| Konu: | TÜRK PETROL KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 112 |
| Tarih: | 29.05.2013 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, tabii, bu tasarıya baktığımız zaman, ne var ne yok, hemen şu sorulara eğer cevap arayabilirsek, gerçekten bu kanunun amacını net bir vaziyette Genel Kurulda bulunan arkadaşlarımız da farkına varmış olacak.
1) Bu tasarı hükümleri çerçevesinde devletin ve yatırımcıların kazanımları değişik senaryolar kapsamında ne olabilecektir? Tahminen saptanmış mıdır? Bu tür değerlendirmeler Petrol Kanunu tasarımlarına yön vericidir.
2) Bu kazanımlar dünya normlarına kıyasla ne anlam ifade etmektedir?
3) Doğal gaz, petrol fiyatlarının belirli ölçüde yükselmesi ve düşmesi kazanımları rakamsal olarak nasıl etkileyecektir? Bu durum Petrol Kanunu'ndaki istikrarı nasıl etkiler?
4) Doğal gaz kaynaklarının stratejik önem kazandığı Doğu Akdeniz'de kıyıdaş ülkeler -Mısır, Suriye, İsrail, Güney Kıbrıs yönetimi ve Lübnan- modern üretim payı sistemini benimsemiş iken Türkiye'nin devlet hissesi -vergi- sisteminde direnmesinin nedeni nedir? Nerede modernleşme hamlesi?
Sonuç olarak, bazı olumlu yanları var. Nedir bu olumlu yanları? İşte, yetkinin alınmasında, iznin alınmasında ancak Türkiye Petrollerinin burada bazı imtiyazları yok edilmiştir, imtiyazları burada yoktur. Devletin ihtiyacı olan petrolün ne kadarı Türkiye'de kalacak yani bunun zayıf yanlarından bir tanesi. Dünya eski ve geleneksel bir sistem olan devlet hissesi payını terk ederken, üretim payına doğru giderken, arz güvenliği açısından, biz üretim payını terk ediyoruz bu tasarıyla, devlet hissesi payını benimsiyoruz. Bu düzenlemeyle, rekabet açısından Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının devlet adına arama, üretim yapma yetkisi elinden alınıyor. Devletin herhangi bir imtiyazı kalmıyor, devletin burada yetkisi kalkmakta. Bu, kamu yararı açısından, kamu güvenliği açısından bir tehdit oluşturmakta ve burada, aynı zamanda, çalıştırılacak olan yabancılarla ilgili, normal koşullarda diğer ülkelerde çalıştırılan personelin 2 katı personel çalıştırılırken bizde böyle bir ayrım olmamış oluyor. Bu, gerçekten tehlikeli.
Vergi açısından da vergi payında önceki kanuna göre düşüş var. Bu düşüş de aynı zamanda bir vergi kaybıdır. Yani buradaki "fayda" derken ancak bürokratik bazı zorluklar açısından yararı olabilir. Bir de, geçmişte yetki alanlar kırk yıl, elli yıl, otuz yıl gibi uzun süre olabiliyordu, şimdi bu sürenin getirilmesi, belki objektif anlamda "iyidir) denilebilir ama Türkiye'de aranan, bulunan petrol veya doğal gazın -devletin gereksinim duyduğu- ne kadarı Türkiye'de kalacak, ne kadarının Türkiye'de bırakılması lazım? Kamu yararı ve kamu menfaati açısından herhangi bir düzenleme yok, herhangi bir kriter yok, gayet rahat. Hatta, biraz önce konuşmamda şunu söyledim: 1/8 pay veriliyor. Bu pay da aslında nakdî anlamda, Bakanlık eğer teklif ederse bu ayni olarak ödenmiş olacak. Aynı zamanda, ulusal çıkarlarımızın ne olduğuna, ulusal çıkarların korunacağına ilişkin yasa tasarısında herhangi bir hüküm yok. Yani her ülkenin kendi petrol kanununda ulusal çıkarlarını koruyan hükümler olduğu hâlde, sizden istirhamım Sayın Bakanım -bunun en canlı örneğini Kıbrıs savaşında yaşadık, ambargo konuldu- ulusal çıkarlarımızın ne olduğunu? Ulusal çıkarlarımız açısından hükümlerin getirilmesine büyük bir ihtiyaç duyulmaktadır.
Beni sabırla dinlediniz, hepinize teşekkür ediyorum, iyi geceler diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)