| Konu: | YERALTI SULARI HAKKINDA KANUN İLE KAMULAŞTIRMA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 66 |
| Tarih: | 14.02.2013 |
CHP GRUBU ADINA KAZIM KURT (Eskişehir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 167 sayılı Kanun'u değiştirmek üzere hazırlanmış bulunan 410 sıra sayılı Teklif'in 2'nci maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, bu değişikliğin nedeni, gerekçesi ve doğuş amacı nedir, bunu irdelemek lazım.
6111 sayılı bazı alacakların yeniden yapılandırılmasıyla ilgili bir torba kanun yapıldığı zaman bu torba kanunun içine atılan bir madde ve o zaman, Cumhuriyet Halk Partililerin "Yanlış yapıyorsunuz, bunu ileride tekrar değiştirmek zorunda kalacaksınız." demesine rağmen ısrarla geçirilmiş bir madde ve bu maddeyle 167 sayılı Yeraltı Suları Kanunu'nun 10'uncu maddesinin bazı hükümlerini değiştirmişiz. Temel amaç, temel gerekçe, yer altı sularının ölçülmesi ve bunun denetlenmesi güya. Oysa, pratikte ve uygulama içerisinde temel amaç, yer altı suyunu köylüye parayla satmak. Devlet Su İşleri de bu doğrultuda bir çalışma içerisine girmiş ve yönetmeliğini yapmış, 25 Şubat 2013 tarihine kadar tüm kuyulara ölçüm cihazı takılması zorunlu hâle getirilmiş. Bunun üzerine, ben ve Manisa Milletvekili Özgür Özel arkadaşımız birer önerge hazırlamışız bu yasanın değiştirilmesi, bunun çiftçi ve uygulamacı yararına düzeltilmesi amacıyla. Ondan sonra, iki yıl içinde bu uygulamayı düzgünce gerçekleştiremeyen ve iki yıl içerisinde bu kuyuların denetlenmesini yapmayan Devlet Su İşleri harekete geçmiş ve AKP'li milletvekili arkadaşlarımızın imzaladığı, aslında gizli bir tasarı olan teklifi hazırlayarak sunmuşlar çünkü bu numaralara baktığınız zaman, öncelikle bizim verdiğimiz kanun teklifleri var iken Komisyon, AKP'li arkadaşlarımızın kanun tekliflerini görüşerek Parlamentoya indirmiş.
Şimdi, burada biz ne istiyoruz, siz şu anda ne yapıyorsunuz; bunu, çok net bir biçimde Türk halkının görmesi ve bilmesi lazım.
Bir kere, bu uygulama gerçekleştiği zaman temel amaç eğer gerçekten yer altı sularının korunması ve çevrenin değerlendirilmesi olsa idi sanayi tesisleriyle ilgili sanayi amaçlı kuyuların ölçüm cihazı takması için gereken süre uzatılmazdı. Bu süreyi niye uzatıyoruz? Bu süreyi çünkü onların baskısına dayanamadığımız için uzatıyoruz. Bir yıl sonra belediye seçimleri var. Bu süre içerisinde ciddi anlamda zam yapmamak, külfet getirmemek temel amaçtır.
İkinci fıkrada getirmeye çalıştığımız tarımsal amaçlı kuyuların ölçüm cihazıyla birlikte değerlendirilmesi ise samimi değil çünkü burada sadece süreyi öteliyoruz. Bu ötelemenin sonucunda, çiftçi mutlaka bu kuyulara su sayacı taktıracak ve parasını da cebinden ödeyecek. Eğer kendisi bir yıl içerisinde yaptırmaz ise Devlet Su İşleri marifetiyle taktırılan sayaçların bedeli üç yıl içerisinde alınacak ya da üç yıllık bir süre Devlet Su İşlerine verilecek.
Bu çelişkileri ortaya koymanın gerekliliği şimdi doğdu. Tarımı çökerten ekonomik uygulamalar, köylünün sulama amaçlı kullandığı elektrik parası nedeniyle icralara düşmesinin, kuyularının kapatılmasının yanında bir de bu sayaç bedelleriyle yeniden sıkıntıya sokulması. Ama, temel bakış açısı, suyu piyasalaştırmak, suyu mal gibi satmak ve özelleştirerek bunun önünü açmaktır.
