| Konu: | BDP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 108 |
| Tarih: | 22.05.2013 |
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; BDP grup önerisinin aleyhinde söz aldım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
BDP grup önerisiyle, 1990 yılından başlamak üzere günümüze kadar devam etmekte olan ve kamuoyunda "faili meçhul cinayetler" olarak bilinen cinayetlerin araştırılması amacıyla Anayasa'nın 98 ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince bir araştırma komisyonu kurulması talep edilmekte ve bu önergenin de bugünkü Genel Kurulda görüşülmesi istenmektedir.
Ülkemizde özellikle 1990'lı yılların başından 2000'li yıllara kadar geçen dönem faili meçhul cinayetlerin ve terör olaylarının zirveye çıktığı yıllar olarak tarihimize geçmiştir. Özellikle yakın tarihimize baktığımızda 1993 yılı faili meçhul cinayetler yılı olarak hafızalarımıza kazınmıştır. 1993 yılı içerisinde gerçekleştirilen faili meçhul cinayetlere şöyle kronolojik sıra açısından bir baktığımızda gerçekten çok ibret verici bir tabloyu görmekteyiz: 24 Ocak 1993'te uğradığı bombalı saldırı sonucu Meclis Başkan Vekilimizin de eşi olan gazeteci yazar Uğur Mumcu hayatını kaybetmiştir. 17 Şubat 1993 tarihinde, JİTEM'e karşı olduğu bilinen Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis şehit edilmiştir. 17 Nisan 1993 tarihinde hem Başbakanlığı döneminde hem de Cumhurbaşkanlığı döneminde PKK sorununu çözmede kararlı olan 8'inci Cumhurbaşkanımız merhum Sayın Turgut Özal şüpheli bir ölüm sonucu vefat etmiştir. Yine, 25 Mayıs 1993 tarihinde Malatya-Bingöl kara yolunda silahsız ve sivil olarak yolculuk yapan 33 erimiz şehit edilmiştir. 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas Madımak Oteli ateşe verilmiş ve 37 kişi hayatını kaybetmiştir. 5 Temmuz 1993 tarihinde Başbağlar'da 33 masum vatandaşımız kadın, yaşlı demeden katledilmiştir. 4 Ağustos 1993'te Bitlis Mutki'de bir otobüs taranmış ve 15 kişi öldürülmüştür. 4 Eylül 1993 tarihinde DEP Milletvekili Mehmet Sincar öldürülmüştür, araştırma önergesinde belirtildiği gibi. 22 Ekim 1993 tarihinde Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı olan ve Kürt meselesinin sadece silahla çözülemeyeceğini savunan Tuğgeneral Bahtiyar Aydın şehit edilmiştir. 24 Ekim 1993'te JİTEM'in kurucusu olarak bilinen Binbaşı Ahmet Cem Ersever öldürülmüştür. 29 Aralık 1993'te Kılavuz köyü Jandarma Karakolu'nu basan teröristler 12 erimizi şehit etmiştir.
Bu saydıklarım sadece 1993 yılından öne çıkan birkaç faili meçhul ve terör olayı. 1993 yılının öncesinde ve sonrasında çok değerli aydınlarımız, gazetecilerimiz, bilim adamlarımız faili meçhul cinayetler neticesinde, maalesef, hayatlarını kaybetmişlerdir.
Özellikle 90'lı yıllarda, ülkemiz, faili meçhullerle, yargısız infazlarla ve işkence ile anılan bir ülke hâline gelmiştir. Suikastlar, ihmaller, ölümler ardı ardına gelmiştir. Sonraki süreçte de Susurluk olayı ve ardından 28 Şubat postmodern darbesine götüren süreç ve otuz yıllık bir terör gerçeğiyle ülkemiz karşı karşıya kalmıştır.
Terör, faili meçhuller, demokrasi eksikliği ekonomimize de yansımış, bir taraftan cinayetler devam ederken diğer taraftan da hazinenin kasası boşaltılmaya, bankalar batırılmaya devam etmiş, bunun faturası da milletimize çıkarılmıştır. Ülkeyi yöneten koalisyon partileri, ortalama ikişer yıl, dönüşümlü olarak iktidarı paylaşmışlar, ne teröre ne faili meçhullere ne de ekonomiye çare olabilmişlerdir. Ülkemiz hem demokraside hem de ekonomide kan kaybetmiştir.
İşte 90'lı yılların karanlık tablosundan kurtulmak isteyen milletimiz, 2000'li yılların başında bir karar vermiş ve yeni bir dönemin kapılarını aralamıştır. Toplumda kaos ve güvensizlik ortamı oluşturmak isteyenlerin ve demokrasi karşıtı hedeflerini gerçekleştirmek isteyen kirli odakların en önemli silahı olan faili meçhuller AK PARTİ iktidarının gelmesiyle son bulmuştur. Son on yılda Türkiye'de faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmaya çalışıldığına, çetelerin, mafyanın, karanlık odakların üzerine kararlılıkla gidildiğine, hiçbir şeyin üzerinin örtülmediğine, şüphelilerin bağımsız ve tarafsız yargı önünde hesap vermelerinin sağlandığına şahit oluyoruz.
