GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:33
Tarih:04.12.2012

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, öncelikle, bugün gündem dışı görüşmelerde ve grup önerisi olarak tartışılan Engelliler Günü münasebetiyle bütün engelli vatandaşlarımızın gününü kutluyor ve engelsiz günler diliyorum.

İkinci olarak, yine bugün kutlanan Dünya Madenciler Günü'nü kutluyor, kazalarda hayatını kaybeden madencilere yani, Sayın Başbakanın tabiriyle, kader kurbanlarına Allah'tan rahmet diliyorum.

Bir de yeni krizimiz bu arada enerjiyle ilgili olmuş. Sayın Bakan Bağdat'a vize alamadığı için uçak Erbil yerine Kayseri'ye inmiş -yeni gündeme düşen haberler- oysa giderken "Bizim Irak yönetimiyle herhangi bir sorunumuz yok." demişti ama Sayın Genel Başkanımızın orada bayram namazı kılmak üzere talebinin geri çevrilmesinden sonra Enerji Bakanımız da vize verilmeyerek geri döndürülmüş durumda. Kendisine de geçmiş olsun diyoruz. İnşallah, Hükûmetimiz gerekli tepkiyi ve açıklamayı Türk milleti adına yapar.

Değerli arkadaşlarım, vermiş olduğumuz araştırma önergesi doğal gaz fiyatları ve anlaşmalarıyla ilgili yaşanan sıkıntıların araştırılması ve bu çerçevede uygulanacak doğal gaz politikalarının millî bir enerji stratejisi çerçevesinde belirlenmesine ilişkindir. Burada, tabii ki bu önergeyi verdiğimiz zaman geçen yılın zamları yapılmıştı. Üzerinden yaklaşık bir yıllık bir süre geçti. Bu arada doğal gaza toplamda yapılan zam miktarı yüzde 49'u bir yılda buldu yani tam yüzde 50 zam gelmiş oldu.

Değerli arkadaşlar, burada öncelikle doğal gazdaki durumumuzu bilmemiz lazım ki yani gerçekten içler acısı bir sonuçla karşı karşıyayız. Umuyorum ki, bunu, bir iktidar taassubu içerisinde, parmak çoğunluğuyla "Kabul etmiyoruz." demezsiniz çünkü bugün dahi yaşadığımız sorunların içerisinde doğal gazın fiyatlaması ve alım anlaşmaları yer alıyor.

Esas itibarıyla, dışa bağımlılığımızın temel nedenlerinden bir tanesi doğal gaz ihtiyacımızdan kaynaklanıyor. Değerli arkadaşlar, temel bir strateji oluşturamadığımız için de, gündelik politikalarla geçiştirdiğimiz için de sorun kalıcı olmaya, maalesef, devam ediyor. Tabii, burada, doğal gaz talebi ve arzı üzerindeki tahminlerimizin ve çalışmalarımızın yetersiz olması da diğer bir hususu teşkil ediyor.

Değerli arkadaşlar, şimdi, bir taraftan doğal gaza bağımlılığımız artarken uzun vadeli sözleşmelerle birçok miktarda doğal gazı tüketmek durumunda ya da tüketemediğimiz zaman ödemek durumunda kalıyoruz. Ama bunu önlemenin yollarını aramak yerine ne yapıyoruz? Doğal gaz tüketimini artırmaya yönelik yeni santrallere, doğal gazla çalışacak santrallere izin veriyoruz. Bütün çalışmalarda ve Plan ve Bütçe Komisyonunda yıllardır Enerji Bakanlarımıza söylediğimiz bir eksiklik, maalesef, tam olarak giderilmiş değil. Türkiye'nin millî bir enerji stratejisi izlemediğini, geçici politikalarla uğraştığını düşünüyoruz. "Strateji" deyince -daha önce de belirtmiştim- sekiz on sayfalık küçük niyet belgeleri değil, ciddi anlamda millî enerji politikaları uygulamayı anlıyoruz. Bunun için de şu andaki toplam arz miktarını, arz tahminlerini, toplam talebimizin hangi alanlarda olması gerektiğini ayrıntılı olarak araştırmamız gerekiyor; aksi takdirde dışa bağımlılığımız devam ediyor.

Değerli arkadaşlar, baktığımız zaman, dün de Rusya'nın Devlet Başkanı geldi, değişik anlaşmalara imza attık ve doğrudan enerjide dışa bağımlı hâle geldik; üçte 2'sini aldığımız bir ülkeye, öbür tarafta İran'a da baktığımız zaman çok aşırı derecede iki ülkeye bu anlamda bağımlı hâle gelmişiz.

Tabii, bir taraftan bunlar yapılırken dışa bağımlılığı azaltalım diyoruz ama yeni doğal gaz sözleşmelerini de yapmaya devam ediyoruz. Şimdi, hatırlarsanız, geçtiğimiz yıl sonunda sona eren doğal gaz anlaşmaları vardı. Sayın Bakan hem de böyle çıkıp biraz da popülist bir tavırla "Efendim, fiyatı düşürmüyorlar, biz de iptal ediyoruz." demişti. Meğer arkasından özel sektöre devri düşünülmüş ve özel sektör şirketleri zaten Rusya devletiyle anlaşmışlar. Tabii, ilginç olan, bu şirketlerin içerisinde bize gazı satacak olan Gazprom'un da ortak olması veya stratejik ilişki içerisinde bulunması. Şimdi, bunlara baktığımız zaman, özel sektör üzerinden de alsak, devlet aracılığıyla da alsak stratejik bir şekilde dışa bağımlılığımızı maalesef azaltma yolunda önlemler alamadığımız ve bu anlayışla da alamayacağımız görünüyor değerli arkadaşlar.

