GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK PETROL KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:112
Tarih:29.05.2013

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, bu maddeyle ilgili konuşmaya başlamadan önce, değerli arkadaşlar, "Milli Petrol Davamız" Türk Hukuk Kurumunun yayınlamış olduğu bir kitabı okuyarak geldik ama şanslı olduğum bir konu, Sayın Enerji Bakanı en azından bir elektrik mühendisi. Millî Savunma Bakanının da burada olmasında yarar var. Ne açıdan? En azından petrolün stratejik açısından yararı var. Nedir? Petrol yasasıyla ilgili gerekçede yazılmadığı hâlde biz hukukçular olarak şunu söyleriz, bu gerekçenin mefhumu muhalifinden çıkan mana şu demektir:

Bir: "Efendim, Türkiye Cumhuriyeti devleti petrol arayamıyor, bu konuda başarısız ancak bunu yapabilecek olan yabancı şirketlerdir." Bunun birinci anlamı bu.

İkinci anlamı: Yurdumuza gelecek olan yabancı şirketler? "Çok kısa sürede memleketimizin petrole olan ihtiyacını bu yabancı şirketler vasıtasıyla bulacağız." anlamı çıkar ki şimdi bunların gerekçesine baktığımız zaman? Hemen maddelere geçiyorum. 9'uncu maddenin (10)'uncu fıkrası?

Sayın Bakan, eğer dinliyorsanız size konuşacağım yoksa bırakırım, özür dilerim.

Şimdi, petrolü burada ne yapıyoruz? Efendim, 1/8'i Türkiye'de bırakıyoruz. 1/8'i Türkiye'de, (1)'inci fıkra. (10)'uncu fıkraya bakıyoruz: "Bakanlığın teklifiyle ayni olarak da ödenir." Yani ne demek? Asıl olan bunun parayla ödenmesi ama ihtiyacı olan petrol eğer bakanlık talep ederse bırakılabilir. Şimdi, gerçekten, bunun kapitülasyonlardan bir farkı yoktur. Belki "Ağır bir eleştiri." diyeceksiniz ama gerçekten ağır bir eleştiri.

Anayasa'mızın 168'inci maddesi ne der? Yer altı kaynaklarının işletilmesi devlete aittir. Devlete aittir, bunun düzenlemesi kanunla yapılabilir, denilir. Evet, kanunla bunu yapıyorsunuz. Bugün yapılan bu tartışmaların tamamı 1954 yılında yani elli dokuz yıl önce o gün için de yapılmış durumdaydı. Peki, madem biz bu şekildeyiz, gayet rahat? Anayasa'mızın başlangıç kısmında ne der? Millî menfaat geçer. Millî menfaatin bazı kriterleri var. Sayın Millî Savunma Bakanımız çok iyi hatırlar ki 1973-1974 Kıbrıs harbinde Türkiye'ye ambargo konulduğu zaman Türkiye, uçaklarını uçuracak olan petrolü bulamıyor idi. Ne yaptı o dönem? Tabii ki Kaddafi o dönem yardıma koştu ve Kaddafi'nin tabii sonu belli zaten, o konuya ben girmeyeceğim. Yani şöyle söylemek istiyorum: Stratejik anlamda önemli olan hususlarda özel şirketlere peşkeş çekmek stratejik açıdan çok zararlı sonuçlar doğurur.

Petrol, tabii, öncelikle? İtalya ne yapıyor? Bildiğim kadarıyla millîleştiriliyor Sayın Bakan. Yani bazı ülkeler petrolle ilgili enerjiyi millîleştirirken biz tamamen bunu elden çıkarıyoruz. Baktığımız, beğenmediğimiz, "Orta Doğu ülkeleri Türkiye'yi kendisine rehber edinir." dediğimiz Suriye, Irak, İran, Suudi Arabistan ne yapıyor? Devlete üretim payının yüzde 75'ini bırakıyor. Biz ne kadarını bırakıyoruz? 1/8'ini bırakıyoruz ki bu kabul edilebilir bir durum değil.

Bu, tabii ki yer altı kaynaklarımızın yabancı şirketlere bırakılması, aynı zamanda, devlet, efendim, bu konuda başarısızdır, devlet bu işi yapamıyordur, bunu ancak yabancı şirketler yapabilir. Âdeta bu konuda bir kompleks sahibiyiz. Peki, Türkiye'de bu kadar petrol mühendisliği fakültesi var, Türkiye'de yıllardan beri Türkiye Petrolleri var, Türkiye'de Maden Tetkik Arama Enstitüsü var. Peki, bu kadar kaliteli, kalifiye elemanlarımız varken, kadrolarımız varken bizim bunu yabancı şirketlere peşkeş çekmemiz kabul edilebilir bir durum değil tabii ki.

Daha ötesi, yabancı şirketlerin petrol alanının bulunduğu yerleri kısıtlama getirilmeksizin mülk edinme hakkını da veriyoruz. Bu da apayrı bir tehlike.

Ben sizi önce Allah'a havale ediyorum, sonra da Türk milletine havale ediyorum. İnşallah sonuçta perişan olmayız.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum, iyi akşamlar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)