| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞINCA KAMU ÖZEL İŞ BİRLİĞİ MODELİ İLE TESİS YAPTIRILMASI, YENİLENMESİ VE HİZMET ALINMASI İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 20.02.2013 |
REŞAT DOĞRU (Tokat) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanunun 12'nci maddesi üzerine vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, görüştüğümüz kanunun birinci bölümünü bitirmek üzereyiz, son maddelerine doğru geliniyor. Tabii, burada esas amaç belli oldu ki yapmayı düşündüğümüz hastanemizle ilgili paramız olmadığından dolayı böyle bir düzenlemeye gidiyoruz. Tabii, bu, özel sektöre bir açılma, özelleştirme adı altında değerlendiriliyor. Tabii, burada acaba başka kaynaklar kullanılarak veyahut başka yöntemler yapılarak bu kanunu daha iyi bir şekilde düzenleyip çıkartabilir miydik, bunu tabii tartışıyoruz ama tahmin ediyorum ki çok fazla sonuç alamayacağız.
Sayın milletvekilleri, bunların yanında sağlıkla ilgili ülkemizde çok ciddi sorunlar var. Bugün gazetelerde Sayın Bakanın tam günle ilgili bir demeci yayınlanınca Tokat ili Reşadiye ilçesinden bir vatandaş bizi aradı. Diyor ki vatandaş: "Biz işte Ankara'ya, İstanbul'a gidiyorduk -üniversitelerde muayene olmak istiyorduk geçmiş dönemlerde- işte, sıra noktasında sıra olmazsa ne yapıyoruz? Döner sermayeye bir miktar para yatırarak orada muayene olabiliyorduk." diye bir tabir kullanıyor ve diyor ki: "İşte, geçmiş dönemlerde çıkartılmış olan Tam Gün Yasası'yla beraber bunun kaldırılmasıyla biz hocalara muayene olamıyoruz. Geliyoruz, muayene olmadan gitmek mecburiyetinde kalıyoruz ve sonuçta da mağdur oluyoruz."
Sayın Bakan, bununla ilgili çalışmayı çok süratli bir şekilde yapmak mecburiyetindeyiz. Şu anda üniversite hocaları çok ciddi manada sıkıntı içerisindedir. Üniversite hocalarımızın hastaları muayenesinden tutun da ameliyatlara girmesine kadar onlara destek olunması gerekmektedir. Geçmiş dönemlerde de yine Sayın Başbakanımızın, eski Sağlık Bakanımızın da hastalıkları esnasında bazı hocalarımızın ameliyat yapmış olduğunu da biliyoruz. Öyleyse "Onların kullanmış olduğu hakkı neden benim vatandaşlarım, benim Reşadiye'nin Kızılcaören kasabasındaki vatandaşım kullanmasın?" diye düşünmek mecburiyetinde kalıyoruz. Ondan dolayı inanıyorum ki çok yakın bir zamanda söylemiş olduğunuz, basına yansıyan o kanun gerçekleşir de üniversite hocalarımıza tekrar değer vermiş oluruz.
Bakınız, muayenehaneler kapatılıyor, kapatılmasını belki doğru olarak değerlendirebilirsiniz ama şu unutulmasın ki sayın milletvekilleri, zengin hiçbir doktor bulamazsınız hekimler içerisinde. Hekimler kendi emeklerini yoğun bir şekilde ortaya koyarlar ve kendi geçimlerini temin edebilirler. Zengin olan bir galerici görebilirsiniz, bir bankacı görebilirsiniz veya başka bir meslek mensubu görebilirsiniz ama öyle, mesleğinin çalışmasıyla beraber zengin olmuş olan hiçbir hekimi göremezsiniz. Dolayısıyla, bu kanunun süratli bir şekilde çıkartılmasını bekliyoruz.
Diğer bir konu, dün itibarıyla da birinci bölümle ilgili sorular bölümünde sormuştum, şu anda ülkemizdeki bazı gruplarda katılım paylarıyla ilgili olarak çok ciddi sıkıntılar vardır. Bakınız, gelirleri çok düşük olan insanlar vardır, yeşil kartlı insanlar vardır, emekli insanlarımız vardır. Bunlar katılım paylarını ödeyemiyorlar. Siz "Caydırıcılık noktasında, en azından zapturapt altına alınma noktasında, bu katılım payları konusunun devam etmesini istiyoruz." diyorsunuz ama unutmayın ki şu anda zaten eczaneler de karekod işleyen sistemlere geçmiştir, alınan ilacı kimlerin kullandığı, kimlere verildiği, nasıl kullanıldığı veyahut da miktarıyla ilgili zaten belirli şeyler vardır. Dolayısıyla, katılım payları konusunun da mutlaka esnetilmesi gerekmektedir.
Yine, diğer bir konumuz da gıdalarla ilgilidir. Bakınız, ülkemizde şu anda çeşitli noktalarda hazır gıdalar kullanılıyor. İşte, uzun ömürlü süt, uzun ömürlü yoğur veyahut da bayatlamayan ekmek veyahut da işte, diğer gıdalar. Sayın Bakanım, bununla ilgili de çok ciddi sorunlar vardır. Bununla ilgili kısa vade, orta vade ve uzun vadede acaba vatandaşların kullanmış olduğu bu gıdalar ne yapıyor? Bakınız, şu anda nişasta bazlı şeker? Nişasta bazlı şekerin kullanılmış olduğu bisküviler var, meyve suları var veyahut çeşitli -reçellerden tutun da bir sürü- gıdalar var. Acaba, bu nişasta bazlı şekerin insan vücudunda yapmış olduğu şeyler nelerdir? Son zamanlarda özellikle cildiye polikliniklerinde alerjik deri döküntülü hastalıkların yoğun bir şekilde artmakta olduğu ve beraberinde yine kanser vakalarının çok artmış olduğu görülüyor; öyleyse bu noktada da araştırma yapılması gerekmektedir.
Şu anda dünyada nişasta bazlı şekerin oranı devamlı olarak düşürülüyor. Bakınız, geçmiş dönemlerde çıkartılmış olan bir kanundur, ülkemizde şu anda nişasta bazlı şeker yüzde 10-15 civarında kullanılıyor ama bunun artık mutlaka düzenlenmesi gerekmektedir. Yani Avrupa Birliği ülkelerinde veya Amerika Birleşik Devletleri'nde yüzde 2 civarında kullanılıyorsa benim ülkemde neden bu oranda kullanılmıyor veyahut da koruyucu hekimlik babından bu şekilde bir düzenlemenin yapılması gerekmez mi?
Tabii, bunların yanında özellikle AMATEM merkezleriyle ilgili de yani alkol ve madde bağımlılığı merkezleriyle ilgili olarak da bazı düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Ülkemizde madde bağımlılığı konusu çok süratli şekilde artmaktadır.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.