| Konu: | AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 19.02.2013 |
HÜLYA GÜVEN (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, AKP'nin grup önerisi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına aleyhte söz almış bulunuyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, dün Silivri'deydik, Ergenekon duruşmasını izlemeye gelen yurttaşlarımızla birlikteydik. Jandarma, milletvekillerini "Yer yok." diye önce almak istemedi ama sonra aldılar. Önce "Almıyoruz." dedikten sonra ilk güvenlik kapısını açarak yurttaşlarımızı alana alıyorlar ve daha sonra kapıyı kapatarak üzerlerine tazyikli su, biber gazı sıkılmasına sebep oluyorlar. Yüzlerine cop yiyen yaralılar da dâhil olmak üzere birçok yurttaşımız hastanelere taşınmışlardır. Ne oluyoruz? "Bunlar yapılsın." diye emir verenlerdeki bu öfke nedir, anlamak mümkün değil. Orada, ne olduğunu anlamadan şiddete uğrayan, yaralanan kadınlarımız, cop yiyen yurttaşlarımız büyük şaşkınlık içindeydiler. "Kapıları bizi dövmek için mi açtılar?" diye soruyorlardı. Sahiden, yurttaşlarımızı dövmek için mi kapılar açılıp alana hapsedildiler; vatandaş, jandarma ve polisle karşı karşıya getirildi?
Yine bu tür bir sistemin sağlığa da uygulandığını görüyoruz. Öncelikle, binlerce sağlık emekçisini ilgilendiren şehir hastaneleri kanun tasarısı kamuoyunda ve ilgili komisyon olan Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda tartışılmadan, kaçırılarak Meclise getirilmiştir. Eğer yurttaşlarımızın iyiliği için hazırlanan bir kanun tasarısı olsaydı bu şekilde her yerden kaçırılarak "Parmak çoğunluğuyla nasıl olsa geçecek." diye Meclise getirilir miydi? Üstelik, hızlı bir şekilde görüşülerek geçen Plan ve Bütçe Komisyonunda da tutanak tutulmadığını biliyor musunuz? Ne konuşuldu, ne tartışıldı? Kayıtlar ya saklanıyor ya da hiç tutulmuyor. Artık her şey birer birer kayıtlardan da kaçırılmaya başlandı. Bu düşüncede bir Hükûmetin yurttaşlarını düşündüğüne nasıl inanılacak?
Bu kanun tasarısıyla, özelleşme sırası devlet hastanelerine geldi. Önce kamu hastaneleri birlikleri oluşturuldu, tüm sağlık çalışanları taşeronlaştırıldı. Daha sonra kamu-özel ortaklığı modeli ile sağlık hizmetlerinin tamamı özel şirketlere devrediliyor. Artık bu kanun teklifi ile de sağlığın tamamen özelleşmesini yaşayacağız bundan sonra. Yani, AKP olarak şehrin her yerine, her ilçesine yaygın ve planlı bir şekilde sağlık hizmetine ulaşımı kolaylaştırmak yerine, her semtten, her ilçeden, her beldeden yaşlı, engelli ve hasta ulaşımını kolaylaştırmak yerine mevcut hastaneleri de kapatıyorsunuz. Şehrin bir ucuna, büyük bir şehir hastanesi kurulsun diye bir şirkete veriyorsunuz. Sonra "O hastaneyi o şirket yaptı." diyerek hem hastanenin işletmesini veriyor hem de kira ödüyorsunuz hem de maliyetin en az 6 katı bedel ödeyecek şekilde. Kaç yıl? Şimdilik yirmi beş yıl, belki de kırk dokuz yıl olacak. Yani "Devlet hastane yapamıyor. Özel şirketler hastane yapsın, işletsin, kâr etsin, üstüne biz de kira ödeyelim." diyorsunuz. Bitti mi? Hayır. Boşaltılan eski hastane binalarını da AVM yapsın diye yine bu şirketlere veriyorsunuz.
Yurttaşlarımız, bugün, nüfus yoğunluğu yüksek olduğu için ve kolay ulaşabilmek için ilçelere bir devlet hastanesi kurulsun isteğinde bulunurlarken, kampanyalar yaparken şehrin bir tarafına 2 bin ya da 3 bin yataklı büyük bir hastane çabası içindesiniz. Bu hastaneye acil bir durumda diğer ilçelerden, beldelerden gece-gündüz, yaşlı, engelli nasıl ulaşacak bu yurttaşlarımız? Kaç lira taksi parası ödeyecekler acaba?
