GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: EMEKLİLERİN YAŞADIĞI SORUNLARIN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 26/2/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERMİŞ OLDUKLARI MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 19/3/2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASI VE ÖN GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:79
Tarih:19.03.2013

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu tarafından Başkanlığa verilen araştırma önergesinin aleyhinde söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi tarafından gündeme alınması teklif edilen araştırma önergesi, konusu itibarıyla, emeklilik sistemi ve bu sistemde emeklilerimizin mevcut durumlarına ilişkindir. Önerge sahipleri, esas olarak, emeklilerimizin büyük kısmının açlık ve yoksulluk sınırının altında bir gelir seviyesine sahip olduğundan  bahsetmektedir.

Ben şimdi sözlerime sizlere iktidarımız döneminde genel olarak emeklilik rejiminde yapılan değişiklikleri kısaca anlatarak devam etmek istiyorum ama şu husus unutulmamalıdır ki sevgili arkadaşlar, emeklilik rejiminin de içinde yer aldığı sosyal güvenlik sistemi, bütün gelişmiş ülkelerde, kendi özel mevzuatı, kuralları ve işleyişi olan bir sistemdir. Bu konu, araştırma önergesinde olduğu gibi sadece emeklilerin maaşlarına indirgenerek anlaşılmaya çalışılırsa hataya düşülmesi de kuvvetle muhtemeldir. Her konuda olduğu gibi sosyal güvenlikle de ilgili olarak iktidarımız döneminde konuya bütüncül bir bakış açısıyla bakılmış ve "sosyal güvenlik reformu" olarak adlandırılan reform çalışmaları başlatılmıştır.

Sosyal güvenlik reformu, ülkemizin sadece bugününü ve geçmişini değil yarınlarını da ilgilendiren çok geniş kapsamlı mevzuat düzenlemelerini içeren bir süreçtir. Ben şimdi sizlere bu geniş süreçte emeklilerimiz için gerçekleştirilen düzenlemeleri anlatmaya çalışacağım.

Reform çalışmalarının esas çerçevesini 2006 yılında kabul edilen ve 2008 yılında bütün hükümleriyle yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu oluşturmaktadır. Bu kanun ile daha önce -vatandaşın bildiği tabir ile söylüyorum- SSK, BAĞ-KUR ve Emekli Sandığı olmak üzere üç ayrı başlık altında düzenlenen emeklilik rejimi tek bir başlık altında toplanmıştır. Yeni sistemde, farklı mevzuat için farklı sigortalılık koşullarının yerine bütün vatandaşları kapsayan genel sağlık sigortası modeli benimsenmiş ve belirlenen bir geçiş süresinin ardından bugün sistemin uygulanmasına tam olarak başlanmıştır. Sosyal güvenlik reformu süreci, hazırlık aşamasından kanunun kabulüne kadar, sivil toplum örgütlerinin ve geniş halk kitlelerinin katılımıyla, müzakere yöntemiyle tamamlanan bir süreç olmuştur.

Muhalefete mensup arkadaşlarımız tarafından 5510 sayılı Kanun ile getirilen sistemin en çok eleştirilen noktası emeklilik yaşına ilişkin düzenlemeler olmuştur. Kanun ile emeklilik yaşı erkek ve kadınlar için 65 yaş olarak belirlenmiştir. Ancak, bu konuda bir hususun çok iyi anlaşılması lazım. Sosyal güvenlik sistemi, uzun yılları kapsayan ve geniş projeksiyonlarla hazırlanması gereken bir süreçtir. Bu sistemde seçim vaadi amacıyla belirli kesimlere fayda sağlayacak şekilde değişiklik yapılması ileride telafisi mümkün olmayan ve devletin bütününü etkileyen kamu zararlarına yol açmaktadır. Geldiğimiz nokta bu sürecin en iyi göstergesidir. 1990'lı yıllarda kadınların 38, erkeklerin ise 43 yaşında emekli olmasına ilişkin yapılan düzenlemeler ile sosyal güvenlik sistemi sürekli açık veren ve sürdürülebilirlik vasfını kaybeden bir sistem hâline gelmiştir. 2008 yılında yapılan reform ile özellikle emeklilik yaşına ilişkin 65 yaş sınırı çok detaylı hesaplamalar sonucunda tespit edilmiştir. Bu kapsamda, özellikle Türkiye'nin sosyal güvenlik sistemi ihtiyaçları ve bu alanda var olan uluslararası standartlar dikkate alınmıştır.

