GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SÖZLÜ SORU ÖNERGELERİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:86
Tarih:02.04.2013

BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Bursa) -  Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, sıra takip ederek İçişleri Bakanlığına ait 1 sözlü soru önergesi, Başbakan Yardımcılığıma ait 19 soru önergesi ve Sayın Başbakanla ilgili diğer soru önergelerini sırasıyla cevaplandırmak istiyorum.

1'inci sırada, Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt'ün İçişleri Bakanlığı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını istediği (6/73) esas numaralı soru önergesine cevabımızdır: Kars Belediye Başkanlığı tarafından, nakliyeciler sitesi ve garaj yapımıyla ilgili çalışmaların ileriyle dönük olarak  yapılacağı bildirilmiştir.

Kastamonu  Milletvekili Sayın Emin Çınar'ın Bakanlığımca sözlü olarak cevaplandırılmasını istediği (6/1255) esas numaralı soru önergesine cevaplarımızdır: Türkiye Radyo Televizyon Kurumunda 1/1/2002 - 22/3/2012 tarihleri arasında, kamu personel seçme sınav şartı aranmaksızın, mahkeme kararı uygulamasıyla, şehit yakını, kurum eski personeli vesaire sebeplerle açıktan, toplam 84 memur statüsünde personel göreve başlatılmıştır. Dış yapım olarak temin edilen programlara projelerin bütçe ve içerik değerlendirmeleri dikkate alınarak yapılan fayda-maliyet analizleri sonucunda, kurumun yetkili komisyonların belirlediği ve programın içeriğine göre değişen sözleşme bedelleri üzerinden ödeme yapılmaktadır. 2002 yılı başından bugüne kadar kurum dışına yaptırılan toplam 1.088 program için 808 milyon 887 bin 312 Türk lirası ödenmiştir.

İstanbul Milletvekili Sayın Ali Özgündüz'ün Bakanlığımca sözlü olarak cevaplandırılmasını istediği (6/1265) esas numaralı soru önergesine cevaplarımızdır: Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi gençlik kolları toplantısında Necip Fazıl Kısakürek'in Gençliğe Hitabe'sindeki "dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davacısı bir gençlik" sözlerini aktardığı konuşmasında Anadolu Ajansının abonelere ilettiği haber metninde "kininin" kelimesi yer almamıştır. Anadolu Ajansı muhabirleri izledikleri konularda mutlaka ses kayıt cihazı kullanırlar. Sayın Başbakanı izlemekle görevli muhabir de ses kayıt cihazıyla konuşmayı kaydetmiştir. Ancak salonun kalabalık olmasından kaynaklanan bir olumsuzluk sonucu ses kayıt cihazında uğultular meydana gelmesi sebebiyle, haber metnini oluşturan muhabir "kininin" kelimesini deşifrede anlayamamış, bu nedenle metni eksik vermiştir. Bu önbilgi ışığında, Anadolu Ajansı haberde iddia edildiği gibi herhangi bir makaslama yapmamıştır. Gazetecilikte genel kurallardan birisi, tırnak içi ifadelerin eksiltmeden, ilave etmeden, virgülüne bile dokunmadan, olduğu gibi verilmesidir. Ajansımız bu kuralı bugüne kadar uygulayagelmiştir. Muhabirimizin tamamen insani zaaf olarak nitelendirilebilecek bir kusuru yüzünden, doğru, tarafsız ve hızlı habercilik ilkesine sıkı sıkıya bağlı Anadolu Ajansının makaslama yaptığı iddiası ağır bir ithamdır. Günlük ortalama bin beş yüz civarında haber üreten bir kurumda her haberin yöneticiler tarafından kontrol edilmesi gibi bir uygulama söz konusu olamaz. Anadolu Ajansında uygulama, muhabirin izlediği ve yazdığı haber metninin yayıncılar tarafından okunduktan sonra abonelere ulaştırılması biçimdedir. Dolayısıyla haberin içeriği ve yayınlanması konusunda telkinde bulunmak mümkün değildir. Sayın Başbakanın konuşması aynı zamanda canlı yayınlanmıştır. Canlı yayın onlarca televizyon kanalından naklen verilmiştir. Canlı yayınlanan bir konuşmanın içeriğinin değiştirilmesi, eksiltilmesi ve anlam farklılığı oluşturulması gibi gazetecilik etiğinden uzak uygulamalar ajansımızın doksan iki yıllık mazisiyle bağdaşmaz. Anadolu Ajansının haberlerden sorumlu yöneticileri, muhabirin ifadesine başvurmuş, ayrıca muhabirin görev yaptığı İstanbul bölge müdürlüğünde konuya ilişkin toplantı düzenlemiştir. Bu toplantılar daha sonra yayıncılarla da yapılmış ve bir cümledeki eksik kelimenin ajansın haberciliğinin sorgulanmasına sebep olduğu konusunda dikkat çekilmiştir. Haberin bir an önce abonelere iletilmesinden ve mesleğini en iyi şekilde yapmaya çalışmaktan başka kaygısı olmayan muhabirin bu gelişmeler yüzünden mesleki kariyeri bakımından derin üzüntü yaşadığı da bir gerçektir.

Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç'in Bakanlığımca sözlü olarak cevaplandırılmasını istediği (6/1277) esas numaralı soru önergesine cevaplarımız: Anadolu Ajansı; Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Başbakanlık ve bakanlıklar, yargı, diğer kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri ile her türlü toplumsal olay ve dış dünyadaki gelişmeleri izleyip abonelerine duyurmaktadır. Bu çerçevede, ajansın Parlamento bürosu; Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, komisyon çalışmaları, siyasi parti grupları basın toplantıları ile yasa tasarı ve teklifleriyle ilgili çalışmaları takip etmektedir. Ajans, aynı zamanda bazı açıklamaları ve soru önergelerini de haberleştirmektedir. Anadolu Ajansı, soru önergelerinin tamamını yayınlamamakta, haber değeri olan soru önergelerini haberleştirmektedir. Zira, günde ortalama 20-30 civarında soru önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmaktadır. Bu nedenle, lokal konulara ilişkin soru önergeleriyle bunlara verilen yanıtlar Anadolu Ajansı haber bülteninde yer almamaktadır.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt'ün Bakanlığımızca cevaplandırılmasını istediği (6/1416) esas numaralı soru önergesine cevaplarımızdır: Kültürel dokumuzun önemli unsurlarından biri olan Alevi İslam geleneğine dair yapımlara TRT 1, TRT Müzik, TRT Belgesel, TRT Okul ve TRT 6 kanallarında geçtiğimiz yıl geniş olarak yer verilmiş, gerek muharrem ayı boyunca gerekse muharrem ayı dışında özel yapımlar, belgeseller, müzik klipleri, söyleşiler ve canlı yayın programları yapılmıştır.

TRT 1 kanalında "Bir Yolun Öyküsü Aleviler" ve "On Muharrem" isimli belgesellerin yanında, "Makam-ı Hüseyin", "On Muharrem Âl-i Abâ Aşkına", "On Muharrem Can-ı Kerbela" canlı yayın anma programları son yıllarda gerçekleştirdiğimiz yapımlardan bazılarıdır. TRT Müzik kanalında 2011 yayın döneminde, Aleviliğin inanç yapısını derinden etkileyip günümüze kadar da etkisini sürdüren büyük ozanları anlatan "Ulu Ozanlar" adlı belgesel yaptırılıp yayınlanmıştır. TRT Belgesel kanalında her yıl muharrem ayının ilk on günü süresince Alevi İslam inancını geleneksel ve kültürel yapısıyla anlatan belgesel yapımlara yer verilmiştir. TRT Okul kanalında 19 Aralık 2011 tarihinde "Alevilikte Deyişler ve Gülbanklar" programı, 2 Ocak 2012 tarihinde "Alevilikte Cem Erkânı ve On İki Hizmetin Gerçekleştirilmesi" programları yayınlanmıştır. TRT 6 kanalında 2011 yılında çeşitli formatlarda yayınlar yapılmış, 2012 yılı muharrem ayı ve orucu etkinlikleri kapsamında haber bültenleri, muharrem ayı etkinlikleri, "Cüneyt Gökçe ile Perşembe Akşamı", "Ehl-i Beyt Sevgisi ve Önemi", muharrem ayının ve orucunun önemi, cemevi, semah programlarına yer verilmesi ve değerlendirilmesi de planlanmış ve gerçekleştirilmiştir. 2012 yeni yayın döneminde TRT'nin diğer kanallarında da aynı içerikteki programların yapımı ve yayını planlanmıştır.

Ardahan Milletvekili Sayın Öğüt'ün Bakanlığımca sözlü olarak cevaplandırılmasını istediği (6/1656) esas numaralı soru önergesine cevaplarımızdır: Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu vericilerinde çalışmakta iken arızalanan veya emisyonu düşen elektron tüplerinin imha edilebilmesi için, bu tüplerde zararlı maddeler olabileceği düşüncesiyle, TRT Genel Müdürlüğü tarafından öncelikle Çevre Bakanlığına ve Atom Enerjisi Kurumuna eş zamanlı yazılar yazılmıştır. Çevre Bakanlığından alınan 5 Mayıs 2004 tarih ve 4179 sayılı yazıda elektron tüplerinin Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği kapsamında olmadığı belirtilmiş, Atom Enerjisi Kurumundan alınan 10 Mayıs 2004 tarih ve 3179 sayılı yazıda da tüpler üzerinde yapılan testlerde radyoaktif madde içeriği bulunmadığı tespit edilmiş ve hurda olarak işleme tabi tutulabileceği belirtilmiştir. Anılan kurumların görüşü üzerine bu malzemelerin tehlikeli atık olarak değil, adi hurda malzemesi olarak değerlendirilmesi yapılmış ve kurumsal menfaatler gözetilerek elden çıkarılmıştır. Bununla birlikte bu konuyla ilgili olarak bir sendika, Haber-Sen, Basın Yayın İletişim ve Posta Emekçileri Sendikası tarafından tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi, çevrenin kirletilmesi iddiasıyla TRT Genel Müdürü ve diğer yönetim kurulu üyeleri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunulmuş, bunun üzerine savcılık tarafından 18/4/2011 tarih ve 2011/40053 soruşturma numaralı yazıyla, ilgililer hakkında, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri gereğince soruşturma izni verilmesi talep edilmiştir. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığınca yapılan ön inceleme sonucunda, yetkili merci tarafından 18/08/2011 tarih ve 86 sayılı kararla soruşturma izni verilmemesine karar verilmiştir. Bu karara şikâyetçi sendika tarafından itiraz edilmiş olup Danıştay 1. Dairesinin 2011/1692 esas ve 2011/1618 sayılı kararıyla, yapılan itirazın reddine oy birliğiyle karar verilmiştir. Dolayısıyla, önergede bahsettiğiniz konuyla ilgili olarak yapılan işlemlerde hukuka aykırı bir durum olmadığı kesinlik kazanmıştır.

