GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBUNUN, İSTANBUL MİLLETVEKİLİ BİNNAZ TOPRAK VE 58 MİLLETVEKİLİ TARAFINDAN LEZBİYEN, GEY, BİSEKSÜEL BİREYLERİN SORUNLARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 14/2/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 29 MAYIS 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNARAK, GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:112
Tarih:29.05.2013

AYKAN ERDEMİR (Bursa) - Değerli milletvekilleri, yüce Meclisi ve bizleri televizyon ve bilgisayar ekranları başında izleyen vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Usulen önergenin aleyhinde söz aldım ama önergenin lehinde konuşacağım.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Allah Allah! Çok etik bir şey yapacaksınız (!)

AYKAN ERDEMİR (Devamla) - Değerli milletvekilleri "Koskoca dünyaya benim evladımı sığdıramadılar." 2010 yılı Eylül ayında Bursa'da öldürülen cinsel yönelimi farklı bir vatandaşımızın annesinin sözü: "Koskoca dünyaya benim evladımı sığdıramadılar." İşte, bugün, burada, koskoca dünyamıza bu anne ve babaların evlatlarını sığdıracak küçücük bir yer açabilir miyiz diye konuşuyoruz. Evet, koskoca dünyamızda küçücük bir yer var mı? 12 bıçak darbesiyle öldürülenlere, 40 bıçak darbesiyle öldürülenlere, bedeninde kapanmaz yaralar açılanlara, kalplerinde kapanmaz yaralar açılanlara küçücük bir yerimiz var mı?

İşte, Türkiye'deki LGBT bireylerin anne ve babalarını bir araya getiren "LİSTAG" adlı topluluğun hayatının, deneyimlerinin, acılarının anlatıldığı bir film var, "Benim Çocuğum." Can Candan'ın yönetmenliğinde toplumumuza sesleniyor, insanlığa sesleniyor, en sıcak duygularla sesleniyor, en samimi duygularla sesleniyor ve bu belgeselde, bu aile filminde anne ve babalar "Benim çocuğuma yeriniz var mı? Benim çocuğum için de hak var mı? Benim çocuğum için de özgürlük var mı? Benim çocuğum için de eşitlik var mı?" diye soruyorlar.

Bu belgesel o kadar önemli bir belgesel ki, arzu ettik ki Türkiye Büyük Millet Meclisindeki tüm milletvekillerimiz de bir kere izlesinler, bu aile filmini izlesinler, anne-babaları dinlesinler, duygudaşlık kurabilsinler, onlar gibi hissedebilsinler. Meclis Başkanımız Sayın Cemil Çiçek'ten randevu istedik, kendisi -sağ olsun- bizi kırmadı, uzun uzun dinledi, bu belgeseli dinledi, içeriğini dinledi ve dedi ki: "Meclis çatısı altında gösterimi uygun olmaz ama siz Meclise yakın bir mekânda bu belgeseli gösterin, milletvekillerimizi davet edin." Biz de -sağ olsun- hemen Çankaya Belediye Başkanımız Sayın Bülent Tanık'a koşup bir yardım rica ettik. Kendisi de bizi kırmadı, mümkün olan ilk anda Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanat Merkezi'ni bize tahsis etti. Meclisimizdeki tüm milletvekillerine bir davetiye gönderdik ve dedik ki: "Gelin, hep beraber, cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği farklı olan çocukların annelerine ve babalarına bir kulak verelim."

Burada bir teşekkür etmek istiyorum çünkü o akşam anneler ve babalar yalnız değildi çünkü Meclisimizden 6 milletvekili o akşam anneleri ve babaları yalnız bırakmadı. Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri Gürsel Tekin, Sezgin Tanrıkulu, Melda Onur ve Tufan Köse orada, aramızdaydı; kendilerine teşekkür ediyoruz. Aynı zamanda, AK PARTİ Trabzon Milletvekili Sayın Safiye Seymenoğlu da aramızdaydı; kendisine de teşekkür ediyoruz bu duygudaşlığı için.

Değerli milletvekilleri, dünya değişiyor, Türkiye değişiyor, toplum değişiyor; daha iyiye ve daha güzele doğru yürüme kararlılığındayız. Bakın, 7 Mart 2010'da yani bundan yalnızca üç yıl önce, kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanı Sayın Aliye Kavaf ne diyordu: "Ben, eş cinselliğin biyolojik bir bozukluk, bir hastalık olduğuna inanıyorum, tedavi edilmesi gereken bir şey bence." Toplumun çok tepkisini çekmişti. Bugün kendisi bakan olarak da milletvekili olarak da aramızda değil fakat aradan geçen üç yılda Türkiye çok yol katetti; 10 Mayıs 2013 tarihinde yani yaklaşık üç yıl sonra, bakın bir başka bakan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahin ne diyordu yani aynı koltuğu dolduran bir başka bakanımız diyordu ki: "Yola çıkarken `Her türlü ayrımcılığa karşı olma' ilkesini benimsedik." İşte, ben de, Sayın Fatma Şahin'e de teşekkür ediyorum ve onun bu olumlu yorumundan da güç alarak diyorum ki: Dünya değişiyor, tabular yıkılıyor, daha iyi, daha güzel bir dünya mümkün, daha eşit, daha özgür bir dünya mümkün.