Türkiye çok önemli bir süreçten geçmektedir değerli milletvekilleri. Ülkemizin son otuz yılına damgasını vuran karanlık olaylar bir bir ele alınmaktadır. Güneydoğuda yaşanan faili meçhul olaylar, bu olaylarla ilgili açılan soruşturma ve kovuşturmalar, Şemdinli davasının yeniden ele alınması, Danıştay saldırısı davası, Ergenekon soruşturmaları ve davaları, Balyoz ve diğer darbe planı davaları ve faili meçhullerle ilgili başlatılan soruşturma ve devam eden davalarla karanlıkta kalmış onlarca olay bağımsız yargının önüne çıkarılmıştır.
Faili meçhul olayların araştırılması için geçmişte Türkiye Büyük Millet Meclisinde değişik zamanlarda araştırma komisyonları kurulmuştur. Araştırma komisyonları, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün verdiği kısıtlı yetkiyle de olsa birtakım araştırmalar gerçekleştirmişler ancak ülkemizin o günkü şartları istenilen sonuca ulaşmalarını engellemiştir. Ülkemizdeki olumsuz şartlara rağmen bu araştırma komisyonlarının raporları kamuoyunda tartışılmış, raporların önerdiği birçok husus şu son on yılda hayata geçirilmiştir. Türkiye'de, artık, durum geçmiştekinden çok farklıdır. Hukuk ve adalet alanında ve demokratikleşme konusunda ülkemizin önemli mesafeler aldığını ülkemiz vatandaşları da görmekte ve yaşamaktadır. Avrupa Birliği ve uluslararası kuruluşların raporları da bunu teyit etmektedir. Mevzuatımızın yenilenmesi, ceza-adalet sistemimizin daha çağdaş bir yapıya kavuşturulması, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlayan anayasal ve yasal değişikliklerin gerçekleşmiş olması ve en önemlisi de ülkemizin geçmişte yaşadığı acı tecrübelerin bir daha yaşanmaması için çalışan bir siyasi iktidarın işbaşında olması ülkemiz için çok önemli bir avantaj olmuştur. Ülkemizin geldiği bu olumlu iklim nedeniyle de geçmişte yaşanan faili meçhul olaylarla ilgili olarak yargının soruşturmaya ve kovuşturmaya başladığı çok sayıda faili meçhul olay vardır. Darbeye götüren süreçler de, artık, yargı tarafından soruşturulmaya başlanmıştır. 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasının önünü açan geçici 15'inci maddenin kaldırılmasına muhalefet partileri "Hayır." derken bunu da AK PARTİ gerçekleştirmiştir. 28 Şubat sürecine, Danıştay saldırısı, Ergenekon, Balyoz ve diğer darbe planlarının soruşturulması ve kovuşturulmasına muhalefet her fırsatta karşı çıkarken AK PARTİ bu konudaki kararlılığını hiç bozmamıştır.
BDP grup önerisiyle, faili meçhul olayların araştırılması için bir araştırma komisyonu kurulması istenmektedir. Faili meçhul olayların arkasındaki gerçek, artık, herkes tarafından bilinmektedir. Bu gerçeğin araştırılması için "Darbe Komisyonu" dediğimiz ve görevini başarıyla sonuçlandırarak raporuyla önemli bir kaynak oluşturan Meclis Araştırması Komisyonu, ülkemizde demokrasiye müdahale eden tüm darbe ve muhtıraları ile demokrasiyi işlevsiz kılan diğer tüm girişim ve süreçleri tüm boyutlarıyla araştırmış ve alınması gereken önlemlerle ilgili çok önemli bir rapor oluşturmuştur. Ben, buradan Komisyon Başkanımıza ve değerli üyelerine huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum. Ortaya çıkan kaynak, gerçekten geleceğimize ışık tutan bir kaynaktır.
Yine, faili meçhul cinayetlerin en önemli amacı toplumsal barışı bozarak ülkede kaos oluşturmaktır, teröre ve antidemokratik müdahalelere zemin hazırlamaktır. Son olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulan toplumsal barış yollarının araştırılması ve çözüm sürecinin değerlendirilmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu da tam bu amaca yöneliktir. Bu Komisyon da faili meçhul olayların arka planının araştırılmasında, tıpkı Darbe Komisyonunda olduğu gibi, toplumsal barışı bozmaya yönelik faaliyetlerin araştırılmasında çok önemli rol oynayacaktır. Bu nedenle, aynı mahiyette ve benzer durumda, aynı amaca yönelik bir komisyon şu anda kurulduğundan ve çalışmalara başlamış bulunduğundan dolayı BDP grup önerisinin aleyhinde olduğumu belirtiyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)