GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:107
Tarih:21.05.2013

ORHAN KARASAYAR (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunuyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce Reyhanlı'da hayatını kaybeden, şehit olan vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyor, yakınlarına başsağlığı diliyorum; yaralı vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum. İnşallah, Allah böyle olumsuz, vahşi bir eylemi ülkemizin hiçbir yerinde yaşatmaz diyorum.

Değerli arkadaşlar, biraz önce grupların "Türk milleti" söylemine ben de grubumuz adına düşüncelerimizi ifade etmek istiyorum.

"Türk milleti" bir üst çatı, bu çatının altında ise yaşayan 75 milyon vatandaşımız da inancını, dinini özgürce, demokratik şekilde yaşama hakkına sahiptir. 75 milyon insan bu özgürlüklerden eşit şekilde faydalanmaktadır. Bu, her vatandaşımızın demokratik hakkıdır.

Değerli arkadaşlar, değerli dostlarım; 2011 yılı Mart ayı sonrası Suriye'de yaşanan olaylarla ilgili çok çeşitli açıklamalar yapılıyor. Bu konuda bizler AK PARTİ Hükûmeti olarak, başta Başbakanımız olmak üzere, o bölgedeki gelişmeleri, Mısır'daki, Libya'daki Arap Baharı'yla ilgili olan gelişmeleri, yaşananları, yaşanacakları en iyi şekilde, en ayrıntılı şekilde görmüş ve bizim yüz yıllarca komşumuz olan, kardeşlerimiz olan Suriye'deki vatandaşlarımızın da, Suriye'deki kardeşlerimizin de bu acı olayları yaşamamasını, bu elem verici, Suriye'nin geleceğini karartacak, Suriye'nin on yıllarına mal olacak acı sorunlar yaşamaması için elinden gelen her türlü gayreti göstermiştir. Bununla ilgili, Türkiye'miz kadar, Suriye'nin geleceği de masaya yatırılmış, Esed'e her türlü telkinlerde bulunulmuş, her türlü çalışmalarında destek verileceği söylenmiş, "Yeter ki demokrasiye geçin." denilmiş. Suriyeli vatandaşlar Mısır'da yaşananları, Libya'da yaşananları yaşamasın diyerek her türlü çalışmalar, gayretler gösterilmiştir.

Değerli dostlarım, değerli milletvekili arkadaşlarım; Suriye'de yaşanan olayların sebebi, müsebbibi sadece son üç beş yılda olanlar, gelişmeler değildir. Suriye'yi bilen arkadaşlarımız çok iyi bilir. Suriye'ye biz on yıl önce, on beş yıl önce gittiğimizde Suriye'de yaşayan halklar Suriye yönetimine karşı, Esed ve Esed ailesine karşı "Gözünün üzerinde kaşın var." diyen her vatandaşı nereye gittiği belirsiz bir şekilde götürmüşler, aileleri ve yakınları yıllarca onlardan haber alamamışlar.

Suriye'deki olayların altında yatan çok çeşitli, çok farklı nedenler, sebepler var. Tabii ki bu durumda 21'inci yüzyılda Suriyeli vatandaşların da dünyayla olan bağları, dünyadaki gelişmeler, ülkedeki gelişmeleri görerek onlar da kendi özgürlükleri için, kendi demokrasileri için mücadele vermenin yollarını tutmuşlardır. Tabii ki bu süreçte, bizler de, bu olumsuz gelişmelerin olmasını hiç kimse istemez, hiçbirimiz istemeyiz. Bu gelişmeler, bizim AK PARTİ iktidarımızın, Hükûmetimizin Suriye'yle ilgili yapılan çalışmalardaki başarılarını bence, öncelikle takdir etmek lazım. Biraz önce konuşan muhalefet milletvekili arkadaşım da takdir etti. Ne zamanki Esed kendi vatandaşına silah doğrultmaya kalktı, o silah doğrulttuğu vatandaşlar da, bizlerin, Hataylı kardeşlerimizin, ya teyzesinin oğlu bir çoğu ya amcasının oğlu ya dayısının oğlu. Sizlere soruyorum: Eğer sizin teyzenizin oğlu, sizin amcanızın oğlu, sizin dayınız, o top mermileri altında, kimyasal silahlar altında kalsa siz onlara kapınızı açmaz mısınız değerli arkadaşlar? Kapınızı açmadığınız zaman -hiçbir zulüm sonsuza kadar sürmez, bu zulüm bitecek- bu zulüm bittiğinde o insanların yüzüne nasıl bakarsınız?

Değerli milletvekili arkadaşlarım, ne bizim ne aziz milletimizin, hele hele Hataylı hemşehrilerimin o insanlara kucak açmama gibi, o insanlarla aşını, ekmeğini paylaşmama gibi hiçbir düşüncesi olmaz. Hatay dediğiniz yer, dünyanın en önemli barışının, kardeşliğinin, sevgisinin, dostluğunun olduğu bir ilimiz. Bizim insanımız kendi çoluğuna çocuğuna yedirmez, misafirine yedirir; kendi yemediğini, kendi kullanmadığını misafirine ikram eder. İşte, değerli arkadaşlar, bugün de Hataylı hemşehrilerimizin yapmış olduğu budur.