Antalya Milletvekili Sayın Gürkut Acar'ın Bakanlığımca cevaplandırılmasını istediği (6/1716) esas numaralı soru önergesine cevaplarımızdır: Bilindiği gibi resmî ilan işleri 195 sayılı Basın İlan Kurumu Teşkiline Dair Kanun'un 2'nci maddesi gereğince Basın İlan Kurumu aracılığıyla yürütülmektedir. Adı geçen kurum 195 sayılı Kanun hükümlerine göre idare edilmekte olup Bakanlığım veya herhangi bir bakanlıkla da bağlılığı bulunmamaktadır. Bu çerçevede önergedeki sorulara cevap teşkil etmek üzere Basın İlan Kurumundan alınan bilgilere göre, 195 sayılı Kanun'un 29'uncu maddesinde:

"a) Kanun, tüzük ve yönetmeliklerle yayınlanması mecburi olan (Özel dernekler hariç) veya,

b) Genel ve katma bütçeli dairelerle il özel idareleri, belediyeler, köyler ve iktisadi devlet teşekkülleri ve sermayesinin yarısından fazlası, kamu hukuku tüzel kişilerine ait bulunan teşekküllerin verdikleri, reklâm mahiyetini taşımayan ilânlar, resmî ilân sayılır."

Bu şekilde tarifi yapılmış olan resmî ilanlar aynı kanunun 34 ve 35'inci maddeleri uyarınca belirlenen vasıf ve ödevleri haiz bulunan gazetelerde aynı mevzuat hükümleri dairesinde belirlenen görev alanlarına göre Basın İlan Kurumu ve/veya ilgili valilikler aracılığıyla neşrettirilmektedir.

Aynı kanunun 40'ıncı maddesinde: "Resmî ilan sayılmayan ve gerçek ve tüzel kişiler tarafından gazete ve dergilerde yayınlanmak üzere verilip de reklam mahiyetinde bulunmayan ilanlar, hususî ilan sayılır.

Satışı artırmak gibi ticari gayelerle veya bir şeye veya bir fikre rağbet sağlamak gibi maddi veya manevi bir menfaat temini maksadıyla gazete ve dergilerde yazı, resim veya çizgilerle yapılan ilanlar, reklam sayılır." şeklinde tarif edilen hususi ilan ve reklamların gazete veya dergilerde yayınlatılması hususundaysa Basın İlan Kurumunun 67 sayılı Genel Kurul kararının 2'nci maddesi "Kurumun yayınına aracılık edeceği ilân ve reklâmlarla, valiliklerin yayınına aracılık edeceği ilânlar şunlardır:

a) Kanun, tüzük veya yönetmelik gereği yayınlanması zorunlu olup da reklâm niteliği taşımayan ilânlar,

b) Merkezi yönetim bütçesine tabi idareler, il özel idareleri, belediyeler, köyler, kamu iktisadi teşebbüsleri, kamu hukuku tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar ile sermayesinin yarısından fazlası bu kuruluşlara ait veya bunların % 50'den fazla sermaye payı olan iştiraklerinin resmî ilânları,

c) Yukarıdaki (b) bendinde anılan idarelere ait hususî ilân ve reklâmlar,

d) Kanunla kurulan müesseseler ile bunların iştiraklerine ait hususî ilân ve reklâmlar." hükmünü amir bulunmaktadır.

Bu açıklamalardan hareketle, resmî ilan yayınlama hakkı kazanabilmeleri için gazetelerden günlük olarak yayınlanmalarının yanı sıra, asgari fiilî satış adedi, yüz ölçümü, fikir işçileri kadrosu, en az yayın hayatı süresi gibi şartlar aranırken; hususi ilan ve reklam yayınlama hakkı kazanabilmeleri hususunda, aralarında dergilerin de yer aldığı mevkutelerden asgari fiilî satış adedi, fikir işçileri kadrosu, günlük yayın periyodu gibi yükümlülükler aranmamaktadır.

Diğer taraftan, gazetelerde yayımlatılması bir mevzuat hükmüyle zorunlu kılınmış resmî ilanlardan, örneğin, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki ihale ilanlarında süre tahdidi bulunduğundan, anılan ilanların   -haftalıklar da dâhil olmak üzere-daha uzun yayın periyodundaki dergilerde neşrettirilmesi teknik olarak mümkün değildir.

Görüldüğü üzere, 195 sayılı Kanun ve bu kanunun 34'üncü maddesine dayanılarak alınan 67 sayılı Genel Kurul Kararı'nın ilgili madde hükümleri dairesinde, dergi statüsünde mütalaa edilen yazılı basın-yayın organları yukarıda açık hükmü verilmiş olan Genel Kurul Kararı'nın 2'nci maddesi kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşlarına ait hususi ilan ve reklamları yayınlayabilme imkânına sahiptir.

İstanbul Milletvekili Sayın Celal Dinçer'in Bakanlığımca cevaplandırılmasını istediği (6/1615) esas numaralı soru önergesine cevaplarımız: 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 4'üncü maddesine göre vakıflar, özel hukuk tüzel kişiliğine sahip olup, aynı kanun'un 6'ncı maddesi gereğince vakıf senedinde belirlenen hükümler doğrultusunda organları tarafından yönetilmektedirler.

Vakıflar Kanunu 33'üncü maddesine istinaden Bakanlığıma bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğünce vakıfların amaca ve yasalara uygunluk denetimleri yapılmaktadır. Vakıf çalışanlarının iş güvenliğiyle ilgili yapılması gereken düzenlemeler ise Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün görev ve sorumluluk alanına girmemektedir. Dolayısıyla sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarında çalışan personelle ilgili düzenlemeler Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğünün görev ve sorumluluğunda bulunmaktadır.

