GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SAĞLIK BAKANLIĞINCA KAMU ÖZEL İŞ BİRLİĞİ MODELİ İLE TESİS YAPTIRILMASI, YENİLENMESİ VE HİZMET ALINMASI İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:68
Tarih:20.02.2013

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; az evvel de arz ettiğim gibi, ismi hayli afili olan bu kanunun niçin çıkarıldığına dair, milletimizin de anlayacağı lisanla birkaç bilgi vermek istiyorum.

Öncelikle, uluslararası şirketleri bu tasarının yasalaşmasından sonra hastane yapmak üzere Türkiye'ye çağıracaklar. Onlara şöyle güzel bir yerden bedava arsa tahsis edecekler. Yapılacak işin Devlet İhale Kanunu veya Kamu İhale Kanunu'na tabi olmadığını hükme bağlıyorlar. Sonra kafalarına göre ihale yapacaklar. Açık ihale, davet usulü veya pazarlık yöntemlerinden hangisi işlerine yarıyorsa ona göre yapacaklar ihaleyi. İhaleyi verdikleri şirketle özel hukuk hükümleri çerçevesinde de ayrıca bir sözleşme yapacaklar. Hastane bitmeden gariban şirket batmasın diye uygun zamanlarda da para ödeyecekler. Hastane bittikten sonra, en fazla kırk dokuz yıl kira ödemeyi taahhüt ediyorlar. Gerçi, hastanenin parası üç beş yılda çıkacak ama olsun, zavallı şirket biraz daha, bir kırk elli sene daha kâr etsin diye düşünmüşler.

"Sözleşme süresi bitince şirketin hastaneyi sağlam ve borçsuz olarak devretmesi gerekir." diyorlar kanunda. Ancak hastane batarsa da batık bankalarda uygulanan kamulaştırma yöntemlerini uygulamak zorunda olduklarını da biliyorlar.

Yüklenici firmanın hastane yapım işini aynı koşullarda başka firmalara devredebileceğini söylüyorlar. Yani, sağlık alanında da çantacı firmalar yaratılmasına zemin hazırlanacak.

"İhaleyi nasıl olsa yabancı firmalar alır." diye arkadaşlarımız önceden düşünmüşler, sözleşmenin bir nüshasını da İngilizce hazırlamışlar. Yabancı firmalarla sorun yaşanırsa uluslararası tahkime gidilmesi için de birtakım hukuk yolları hazırlanmış.

Hani, gariban firmalar ya bunlar, yurt dışından döviz olarak kredi alırlarsa, Allah korusun, bir kriz falan olursa firmanın batmaması için gerekli tedbirleri de kanuna koymaktan imtina etmiyorlar. Hatta, şirket finans kurumlarından kredi alabilsin diye devlet olarak kefil oluyorlar. Tüm bunlara rağmen çantacı şirket batarsa uluslararası finans sağlayıcısı ile işi pişirmeye devam ediyorlar.

Bu gariban şirketler sadece kira geliriyle yeterince ihya edilmezler diye de sağlık hizmetleri alanı, ameliyathane, yoğun bakım, laboratuvar, fizik tedavi gibi her türlü hizmetlerin, hizmet alanlarının bunlardan alınmasına müsaade edecekler.

Hani, belediyeler de zorluk çıkarır yapılacak hastanelerin yerinde -olur ya, her belediye Adalet ve Kalkınma Partili değil- problem yaşanmasın diye imar planlarını da Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devretmişler.

Zavallı şirket mağdur olmasın diye her türlü damga vergisi, harç ve KDV'den de muaf tutuyorlar.

Beyler, bu kanunlar İhale Kanunu'na aykırıdır öncelikle. Kendi yaptıkları yasaya, kendi yazdıkları yönetmeliğe aykırı ihale yapan AKP Hükûmetine, Danıştay daha önce "Bu ihaleler hukuka aykırıdır." dedi. Şimdi Hükûmet "Ben nerede hata yaptım?" diyeceğine, halkın yararına düzeltme yapacağına, o yönetmeliğin adını değiştirip yasa hâline getirdi.

Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti neden kamu-özel ortaklığı modelini uygulamak istiyor, bizce merak konusu. Bunca özel hastane varken devlet hastanelerini neden özelleştirmeye çalışıyor? Her fırsatta övünen Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti TOKİ eliyle inşaat yapamıyor mu? Erzurum'da devlet eliyle yapılan hastane çok daha ucuza yapıldığı hâlde neden aynı yöntemler her yerde uygulanmıyor? İhaleyi alan şirket her şeye rağmen batarsa ne olacak? Bu hastanelere yaklaşık 5 milyar Türk lirası harcayarak tamamına sahip olmak varken yaklaşık 50 milyar lira kira ödemek neden? Bazı bakanların "Bu borcu torunlarımız bile ödeyemez." diyerek karşı çıktığı iddia ediliyor bu projeye. Niye inatla devam ediyorsunuz? Kamu-özel ortaklığı sistemini deneyen ve yirmi yıl sonra, pişman olarak, kamuyu zarara uğrattığı için araştırma komisyonu kurduran İngiltere örneği varken bu hatada neden ısrar ediliyor, hâlâ bilemiyoruz. Liberallerin bile hayallerinin ötesinde yer alan ve İngiliz hazinesi raporunda "Kapitalizmin kabul edilmez yüzü bu sözleşmelerle ortaya çıkmıştır." denilen bu sistemi sizlere kim dayatmaktadır? Bu yöntemin kapitülasyonlardan farkı nedir? Sağlık stratejik bir konu mudur? Eğer öyleyse yabancılara nasıl ihale edeceksiniz?

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.