GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK PETROL KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:108
Tarih:22.05.2013

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Türk Petrol Kanunu Tasarısı üzerinde Hükûmetimiz adına söz almış bulunuyorum; heyetinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Tabii, uzun zamandan beri, aslında kamuoyunun gündeminde olan ve geçtiğimiz aralık ayında Bakanlar Kuruluna, Hükûmetimiz tarafından yasalaştırılmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine aktarılmıştı bu tasarı. İlgili komisyonda Sayın Komisyon Başkanımız ve değerli üyeleriyle beraber bu değerlendirildikten sonra Genel Kurula, olurlarınıza getirildi.

Tabii, petrol önemli bir olgu. Dünyada 2050 yılına kadar hâlâ enerji kaynaklarının doğal gazla beraber en önemli noktasını oluşturan ve yüzde 50'den daha fazlasını tedarik etmek üzere kurulan önemli bir enerji kaynağı. Türkiye'de var mı, yok mu, varsa ne kadar var, yeterli midir; tabii ki bu kanun tasarısı görüşülürken enine boyuna bunları konuşacağız ama dikkatinizi çekmek istediğim önemli bir nokta var; bu, özellikle TPAO'nun bir teşkilat yasası değildir. 136 maddelik, aramadan, üretimden, iletimden dağıtıma varıncaya kadar piyasa kanunlarıyla beraber, içinden ayıklanmış kanun maddelerinin 135-136 maddeden 29 maddeye düşürülmesiyle alakalı öz ve yeniden tasarlanmış bir kanun tasarısıdır.

Tabii, Türkiye'de arama faaliyetlerine daha çok yer vermemiz lazım. Uluslararası sermayeyle beraber TPAO'nun önderliğini yürüttüğü bu çalışmaların -ki yaklaşık yüzde 70'ler civarında ruhsat alanlarının TPAO tarafından kaplandığını düşünürsek- daha fazla artırılmasına dönük bir tasarıdır bu. Madencilikte olduğu gibi, enerji sektörünün diğer segmentlerinde olduğu gibi, tabiri caizse çantacıları ayırdığımız ama gerçek manada faaliyet yürütecek olanların da önünü açtığımız bir kanun tasarısı olmuş olacak. İnşallah, kanunlaştığında özellikle ciddi yatırımcıların, bu işe finansman koyacak yatırımcıların daha fazla işlerinin kolaylaştığı bir yapı olacaktır.

Tabii, bu kanun çıkarken, özellikle 2007 yılında Sayın Cumhurbaşkanının vetosuna esas olacak 4 tane temel madde vardı. Hatırlarsınız, "millî menfaatler" ibaresine yer verilmemesiyle alakalı bir konuydu. Değerli arkadaşlar, millî menfaatler Anayasa'yla güvence altına alınmış ve onun aksine bir düzenleme isteseniz de yapamayacağınız bir konudur. Kaldı ki, AK PARTİ hükûmetlerimiz şu ana kadar yürüttüğü ve bu ülkenin idaresine konan bütün iradelerde tamamen millî menfaatlerimizle alakalı işler yapmışlardır. Mademki "millî" kelimesini koymak ve koymamak Anayasa'yla güvence altına alınmış ve fark etmiyorsa biz o zaman dedik ki: "Bu 'millî' kelimesini şu anda koyuyoruz." Yani 2007 yılında veto gerekçesi olarak konulan bu maddenin bu sefer tam tersine "millî" kelimesi konularak da fark etmeyeceğini göstermiş olduk.

Biliyorsunuz, onlardan bir tanesi de devlet hissesinin mevcut duruma göre ve kademelendirilmiş bir şekliyle piyasa fiyatı yerine kuyu başı fiyatıyla alakalı olmasıydı. Bunların her birini de dikkate alarak biz şu anda piyasa fiyatlarıyla alakalı düzenlemeleri bu kanun tasarısına dercetmiş bulunuyoruz. Aynı zamanda, çıkartılan petrolün yüzde 50'sinin özellikle devlet hissesiyle alakalı olan kısmının ilgili il özel idareleriyle alakalı tasarruflarına da şu anda bu kanun tasarısında yer vermemiş bulunuyoruz. Ola ki, memleket ihtiyacının da karşılanması durumunda şu anda Bakanlar Kuruluna verdiğimiz yetkiyle beraber, çıkartılan petrolün öncelikle memleket ihtiyacının tamamıyla alakalı karşılanmasına dönük bir çalışmayı da, yine aynı şekilde, dikkate alarak burada dercetmiş bulunuyoruz.

Değerli arkadaşlar, şu anda Türkiye'nin yaklaşık 119 milyon ton eş değer petrol civarında yıllık bir enerji tüketimi var ve ithalatımızın yüzde 20'yle 22'ler civarında yıllara göre değişen, petrol fiyatlarıyla beraber değişen ithalatının bir oranı var ama yine önemle altını çizmemiz gereken bir konu, 60 milyar dolarlık 2012 yılındaki petrol, doğal gaz, ithal kömür, bütün bu enerji kaynaklarının 36 milyar dolarlık kısmı yani yarıdan daha fazla olan kısmı tamamen ulaşım sektöründe kullanılan binek ve toplu taşıma araçlarında kullanılan kısımdır değerli arkadaşlar. AK PARTİ hükûmetleri iş başına gelmeden önce 7 milyon civarında olan binek araçlar şu anda 17 milyon adet civarına çıkmıştır. Yani, hemen hemen her yıl 1 milyon adet civarında binek araç hizmete girmektedir. Bunların kullandıkları petrol ürünleri tamamen bu ithalat rakamının içerisinde yer almaktadır.

En son geldiğimiz noktada, 2012 yılındaki enerji sektöründeki kurulu gücün büyüme oranı yine Avrupa Birliği üyesi ülkelerin birçoğundan çok fazla yüksek olmuştur, hatta ortalama yüzde 20'ler civarında küçülen sektör Türkiye'de yüzde 5,2'ler civarında büyümüştür. Kurulu güçteki büyümemiz de yüzde 8,1'ler civarında olmuştur. Doğal gazda geldiğimiz nokta ise, 45 milyar metreküp civarındaki yıllık tüketim miktarına ulaşmışız. Biz, bunların, elektrik üretiminden daha ziyade meskenlerde, sanayide ve çevreyle alakalı faktörlerin ön plana alındığı yerlerde kullanılmasını istiyoruz. Peki "Bunlar Türkiye'de ne kadar çıkartılıyor?" dersek, kırkta 1 civarında doğal gazla alakalı üretimimiz var. Bu, çok ama çok azdır. Özellikle yüzde 8'ler, yüzde 9'lar civarında toplam kullandığımız petrolün Türkiye'de çıkartıldığını söylememiz lazım. 48-49 bin variller civarında günlük tüketimin bulunduğu bir noktaya doğru gidiyoruz. Bunlar gerekli çalışmalar ama yeterli çalışmalar değil. O yüzden, ben, özellikle maddelere geçtiğimizde soru-cevap kısmına daha fazla süre bırakmak açısından -aslında birçok şubesi bulunan bu petrol ve doğal gaz aramacılığıyla alakalı kısımları- burada, şimdilik geneliyle alakalı konuşmalarıma son veriyorum.

Heyetinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)