Bu çerçevede Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından alınan bilgilere göre, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarında çalışan personelin iş güvenceleri dâhil sorunlarının giderilmesine ilişkin çalışmalar 2011 yılında başlatılmıştır. Yapılan çalışmalar doğrultusunda oluşturulan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları personelinin norm kadro standartları, iş tanımları, nitelikleri, özlük hakları ve çalışma şartlarına ilişkin esaslar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Kurulunun 16 Şubat 2012 tarih, 2012/1 sayılı kararıyla kabul edilmiştir. 16/04/2012 tarihinden itibaren geçerli olan bu çalışma usul ve esaslarıyla birlikte sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarında çalışan vakıf personelinin işe alım ve işten çıkarılma durumlarına ilişkin düzenlemeler getirilmiş, her iki durumda da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının ilgili biriminin onayı gerekli kılınmıştır. Ayrıca yukarıda zikredilen çalışma usul ve esasları ile sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarında çalışanların aldıklar maaşlar da unvan bazında İçişleri Bakanlığının il ilçe sınıflaması kullanılarak kıdem ve eğitim durumuna göre objektif yöntemler esas alınarak belirlenmiş, vakıflar arasında ikramiye durumundan kaynaklanan maaş farklılıkları da giderilmiştir.

Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç'in Bakanlığımca cevaplandırılmasını istediği (6/2259) esas numaralı soru önergesine cevaplarımızdır: Formula 1 yarışları özel ilgi ve bilgi birikimi gerektiren farklı bir spor faaliyetidir. Dolayısıyla Türkiye'de bu yarışlarla ilgili bir programı hazırlayıp anlatabilecek kişi sayısı da sınırlıdır. Program, daha önce yayınlandığı iki özel televizyon kanalında da başka bir seçenek bulunmadığından, Okay Karacan ve Serhan Acar tarafından hazırlanmış ve sunulmuştur. Bu nedenle, gazetelerin manşetlerinin değerlendirildiği ve spor gündeminin yorumlandığı "Spor Manşet" isimli programla "Formula 1 Canlı Yayın" programları Okay Karacan'ın şirketine yaptırılmıştır. Formula 1 yarışları 2010 sezonu için 875.520 Türk lirası, 2011 sezonu için 900 bin lira ücret ödenmiş olup "Spor Manşet" isimli programın bölüm başı ücretleri ise 7 bin ile 7.500 lira asarında değişmiştir. Sözleşme gereği programın her türlü ulaşım, konaklama, harcırah, personel giderleri; kamera, montaj, stüdyo kirası vesaire teknik giderleri kapsayan yayın ve yapım hizmetleri firma tarafından karşılandığından, söz konusu program daha düşük bir maliyetle gerçekleştirilmiştir.

Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç'in yine Bakanlığımca cevaplandırılmasını istediği (6/2258) esas numaralı soru önergesine cevaplarımız: TRT Spor Kanal Koordinatörü Ersin Küçükbarak hakkında doğrudan yürütülen bir soruşturma bulunmamakta olup, yalnızca Formula 1 yarışlarının yayın sürecinde görev alması nedeniyle, Formula 1 yarışlarıyla ilgili F1 adlı derginin bayilerdeki satışından kuruma ödenecek payın gecikmesi konusunda başlatılan soruşturmada bilgisine başvurulmuştur.

TRT Spor kanalında toplam 61 personel, kuruma ait 14 kanalın tüm spor yayınlarını sürdürmektedir. Kurumda program alımları projelerin bütçe ve içerik değerlendirmeleri dikkate alınarak yapılmakta ve ortaya konulan hizmetin fayda-maliyet analizleri yanında verimliliği de göz önünde bulundurulmaktadır. Bu bağlamda TRT Spor kanalı dış yapım olarak gerçekleştirmiş olduğu 2011 yılındaki 28 program için 5 bin Türk lirası ile 75 bin Türk lirası arasında, 2012 yılındaki 24 program için ise 5 bin Türk lirası ile 30 bin Türk lirası arasında ücret ödemiştir.

Sayın Hakan Şükür'e 4/12/2008-4/12/2010 tarihleri arasında haftada 14 bin Türk lirası, 2011 yılı Ocak ayındaki programları için toplamda 42 bin lira ödeme yapılmıştır. Ancak 2009-2010 lig sezonu boyunca Hakan Şükür'ün katıldığı programların toplamda 1 milyon 440 bin Türk lirası değerinde sponsorluk geliri bulunduğundan kendisine ödenen ücretler de buradan karşılanmıştır. 2011 yılı Ocak ayının son haftasından en son katıldığı aynı yılın mayıs ayına kadar gerçekleştirilen programlar dış yapım olduğundan, Hakan Şükür'e ne kadar ücret ödendiği hususu ilgili firmanın bilgisi dâhilindedir.

İstanbul Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun Bakanlığımca sözlü olarak cevaplandırılmasını istediği (6/2471) esas numaralı soru önergesine cevaplarımızdır: Vakıfların yönetim organları vakıf senedine göre oluşturulur ve vakıf yöneticileri vakıf senetlerindeki hükümler çerçevesinde vakfı yönetirler. Vakıflar özel hukuk tüzel kişiliğine sahiptir. Bu sebeple, kiralamayla ilgili olarak Vakıflar Genel Müdürlüğümüzce vakıflara görüş bildirilmemektedir. Vakıfların kira sözleşmeleriyle ilgili olarak Vakıflar Genel Müdürlüğünden izin alınmasına gerek bulunmamaktadır. Önergede bahsedilen konuda Vakıflar Genel Müdürlüğümüzde herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.

Doktor Ziya Gün İstanbul Üniversitesine Yardım Vakfının, Vakıflar Genel Müdürlüğümüz Rehberlik ve Teftiş Başkanlığınca denetimi yapılmakta olup denetim hâlen devam etmektedir. Normal denetim ve şikâyet üzerine iddialarla ilgili inceleme yapılmaktadır.

Ardahan Milletvekili Sayın Öğüt'ün Bakanlığımca cevaplandırılmasını istediği (6/2748) esas numaralı soru önergesine cevaplarımızdır: Çalışan gazetecilerin haklarıyla ilgili olarak 19 Ocak 2013 tarih, 28533 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 6385 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 15'inci maddesiyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 40'ıncı maddesine eklenen hükümler uyarınca gazetecilere fiilî hizmet zammından, yani bilindiği kadarıyla yıpranma payından yararlanma imkânı sağlanmıştır. Yerel gazete ve televizyonların yaşamaları için reklam gelirlerinden pay verilmesi konusunda Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun yeni bir düzenleme yapma çalışması bulunmamaktadır.

