| Konu: | NSU DAVASI VE ALMANYA'DA YAŞAYAN TÜRK VATANDAŞLARININ SORUNLARINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 108 |
| Tarih: | 22.05.2013 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Almanya'da yaşanan, vatandaşlarımıza yönelik NSU davası ve Almanya'da yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarıyla ilgili gündem dışı söz almış bulunmaktayım.
Bundan önce, öncelikle değinmem gereken çok acil bir konu var. 15 Mayısta Şanlıurfa'da yaşanan sağanak yağış nedeniyle Urfa merkez ve bağlı olan köylerde ve ilçelerde büyük bir hasar meydana gelmiştir.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) - Antep'te de, Antep'te de...
MAHMUT TANAL (Devamla) - Çiftçilikle uğraşan vatandaşlarımız gerçekten zarar görmüştür. Bu konuda sayın Hükûmetin Şanlıurfa'da hasar tespitini bir an önce yaparak vatandaşlarımızın, çiftçilerimizin bu hasarının ödenmesini ve önceki yıllara ait, çiftçilerimizin ödenmemiş primlerinin ödenmesini arz ediyorum.
Değerli milletvekilleri, 6 Mayıs 2013 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu olarak Almanya'nın Bavyera eyaletinin Münih kentine NSU davasını izlemek için gittik. Ancak, NSU davasında görmüş olduğumuz tespitleri şöyle sıralamak lazım: Orada, Türkiye'de olduğu gibi, 3 metre demir bariyer yoktu; plastik, lego tipinde, birbirine geçirmeli, yarım metre bariyerler vardı. Orada biber gazı, cop yoktu. Sırayla, uzun süreli bir bekleyişten sonra duruşmaya girebildik. Tabii, o uzun süreli bekleyişte... Hani hep şunu söyleriz: "Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak biz hakikaten dışarıda çok fazla itibar görüyoruz. Efendim, biz büyük bir devletiz." Maalesef, onlar bizim ülkemize geldikleri zaman önlerine kırmızı halıları döşeriz, gayet rahat girerler; orada, hiçbir ayrıcalık olmaksızın, milletvekilli arkadaşlarla birlikte saat yedide kuyruğa girdik, dokuz buçuk gibi ancak duruşma salonuna girebildik.
Tabii ki bu NSU davasında, 2000 yılından itibaren Almanya'da Türk vatandaşlarımıza yönelik, sistemli, programlı olarak işlenen bir cinayet serisi söz konusu. Almanya'nın farklı şehirlerinde, farklı tarihlerde ve aynı silahla, susturuculu silahla Türk vatandaşlarımız enseden vurularak öldürülmüştür. 2000 yılından bugüne kadar, Almanya'da bu "döner cinayeti" diye lanse edilir. Aslında, bu işin içerisinde Almanya'da üst yetkililer yani devlete uzanan bir odak noktası olmazsa bu tür cinayetlerin olması imkânsız. Neden bunu söylüyoruz? Çünkü, Alman Anayasasını Koruma Kurulunun çıkarmış olduğu bir karar var, gizlilik kararı olan bir husus var. O da nedir? O dönemde, gerçekten, bu örgütü takip eden emniyet mensuplarının -belgelerin bir kısmı o dönem imha edildiği için- kimisi görevden alınmış, kimisi istifa etmiş, o anlamda büyük sıkıntılar var. Bu anlamda, biz duruşmayı izlemeye gittik, elimizde ne Almanca iddianame ne Türkçe iddianame vardı, hatta bu, bugüne kadar da elimize ulaşmış değil, kendi imkânlarımızla edinmeye çalışıyoruz, hâlen ulaşamadık. Bu bir turistik gezi olmamalı, sadece oraya gitmekle vatandaşlarımızın bu mağduriyetini gidermemiş oluyoruz. Benim Hükûmet yetkililerinden, Dışişleri Bakanlığından istirhamım, bu iddianameye bir an önce ulaşıp, Türkçeye çevirip vatandaşlarımıza bu yardım ve katkıyı sunmamız gerekmektedir.
Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlarımızın en büyük sorunlarından bir tanesi de çifte vatandaşlık. Değerli milletvekilleri, Dışişleri Bakanlığını bu konuda görev yapmaya davet ediyorum. Nedir? Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlara çifte vatandaşlık tanınmıyor, 166 ülkeye tanınıyor ancak Türkiye Cumhuriyeti devletine tanınmıyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından eş olayı için Göçmen Yasası'nın 30'uncu maddesinde dil bilme şartı var. Bu dil bilme şartı sadece Türk vatandaşlarına tanınmış ancak Alman Anayasası'nın 3'üncü maddesi "Eşitlik ilkesi esastır." diyor, Alman Anayasası'nın 6'ncı maddesi "Ailenin korunması esastır." diyor. Aynı zamanda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 14'üncü maddesi ve 8'inci maddesi "Tüm haklardan tüm insanlar yararlanır." diyor. Ancak, Almanya'daki vatandaşlarımız, bu yöntemleri... Bugüne kadar hukuksal destekten, yardımdan mahrum kaldıkları için, Dışişleri Bakanlığı bu konuda devreye girmediği için vatandaşlarımız mağdur durumda. Öncelikle, Dışişleri Bakanlığının bünyesinde kurulmuş olan hukuk komisyonlarının Almanya'daki vatandaşlarımızın bu çifte vatandaşlıktan yararlanması için Alman Anayasası'nın 3'üncü...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TANAL (Devamla) - ...maddesi, 6'ncı maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 7, 8, 14'üncü maddelerini devreye sokarak vatandaşlarımızın bu mağduriyetinin giderilmesini arz eder, hepinizi saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)