Dolayısıyla, bu uygulama, biraz önce Sayın Bakana sormuş olduğum çelişkiyi de ortaya çıkarıyor. Bir yıl içerisinde ya da ölçüm cihazı takma süresini bir yıl uzatmamıza rağmen, 1'inci maddede de Bakanlar Kuruluna süreyi istediği kadar uzatabilmesi için bir hüküm getirildi. Bu uygulamanın doğru olmadığını da görüyoruz. Esas amaç çiftçinin desteklenmesi, çiftçinin işinin kolaylaştırılması olsa idi bu zaten Bakanlığın tarım desteği içerisinde saydığı Devlet Su İşleri yatırımları kabîlinden değerlendirilir ve bu biçimiyle bu çözüme kavuşturulurdu. Oysa şu anda şu çok net bir biçimde ortada:
1) Her hâlükârda çiftçi bu kullandığı kuyulara, hatta kendi kazdığı kuyulara su sayacı takacak ve bunun bedelini cebinden ödeyecek. Şimdi, bunu niçin ödemek zorunda kalıyor? Biraz önce anlatmaya çalıştığım tarımsal destek babında bile bunları dikkate alırken şimdi çiftçinin tekrar bir ödemeyle karşılaşması söz konusu olacak.
2) Su sayaç bedellerini parası olmadığı için kendisi taktıramayan çiftçi yüzde 25 fazlasıyla ödemek zorunda kalacak. Neyin yüzde 25'i? Sayaç bedelinin yüzde 25'i. Peki, ne zaman? Devlet Su İşleri bunu üç yıl içerisinde taktıracak ama bedeli yüzde 25 fazlasıyla alacak. Yani, çok ciddi anlamda, piyasa faizinden bile yüksek bir ceza ödemek zorunda kalacak. Zaten bu işi yapma şansı olmadığı için bunu gerçekleştirmesi mümkün değil.
3) Kuyu sahibi çiftçi kendisi yaptırdığı takdirde bir yıl içerisinde yaptırmak zorunda iken Devlet Su İşleri yaptırdığı zaman üç yıl içerisinde yaptırır. Bunun anlamı nedir, bunun nedeni nedir; bunu da anlayabilmiş değilim.
Ayrıca, üç yıl içinde Devlet Su İşlerinin taktıracağı bu su sayaçları ya da ölçüm cihazlarının kimlere taktırılacağı, hangi firmalara yetki verildiği ve hangi firmaların bu konuda hangi marka sayaçları takacağı konusunda kamuoyunun aydınlatılmasında yarar vardır. Bu firmalar yetki aldıysa kaç tane kuyuya sayaç takacaktır, bu takacakları sayacın bedeli kaç para olacaktır ve buradan kimler zengin olacaktır? Bunun da cevabının verilmesi gerekir. Bu sorular daha da arttırılarak çoğaltılabilir.
Esas, temel amaç, bu 2'nci maddenin uygulanmasında sanayi kuyusuyla tarım kuyusunun ayrılmasıdır. Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerinin önerdiği kanun kabul edilecek olursa burada su sayacından ya da ölçüm cihazından para alınmaması esastır. İkinci olarak, tarımsal amaçlı kullanılan sulamadan para alınmaması temeldir çünkü tarım sosyal bir olaydır, çünkü tarım devlet tarafından desteklenmesi gereken bir olaydır ve bu desteğin her koşulda sağlanması, her koşulda gerçekleştirilmesi birinci amaçtır.
Yıllardır çiftçinin alın terinin bedelini ödemeyen AKP, şimdi, yeniden bir sayaç bedeli almak suretiyle, çiftçiye yeni bir kambur eklemektedir. Bunun yanlış olduğunu tüm Parlamentoya söylemek istiyorum. Esas olan, temel olan bizim, Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımızın teklif ettiği kanunun kabul edilmesidir. Bu konuda duyarlı olmanızı diliyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kurt.