Ardahan Milletvekili Sayın Öğüt'ün Bakanlığımca cevaplandırılmasını istediği (6/1864) esas numaralı soru önergesine cevaplarımızdır: Bağımlılık yapıcı madde ve madde bağımlılığı konusunda Bakanlığım sorumluluğundaki Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un yayın hizmeti ilkelerini belirleyen 8'inci maddesinin 1'inci fıkrasının (h) bendinde yer alan "Alkol, tütün ürünleri ve uyuşturucu gibi bağımlılık yapıcı madde kullanımı ile kumar oynamayı özendirici nitelikte olamaz." hükmü çerçevesinde radyo ve televizyon yayınlarının denetimleri dikkatle sürdürülmektedir.

Ayrıca RTÜK -yani Radyo Televizyon Üst Kurulu- görsel, işitsel medyanın uyuşturucu konusundaki duyarlılığının artırılması yönünde çalışmalar yapmaktadır. Bakanlığım sorumluluğundaki kurumlardan birisi olan Türkiye Radyo Televizyon Kurumu tarafından, kurumun kanallarında uyuşturucuyla mücadele konusunda toplumu bilgilendiren ve eğiten programlara özel önem verilmektedir. Büyük Takip, Sıradışı Hayatlar, Haber Tadında ve Söz Millette gibi programlarda, uzman konuklar eşliğinde, uyuşturucunun zararları ve mücadele yöntemlerine yönelik birçok yayın yapılmıştır. Anılan konuda yayınlara öncelik verilmesine gayret gösterilecektir.

Bu kurumlarımız dışında çeşitli bakanlıklarımız ve kurumlarımız tarafından da bağımlılık yapıcı madde ve madde bağımlılığı konusunda çalışmalar yapılmaktadır. Bu çerçevede, İçişleri Bakanlığımızca, uyuşturucu madde bağımlılığıyla mücadele faaliyetleri kapsamında diğer kurumlarla birlikte yürütülen iş birliğiyle, toplumda farkındalığı artırmak amacıyla seminerler, tiyatro gösterimi, afiş, broşür, sportif faaliyetler, yarışmalar gibi çeşitli etkinliklerle çalışmalar aralıksız sürdürülmektedir.

Gençlik ve Spor Bakanlığımız ile Türkiye Yeşilay Cemiyeti arasında, gençler arasında sigara, alkol, uyuşturucu gibi maddelerin tüketimini en asgariye indirmek, sağlıklı bir nesil ve toplumun oluşmasına zemin hazırlamak, uyarıcı ve bilgilendirici bir misyon üstlenerek kumar ve fuhuş gibi kötü ve zararlı alışkanlıklarla mücadele etmek, madde bağımlılarının kurtulmalarına yardımcı olacak yolları göstermek ve bağımlıların topluma yeniden kazandırılmasını sağlamak, henüz bağımlılık yapan madde kullanmaya başlamış olanları uyarmak ve bilgilendirmek amacıyla bir iş birliği protokolü imzalanmıştır.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu ve ilgili mevzuat gereği, korunmaya ve bakıma muhtaç çocuklara yönelik hizmet sunulmaktadır. Risk altındaki çocuk ve gençlere yönelik koruyucu ve önleyici hizmetlerle çocuk ve gençlerin zararlı alışkanlıklar edinmesini önleyici çalışmalara da ağırlık verilmektedir.

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 2011 yılında başlatılan "Uyuşturucu ve Uyuşturucuya Karşı Din Görevlisinin Etkin Mücadelesi" başlığı altında seminer programı başlatılmış, ülke genelinde bu seminere 2011 yılında 180, 2012 yılında da 945 din görevlisi katılmıştır.

Millî Eğitim Bakanlığı tarafından, Bakanlık, uyuşturucu madde kullanımı ve bağımlılığını, şiddet, zorbalık, ihmal, istismar ve zorlu yaşam olayları gibi risk etmenleri arasında değerlendirmekte ve bu kapsamda önleme çalışmaları gerçekleştirmektedir. Bakanlığa bağlı rehberlik ve araştırma merkezleri ve okul psikolojik danışma ve rehberlik servisleri tarafından risk faktörlerine yönelik üç düzeyde önleme çalışmaları yürütülmektedir. Temel önleme düzeyinde genel olarak öğretmen, öğrenci, veli ve okul yöneticilerine yönelik bilgilendirici hizmetler, ikinci aşamada önleme düzeyinde risk grubunda yer alan bireylere yönelik koruyucu ve destekleyici psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri sunulmaktadır. Üçüncü aşamada ise, somut olarak görünür hâldeki psikososyal sorunlara müdahale bazında çalışmalar sürdürülmektedir.

Emniyet Genel Müdürlüğünün KOM Daire Başkanlığı bünyesinde Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (TUBİM) 2002  yılında bakanlık makam onayıyla kurularak faaliyetlerine başlamıştır. Çocuk ve gençlerimizin her türlü riskten korunması çalışmaları illerde toplumsal seferberlik oluşturulmasını gerektiren bir olgudur. Bu bağlamda, genel olarak illerde yapılan çalışmalarda aşağıdaki kurum ve kuruluşların iş birliği hâlinde çalıştıkları görülmektedir:

İl millî eğitim müdürlüğü, rehberlik ve araştırma merkezleri, okul öncesi eğitim kurumları, halk eğitim merkezleri, savcılıklar, denetimli serbestlik ve yardım merkezleri şube müdürlükleri, il sağlık müdürlükleri, AMATEM, il müftülükleri, gençlik spor il müdürlükleri, il jandarma komutanlıkları, sivil toplum kuruluşları, il eğitim ve gençlik komisyonları, okul aile birlikleri, mahalle muhtarları, il özel idaresi ve üniversiteler iş birliği yapılan kuruluşlara bazı örneklerdir.

