GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YERALTI SULARI HAKKINDA KANUN İLE KAMULAŞTIRMA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:66
Tarih:14.02.2013

SAKİNE ÖZ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve boş sandalyeler; görüşmekte olduğumuz teklifin 3'üncü maddesi üzerine şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, biz ülkemizde acilen bir su tasarrufu politikası gelişmesinden yanayız. Bu düşüncemizi milletvekillerimiz Genel Kurulda, komisyonlarda sizlere sözleriyle açıkladılar. Sizler de bu görüşe katılıyorsunuz ama asıl sorun, bu tasarruf politikasının hangi ilkelerle ve nasıl uygulanacağıdır, kamu yararının yani toplumun ortak çıkarının önde tutulacağı bir su tasarrufu politikasının nasıl oluşturulacağıdır.

İlk 2 maddede bu sorun ile ilgili konu görüşülüp tartışılırken birden 3'üncü maddeye baktığımızda ise her zaman yaptığınız cinliği, Ali Cengiz oyununu burada da sergilediğinizi görüyorum. Kanunla hiç alakası olmayan bir maddeyi getirip buraya eklemişsiniz. Teklifin bu maddesiyle yine birilerini kayıracak, yine birilerinin servetini artıracak, zengin edecek izlenimini veriyorsunuz. Bu madde rant kapısını devlet eliyle sonuna kadar aralayacak olan Kamulaştırma Kanunu'na ek bir düzenleme getiriyor. AKP Hükûmeti, devleti rant kapısına bekçi tayin ediyor. Kamulaştırmalardaki toplum yararı ilkesi havada kalıyor. Vatandaşın taşınmazı ve arazisi birkaç işlem sonucunda, kâr odaklı yandaş firmalara, emlak komisyoncularına açılıyor. Bu tür oyunlarla aslında ne yapmak istediğinizi sırayla açıklayayım:

Yeraltı Suları Hakkında Kanun'da kanun değişikliği öngören AKP'li vekillerin ilk teklifine baktığımızda, aslında kamulaştırmayla ilgili bir düzenlemenin hiç olmadığını; daha çok, su tasarrufu ve su yönetimine odaklandığını görüyoruz.

Bu 3'üncü maddede ise su tasarrufu kanununa ek bir madde ile ilk teklifin gerekçesi aynen korunup sonuna Kamulaştırma Kanunu'nda değişiklik öngören hüküm bir çırpıda ekleniveriyor. Eklenen bu maddeyle, kamulaştırılan bir taşınmazın üzerinde, idare herhangi bir işlem veya tesisat yaptığında vatandaşın bu işlemden sonra "geri alım" hakkı varken artık ortadan kalkıyor. Kaldırıldığı gibi yeni madde ile idare, daha sonra bu işlemini değiştirerek kamulaştırdığı taşınmazı özel mülke açabiliyor. Devlet, bu yolla, vatandaşın arazisini önce "kamu yararı var" diye alıp daha sonra değiştirerek bir zengine transfer edebilecek duruma geliyor.

Sözüm ona, su tasarrufundan bahsediyorsunuz ama elinizde bulunan hazineyi değerlendirmiyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Örnek olarak, Manisa'da Demirköprü Barajı'nda elli yıl önce yapılmış sulama kanalları var. Kanallar ise yıllarca düzenli bakım yapılmadığından yüzde 30, yüzde 40 oranında su kaybı var. Su birlikleri bu kayıpları önleyerek ovanın kapalı sistemle sulanması için girişimde bulunuyor, proje üretiyor. Gelin, afaki işlerle uğraşmayalım, sulama birliklerinin önerdiği bu projeleri hayata geçirelim, Gediz Ovası'nı hiçbir enerji harcamadan, cazibeyle sulayalım. Aynı nitelikte Avşar Barajı'nın da bu nitelikte sulanmasıyla ilgili çalışmalarına destek verelim. Kamu yararını gerçekten düşünüyorsanız, alın size kamu yararı odaklı proje. Su tasarrufu politikasını gerçekten uygulamak istiyorsanız, alın size çözüm ama niyet başka olunca, birbirleriyle alakasız iki konuyu bir araya getirip sayaçlarla kamulaştırmayı aynı torbanın içine sığdırmaya çalışıp hem Meclise hem de halkımıza kendi yapay gündeminizi dayatmaya hakkınız yok.(CHP sıralarından alkışlar)

Su tasarrufunda bilimsel yöntemleri uygulama ve sulama birliklerinin görüşlerini dinleme yolunu elinizin tersiyle itiyor, vatandaşın malını devlete gasbettirmeye, kendi zengininizi yaratmaya kafa yoruyorsunuz. Merak ediyorum: Kanun teklifinde imzası bulunan AKP'li milletvekillerinin seçim çevresinde acaba hangi kıymetli araziler dava konusu oldu da, yasalar izin vermediği için, zenginlere bir el çabukluğuyla devredilemedi?

Sayın milletvekilleri, geçen hafta Kırkağaç'taydım. Mazot ve gübre pahalı olduğu için tarlasını süremediğini anlatan köylümüz "2 çocuğum vardı, 2 tane daha var. Çünkü bakamadığım inekler artık çocuklarım gibi, ben onlara bakmakla yükümlüyüm." dedi. Ben, buradan, sizin yararlı bir kanun yapmak istediğinizi düşünerek, bu inekleri de kamulaştırmanızı düşünün diyor, saygılar sunuyorum.(CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Öz, teşekkür ediyorum.