GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK PETROL KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:112
Tarih:29.05.2013

ORHAN DÜZGÜN (Tokat) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Türk Petrol Kanunu Tasarısı üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, değerli arkadaşlarım, bize, bu zamana kadar aldığımız eğitimlerde hep, Türkiye'de petrol olmadığı ya da bu petrolün işlenebilir değerde olmadığı söylendi. Ancak bu tasarıyı gördükten sonra anladım ki Türkiye'de ciddi petrol var ve işletilmeye değer petrol var. Neden böyle söylüyorum değerli arkadaşlarım? Çünkü bu tasarıyla Türkiye, Türk petrollerinin tamamen dışarısına atılıyor, TPAO tamamen devre dışı bırakılıyor, yüzde 2 gibi bir paya düşürülüyor. "Her tarafta petrol arayabilirsiniz." diyor arkadaşlar bu tasarı. Yani, yarın birisi dese ki ben Meclisin altında petrol buldum, gelip burayı kazacak. Bununla ilgili bile bir sınırlama getirilmemiş. Şimdi, tabii, hâl böyle olunca -dediğim gibi- Türkiye'de petrol olduğuna artık ben de kanaat getirmiş bulunuyorum.

MUSTAFA ÖZTÜRK (Bursa) - Şahıslar?

ORHAN DÜZGÜN (Devamla) - Siz anlatırsınız Sayın Vekil, biz belki biraz zor anlıyoruzdur.

Değerli arkadaşlarım -dediğim gibi- herhangi bir saha sınırlaması yok; süre elli yıl. Nerede petrol arayacağız, ne yapacağız belli değil. Şimdi, hâl böyle olunca "Ne yapmak istiyoruz?" diye, hakikaten kendimize sormamız lazım. Gerçekten, önümüzdeki dönemde herhâlde bu Meclisten bahsedilirken "Türkiye'nin petrollerini başkasına veren Meclis" diye bahsedilecek. Maalesef, artık şunu çok iyi biliyoruz: Büyük petrol şirketleri, Libya'da çok kan akıtarak Libya petrollerine kondu; Irak'ta, aynı şekilde, çok kan akıtarak Irak petrollerine kondu. Suriye'de savaş hâlihazırda devam ediyor. Türkiye'de biraz daha maliyeti düşürmek istediler sanırım ki bizim el kaldırmamızla Türkiye petrollerine de el koymak istiyorlar.

Şimdi, değerli arkadaşlarım "petrol arama" deyince -biliyorsunuz- Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti Akdeniz'de petrol buldu. Biz de petrol arayacaktık orada, Piri Reis'i göndermiştik. Piri Reis'ten bir daha haber alınamadı. Piri Reis nerede, ne yapıyor belli değil. Rumlar ve İsrail petrolü çıkardı, satmaya da başladılar Avrupa Birliğine. Bakalım, inşallah bir petrol arama gemimiz olursa bunu da herhâlde biz de aramaya başlayacağız diye düşünüyorum.

Yine, değerli arkadaşlarım, Piri Reis'in petrol bulamayacağını artık hepimiz biliyoruz ama biz kendi petrollerimize nasıl sahip çıkacağız, nasıl yapmalıyız, onu burada büyük bir samimiyetle konuşmamız gerektiğini düşünüyorum çünkü sonuçta, Türkiye'nin enerji bağımlılığını hepimiz biliyoruz. Bu anlamda, yüce Meclis daha doğru bir yaklaşım sergilerse bu ülkenin faydasına olur diye düşünüyorum.

Benim üzerinde söz aldığım 16'ncı madde şöyle söylüyor: Savaş ve doğal afet hâllerinde petrol arayacak olan kişilerin hakkını korumalıyız. Bunlara bir güvence veriyor. Fakat, burada ilginç olan şöyle de bir nokta var: Daha önceki tasarıda burada "isyan" da yazıyormuş ama o "isyan" sözcüğü çıkarılmış her nedense. Demek ki, Türkiye'de isyan olan bölgelerde petrol aramakta herhangi bir sakınca yok. Burada ne yapılmak istenildiğini de herhâlde hepiniz anlıyorsunuz diyorum, böyle bir konuya da girmek istemiyorum.

Bu vesileyle de hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)