| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 111 |
| Tarih: | 28.05.2013 |
ERDAL AKSÜNGER (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Son zamanlarda özellikle FATİH Projesi'yle ilgili gelişmelerden ben bir şey anlamadığım için bir genel görüşme talebi rica etmiştik ama görünen o ki buraya gelip kimse bunu açıklamayacak.
Nedir bu FATİH Projesi? Başbakan Amerika'ya gitti, geldi, tekrar projeler ertelendi. Ne yapılmak isteniyor ben anlamadım. Ben yirmi yıldır bu sektörün içindeyim, teknolojiyle uğraşan bir insanım, eğitimde görev aldım, bu işin bizi nereye götüreceğini ben anlamadım. Bizim Türkiye'de ne kadar bununla ilgili sivil toplum kuruluşu varsa bütün arkadaşlarla görüştüm, bu proje eğitim olarak bizi nereye götürecek, teknoloji olarak nereye götürecek, kimse bir şey anlamadı. Şimdi, bakın, bence böyle bir rezalet görülmedi, hiç kimse de anlamıyor bu işten. Milyarlarca dolar para harcanacak, ortada Türkiye'nin geleceğiyle ilgili çok önemli kararlara imza atılıyor, ortada gelip bunu Türkiye Büyük Millet Meclisine anlatan bir adam yok. 3 Millî Eğitim Bakanı döneminde bunların hepsi yapıldı, son dört yılda, daha kimse ne olduğunu anlamadı.
Daha önce burada yine açıklamıştım, bilişim teknolojisi sınıfları kurdunuz, 6 milyar dolar para harcandı, çöplüğe attınız hepsini. Şu anda bilişim teknoloji sınıflarının hepsi çöplük vaziyete dönmüş durumda. Kendileri de bunu kabul ederler, Sayın Bakana da sorarlarsa bunu kabul edecektir.
Şimdi, Türk TELEKOM'u 6,5 milyar dolara sattınız. "IMF'e borcumuz ödendi." diyorsunuz, 23 milyar dolar IMF'e borç vardı. "Türk TELEKOM" dediğiniz bu kurumun bugünkü değeri 35 milyar dolardır. Bari bugün satsaydınız bunu değerinde, oraya 23 milyar doları verir, 12 milyar doları da cebinize atardınız. Bakın, bilişim teknolojisi sınıflarına 6,5 milyar dolar para harcadınız, Türk TELEKOM'u sattığınız fiyata. Şimdi ne durumda orası? Çöplük olmuş vaziyette.
Şimdi, bakanlar daha önce neler söylemişler bu projeyle ilgili, sizlerle burada paylaşmak istiyorum. Sayın Bakanımız Zafer Çağlayan demiş ki: "Herkesin ilgisini FATİH Projesi çekiyor. Amacımız daha fazla cari açık vermek değil, o yüzden bu bilgisayarların, maksimum düzeyde, üretiminin Türkiye'de yapılmasını istiyoruz."
Bir başka Bakanımız, Nihat Ergün "Bu üretimlerin yüzde 86'sı yerli olacak." diyor ve bugün geldiğimiz noktada 3 kere bu ihale ertelendi. Niye ertelendi biliyor musunuz? Yurt dışındaki şirketlerin hepsine peşkeş çekildi çünkü. Üstelik şöyle oldu: Dünyada gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin hemen hemen hepsi kendi planlarını yaptılar, stratejik planlarını. 2015'te hepsi bitiriyor, bizim haricimizde.
Türkiye şu anda dünyanın bu konudaki en büyük tüketim çılgınlığına sahip ülkesidir. Apple'ın üretiminin yarısı kadar tablet istiyoruz. 10 milyon tablet. Niye istiyoruz? Yerli üretecektik. Şimdi Başbakan Amerika'ya gitti, orada ayın 27'sinde yapılacak ihaleyi de ertelediler. Neden? Microsoft'un Başkanı başka bir şey gösterdi Başbakana orada. Yanında da bazı akıllı arkadaşlar var, kimlerle teması varsa, onlar da inandılar. Pazartesi günü yine ertelendi o ihale çünkü yabancılara peşkeş çekilecek.