2011-2012 eğitim-öğretim yılında ülke genelinde illerde verilen seminer çalışmalarının bir kısmını madde kullanımı, bağımlılığı ve zararlı alışkanlıklar, çocukları zararlı alışkanlıklardan korumada ailenin rolü, madde kullanan çocuklara yönelik sağlık tedbirlerinin alınması, çocuk ve gençlerin her türlü riskten korunması, güvenli okul ortamları, risk faktörleri şeklinde sıralayabiliriz. Aynı paralelde, Çocuk Koruma Kanunu uygulamaları konusunda öğretmenlere, ailelere ve okul idarelerine çeşitli zamanlarda da seminerler verilmiştir.

Yukarıda bahsettiğimiz faaliyetlere ilave olarak, burada adını zikredemediğimiz birçok kamu kurum ve kuruluşunun da bağımlılık yapıcı madde kullanımıyla mücadele konusunda sayısız çalışmaları olduğunu belirtmekte yarar var.

İstanbul Milletvekili Sayın Mahmut Tanal'ın Bakanlığımca sözlü olarak cevaplandırılmasını istediği (6/2717) esas numaralı soru önergesi: İbrahim Said Arınç lisans eğitimini burslu olarak Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde, yüksek lisansını Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Rusya Çalışmaları Merkezinde tamamlamış ve "Avrupa Birliği-Rusya Doğalgaz İlişkileri" konulu master tezini hazırlamıştır. Doktora eğitimini İngiltere'de bulunan Durham Üniversitesi Yönetim ve Uluslararası İlişkiler Okulunda yapmıştır. "Türkiye Doğalgaz Jeopolitiği" konulu doktora tezini hazırlamış olup, tezi de savunma aşamasındadır. Ayrıca, İngilizce (ileri düzey), Rusça ve Boşnakça (orta düzey) bilmektedir.

Mayıs 2004 tarihinde, KPSS puanları esas alınarak girdiği BOTAŞ Genel Müdürlüğünde ilk olarak Strateji ve İş Geliştirme Daire Başkanlığında göreve başlamış, daha sonra genel müdür asistanlığı yapmıştır. Burada görev  yaptığı süre içerisinde Nabucco Projesi, Türkiye-Yunanistan-İtalya Doğal Gaz Boru Hattı Projesi, Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi, Enerji Şartı Anlaşması ve Transit Protokolü, Güneydoğu Avrupa Enerji Topluluğu, Türkiye-İran doğal gaz müzakereleri ve Türkiye-Rusya doğal gaz müzakereleri konularında çalışmıştır. Dünya Bankası desteğiyle Ernst and Young firması tarafından yapılan BOTAŞ'ın kredi derecelendirmeye hazırlanması ve gölge kredi derecelendirme çalışmalarının koordinatörlüğünü üstlenmiştir. Mayıs 2008-Kasım 2010 tarihleri arasında Cumhurbaşkanlığı uzmanı olarak enerji konularındaki çalışmalarının yanı sıra Sayın Cumhurbaşkanımızın görüşmelerinde yer almıştır. Kasım 2010 tarihinden 23 Ekim 2012 tarihine kadar Cumhurbaşkanlığı danışmanı olarak enerji konularından sorumlu danışmanlık görevini sürdürmüştür. 23 Ekim 2012 tarihli ve 28450 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2012/721 sayılı Müşterek Kararname'yle BOTAŞ genel müdür yardımcılığına atanmıştır.

İbrahim Said Arınç'ın yukarıda belirtilen eğitim durumu, bugüne kadar üstlendiği görevler ve yaptığı çalışmalara bakıldığında atandığı görev için gerekli liyakat ve ehliyete sahip olduğu, dolayısıyla, referansının bizzat kendisi olduğu, bir tavassuta ihtiyacının bulunmadığı görülmektedir. Bu çerçevede Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca kendisinin genel müdür yardımcısı olarak değerlendirilmesi yönünde bir takdir ortaya konulmuş ve ilgili mevzuatın hükümlerine uygun olarak ataması gerçekleştirilmiştir.

Ardahan Milletvekili Sayın Öğüt'ün (6/2737) esas numaralı soru önergesine cevaplarımız: Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve bünyesinde yer alan birimlerde istihdam edilecek uzman yardımcıları için "Sözlü sınavda yazılıdaki soruların benzeri çıkacak." şeklinde bir açıklama yapılmamıştır. Kurumun www.ayk.gov.tr İnternet adresinde ilan edilen giriş sınavı duyurusunun sözlü sınav ve değerlendirme kısmı, adayların sınav konularına ilişkin bilgi düzeyi yönlerinden değerlendirileceği belirtilmiştir. Bununla birlikte yapılan sözlü sınavlarda, adayların tarih alanında bilgileri ölçülürken Osmanlıca düzeylerinin de ölçülmesi olağan ve beklenebilir bir durumdur. Kaldı ki sorulan Osmanlıca sorular, sınava ilişkin bilgi düzeyi kapsamındadır. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Sınav Komisyonu tarafından Yüksek Kurum Uzmanlığı Yönetmeliği'nin 14'üncü maddesi gereğince puanlaması yapılan sözlü sınavda Muhammet Hanifi Güli yeterli puanı alamadığından başarılı olamamıştır.