Tekrar altını çizmek istiyorum: İktidarımız zamanında getirilen 65 yaş sınırı, popülist söylemlerle değil, bürokratların ve bu alandaki teknik uzmanların çalışmalarıyla oluşturulan bir sistem olmuştur, bir sınır olmuştur. Bu sınır üzerinde bu kadar durmamın temel nedeni, benzer söylemlerin emekli aylıkları için de yapılmasına ilişkindir.

Arkadaşlar, elbette ki emekli aylıklarına afaki bir zam yapmak mümkündür ancak bu yapılırken ileride kamuya gelecek ek yükleri de iyi hesaplamak lazım. Sizlerin de çok iyi bildiği gibi, her devletin harcama ve nakit imkânları vardır ve iyi idare edilen bir mali sistemde bu harcama ve nakit imkânlarına dikkat etmek gerekmektedir.

Konuşmamın bu kısmında, sizlere, iktidara geldiğimiz 2002 yılından bugüne kadar emeklilerle ilgili gerçekleştirdiğimiz düzenlemeleri aktaracağım. 2002 yılında iktidara geldiğimizde devraldığımız sistemde emekli aylıkları her bir önceki yılın TÜFE oranına göre artırılmaktaydı. 2002 yılında 58'inci Hükûmet göreve başlar başlamaz ilk icraatlarından biri, emeklilerimiz için seyyanen zam yapmak olmuştur. 2002 yılının bütçe imkânları çerçevesinde emeklilerimize 75 ila 100 lira arasında değişen tutarlarda seyyanen zam yapılmıştır.

Araştırma önergesinde ifade edildiği için tekrar söylüyorum: Biz iktidara geldikten sonra, enflasyonun altında ezilen emeklilerimize enflasyon oranının üzerinde artış oranları uygulandı.

Size şimdi Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından aldığım resmî rakamlardan da bahsetmek istiyorum. 2002 ila 2012 yılları arasında, kümülatif olarak, bir SSK emeklisinin maaşında yüzde 245 artış gerçekleşmiştir. Aynı oran BAĞ-KUR emeklisinde yüzde 382, memur emeklisinde ise yüzde 188 olarak gerçekleşmiştir. Peki, bu dönemde enflasyon oranı ne olmuştur? Bu oran ise 2002-2012 arasında yüzde 145 olarak gerçekleşmiştir. Özet olarak, emeklilerin enflasyon oranının altında ezdirildiği iddiası doğru değildir çünkü rakamlar da ortadadır.

Emeklilerimizin aylıklarına ilişkin az önce söylediklerime ilaveten, aylıklardan ziyade emeklilerimizin aldığı hizmetin iyileştirilmesi ve emeklilerimizin hayat kalitesinin artırılması için de pek çok düzenleme gerçekleştirilmiştir. Daha önceki yıllarda üçlü bir yapı arz eden sosyal güvenlik sisteminin kurumsal yapısı tek bir çatı altında birleştirilmiştir. 5502 sayılı Kanun ile kurulan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı daha önce üç kurumun yerine getirdiği faaliyetleri artık tek bir çatı altında yerine getirmektedir. Ancak, bu noktada Sosyal Güvenlik Kurumunun 2006 yılında oluşturulan yeni bir yapı olduğu gibi bir yanılgıya düşmemek gerekir. Bu kurum, daha önceki yıllarda hizmet veren ve alanlarında uzmanlaşmış SSK, BAĞ-KUR, Emekli Sandığı genel müdürlüklerinin geçmiş birikimlerinin SGK'da toplanması suretiyle oluşturulmuştur.

Emeklilerin özlük haklarıyla ilgili olarak bir gösterge ise satın alma gücü paritesidir. Eğer maaş düşük veya yüksek gibi tanımlama yapacaksak göz önünde tutmamız gereken esas unsur satın alma gücü paritesine bakmak olmalıdır. Yoksa, sadece "Emekli aylıkları şu kadar." şeklinde konuşmak yanıltıcı bir ifade olacaktır.