Sadece bu alım ihalesi peşkeş çekilmiyor -ona dikkatinizi çekmek isterim- Türkiye'nin geleceği gidiyor. Otuz yıl bu çocuklar bu hikâyelerle büyüyecekler. Türkiye'nin stratejik kurumlarının hepsi böyle olacak, kamu kurumları böyle olacak. Hani ne oldu, yerliye teşvik verilecekti içeride? Nasıl vereceksiniz? 20 milyar dolarlık iş yapıyorsunuz, 11 milyon tane tablet alacaksınız, bunu 2 lot hâlinde yapıyorsunuz, 5 milyon, 5 milyon 2 lot yapacaksınız. Teminat mektupları 300 milyon TL ve burada yerli bir üretici gelecek, bu ihaleye girecek, öyle mi? Adam mı kandırıyorsunuz siz ya? Böyle bir şey yok.
Efendim, dediler ki: "Pardus getireceğiz, koyacağız. Ülkenin bütün okullarında yerli, açık kaynak kodlu yazılım kullanılacak." Bu da koca bir yalan oldu. Microsoft'a, dünyanın en zengin adamına içeride teşvik vermeye çalışıyorsunuz. Otuz yıl bu memleketin bütün stratejisini bitireceksiniz. Göreceksiniz, bakın, bugün burada söylüyorum: Otuz yıl içerisinde bu çocuklar bu tabletlerle büyüyecekler, bir daha ne Türkiye'deki bilişim ne Türkiye'deki buna bağlı sanayi veya buna bağlı ticaret, bence, hiçbir zaman kendini toparlayamayacak.
Şimdi, "FATİH Projesi'ndeki Pardus Projesi"ni kullanacak." diyor Sayın Bakan. Şimdi, Teknoloji Bakanımız, bundan anladığını söyleyen Teknoloji Bakanı -Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı- diyor ki: "Yüzde 86'sı yerli mal olacak. Sadece camı dışarıdan alacağız." Ya, cam nedir ya? Ya, Teknoloji Bakanı bu, cam olur mu onun adı ya? "Bu LCD, orada, içeride üretmemize gerek yok." diyor. Böyle komedi olur mu ya? Teknolojiyle ilgilenen bir bakan bunu söyler mi? Bu, fıkra gibi komedi bir şey. Bu senin "cam" dediğin şeyi, LCD panel üretimini yapmak için 10 milyar dolar yatırım yapman lazım. Efendim, dünyada arz fazlası varmış. Nerede varmış arz fazlası? Kim diyor bunu? Hangi kaynak söylüyor? Öyle bir kaynak yok.
Bence, kulaktan dolmayla Türkiye'nin parasını da çarçur edeceksiniz. Borçlandırma işi. Nereden gelecek bu kaynak? Kim girecek bu ihaleye? 4 tane şirketten başka kimse giremez. Dünyanın en büyük 4 tane devinden başka kimse buraya giremez. Ne oldu yerli üretim? Ne olacak bu insanlar? 10 bin firmanın bu "FATİH Projesi" dediğiniz işin kendilerince makul gördüğü tek şeyi şuydu: "Bu yapılırken eğer bizlere bir yerlerinden, bu yerli teşvik denilen işten bir pay çıkarsa on yıl içerisinde bu ülkeye en azından kendi yerli üretimlerini yapma ihtimali doğar." Yapar demiyorum, böyle bir planınız yoktu çünkü. Yapar demiyorum, en azından böyle bir ihtimal doğardı, onu da ortadan kaldırdınız.
Önümüzdeki süreçte Türkiye'nin, Amerika gibi ülkelerin gerçekten de nasıl uydusu olduğunu göreceksiniz. Bütün borsalarınız, aslında dijital verilerinizin hepsi -çocuklarınızı da ne yazık ki buna mahkûm ediyorsunuz- tehlike altında.
Tabii, Bakan bunu söylerken Sayın Başbakan ne diyor? Gitmiş, Silikon Vadisi'ni gezdirmişler, Sayın Başbakana "Kalem kullansın çocuklar." demişler. O da demiş ki: "O zaman ihaleyi iptal edin, yeniden yapalım ihaleyi." Ne yapalım? "Ya, üzerinde kalemle yazsın çocuklar." Ne oldu? Ya, pedagojik açıdan da bunun açıklaması yok ki. Dünyada böyle bir eğitim sistemi yok. Dünyanın en iyi eğitimini yapan ülkeleri şöyle bir gözden geçirin, İskandinav ülkelerine şöyle bir bakın. Biz ne dedik: "Ya, bakın çocuklar üç saatlik, beş saatlik eğitim alıyorlar ama hayatı yaşayarak alıyorlar, hayata dokunarak alıyorlar." Böyle bir şey yok.
