GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SAĞLIK BAKANLIĞINCA KAMU ÖZEL İŞ BİRLİĞİ MODELİ İLE TESİS YAPTIRILMASI, YENİLENMESİ VE HİZMET ALINMASI İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:68
Tarih:20.02.2013

REŞAT DOĞRU (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Görüşmekte olduğumuz kanunun 4'üncü maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, bir kanunu yine süratli bir şekilde çıkartıyoruz, arkasından neler geleceğini de hep beraber göreceğiz. Ancak, bu kanun tasarısıyla, anlayamadığımız, kabul edemediğimiz şekilde, özel şirketlere sağlık tesisleri yapmaları ve işletmeleri hakkı veriliyor. Yani sağlıkta, kim ne derse desin, özelleştirme adım adım gerçekleşmiş oluyor. Hâlbuki Anayasa'mızda insanımızın sağlığı güvenceye alınmış ve korunmuştur. O güvenceler bir kenara bırakılmakta, her şey özel sektöre devredilip, onların inisiyatifine terk edilmektedir. Anadolu'da birçok şehirde eski hastaneler yıkılarak, yerine yeni hastaneler yapılacağı ifade ediliyor. Yeni hastanelere kimsenin itirazı olmaz, ancak bunu özel sektöre devredip, otuz yıl kullanma hakkı vermek doğru değildir. "Biz kiralayacağız, hizmet satın alacağız." deniliyor. Bu, özelleştirme değil de nedir? Hastanelerdeki bütün hizmetler neredeyse özel sektöre devredilmek durumundadır. Ayrıca, yüzde 70'lik doluluk garantisi verilerek özel sektöre çok önemli bir kazanç temin edilmiş de oluyor.

Ayrıca, hastane çevresindeki otelcilik hizmetlerinden tutun da restoranlara, kantinlere, otoparklara kadar her türlü hizmet özel şirketlere devredilmiş oluyor ve çok büyük bir kazanç temin edilmiş olmuyor mu?

Yapılması düşünülenler tekrar tekrar değerlendirilmelidir. Bizim ülkemiz zengin değildir. Emeklilerin, işçilerin, esnafın, memurun, çiftçinin yaşam şartları çok ağırdır. Onlardan toplanan vergiler daha iyi değerlendirilmeli, kimseye hortum olarak verilmemelidir.

Şehir hastaneleri yapımı başka yöntemlerle gerçekleştirilebilir. Bugün büyük hastane yakınlarındaki arsalar çok kıymetlidir. Bunlara neredeyse güç yetmemektedir. Bu arsalar karşılığı söylenilen hastaneler acaba yaptırılamaz mı veyahut da bu şekilde bir sistemle yaptıramaz mıyız? Döner sermaye gelirleri ayrıca hastaneye kalır, boşuna kiralar ödenmemiş olur. Yani yeni yeni rant kapıları oluşmamış olur. Garip ve gurebanın hakkı da tahmin ediyorum ki daha iyi korunmuş olur.

Ayrıca, bu kanunla personele ne tür fayda ve imkân geliyor, bunu düşünmek mecburiyetindeyiz. Kanun tasarısı incelenince hiçbir şey olmadığı görülüyor. Ancak sağlık personeli çok mağdurdur. Muayenehanelerini açma hakkı Bakanlıkça kimilerinin elinden alınmıştır. Üniversite hastanelerinde bin bir güçlükle kendisini yetiştirip topluma hizmet eden hocalar çok huzursuz ve çok mutsuzdurlar. Bu insanlara neden sahip çıkmıyoruz? Özellikle üniversitelerde çalışan hocalarımız ve profesörlerinden tutun da diğerlerine kadar çok büyük sıkıntı içerisindedirler ve yeni Sayın Bakanımızdan da bu yönlü olarak da bazı çalışmaları bekliyorlar.

Sonuçta özlük hakları sağlık personeli için tekrar düzenlenmeli, emeklilik hakkı da değiştirilmelidir. Bakınız, şu anda hekimlerin büyük bir kısmı bununla ilgili çok büyük mağduriyet yaşıyorlar. Yani hekim, çalışıyor çalışıyor, emekli olacak, almış olduğu emeklilikle de geçimini temin edemiyor. Buradan bir kez daha sesleniyorlar ki -biz onların adına sesleniyoruz- gelin, bu özlük haklarıyla ilgili çalışmaları düzenleyelim, en azından döner sermayeden verilen paralarla ilgili olarak, o verilen paraların hemencecik yani emekli olur olmaz bunlara yansıtılması noktasında bazı düzenlemeler yapalım diyoruz.

Sayın milletvekilleri, tabii, burada bir konuyu da dile getirmek istiyorum. Şu anda yaklaşık olarak yirmi günden beri Ankara'da 79 tane belediye başkanı kapı kapı dolaşıyorlar, siyasi partilerin hepsine gidiyorlar ve milletvekillerine gidiyorlar. Bu belediye başkanları, 6 Aralık 2012 tarihinde yürürlüğe giren Büyükşehir Kanunu'nun geçici 2'nci maddesi gereği, 2011 yılı TÜİK'in açıklamış olduğu nüfus sayımları baz alınarak belediyeleri kapanan belediye başkanlarımızdır. Sayın belediye başkanları ısrarla bakanla görüşmek istiyorlar, Sayın Başbakanla görüşmek istiyorlar, dertlerini anlatmak istiyorlar ama bir türlü anlatamıyorlar. Buradan onların konularını da dile getirmek istiyorum. Gelin, bu konuda 31/12/2012 tarihini baz alalım ve bu belediye başkanlarımızın hepsinin? Zaten 79 belediye, bunlardan 20 tanesi de Tokat belediyesidir; bunların kapanmaması noktasında bir kanuni müeyyide ortaya koyalım veyahut da bir kanun çıkartalım veya maddeye bir fıkra ekleyelim. Bu yönlü olarak da belediye başkanlarımızın isteklerini gerçekleştirmiş olmak gerekmektedir çünkü adamlar neredeyse her şeylerini bırakmışlar, burada, Ankara'mızda insanların peşinde koşmaktadırlar, milletvekillerin peşinde koşmaktadırlar; acaba derdimize, yaramıza kim çare olur, nasıl yaparız düşüncesi içerisinde olmaktadırlar. O insanların seslerini duyalım ve o belediyeleri kapatmayalım diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.