GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:108
Tarih:22.05.2013

MEHMET ŞEKER (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Barış ve Demokrasi Partisi Grubunun önerisi üzerine, lehinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, ilk eleştirimi Barış ve Demokrasi Partisine yapmak istiyorum: Niçin 90'dan başlatıyorsunuz? Oysa bu ülkenin tarihinde faili meçhul pek çok cinayet var. Onun bir eksik olduğunu belirterek sözlerime başlamak istiyorum.

Biraz önce aleyhte konuşan değerli sözcü arkadaşıma da -birazdan konuşacağım çünkü- ben Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonunda çalıştım, hangi eksiklerle, hangi zorluklarla karşılaştık onlardan da bahsedeceğim. Yüzlerce aydın, akademisyen, sanatçı, yazar, siyasetçi, sivil toplum örgütü yöneticisi ve bürokratımızı kaybettiğimiz faili meçhul cinayetler demokrasi tarihimizin kara bir lekesi olarak durmaya devam etmektedir. Ülkemizin çok önemli değerlerini kaybettiği karanlık güçler tarafından sinsice planlanan bu olayların aydınlatılamaması, faillerinin ortaya çıkarılamaması kamu vicdanında derin yaralar açmıştır. Yıllarca açığa çıkarılamayan bu olaylar, zaman aşımı nedeniyle düşen davalar, faili meçhul cinayetlerde yakınlarını kaybedenler başta olmak üzere milyonlarca vatandaşımızın devlete ve adalet sistemine olan güven duygusunu zedelemiştir.

Bugün Türkiye'nin ileri demokrasisi olduğunu savunanların, 23'üncü Dönemde aynı amaçla verilen 8 önergeyi "Gündemde daha önemli işler var." diye reddetmeleri, almamaları manidardır. Oysaki hiçbir gündem anaların, çocukların, eşlerin yıllardır çektikleri acılardan, döktükleri gözyaşlarından daha önemli olamaz. Unutulmamalıdır ki geçmişindeki karanlıkları aydınlatamayan ülkeler, karanlık mihrakların faaliyetlerinin odağında olmaya devam edeceklerdir.

Faili meçhul cinayetlerin dış bağlantıları, devlet içi bağlantıları apaçık ortaya çıkartılmadan, bu cinayetlerin darbe öncesi dönemlerde artmasının, darbe sonrasında bıçak gibi kesilmesinin nedenleri tespit edilmeden bu cinayetler aydınlatılamayacaktır. 1978'de 46, 1979'da 81, 1980'de 98 olan faili meçhul cinayet sayısının 1981'de 2'ye düşmesi, 1982'de olmaması tesadüf mü değerli arkadaşlar? Ya da 28 Şubat öncesinde her yıl ortalama 300 faili meçhul cinayet işlenmesi birilerinin emellerine zemin hazırlamak olarak nitelendirilemeyecek midir? Tüm bunların araştırılması gerekir ve Meclis çatısı altında araştırılması gerekir. Ancak, bu yapılmadan önce Meclis İçtüzüğü'nün Meclis araştırmasıyla ilgili kısıtlamalarının ortadan kaldırılması gerekir; aksi hâlde, kurulacak komisyonun raporu 1993'te aynı amaçla kurulan komisyon raporu gibi serzenişten öteye geçemeyecektir.

Değerli arkadaşlar, faili meçhul cinayetleri araştırmak siyasal bir araştırmadır. Meclis İçtüzüğü'nün 105'inci maddesi devlet sırlarının Meclis araştırması kapsamı dışında kalacağını belirtmiştir. "Devlet sırrı"nın ne olduğuna dair kesin sınırların bulunmaması siyasal nitelikli araştırmaların etkinliğini sınırlamaktadır. Aynı şey "ticari sır" için de geçerlidir. "Devlet sırrı" ve "ticari sır" kavramlarının bu kadar geniş tutulması araştırma komisyonlarının çalışmalarını daraltmaktadır. Yani öncelikle, Meclis İçtüzüğü'ndeki bu kuralın değiştirilmesi, "devlet sırrı" ve "ticari sır" kavramlarının sınırlarının belirlenmesi gerekmektedir; aksi hâlde hükûmetler, araştırılmasını arzu etmedikleri bir konuyu "devlet sırrı" veya "ticari sır" kapsamına sokarak araştırma komisyonlarını işlevsiz hâle getirebilmektedirler.

Meclis İçtüzüğü "Meclis araştırma komisyonu bakanlıklarla genel ve katma bütçeli dairelerden, mahallî idarelerden, muhtarlıklardan, üniversitelerden, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumundan, kamu iktisadî teşebbüslerinden, özel kanun ile veya özel kanunun verdiği yetkiye dayanarak kurulmuş banka ve kuruluşlardan, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından ve kamu yararına çalışan derneklerden bilgi istemek ve buralarda inceleme yapmak, ilgililerini çağırıp bilgi almak yetkisine sahiptir." demektedir. Komisyonlara burada sayılanlar dışında kurum ve kuruluşlardan bilgi isteme, inceleme yapma yetkisi verilmemektedir. Örneğin, komisyonların Türk Silahlı Kuvvetlerinden bilgi isteme yetkisi yoktur. Türk Silahlı Kuvvetleri, ancak iyi niyet çerçevesinde, isterse komisyonlara bilgi vermektedir. Bu hüküm düzenlenmeli, tüm kurumlardan bilgi isteme yetkisi tanınmalıdır.

Komisyona bilgi vermeyen, yetersiz, çarpık bilgi verenler karşısında komisyonunun neler yapabileceğine ilişkin düzenlemeler de bu Meclis tarafından yapılmalıdır.