Arkadaşlar, iktidarımız döneminde yapılan düzenlemelerle emeklilerimiz -yine resmî kaynaklara bakarak söylüyorum- satın alma gücü paritesine göre Bulgaristan, Danimarka, Letonya, Macaristan, Estonya, Slovenya, Polonya, İrlanda, Fransa ve Yunanistan'da yaşayan emeklilerden daha iyi konuma gelmiştir.

Eskiden emeklilerimizin maaş dönemlerinde para çekebilmek için yaşadıkları sıkıntı hepimizin malumudur. Maaşların sadece Ziraat Bankası aracılığıyla ödenmesi nedeniyle maaş günlerinde çok uzun kuyruklar oluşurdu. İktidarımız döneminde yapılan düzenlemelerle emekli maaşlarının 22 banka ve PTT şubeleri aracığıyla ödenmesi mümkün hâle getirilmiştir.

Ben size daha uç bir örnek de vermek istiyorum değerli arkadaşlarım: Maaşını alamayan emeklilerimiz için evde maaş ödemesi uygulaması da tarafımızca başlatılmıştır.

Emeklilerimizle ilgili yapılan bir diğer düzenleme ise fiş, fatura toplanması uygulamasına da son verilmesidir. O sahneler de çok geride değil, bundan on yıl öncesine kadar da yaşanmaktaydı. Hükûmetimizin reformları neticesinde, emeklilerimiz fatura bulmak için kapı kapı gezmek zorunluluğundan da kurtarıldı ve bütün emeklilerimize maaşlarının yüzde 4'ü oranında vergi iadesi yapılmaya başlanıldı.

Malullükten dolayı emekli olan emeklilerimizin çok sık yaşadığı bir diğer sorun da, muayene sorunu da Hükûmetimiz döneminde çözüldü. Belirli aralıklarla muayene olmak zorunda olan malul emeklilerimizin emekli aylıklarında muayene süresinde kesilmeler yaşanmakta, yine bu dönemde, sağlık hizmetinden de faydalanamamaktaydılar. Yapılan düzenleme ile bu sorun da çözülmüştür.

Yine muayenelerle ilgili olarak, bildiğiniz gibi, SSK emeklisi gidip de BAĞ-KUR hastanesinde muayene olamamakta ve hastane kapısında kalmaktaydı. Bunlar çok uzak gelmesin arkadaşlar, yedi sekiz yıl öncesine kadar yaşanan görüntülerdir bu bahsetmiş olduklarım ve bunlar bizim iktidarımız tarafından ortadan kaldırılmıştır.

Sosyal güvenlik reformuyla, artık, nereden emekli olduğuna bakılmaksızın bütün emeklilerimize sağlık hizmeti verilmektedir. Yine, bu muayenelerle bağlantılı olarak da ilaç alımlarında da emeklilerimize kolaylıklar sağlanmıştır. Emeklilerimizin ilaç alımında karşılaştıkları zorluk ve yaşadıkları mağduriyet, anlaşmalı serbest eczanelerden ilaç alınmasının mümkün hâle getirilmesiyle kolaylaştırılmıştır.

Arkadaşlar, emeklilerimizle ilgili yapılan maaş dışındaki düzenlemeleri özetlemeye çalışıyorum. Buradaki her bir konuyu sizlere dakikalarca anlatabilmek mümkün ancak süre kısıtlığı nedeniyle genel olarak üzerinden geçiyorum.

Yine iktidarımız döneminde, müteaddit defalar, emeklilerin ödemesi gereken sosyal güvenlik destek primi borçları ile emeklilere yersiz olarak yapılan aylık ödemelerini yapılandırdık. Bu kapsamda birçok emeklimiz borcunu yapılandırdı.

Yine, emeklilerimizin çalıştıkları yıllarda kesilen ve diğer hükûmetler döneminde ödenmeyen KEY ödemelerinin ödemeleri de Hükûmetimiz tarafından gerçekleştirilmiştir.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; ifade ettiğim gibi, daha pek çok husus var üzerinde emeklilerimizle ilgili değinebileceğimiz ve bu konuda yapmış olduğumuz, iktidarımız döneminde yapılan da pek çok düzenleme var, ancak süre elvermediği için bu düzenlemelerden sadece kısıtlı bir bölümüyle ilgili olarak Meclisinizi bilgilendirdim.

Bu, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu tarafından verilen araştırma önergesine, aleyhte olduğumu bildiriyor ve hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)