GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SÖZLÜ SORULAR VE SÖZLÜ SORULARA SAYIN BAKANLARIN CEVAPLARI
Yasama Yılı:3
Birleşim:76
Tarih:12.03.2013

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sayın Başkan, çok saygıdeğer milletvekilleri; şimdi, öncelikle, milletvekillerinin dokunulmazlığı var, onların dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmaması ayrı bir usule bağlı. Bunun dışındaki hiçbir kamu görevlisinin dokunulmazlığı yok. Kamuda uzun süredir görev yapmış olanlarca eğer hukuka aykırı bir işlem yapıldığı iddia ediliyorsa bunun yeterli mercileri var. İçişleri Bakanlığı izin vermemiş olsa dahi, pekâlâ ona karşı da yine yargı yolu var. Dolayısıyla da, burada dokunulmazlığı olmayan kimselerin hukuka aykırı işlemlerinden dolayı bir netice alınamıyor diye söylenilmesinin doğru olmadığını düşünüyorum. Danıştay yolu da açık olmak üzere vardır. Birisine hukuka aykırı şekilde ihale verildiyse, cumhuriyet savcıları açıktır; hepimizin adına, cumhuriyetin, hakkın, kamunun menfaatini korumak onların asli vazifesidir.

Sayın Doğru, gerçekten, taşeron işçilerinin problemlerini, sıkıntılarını biz Bakanlar Kurulunda da görüştük. Kadroya alınması gibi bir çalışma yok ancak sıkıntıların, çalışma şartlarının? On dört saat, on beş saat çalışanları var, asgari ücretle çalışanları var, hatta "Asgari ücretten daha alta çalışma oluyor mu, olmuyor mu?" da ayriyeten bir soru işareti de var. Dolayısıyla, bunlarla ilgili bir çalışma yapılması için de Sayın Başbakanımız bir talimat verdi.

Bir başka husus: Biliyorsunuz, seçimlerden önce merkezî idarede görevli 4/B'li personelin kadroya alınması gerçekleştirildi ancak belediyelerde çalışıp da 4/B'li olanların da aynı söz verildiği oranda ve söz verildiği tarih itibarıyla da kadroya geçirilmesi doğrultusunda 4/B'lilerin, belediyelerde, yerel, mahallî idarelerde çalışanların bir kanun çalışması var. O da Bakanlar Kurulunda görüşüldü, Faruk Çelik Bey'e bu konuda bir görev verildi. Dolayısıyla, en kısa bir zamanda, 4/B kapsamında olanlar getirilecektir diyorum.

Yine, Sütçü İmam Üniversitesine -gerçekten de adı güzel, kendi güzel, kahramanlar diyarı Maraş- ne destek verilse uygundur. İnşallah biz de bunu -hem millet duyuyor hem ilgili bakanlık duyuyor hem Maliye Bakanımız duyuyor- dile getiririz.

Sayın Halaman'ın bir sözü vardı, uzman jandarmalarla ilgilidir muhtemelen o diyorum. Daha önce bir yasa çıkmış, denilmiş ki: "Kamuda, daha doğrusu silahlı kuvvetlerde, güvenlik teşkilatımızda iki yıl çalıştıktan sonra, pekâlâ, kadro olmak kaydıyla kamuda da çalışabilir, başka bir şart aranmaksızın. Bunlarda KPSS falan aranmıyor." diye. 2010 yılına kadar bu uygulandı ancak muhtemeldir ki sayı o kadar fazla oldu ki, artık bu, yine kamu kurumlarında bize de talep geliyor "Ne yapacağız?" diye. Biz şunu öngördük: Yakında, eğer zaman müsaade ederse, Genel Kurul da kabul ederse, iki yıllık süreç çok kısa, iki yıl çalışmadan ziyade? Bizim de gerçekten uzman jandarmaya ve uzman erbaşa da ihtiyacımız var. Dolayısıyla, bunların kamudaki veya güvenlik kurumlarındaki, silahlı kuvvetlerdeki çalışma süresini iki yıl değil de yedi yıl veya yani bir daha süreyi uzattıktan sonra, gerek itfaiyede gerek orman muhafaza memurlarında gerek belediyelerde gerekse gümrük muhafazada gerekse sair yerlerde mülakat yapılması kaydıyla alınması için bir yasal düzenleme, çalışmayı bizim Bakanlığımız çalışıyor, inşallah en kısa zamanda onu getiririz diyoruz.

REŞAT DOĞRU (Tokat) - Çok güzel olur.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Tabii bu ezan bizim, bu bayrak bizim, bu vatan bizim. Bütün seçimlere girerken? Bayrak bir, vatan bir, toprak bir, bütünlüğünden hiç şüphe yok. Biz kendimizden eminsek dışarı ne derse desin ondan hiç korkmamak lazım.

İki: Yani, bir adam eğer kendisini sizin nitelediğiniz bir nitelikten saymıyorsa Anayasa'da da olsa, kanunda da olsa, kimliğinde de olsa yapabilmek mümkün değil; yapılamadığını biz gördük, yaşayarak gördük. Zaten, aslına bakınca bizim ilkemizde de vardır, "Ne mutlu Türk olana" demiyordu, "Ne mutlu Türk'üm diyene"idi. Bu coğrafyalarda yaşayanların ortak adıydı Türk. Bunun için de gidin? Bosna-Hersek'te, Makedonya'da ben de bulundum, Bosna-Hersek'te Boşnak'ın ismi Türk, Makedonyalı olanın ismi Türk. Niye diyor?

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Onlar kabul ediyorlar, siz kabul etmiyorsunuz.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Sen Başbakana söylesene Sayın Bakan, bize niye söylüyorsun?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Kardeşim, bu öyledir de?

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Problem burada, Makedonya'da problem yok.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Bakın, Bakanlıkta, Millî Savunma Bakanlığında 1500'lü yıllarda yapılmış, Avusturya'da orijinali olan bir harita var, "Osmanlı İmparatorluğu" diye hiçbir yerde yazmıyor, "Turkish Empire" diye yazıyor, aynı tabiri bu. Dolayısıyla, bu coğrafyada yaşayanların kendi kimlikleri ne olursa, olsun, ortak adı "Türk."

İyi ama kardeşim, bu biraz da gönül işi, bu biraz da hissetme işi. Biz yıllardır ihmal etmişiz, üstümüze düşen vazifeyi yapmamışız el birliği içerisinde. Dolayısıyla bundan dolayı da birileri kalkmış diyor ki: "Sen öyle hissediyorsun, bir başkası Boşnak da hisseder, hatta Arap da hisseder."

Ben Binali Bey'le beraber -o Bakan, ben Müsteşarıyken- Suriye'ye gittim. Şam'a gittik, Şam'dan kara yoluyla Humus'a geldik, Humus'tan Hama'ya geldik, Hama'dan Halep'e geldik. Halep'teki?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Sayın Başkan, tek bir şey söyleyeceğim, son cümle? Son cümlem Muhterem Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Aynen Suriyeliler şunu dedi: "Biz iki devlet, tek milletiz." dedi. Arap kendisini bu milletten sayıyor. Biz bunu sadece Azerbaycan için söylerdik.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Oralarda problem yok Sayın Bakan, problem burada. "Türk"ü siz kabul etmiyorsunuz, problem burada.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Güzel kardeşim, dolayısıyla, gönlünce, dilediğince ne diyorsan osun.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)