Siz, Türkiye'yi teknoloji çöplüğüne döndüreceksiniz. Ya, bunun örneği ortada, 2005'ten 2011'e kadar 32 bin tane bilişim sınıfına para harcadınız, Türk TELEKOM'u sattınız, parasını oraya yatırdınız; hepsi çöplük, hepsi çöplük. Ya, mesele para da değil, buradan da geçtik. Türkiye'nin geleceği, yapacağınız dijital altyapıları ve yerli üretimi teşvikle olur, açık kaynak kodları teşvik etmekle olur ama bu vizyon ne yazık ki sizde yok. Madem vizyonunuz yok, şöyle bir şey söyleyeyim: Geçen yıl bu Meclis çatısı altında biz bir Bilişim ve İnternet Araştırma Komisyonu kurduk, 1.100 sayfa rapor çıktı. AKP'li milletvekili arkadaşlarla birlikte ortak yaptık bunu, orada bunların hepsini yazdık. Ya, bir vizyona ihtiyaç varsa, oradan bir kaynak elde etmek istiyorsanız gidin ona bakın, o arkadaşlara sorun, bize sormayın. Bu memleketin iyiliği için bunu söylüyoruz. Değerli arkadaşlarımız da vardı, benim de takdir ettiğim insanlar vardı. Ben şöyle düşündüm, tabii o bizim de cehaletimiz oldu: Biz de zannettik ki burada bu kadar çalışıyoruz, bu kadar raporlar hazırlıyoruz, herhâlde bunlar pratiğe geçerken ya da pratikte bir uygulama yapılırken mutlaka buraya bakılır. Ne yazık ki, işte, Başbakan gidiyor, orada Microsoft'un CEO'su Steve Ballmer "Gel, biz seni Silikon Vadisi'ne götürelim." diyor, Gidiyor, orada bir bakıyor tablete yazı yazıyorlar, "Ya, bizim çocuklar da böyle yapsın." diye 20 milyar dolarlık projeyi iptal edip bir ay sonraya erteliyorlar. Niye? Böyle bir altyapı, böyle bir şartname hazırlayalım diye. Ya, ülkeyi satıyorsunuz haberiniz yok. Ülkeyi satıyorsunuz haberiniz yok yani.
Şimdi, arkadaşlar, anlayan anlar bu işten gerçekten de. On yıl sonra geri dönülmez bir hâle geliyor bu ülke. Eğer kendi, yerli açık kaynak kodla yazılımlarımızı geliştirmezsek, bunları teşvik etmezsek göreceksiniz ki geldiğiniz noktada ne sanayiniz ne eğitiminiz ne de bütün stratejik kurumlarınız hiçbir yere gelemeyecek, göreceksiniz bunları. Mesele para da değil aslında, memleketin parasını çarçur ediyorsunuz, ayrı bir konu, üç sene sonra çöplük bunların hepsi. 5 kere daha alım yapacaksınız, bu yüzde yüz yani çünkü üç yıl sonra zaten tablet diye bir şey kalmayacak ortada; bugün burada söylüyorum, göreceksiniz yani.
TELEKOM'a da peşkeş çekiyorsunuz altyapıyı komple, tabletleri de geçtim, on beş yılda 60 milyar dolara yakın parayı birileriyle beraber bir rant havuzunda toplayacaksınız. Ya, bu memlekete yazık değil mi? Bunları da geçtim, bu çocuklara yazık değil mi ya? Bu memleket nasıl kalkınacak? Var mı böyle eylem planınız? Yok.
Arkadaşlar, hiçbir şeye güvenmiyorsanız kendi arkadaşlarınıza güvenin ama maalesef bu iş başka bir tezgâha kurban gitmiş bence, başka bir lobinin eseri bence ve ülkeyi de satıyorsunuz. Ben bugün burada tarihe not düşmek istiyorum: Bu ülkeyi sattınız bugün itibarıyla.
Hepinize teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)