| Konu: | İSTANBUL SURLARININ BAKIMSIZLIK VE TAHRİBAT SORUNUNA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 86 |
| Tarih: | 02.04.2013 |
EROL DORA (Mardin) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarihî bir mirasımız olan İstanbul Surları'nın bakımsızlığı ve tahribatı ile ilgili konuşmak üzere gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tarihî yarımadayı çevreleyen İstanbul Surları, 5'inci yüzyıldan itibaren inşa edilmeye başlanmış, yıkılmalar ve yeniden yapmalar ile birlikte 4 defa elden geçirilmiştir.
Haliç surları, kara surları ve Marmara surlarından oluşan bu görkemli surların her bir bölümü kendi içinde tarihi besleyen nice hikâye barındırmaktadır. Üçlü sur sistemi ile çevrili Edirnekapı-Yedikule arasındaki kara surlarından Marmara surlarına, tek sur sistemi ile çevrili Haliç surlarına kadar surların her yanı tarih ile iç içedir.
1985 yılında UNESCO Dünya Miras Komitesine yapılan teklifte İstanbul kara surlarının
Bugün ise, Dünya Miras Listesi'nde yer alan İstanbul Surları, kaderine terk edilmiş, bakımsızlık ve ilgisizlik nedeniyle yok olmaya yüz tutmuştur. Bu ilgisizlik, tüm bu görkemli tarihin kaybolmasına neden olduğu kadar surların çevresini de güvenlikten yoksun hâle getirmiştir. 2013 yılının başında Cankurtaran mevkisindeki surların çevresinde işlenen Sarai Sierra cinayeti ile surların çevresinde yaşanan güvenlik problemleri tekrar gündeme gelmiş, daha önce de benzer olayların yaşandığı İstanbul Surları tarihî bir mekân olmaktan çıkmış ve aksine, şehrin en güvensiz, korunaksız bölgelerinden birisi hâline getirilmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; koruma ve kentsel planlama kapsamında sur ve yakın çevresiyle ilgili koruma kararları 1938 yılında yapılan Prost Planı'nda görülmektedir. Bazı istisnalar hariç, bu planın öngördüğü kararların ve getirdiği ilkelerin hâlen yürürlükte ve geçerli olduğu söylenebilir. Restorasyon kapsamında yapılanlara gelince, 1980 yılından itibaren Yedikule bölgesinde yapılan bazı uygulamalar dışında, müdahaleler, sanat tarihçileri, arkeologlar ve mimarlar tarafından yoğun bir biçimde protesto edilmiştir. Bu protestonun nedeni ise "Surların ön araştırma ve analiz safhalarına fazla vakit ayrılmadan bir an önce sonuç alma isteğiyle hızlı bir biçimde onarıldığı, bu onarımların kent mimarisiyle olumlu olmaktan çok, çalışmaların niteliksizliğini ortaya koyması, surların özgünlüğünün yitirilmesi, tarihin geri alınamaz biçimde yara alması" şeklinde açıklanmıştır. Bu açıklamalar sonucunda surlar ve dolayısıyla uygulamalar uluslararası koruma kurumlarının ve örgütlerinin gündemine girmiş, UNESCO denetimleri yoğunlaşmış ve 2005 yılında, restorasyonun doğru yapılmadığı gerekçesiyle UNESCO tarafından durdurulmuştur. Restorasyon çalışmaları hiçbir zaman usulüne uygun ve tarihî surlar için uyumlu şekilde yürütülmediği için, yeniden değerlendirme aşaması çoğunlukla yarıda kalmakta ve tarihî surlar, karanlık, kirli ve yıkık görüntüleriyle dikkat çekmeye devam etmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan "İstanbul Surları"nın Çin Seddi'nden ne farkı vardır? Her ikisi de Dünya Miras Listesi'nde yer almakta ve oldukça zengin bir tarihe ev sahipliği yapmaktadır fakat kültürel bir mirası koruma noktasından baktığımızda asıl manzara ortaya çıkmaktadır. Çin Seddi ve çevresi her türlü mimari dengeler düşünülerek restore edilmiş ve 2007 yılında dünyanın yeni 7 harikasından biri olarak seçilmiştir. Diğer yandan İstanbul Surları, evsizlerin barınağı hâline gelen ve güvenlik sorunu nedeniyle insanların gezmeye çekindiği bir alan hâline gelmiştir. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yetki ve sorumluluğu altında bulunan tarihî surların restorasyonu için birçok kuruluşla sürekli ihaleler yapılmasına rağmen, profesyonel gruplar ve araştırmacılar tarafından böyle bir çalışma olmadığı belirtilmektedir. Düzenli ve doğru çalışmalar yapılmamasına rağmen, belediyede var olan yetki ve sorumluluk Kültür ve Turizm Bakanlığına da devredilmemekte, bu yetki tartışmaları da surların hayata kazandırılmasıyla ilgili sorunları körüklemektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime son verirken bilmenizi isterim ki tarihî surlar, hepimizin ortak kültürel mirasıdır, hepimizin sorumluluğu altında, özenle korunması gereken tarihî bir değerdir. Acilen yapılması gereken restorasyon çalışmalarının yörede yaşayanların ve turizm amaçlı surları görmeye gelenlerin gereksinimlerine, kentin ve yer aldığı bölgenin kentsel mimarisine uygun olarak çok boyutlu düşünülmesinin gerekli olduğunu tekrar belirtiyorum. Bu vesileyle, Hristiyanlık âlemi tarafından kutlanan Paskalya Bayramı'nın bütün Hristiyan vatandaşlarımıza ve Hristiyan âlemine sevgi ve barış getirmesi, bu vesileyle?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EROL DORA (Devamla) - ? bu tür bayramların bütün ülkeye huzur ve barış getirmesi dileklerimle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.