızı geleceğe siz hazırlıyorsunuz. Onları bilgi ve sevgi çeşmesinden kana kana siz içiriyorsunuz. Onları, onların kaderini fedakârlıklarınızla siz değiştiriyorsunuz. Yavrularımızı bu ülkenin zirvelerine, ülkemizi o kutlu hedef olan çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne taşıyacak olan da yine siz değerli öğretmen arkadaşlarımızsınız.
Sevgili meslektaşlarım, ülkemiz dünden bugüne büyük değişimler yaşadı, hızla gelişti. Hiç şüphesiz, bu gelişim ve değişim sizin ve sizden önce hizmet veren öğretmenlerimizin eseri. Artık, dil bilen, ekonomiden anlayan, dünyayı tanıyan gençlerimiz var sayenizde. En önemli stratejik gücümüz olan bu yavrularımız, Avrupa'da, Amerika'da ihracat için dünya pazarlarında kendisine yer arıyor artık. Sayenizde, rekabete açık, dünyayı tanıyan ve dünyayla rekabet edebilecek, aklı hür, fikri hür, vicdanı hür bir nesil var artık. Biz, büyük bir milletiz. İnşallah, yetiştirdiğiniz bu nesil Türkiye'yi medeniyet tasavvurumuza uygun bir şekilde geliştirecek ve atinin karanlık ufuklarında ülkemiz güneş gibi parlayacaktır. Hiç şüphesiz, bu muazzam başarı da yine sizin eseriniz olacaktır.
Değerli öğretmen arkadaşlarım, sizlerin elbette Lale Devri yaşadığınızı söylemiyoruz. Başarılı bir eğitim için, yüksek bir moralle mesleğinizi icra etmenin ne kadar önemli olduğunu da biliyoruz. Hükûmetimiz, iktidar olduğumuz günden beri, bu şuurla, devletimizin imkânları ölçüsünde, eğitim alanında önemli atılımlar gerçekleştirdi. Bütçeden en büyük pay eğitime ayrıldı, okullarımızda fiziki iyileştirmeler gerçekleştirildi, Edirne'den Kars'a kadar okullarımız bilgisayar laboratuvarlarıyla donatıldı, yeni yurt binaları yapıldı, okullarımız akıllı tahtalarla donatıldı, kitaplar ücretsiz dağıtıldı. Bunları defalarca söyledik, yine de söylemeye devam edeceğiz.
Değerli arkadaşlar, öğretmenin hayatları değiştiren, kapıları açan, sınırları aşan, toplumları oluşturan, umut ve fırsatlar sunan yüce gücüne elbette inanıyoruz. Yine biz inanıyoruz ki öğretmenlerimizin yaptığı işin kıymetini ölçebilecek hiçbir değer yoktur. Onlara hangi maddi imkânları sunarsak mutlaka azdır ancak -diğer ücretlilerde olduğu gibi- hiçbir kimse ama hiçbir kimse öğretmenin alım gücünün devraldığımız Türkiye'den, 2002 şartlarından daha kötü olduğunu bugün söylemez. Ancak, değişen nedir? Değişen refah düzeyidir, hayatımıza giren yeni harcamalardır. Bakın, 2003'ten 2012'ye 367 bin öğretmenin ataması yapıldı AK PARTİ iktidarlarında. Bugün çalışan öğretmenlerimizin neredeyse yarısından fazlası AK PARTİ İktidarı döneminde atandı. 9'uncu derecenin 1'inci kademesinde olan bir öğretmenin 2002'de 470 lira olan maaşı 2012'de, bugün 1.769 liraya yükseldi. Göreve yeni başlayan bir öğretmenin eline 2002'de ek ders ücretiyle birlikte 635 Türk lirası geçiyordu, bugün -evet, 2012'nin ikinci yarısında, bugün- yüzde 258 artışla 2.276 lira geçmektedir. Evet, 2002'de 9'a 1'de görev yapan, 470 Türk lirası maaş alan bir öğretmenimiz maaşıyla o gün 287 dolar alabilmekteydi, bugün aynı derece ve kademedeki bir öğretmen 1.769 lira maaşıyla yaklaşık bin dolara yakın para alabilmektedir. Evet, unutmayalım, devraldığımız Türkiye'deki öğretmenin maaşı 287 dolar iken, bugün bin dolara yaklaşmıştır. Yeter mi? Elbette yetmez diyoruz; öğretmenlerimiz daha güzeline, daha iyisine layık.
Değerli arkadaşlar, her şeyden önemlisi de öğretmen ataması ve tayinlerinde objektif kriterler getirildi. Artık yıllarca köylerde çalışıp şehir merkezine gelmeden emekli olan öğretmenler devri kapandı. Şükürler olsun, bugün öğretmenlerimizin tayinleri ve nakilleri, şeffaf bir şekilde, puan üstünlüğüne göre yapılıyor. Nakillerde herkes tercihini yapıyor, öğretmenlerimiz hangi okulda, kaçıncı sırada olduğunu takip edebiliyor. Öğretmenlerimiz artık tayinlerde siyasi tavassut peşinde koşmuyor.
Elbette eğitim sistemimizin sorunları tamamen çözüldü, öğretmenlerimizin beklentileri tamamen karşılandı demiyoruz ancak şunu diyoruz ki on yıllık iktidarımızda ülkemizin bütçe imkânları en iyi şekilde değerlendirildi, yapılabileceklerin azamisi yapıldı. İnşallah ülkemiz eğitimde yapılan bu hamlelerin karşılığını alacak, ülkemiz geliştikçe öğretmenlerimizin imkânları da daha iyiye doğru gelişecektir. Elbette öğretmenlerimizin sorunları var, bunun farkındayız ama unutmayalım ki bütün sorunların çözümü, üretmektir, verimliliktir, ihracattır, pastayı büyütmektir.
Değerli öğretmen arkadaşlarım, sizlerin hangi şartlar altında çalıştığınızı biliyoruz. Anadolu'nun kuş uçmaz kervan geçmez köylerinde, kentlerinde, varoşlarında kendi kendine açıp solan çiçekler kalmasın diye öğrencilerinize ömrünüzü, sevginizi, yüreğinizi veriyorsunuz. Bilginiz ve sevginizle yüreğinizde şekillendirdiğiniz öğrencilerinizin sıcak ve samimi tebessümü, merhabası, "öğretmenim" demesiyle mutlulukların en güzelini yaşıyorsunuz. Hiç şüphesiz, sizler her şeyin en iyisine, en güzeline layıksınız. Verilecek hiçbir maddi değer, para, pul sizlerin emeklerinizin karşılığı olmamıştır, olamayacaktır çünkü sizlerin öğrencilerinize vereceğiniz yüce değerleri karşılayabilecek maddi bir değer de yoktur. Bu vesileyle, hizmetlerinizden dolayı hepinize sonsuz teşekkürler ediyorum. Ömürlerini bu onurlu görevle geçirmiş olan emekli öğretmenlerimize ve bütün çalışan öğretmenlerimize sevdikleriyle birlikte sağlık ve afiyet dolu günler diliyorum. Başta şehit öğretmenlerimiz ve Başöğretmenimiz Atatürk olmak üzere, ebediyete uğurladığımız bütün meslektaşlarımızı rahmet ve minnetle anıyorum.
Öğretmenlerimizi ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum, Öğretmenler Günü'müzü şimdiden kutluyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Erdemir.