Ardahan Milletvekili Sayın Öğüt'ün (6/2805) esas numaralı soru önergesine cevabımız: Basın Kartı Yönetmeliği'nin 1'inci maddesi kapsamında faaliyet gösteren basın kuruluşlarında, Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun uyarınca fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı sözleşmeyle çalışan ve yönetmelikte aranan diğer şartları taşıması şartıyla Basın Kartı Komisyonunca basın kartı verilmesi uygun görülen basın mensuplarının tamamı bu kartın sağlamış olduğu haklardan yararlanmaktadırlar.

Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru'nun (6/2835) esas numaralı soru önergesine cevaplarımızdır: 2954 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Kanunu'nda 11 Haziran 2008 tarih ve 5767 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikle kurumda yeniden yapılanmaya gidilmiş, mevcut bölge müdürlükleri İstanbul, İzmir, Antalya, Mersin, Diyarbakır, Erzurum ve Trabzon TRT Müdürlükleri olarak yeniden düzenlenmiştir. Bundan dolayı TRT olarak yeniden bölge müdürlüğü kurulması düşünülmemektedir.

Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık'ın (6/2846) esas numaralı soru önergesine cevaplarımız: Hâlen ülkemizde, genelde karasal ortamdan 22 adet ulusal, 14 adet bölgesel ve 184 adet yerel olmak üzere toplam 220 adet karasal televizyon kuruluşu yayın yapmaktadır. Ulusal yayın yapan herhangi bir televizyon kanalına PKK terör örgütü tarafından maddi destek verildiğine ilişkin Radyo ve Televizyon Üst Kurulumuza yapılmış bir bildirim ve üst kurulca bu konuda yapılmış bir tespit söz konusu değildir.

Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru'nun (6/3021) esas numaralı soru önergesine cevaplarımızdır: 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkındaki Kanun'la radyo ve televizyon yayınlarının düzenlenmesi ve denetlenmesi görevi üst kurula verilmiştir. Üst kurul, programları, yayınlandıktan sonra ilgili yasa hükümlerine uygunluk açısından denetlemekte olup, kurulun programlara yayından önce müdahale etme, programları yayından kaldırma ve yayın kuruluşlarına program önerme yetkisi bulunmamaktadır. Yayın kuruluşlarına, bazı bakanlıkların teşkilat yasalarıyla çeşitli konularda getirilen zorunlu yayın kapsamındaki ses ve görüntüleri yayınlamanın dışında, madde kullanımı ve bağımlılığıyla ilgili olarak öngörülmüş bir zorunluluk bulunmamakta, dolayısıyla buna ilişkin istatistiki veriler üst kurulda tutulmamaktadır.

Program üretme ve önerme yetkisi bulunmamasına rağmen, üst kurul, kamu kurum ve kuruluşlarının isteği üzerine, kendilerince hazırlanan bilgilendirici ve eğitici kamu spotları niteliğindeki filmleri ilgili kanun hükümleri doğrultusunda inceleyerek, yayın ilkelerine uygun olanlar için yayınlanmasında kamu yararı bulunduğuna dair karar ihdas etmektedir.

Soru önergesinde yer alan konuda, ilgili kurum ve kuruluşlarca hazırlanan spot filmlerin üst kurula gönderilmesi hâlinde gerekli kararlar alınmaktadır. Öte yandan, üst kurul, denetleme görevinin yanı sıra, düzenleme yetkisi çerçevesinde de konuyla ilgili çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Bunlardan biri -Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi- TUBİM'le yapılan çalışmalardır. RTÜK, sahip olduğu kurumsal sorumluluk alanı çerçevesinde TUBİM'le iş birliği içinde çeşitli çalışmalar gerçekleştirmiştir: Görsel, işitsel medyanın uyuşturucu konusundaki duyarlılığının artırılması yönünde yasal düzenlemeler yapmak, önlemler almak ve çalışmalarda bulunmak; Başbakanlık makamınca imzalanarak yürürlüğe giren, Bağımlılık Yapıcı Maddeler ve Bağımlılıkla Mücadelede Ulusal Politika ve Strateji Belgesi paralelinde hazırlanan 1. Ulusal Uyuşturucu Eylem Planı gereğince, madde ve madde bağımlılığıyla mücadele alanında yürütülecek çalışmalarda ulusal iş birliği ve koordinasyon tesisi için kurulan Ulusal Uyuşturucu Koordinasyon Kurulunun yılda 3 defa gerçekleştirdiği toplantılara düzenli olarak katılım sağlamak; TUBİM koordinesinde oluşturulan önleme çalışma grubu toplantılarına katılım sağlamak; TUBİM koordinesinde yıllık olarak hazırlanan Türkiye Uyuşturucu Raporu'na RTÜK'ün sorumluluk alanı içerisinde veri aktarmak.

RTÜK ve TUBİM iş birliğinde, akademisyenler ve uzmanlarca yürütülen çalışmalar neticesinde, görsel, işitsel medyanın madde kullanımı ve bağımlılıkla mücadele konusundaki duyarlılığının artırılması amacıyla "Madde ve Madde Kullanımı ile Mücadelede Görsel-İşitsel Medyanın Rolü" adlı rehber niteliğindeki kitapçık hazırlanmıştır. Hatalı uygulamalara dikkat çekerek doğru uygulamalar için yönlendirici ilkeleri ortaya koyan kitapçık, 20 yayıncılık ilkesinden oluşmaktadır. Söz konusu rehber kitapçık, üst kurul web sitesinde yayınlanarak kamuoyunun bilgisine sunulmuştur. Medya çalışanları için yol gösterici ilkeler içeren ve bu alanda Türkiye'de yapılmış ilk çalışma niteliğinde olan söz konusu kitapçığın kamuoyuna ve medya çalışanlarına tanıtımı, 28 Haziran 2010 tarihinde, İstanbul'da, Polis Eğitim ve Kongre Merkezinde yapılan basın toplantısıyla gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, kitapçığa ilişkin farkındalığın artırılması amacıyla, 16-18 Şubat 2011 tarihlerinde Antalya'da düzenlenen Uyuşturucuyla Mücadele Konferansı'na katılım sağlanmıştır.