Gerçi, Sayın Başbakanımız geçenlerde bir açıklama yaptı, engelliler belediye otobüslerinden bedava, trenlerden indirimli yararlanacaklar diye. Sayın Başbakana yine yanlış bilgi vermişler. Bugüne kadar engelliler zaten otobüslerden bedava, trenlerden de indirimli olarak yararlanıyorlardı. Zaten uygulamada olan bir indirim yeni veriliyormuş gibi neden söylenir ki?
Yine, bugün çıkardığınız 2022 sayılı Kanunda, aslında bu düzeltilmesi gereken bu maddedir, 18 yaş üstü engelli gençlerimizin aylığını kesiyor; bunu biliyor muydunuz? Üstelik, kanun çıkıncaya kadar eğer bu aylığı almışlarsa da o para geri isteniyor. Bugün birçok engelli gencimiz ailesiyle birlikte zor durumda. Zaten geçinme zorluğu çeken engellilerimizin aylıklarını, 18 yaşını doldurdu diye neden kesiyorsunuz ki? Amaç, engellileri ve annelerini eve kapatarak gözleri açılmasın, etrafı görmesin, isteklerde bulunmasınlar mı?
Sayın Başbakanımız geçen gün bir konuya daha değindi, kadına şiddet konusu, hatırlarsınız. Mardin'de şiddet gören kadınlarımıza verilen öğüt: "Eğer erkek şiddet uygularsa sen de karşı koy." Yani, artık bu Hükûmetin kadını kurtaracak hâkimi, savcısı, polisi, jandarması yok. "Sen başının çaresine bak." deniliyor kadınlarımıza.
Sayın milletvekilleri, bir aile düşünün, erkek karısını dövüyor, belki de bıçakla tehdit ediyor; kadın da polise başvuracağına ya da sığınmaevine gitme yolu arayacağına Sayın Başbakanın öğüdünü tutarak eline bir şeyler alıp karşı koyuyor; onları seyreden 6 tane çocuk? Manzarayı gözünüzün önüne getirebiliyor musunuz? Bu çocuklar, bu aile artık normal yaşamlarını sürdürebilirler mi? Bu çocuklar normal bir aile kurabilirler mi?
Artık kanun tekliflerini kamuoyuyla paylaşmadan Meclise getirdiklerinden, artık engellilere uygulanan indirimlerin yeni gibi sunulmasından, kadınlara "Polise gitmeyin, şiddet uygulayana siz de uygulayın." denilmesinden anlıyoruz ki AKP ülkeyi yönetememektedir.
Yaşlılarımıza gelince, yine 2022 sayılı Kanun'la yaşlılarımıza aylık olarak Sayın Başbakanımızın verdiği bahşiş kadar yardım, ancak yaşlının bakacak kimsesi yoksa veriliyor. Asgari ücretli de olsa bakmakla yükümlü kimsesi varsa aylık olarak o bahşiş de verilmiyor. Yapılan gelir testinin ise kriterlerini kimse bilmiyor, uygulayıcı birime ya da kişiye göre değişiyor ve hiç de adil uygulanmıyor. Çok merak ediyorum, hak ettikleri hâlde aylıklarını alamayan yaşlılarımız, engellilerimiz ne yerler, ne içerler, ne giyerler? Acaba, ayda bir kez olsun sinemaya gidebilirler mi ya da gezmeye gidebiliyorlar mı? İlaçta ve tedavide katkı paylarını nasıl ödüyorlar? Hastaneler de özelleştikten sonra onlar ne yapacaklar? Artık sağlık adım adım özelleştiriliyor, önce sağlık ocakları kaldırıldı, şimdi de sıra hastanelere geldi.
Şiddet ülkemizin her yerinde kol geziyor ve buna karşı alınacak olan önlemler, alınmış önlemler hemen hemen hiç yok, herkes kendi başına bırakılmış gibi bir durumdayız. Acaba, istenen, bizlerin ve tüm vatandaşların silahlanması mı? Bizler artık kendi kendimizi bu şekilde mi koruyacağız? Bu soruların cevaplarını herhâlde Hükûmetimiz düşünmektedir.
Teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.