Bakın, bugün artık dünyada "Al-Fatiha" isimli bir örgüt var. Dünyada 20'ye yakın ülkede örgütlü; eş cinsel, cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği farklı olan Müslümanların, onların ailelerinin, onların arkadaşlarının bir örgütü. Yani, eskiden inançla cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği farklılığı bir araya gelemez diye düşünülürken bugün dünyanın pek çok ülkesinde inançlı Müslüman eş cinseller, transseksüeller, geyler, lezbiyenler örgütleniyorlar ve kendi toplumlarını da yavaş yavaş da olsa değiştiriyorlar.

Fakat, ne yazık ki Türkiye istediğimiz hızda ilerlemiyor ve çok sayıda uluslararası raporda da Türkiye'nin bu alandaki ayrımcılığı, bu alandaki yavaşlığı eleştiriliyor. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığının 2012 İnsan Hakları Raporu'nda eleştiriler var, Uluslararası Af Örgütünün 2013 Raporu'nda çeşitli eleştiriler var, 2013 yılında Türkiye İlerleme Raporu'na dair Avrupa Parlamentosu karar tasarısında çeşitli eleştiriler var ve deniliyor ki: "Türkiye Hükûmeti LGBT'lere yönelik ayrımcılık ve şiddet ile etkin mücadele etmiyor." Ve aynı şekilde Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu yasası taslağından da cinsiyet kimliği korumasının çıkartılması eleştiriliyor.

Demek ki bu alanda alacağımız önemli bir mesafe var, bu alanda alacağımız önemli bir mesafe var ama sanmayın ki bu mesafe çok uzaklardan alacağımız fikirlerle, ilhamlarla olacak. Bizim yalnızca kendi geçmişimize, geleneğimize, özümüze bakmamız yeterli. Cumhuriyet bir eşit yurttaşlık projesi, cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi, cumhuriyet her şeyden önce hukuk devleti, ulusun iradesinin zirveye taşınması. İşte, cumhuriyet,    -ki kimsesizlerin kimsesi, ayrımcılığa karşı eşit yurttaşlığın kalesi- biz inanıyoruz ki cumhuriyet cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği söz konusu olduğunda da kimsesizlerin kimsesi olacak, sahipsizlerin sahibi olacak.

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - O söylediğin ahlaksızlık!

AYKAN ERDEMİR (Devamla) - Bakın, kızgınlıkla bir yere varmak mümkün değil, şiddetle bir yere varmak mümkün değil. Siz de eğer bu belgeseli seyretseydiniz?

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Ahlaksızlıktır!

BAŞKAN - Sayın milletvekili, lütfen? Lütfen hatibe?

AYKAN ERDEMİR (Devamla) - ?siz de eğer "Benim çocuğum." kulak verseydiniz ben inanıyorum ki sizin de yüreğiniz yumuşayacaktı. Ben inanıyorum ki?

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Ahlaksızlıktır o!

BAŞKAN - Sayın milletvekili, lütfen?

AYKAN ERDEMİR (Devamla) - ?siz de duygudaşlık, siz de empati kurabilecektiniz. Ama biliyoruz ki toplum yavaş yavaş değişiyor, nefret söylemi ve nefret suçları ağır ağır da olsa müeyyidelere, yaptırımlara tabi oluyor. Biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak arzu ediyoruz ki Türkiye'de öfkeyle, nefretle yol alınmasın. Seçim bildirgemizde de taahhütte bulunduğumuz gibi, Türkiye'de ayrımcılıkla mücadele ve nefret suçlarıyla mücadele için bir yasal düzenlemenin bir an önce oluşturulmasını talep ediyoruz.

Biliyorsunuz, Türkiye'de 70'i aşkın sivil toplum kuruluşunun meydana getirdiği bir platform var; Nefret Suçları Yasa Kampanyası Platformu. Bu platformun ortak aklının ürünü olan da bir nefret suçları yasa tasarısı var. Ben istiyorum ki bu taslağı biz alalım ve Meclisimizde görüşüp kabul edelim. Buna yol açmak için de, aralık ayında bir kanun teklifi olarak Meclis gündemine bu ortak aklın ürünü, bu 70 STK'nın ortak aklının ürününü sundum. Arzu ediyor ve umuyoruz ki bir gün bu koca dünyada, bir gün bu koca Meclisin gündeminde de nefret suçları yasası için de küçücük de olsa bir yer açılır, bir vakit bulunur.

Son olarak, buradan, LİSTAG annelerine, LİSTAG babalarına seslenmek istiyorum: Şule Anne, Ömer Baba, Pınar Anne biliyorum ki bizi seyrediyorsunuz, biliyorum ki o koskoca dünyamızda sizin çocuklarınıza küçücük de olsa bir yerimiz var mı merak ediyorsunuz. Ben inanıyorum ki bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu yüce Meclis sizlerin gözündeki yaşı dindirecek ve diyecek ki "Koskoca dünyamızda sizin çocuğunuza da yerimiz var. Koskoca dünyanızda bizim çocuğumuza da yerimiz var."

Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)