Peki, yanlış politikaların sonucu ne oluyor? "Efendim, biz birazcık geciktirdik." Ne yaptık? "İşte, vatandaşa hemen zam yansımasın diye otomatik zammı yapmadık." Peki, ne yaptınız sonra? "Toplu olarak zam yapmak zorunda kaldık." E, peki, siz kamu olarak "Bu zamları yapmayalım." derken şimdi özel sektöre yaptığımız devirlerden sonra özel sektör acaba otomatik artış yapacak mı, yapmayacak mı? Devlet bunun vatandaşa yansımasını nasıl önleyecek? Bu konuda EPDK'nın veya Bakanlığın herhangi bir önlemi var mı? Maalesef şu ana kadar atılmış bir adım bulunmuyor. Yani bir yıl geçmeden yüzde 50'ye yakın zam gelmiş. "Efendim, biz bunu, vatandaşa yansımasın diye Peki, sonraki zamlar, hadi öncekiler yansımadı, altı ay yansımadı, bir yıl sonra yansıdığı zaman nasıl olacak? Maliyetleri bahane ediyoruz, yok kurları bahane ediyoruz, anlaşmaları bahane ediyoruz. Sonuç itibarıyla olan vatandaşımıza oluyor.

Değerli arkadaşlar, yine buna ilişkin olarak petroldeki ÖTV'nin de diğer ürünlerdeki KDV'nin artışı da ve doğal gaz ve elektrikteki zammın artışı da maalesef en fazla dar gelirli vatandaşımızı etkiliyor, bizim kaygımız bundan. Yani bu politikalar yanlış uygulandığı zaman vatandaşın bütçesinde doğal gaz, elektrik kısmı çok önemli yer teşkil ediyor. Ha, büyük şirketlerde veya orta gelirin üzerindeki vatandaşların bütçesinde, belki gelir düzeyi itibarıyla biraz daha az yer teşkil ediyor olabilir ama yüzde 10, yüzde 15 zam yaptığınız zaman, aldığı maaş zammı belli, memura verdiğimiz belli, işçinin aldığı ücret belli, emeklinin aldığı ücret belli. Dolayısıyla, bunları eğer doğru planlamazsak, dışa bağımlılığımız devam ederse o zaman bunun faturasını vatandaşımız ödemeye devam edecek; bizim kaygımız bundandır. Bu bağımlılığın azaltılması için de bazı çalışmaların yapılması gerekir.

Şimdi, önceki gün, Amerika'da kongre karar almış İran'a yaptırımlarla ilgili. Bizim aldığımız oradan, ithalatımızın karşılığında? Geçen Sayın Babacan'a sorduk "Altın ihracatı niye bu kadar arttı?" diye. Şimdi, Sayın Başbakan da demiş ki: "Bizi ilgilendirmez, bizim İran'la ilişkimiz var; dolayısıyla, biz oradan gazımızı alırız, onlarla da karşılığında altın takasını yapmaya devam ederiz." Ben, şimdi hem sizlere hem Sayın Başbakana buradan hatırlatmak istiyorum. Daha önce de böyle çıkışları olmuştu Sayın Başbakanın ama hatırlarsanız Kore'ye gidip Sayın Obama'yla görüştü, daha yolda, kendisi inmeden İran'dan ham petrol alımını çok önemli oranda azaltmıştı, yüzde 20 oranında; o, Türkiye'nin toplamının yaklaşık yüzde 10'una tekabül ediyordu -uzman arkadaşlarımız var burada yanlış hatırlıyorsam düzeltsinler- anında o alımı durdurduk. Niye? Çünkü birileri bize "Oradan almayın, ambargoyu uygulayın." dedi diye. İnşallah bu, petroldekine benzemez. Sayın Başbakan sözünün arkasında durur yani daha henüz uçaktan inmeden, petrolde olduğu gibi olmasın. Türk milletinin çıkarı onu gerektiriyorsa, biz petrol alıyorsak, o zaman karşılığında da oraya bunu veriyorsak bunun arkasında durmak lazım.

Ha, bizim söylediğimiz şuydu: Biz Sayın Bakana altın ihracatını sorduk ama "Hakikaten ihracat yapılıyor mu, yoksa hayalî ihracatla mı oluyor?" diye onun peşindeyiz. Bizim aldığımız malın bedeli ödeniyorsa onun da bir çıkışı olması lazım ama bunu yaparken de "Efendim, ihracatımız artmış gibi de göstermeyelim, onu ayrı tutalım." diye sormuştuk. Bu vesileyle, Sayın Başbakana, bu sefer bu sözünün arkasında durmasını, bizim, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, milletin çıkarına olan kararlarda uygulanacak politikaların, alınacak kararların her zaman arkasında olduğumuzu belirtiyorum.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Durur, durur; sözünün arkasında durur.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Bu kadar önemli olan doğal gaz fiyatlaması ve politikalarının da araştırılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum Türkiye'nin geleceği açısından. Bu çerçevede, bu araştırma önergemize hep birlikte destek olmanızı ve bu hususun millî bir politika olarak ortaya konulmasına vesile olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.