Değerli dostlarım, ikinci bir konu, şehir içinde yaşayan Suriyeli vatandaşların sanki kendiliğinden gelmiş, oralara yerleşmişler gibi ifade edilmesi. Değerli arkadaşlar, bakınız, Reyhanlı'da, Kırıkhan'da, İskenderun'da, Yayladağı'nda, Hatay'ımızın birçok ilçesinde yaşayan Suriyeli vatandaşların yüzde 90'ı kendi akrabalarının yanında kalıyor. Zaten yakınları olmayan, kendi akrabaları olmayan vatandaşlar çadır kentlerde kalıyor. Siz şunu diyebilir misiniz vatandaşa: "Amcanı, dayını, teyzeni misafir etme." Böyle bir lüksümüz var mı? Elbette ki yok. Bizler bu kardeşlerimizin her türlü acısını paylaşacağız, bu insanlarımızın yaralarını birlikte saracağız. İnşallah, ümit ediyorum ki bu süreç en kısa sürede sonuçlanacak, Suriye'de de barış sağlanacak. Bu, Suriye'de sağlanacak barışla da hem bölgemizi hem ülkemizi, daha önce yaptığımız çalışmaların daha fazlasını yaparak güzel günlere götüreceğimize inanıyorum.

Değerli arkadaşlar, biz olay günü, gerekli arkadaşlarımızla, il başkanımızla, teşkilatımızla olaydan bir saat sonra Reyhanlı'da bulunduk. Bakanlarımızla en kısa süre içerisinde Reyhanlı'ya intikal ederek, Reyhanlılı vatandaşlarımızın yaralarını sarmanın, onların acılarını paylaşmanın peşinde olduk. Bir gün sonra da, cenazeler defnedildikten sonra 4 milletvekili arkadaşımızla tek tek taziye ziyaretlerinde bulunarak Reyhanlılı hemşehrilerimizin yanlarında olduk. Onların Reyhanlı'da yaşananlarla ilgili, bu olaylarla ilgili sağduyularını, onların bu olaylara bakış açılarını, değerlendirmelerini, metanetlerini sizlerin huzurunda tekrar tebrik ediyorum. Fakat bizim ilimizi karıştırmak isteyen... Hatay'ımızda biz yüz yıllarca Alevi kardeşlerimizle, Hristiyan kardeşlerimizle, farklı ırktan, farklı inançtan olan vatandaşlarımızla beraber güldük, beraber ağladık. Biz birbirimizle ekmeğimizi, aşımızı paylaştık değerli arkadaşlar fakat bu huzuru bozmak, bu huzuru kıskanıp engellemek, bu huzurdan basit hesaplar üretmek isteyenler var.

Değerli dostlarım, bizler Hataylılar olarak, hangi inançta olursa olsun, hangi mezhepte olursa olsun bunlara kesinlikle müsaade etmeyeceğiz, bugüne kadar etmedik çünkü bizim bölgemizde yaptığımız çalışmalarda, bölgemize yaptığımız ziyaretlerde hemşehrilerimiz şunu söylüyorlar: "Bizi bize bıraksınlar. Biz nasıl yüz yıllarca bu bölgede barışı, huzuru sağladıysak bundan sonra da sağlarız." Fakat bazı marjinal grupların giderek özellikle Reyhanlı'mızda, Hatay'ımızda olumsuz propagandalar yapma çalışması onlara hiçbir fayda getirmeyecektir. Hataylı hemşehrilerim onların oyununa gelmeyecektir. Bizler özellikle siyasetçiler olarak, Hatay'da siyaset yapan arkadaşlarımızla Hatay'daki sivil toplum örgütlerimizle bu barışın, bu huzurun, bu kardeşliğin bugüne kadar öncüleri olduk, bugünden sonraki süreçte de öncüleri olmaya devam edeceğiz. Bizim için Hatay'ımızın, ülkemizin barışı, kardeşliği, huzuru her şeyin üzerinde.

Bölgemizdeki ticaretin aksaması nedeniyle de Hükûmetimizin almış olduğu tedbirler doğrultusunda Cilvegözü'ndeki gümrük kapımızın tampon bölgesinde ticaret, ihracatımız büyük oranda devam ediyor ve en son Hatay'ımızın üç aylık ihracat rakamlarına baktığımızda da üç aylık süreç içerisinde Hatay'ımızın ihracatı yüzde 19 artmış. Tabii ki olumsuz etkilenmeler var fakat bu olumsuz etkilenmeler de -yapmış olduğumuz çalışmalar milletvekili arkadaşlarımızla beraber- farklı şekillerde telafi edilmiş, Suriye üzerinden geçmesi gereken tırlarımız Mersin ve İskenderun limanından ro-ro seferleriyle aynı şekilde gitmesi gereken ülkelere, hatta gerekli destekler sağlanarak da ulaştırılmıştır.

Değerli dostlarım, umuyorum ki Hatay'ımızda -Hatay'ımızın geleceğiyle ilgili, Hatay'ımızın kardeşliğiyle ilgili demin değerli milletvekili arkadaşlarımız da söyledi- biz bugüne kadar yüz yıllarca birlik, beraberlik içerisinde hareket ettik, bu süreçte de birlik, beraberlik içerisindeydik, bundan sonraki süreçte de birlik, beraberlik içerisinde olacağız çünkü biz Hatay'ımızı Türkiye'nin en önemli ili olarak görüyoruz. Hatay'ımıza Allah, doğası olarak, coğrafyası olarak her türlü güzelliği vermiş. Bu güzelliklerden, Hataylı hemşehrilerimiz de sonsuz nasibini almış. Biz, hoşgörünün, barışın, dostluğun, kardeşliğin kenti olmaya devam edeceğiz. Ben buna katkı sağlayan tüm siyasetçi arkadaşlarıma da tüm milletvekili arkadaşlarıma da ayrı ayrı teşekkür ediyorum, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum, sağ olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)