| Konu: | 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 17.12.2012 |
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Madde üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlar, az önce Sayın Şimşek'i dinlerken, yine, sanki asgari ücretlilerin durumu çok sıkıntısız, sadece yüzde 1'i verginin alınıyormuş gibi bir şey söyledi, şaşırdım tabii. Yani Sayın Bakanım, buradan alınan verginin oranını koyuyorsunuz ama, daha Eylül ayında artırdığınız ÖTV, KDV'yi asgari ücretli ödemiyor mu? Yani özel iletişim vergisini, gıdalarda ödenen KDV'yi kim ödüyor?
Şimdi, şurada bir temel açmaza düşüyoruz değerli arkadaşlar. Bunlar, o insanların bütçesinde çok önemli oran teşkil ediyor, defalarca söyledim, vergi adaletsizliği burada. Az kazanandan az, çok kazanandan çok almak gerekirken, hazır burada olan ücretliden, asgari ücretli olmasa da normal ücretli olsun, onun bütçesinde bu harcamaların oranı yüzde 10 ise sizin söylediğiniz orta gelir, sizin müteahhitlerinkinde yüzde 1. Şimdi oraya koyduğunuz yüzde 10 vergi artışıyla bu aynı olmaz ki Sayın Bakanım. Yani belki oran olarak söylediğiniz doğru olabilir. Verilen rakamın doğru olması başka bir şey ama ifade ettiği şey, asgari ücretli açısından başka bir şeydir ve bunu siz de açıkça itiraf ettiniz. Bütçeyle ilgili rakamlar gelmeden önce, OVP açıklaması yaparken, daha doğrusu vergi artışının gerekçesini söylerken dediniz ki: "Vallahi bütçe tutmuyor." Niye? "Bazı bakanlarımız bizim söylediklerimizi, yazılı uyarılarımıza rağmen, dinlemiyorlar ve ödenek üzerinde harcama yapıyorlar." Peki, ne olacak? "Vergilerde artış yapacağız." Başka ne olacak? "Şimdiye kadar geciktirdiğimiz doğal gaz, elektrik zamlarını da yapacağız çünkü bize para lazım." Tamam güzel de, bunun faturasını vatandaş ödüyor dedik. Zaten bir gelir adaletsizliği var. Arkadaşlarımız çok güzel açıklıyorlar, hepsi eline rakamı alıyor: "Efendim son yüzde 20'nin şu kadar artmış." Peki, son yüzde 5 ne olmuş? En tepedeki yüzde 5 ile en alttaki yüzde 5'in arasındaki uçurum ne kadar artmış? Ona bakan yok. Yüzde 5'in ötesinde yüzde 10'luk ve yüzde 5'lik dilimler var gelir dağılımında. En alttakinin canı çıkıyor. Hele hele bu aldığımız vergilerle, ÖTV artışıyla, KDV artışıyla sıkıntı oraya geliyor.
Değerli arkadaşlar, şimdi burada, bir taraftan çalışanlarla ilgili kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapıyorsunuz, onların hakkı korunmuyor, öbür taraftan en altta ezilenlerin üzerine sürekli olarak vergi yükü bindiriyoruz. Sayın Bakanım, size de iletmişler ama burada senelerdir duruyor. Bir yardımcı hizmetler için bile bir sınıf atlama için, unvan değişikliği için sınav açılmıyor. Burada duruyor, bir sürü şeyler koymuşuz, hizmet sınıfları koymuşuz, "Niye bir maliye hizmeti sınıfı koymuyor? Bütün yükü biz maliye çalışanları olarak çekiyoruz." diyor TÜRK BÜRO-SEN'den arkadaşlarımız göndermişler. Çalışanlar, bu KHK sonrası mağduriyetlerimiz giderilir diye bakarken, kurumsal yapı içerisinde daha da mağdur hâle gelmişler.
Değerli arkadaşlar, bunları adaletli bir şekilde çözmemiz lazım. Bakın, kafamızı kuma görerek, sorunları görmezden gelerek bir şey yokmuş gibi davranamayız. Derseniz ki: "Ne yapalım?" Buyurun, burada alınması gereken önlemler belli, bu vergi adaletini sağlamadan yapamayız. Onun için de?
Sayın Bakan güzel söylüyor, Bütçe Komisyonunda da söyledi "Efendim, şu gelir vergisi kanunuyla ilgili çalışıyoruz." diye. Çok güzel. "Şununla ilgili bir hazırlık yapacağız, bunu yapıyoruz?" Şimdi biz dinlerken zannediyoruz ki o zaman 2011'de yeni mi iktidara geldi bu Hükûmet diye. Sanki on senedir yok, sanki "vergi reformu" diye ilk üç aylık Acil Eylem Planı'na koymamış? Yani on sene üzerinden geçmiş, 11'inci bütçeyi yapıyoruz, Acil Eylem Planı'nda olanlar hâla duruyor. Ha, bunlara itirazımız yok. Varsa bir şey, diyoruz ki: "Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak her zaman yapıcı, yol gösterici, uzlaşmacı muhalefet anlayışından yana olduk. Bırakın bu sanal gündemleri, bırakın burada?" Efendim, yok açlık grevi vardı, işte iptal oldu, biz bunlara onu vereceğiz, bunu yapacağız, biz ileride, şu olmuş, burada bu olmuş? Sayın Başbakan yardımcısı kalkmış, dün yine bir sürü laf söylüyor, şirin gösteriyor bütün teröristleri, neredeyse serbest bırakacağız yani. Herhâlde onlar için de duygulandı! Ya gelin buraya, şunları çıkaralım, son güne kalmasın, son haftaya kalmasın, neyse çıkması gereken, halkın gerçek gündemini, bu vatandaşlarımızın gündemini, ezilen, bu bütçe yükü üzerindeki bütün yükleri taşıyan, açıkların yükünü taşıyan vatandaşları rahatlatacak, bunları asgari refah düzeyine çıkaracak, bunların gelirlerini artıracak önlemler alalım. Bunlar hiçbir vatandaşımızın karnını doyurmuyor.
Dolayısıyla, bu çerçevede, gerçekten, vergiyi kazanandan alalım, dar gelirliden vergiyi düşürelim ve yukarı doğru çıktıkça da adaletli bir vergi sistemi tesis edelim diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Günal.