Bakınız, Meclis İçtüzüğü'nün bu kısıtlamaları, eksiklikleri 1993'te kurulan Komisyonun çalışmalarına nasıl yansımış: Adalet Bakanlığından Komisyonda uzman olarak görevlendirilmesi için 4 hâkim ve 1 cumhuriyet savcısı istemi reddedilmiş; Özel Kuvvetler Komutanlığı Komisyonun bilgi isteme talebine cevap vermemiş; üniversiteler, bilgi talebine cinayetlerin aydınlatılmasına ışık tutacak niteliği olmayan makaleleri göndererek cevap vermiş; basından bilgi, belge akışı olmamış; Millî Güvenlik Kurulu, aynı şekilde, Komisyon çalışmalarına yön verecek bilgi ve belgeyi esirgemiş; Ankara DGM Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Cem Ersever cinayetleriyle ilgili tahkikat evraklarının örneğini göndermemiştir.

Adalet ve İçişleri Bakanlığından faili meçhul siyasi cinayetlerin sayısı, detaylarıyla ilgili bilgi isteyen1993 Komisyonuna Adalet Bakanlığının verdiği sayı 126 iken İçişleri Bakanlığının verdiği sayı 23'tür. Bugün bir komisyon kurulacak olsa yine aynı sorunlarla karşılaşacaktır.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, bizler yedi ay on beş gün Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonunda çalıştık ve bu olayların hepsiyle karşılaştık, hep şunu gördük: Darbelerden önce bir el ortaya çıkıyor, faili meçhul cinayetleri işliyor, bunların failleri yakalanmıyor. İşte, Sakarya üçgeninde işlenen cinayetlerle ilgili bugüne kadar, maalesef, aydınlatılmış herhangi bir olay söz konusu değildir.

Yine Türkiye'deki, sayın sözcü biraz önce bahsetti, "İktidarımız döneminde, faili meçhul cinayetler aydınlatılmıştır." dedi. Hangisi aydınlatılmıştır merak ediyorum. Hangi faili meçhul cinayet ortaya çıkartılmıştır? Sadece faili meçhul cinayetler değil, geçmiş dönemde yapılmış faili meçhul olayların da aydınlatılması lazım. İşte, 1 Mayıs 1977'nin aydınlatılması lazım. Eğer siz, bu toplumsal olayları, Maraş katliamını, Çorum'daki olayları aydınlatamazsanız, faili meçhul cinayetleri işleyenleri ortaya çıkartıp hâkim önüne, mahkeme önüne çıkartamazsanız, maalesef, bir el yine düğmeye basarak bir gün bu işleri tekrar gündeme getirir. Darbe Komisyonunda çok yaşadık, burada çalışan arkadaşlarımız da mutlaka çok iyi biliyorlar. Meşhur bir "devlet sırrı"mız var; hiçbir şey verilmiyor, sadece bilmeniz gereken evraklar gönderiliyor. Bir diğer önemli bilgi maalesef. Bankancılık Kanunu'na göre "ticari sır" olarak gösteriliyor. Adam devleti dolandırmış, bankaları soymuş, pek çok yasa dışı iş yapmış, bugün Boğaz'da yalısında oturuyor, koruması var, son model arabaya biniyor, fakirin fukaranın hakkını yemiş, deyim yerinde ise hırsızlık yapmış ama bu, ticari sır kapsamında, bu kişinin ismini bilmeme izin verilmiyor. "Devlet sırrı" da böyle bir şey. Maalesef "devlet sırrı" denilerek bazı şeylerin üstü kapatılmak isteniyor. Biz bunlarla çok ciddi şekilde karşılaştık.

Yine, bu Komisyon çalışmaları sırasında, bu Komisyon ciddi kararlar aldı, bütün siyasi partilerin altında imzası olduğu 20 tane karara imza attı ve iki ayağımız bir pabuca sokuldu doğrusunu isterseniz, çok hızlı çalıştık, geceleri uyumadan bu raporu hazırlamaya çalıştık, önerilerimizi gündeme getirdik ama bunları gündeme getirirken...Ne zamandı? Aralık ayıydı değerli milletvekilleri, bugün mayıs ayının sonuna geldik yani aradan yaklaşık yedi ay geçti, Komisyonun çalışma süresi kadar bir süre geçti ama bu Komisyondaki ne öneriler ne bizim bunların çözümüyle ilgili gündeme getirdiğimiz maddeler Meclis gündemine dahi getirilmedi. Ne istiyorduk? Orada da vardı bu; gerçekleri araştırma komisyonu kuralım diyorduk, sivil bir anayasa yapalım diyorduk, devlet ve darbe mağdurlarıyla ilgili düzenlemeler yapalım diyorduk, Millî Güvenlik Kurulunun şekliyle ilgili değişiklikler yapalım istiyorduk. Bunların hepsini o gün gündeme getirdik ve bunların içerisinde 2'nci maddede bahsettiğimiz gerçekleri araştırma komisyonunun içerisinde bu darbe mağdurlarıyla ilgili, siyasi cinayetlerle ilgili, 1 Mayıs 1977, Maraş, Çorum, Malatya ve Sivas katliamlarıyla ilgili de çok ciddi şekilde bunların araştırılması, bunlarla ilgili araştırma komisyonlarının kurulmasıyla ilgili karar aldık ama, maalesef, aradan yedi ay geçti ve bunlar hayata geçirilmedi. Bunun altında AKP'li, MHP'li, BDP'li ve Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerinin imzası var.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, bu Meclis kendisine karşı yapılan bu girişimlerin de en öncesinde bunları hayata geçirmeli...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET ŞEKER (Devamla) - ...ve böyle bir komisyonun kurulmasına zemin hazırlamalıdır. Bizim oyumuz "Evet."tir.

Hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)