| Konu: | TÜRK PETROL KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 112 |
| Tarih: | 29.05.2013 |
REŞAT DOĞRU (Tokat) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 450 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 9'uncu maddesi üzerine vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bu kanunu süratli bir şekilde çıkartıyoruz. Bu kanunda, özellikle Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının yok edilmesi birçok yerde, hem sivil toplum kuruluşları nezdinde hem vatandaş nezdinde çok büyük tepkilere sebep oluyor. Doğrudur da, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı uzun yıllardan beri ülkemize çok önemli hizmetler yapmış, bundan sonraki aşamada da güçlendirilerek hizmet yapması gereken bir kuruluştur. Ancak, gördüğümüz kadarıyla bu kuruluş yavaş yavaş ortadan kaldırılıyor gibi görülüyor.
Sayın milletvekilleri, ülkemizde artan enerji talebi incelendiğinde, ülkemizin enerji talebinin hızla arttığı görülmektedir; burası gerçektir. Refahımızı ve ekonomik gelişmemizi devam ettirmek için söz konusu artan talebin makul maliyetler ve koşullarla, zamanında, güvenli ve kesintisiz bir şekilde karşılanması, özetle enerji arz güvenliği hususu ülkemizin geleceği açısından da çok önemlidir.
Enerjide tabii yüksek dışa bağımlılığı dikkate aldığımızda ise enerji ihtiyacımızın neredeyse dörtte 3'ünü ithal ediyoruz. Petrol ve doğal gazda ise dışarıya bağımlılık yüzde 90'ların üzerindedir. Esasen elektrik üretimimizin de yarısının doğal gazdan karşılandığı akılda tutulduğunda, doğal gaz bağımlılığımızdan dolayı elektrik arz güvenliğimizin de tehdit altında olduğu maalesef aşikârdır. Enerji ithal faturamız toplam ithalatımızın ve cari açığımızın da önemli bir kısmını teşkil etmektedir.
Tabii, burada, petroldeki bu durum, doğal gazdaki bu durum göz önüne alındığı zaman, ülkemizin, özellikle önümüzdeki dönemlerde enerji ihtiyacı söz konusu olunca alternatif enerji kaynaklarına da süratli bir şekilde yönelmesi gerekmektedir. Şöyledir ki: Türkiye'mizde küresel ısınma yani petrol ürünlerinin kullanılmasıyla beraber karbondioksit emisyonu artmaktadır. Bununla beraber küresel ısınma da yoğun bir şekilde, dünyanın olduğu gibi, ülkemizin de önemli bir sorunu hâline gelmektedir. İşte, küresel ısınmalardaki bu tablonun düzenlenmesi noktasında alternatif enerji kaynaklarına da mutlaka geçilmelidir.
Bu yönlü olarak da, işte, HES santrallerinden tutun da rüzgâr santrallerine, güneş enerjisine kadar da yoğun bir şekilde konunun desteklenmesi gerekmektedir. Gerçi, şu anda, ülkemizdeki hidroelektrik santrallerinde çok ciddi noktada sıkıntılar vardır. Birçok yerde planlı plansız şekilde doğanın korunması veyahut da, işte, ekolojik şartların değerlendirilmesi göz önüne alınmadan maalesef HES santralleri kurulmaktadır. Tabii, elde edilen enerji önemlidir ancak oradaki doğa da çok önemlidir.
Bakınız, milletvekili olduğum Tokat ilimizden geçen Yeşilırmak vadisi üzerinde onlarca HES santrali kurulmuştur. Bu santrallerin kurulmasına oradaki çiftçi kardeşlerimiz karşıdır, insanlarımızın birçoğu karşıdır. Tabii, büyük enerji santralleri kurulsun, onlara diyeceğimiz bir şey yoktur ama küçük ırmakların üzerinde, derelerin üzerinde kurulmakta olan HES santrallerinin de o bölgelerdeki doğal yapıyı, o canlı florayı ne kadar etkilemiş olduğu da barizdir. Dolayısıyla, bu santrallere izin verilmemelidir; verilmiş olan o izinler mutlaka tekrar gözden geçirilmelidir, ÇED raporları ciddi manada değerlendirilmelidir.
Özellikle, bakınız, işte, rüzgâr enerjisi? Rüzgâr enerjisiyle ilgili olarak, bu yönlü olarak rüzgâr enerjisi desteklenmelidir. Gerçi onların da son zamanlarda yapmış olduğu bazı yan etkiler vardır ama en azından rüzgâr güllerinin mesafesi yükseltilerek yani yerden yüksekliği daha yükseklere çıkartılması, veya orman alanlarının dışında başka yerlere kurulması, orman alanlarının dışındaki yerlere kurulması, bu enerji sistemlerinin desteklenmesi doğru bir kaynak olacaktır. Ancak, gördüğümüz kadarıyla bu da değildir.
Güneş enerjisi konusunda da çok ciddi adımlar atılmalıdır ve devlet desteklemelidir. Bu yönlü olarak da beklentilerin artmakta olduğunu ifade etmek istiyorum. Tabii, ülkemizde özellikle yeni yeni kaynakların oluşturulması gerekmektedir.
Bakınız, Türk dünyasında Bakü-Tiflis-Ceyhan Projesi vardır. Bu projenin mutlaka, sayın milletvekilleri, desteklenmesi ve korunması gerekmektedir. Şu an itibarıyla bazı noktalarda yapılan çeşitli araştırmalar neticesinde bu hattın çok fazla kârlı olmadığı noktasında söylemler vardır ama burası özellikle yüce Türk devleti için, Türk milleti için yaşaması gereken çok önemli bir projedir çünkü bu projenin esas özelliği, Türk dünyasındaki bağımsızlığın temeli ve göstergesidir. Bu noktada da özellikle Kazakistan petrolleri, Aktau petrolleri bunun içerisine katılmalıdır. Başka kaynaklar ortaya konulmalıdır. TPAO işte burada devreye girmeli ve Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı Projesi'nin devamı mutlaka artırılarak ve önemi de geliştirilerek devam ettirilmelidir.
Bunların yanında, Türk dünyasında Türkmenistan doğal gazı vardır. Türkmenistan doğal gazı da mutlaka ama mutlaka Türkiye üzerinden Batı'ya gönderilmelidir ve Türkmenistan doğal gazı üzerinde de çalışma yapılmalıdır diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)