Bağımlılıkla mücadele kapsamında, özellikle çocukları ve gençleri zararlı yayın içeriğinden korumak amacıyla, yayıncılar için bir öz denetim mekanizması niteliğinde olan akıllı işaretler uygulaması 15 Şubat 2011 tarihli 6112 sayılı Kanun'la yayıncılar için zorunlu hâle getirilmiştir. 15 Şubat 2011 tarih ve 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluşu Hakkında Kanun'un 8'inci maddesine "Yayın hizmetleri; alkol, tütün ürünleri ve uyuşturucu gibi bağımlılık yapıcı madde kullanımı ile kumar oynamayı özendirici nitelikte olamaz." hükmü eklenerek, madde ve madde bağımlılığıyla mücadelenin önemi kanuna da yansıtılmış ve yayınların, söz konusu hüküm dikkate alınarak denetlenmesi sağlanmıştır.

Bursa Milletvekili Sayın İsmet Büyükataman'ın (6/3147) esas numaralı soru önergesine cevabımız: Bakanlığım sorumluluğundaki kurum ve kuruluşlardan alınan bilgilere göre, önergede bahsedilen istisnai kadrolara, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürünün Özel Kalem Müdürü hariç hiçbir atama yapılmamıştır. Anılan kurumda Özel Kalem Müdürü olarak görev yapan Hakan Kutlu, 2005 yılında Kamu Personeli Seçme Sınavı'yla PTT Genel Müdürlüğünde memuriyete başlamış olup 2008 yılında naklen TRT'ye geçiş yapmıştır.

Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/1189) esas numaralı soru önergesine cevaplarımızdır: 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu kapsamında gıda, tarım ve hayvancılık il ve ilçe müdürlüklerince yapılan gıda denetimlerinde 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na aykırı olarak ülkemize girmiş gıda ürünü tespit edildiğinde cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunulmaktadır.

Konuyla ilgili olarak İçişleri Bakanlığından aldığımız cevabi görüş aşağıda sunulmaktadır: "Ülkemizin sosyoekonomik yapısına olumsuz etkisi olan, haksız rekabet ortamı oluşturan, yatırımı engelleyen, ülke içerisinde gizli işsizlik meydana getiren, kaçakçılık suçlarıyla mücadele, adli makamların denetimi ve gözetiminde mevzuat hükümleri çerçevesinde etkin bir şekilde yerine getirilmektedir."

Konuyla ilgili olarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığından aldığımız cevabi görüş de aşağıda sunulmaktadır: "Halk sağlığını doğrudan ilgilendiren gıda ve tarım ürünlerinin kaçakçılığının önlenmesi, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının öncelikli konuları içinde yer almaktadır. Gıda ve zirai ürün kaçakçılığıyla mücadelede özellik taşıyan eşya kapsamında bulunan çay, şeker, canlı hayvan, et ve et ürünleriyle ilgili olarak bahse konu ürünlerin özelliklerine uygun mücadele yöntemleri geliştirilmektedir. Bu kapsamda ülke ekonomisine ve halk sağlığına zarar veren bu tip kaçakçılık faaliyetleriyle mücadeleye etkin bir şekilde devam edilmektedir."

Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/1187) esas numaralı soru önergesine cevabımız: Bakanlığımca yapılan çalışmalar ve sağlanan desteklerle keçi sayısı 2010 yılında bir önceki yıla göre yüzde 23 oranında artarak yaklaşık 6,3 milyon başa ulaşmıştır. Ülkemizde keçi yetiştiriciliğinin geliştirilmesi amacıyla ürettiği keçi sütünü Bakanlığımızdan çalışma izni almış süt işleme tesisine satan yetiştiricilere litre başına destekleme ödemesi yapılmıştır. Uygulama kapsamında 2009 yılında 25.984 ton, 2010 yılında 37.732 ton, 2011 yılında ise 41.713 ton keçi sütü için destekleme ödemesi yapılmıştır. Koyun Keçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı damızlık keçiler için hayvan başına 15 lira destekleme ödemesi yapılmıştır. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından kullandırılan tarımsal kredilerde küçükbaş hayvan yetiştiriciliğiyle küçükbaş hayvan besiciliğinde faiz oranları yüzde 100 sübvanse edilerek faizsiz kredi kullanım imkânı sağlanmıştır. 2011 yılında Bakanlığımızca belirlenen on ilde damızlık teke dağıtımı yapılmıştır, uygulamaya 2012 yılında da devam edilecektir.

Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/1186) esas numaralı soru önergesine cevaplarımız: Konuyla ilgili olarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığından alınan cevabi görüş aşağıda yer almaktadır: "Adı geçen derneğin yayınladığı raporda bahsedilen ekonomik değerlerin hangi kaynaktan elde edildikleri açıklanmamıştır. Bununla birlikte sınır kapılarında her türlü kaçakçılığa karşı etkin bir mücadele yapılmaktadır."

Konuyla ilgili olarak İçişleri Bakanlığından alınan cevabi görüş şudur: "Ülkemizin sosyoekonomik yapısına olumsuz etkisi olan, haksız rekabet ortamı oluşturan, yatırımı engelleyen, ülke içerisinde gizli işsizlik meydana getiren kaçakçılık suçlarıyla mücadele adli makamların denetim ve gözetiminde etkin bir şekilde yerine getirilmektedir."

Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/1185) esas numaralı soru önergesine cevaplarımızdır?

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, bir saati geçti verdiği cevaplar, efendim bir saati geçti. Televizyonun yayın saati geçiyor.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla) - Pamuk ve pamuklu tekstil ürünleri sektör olarak ülkemiz ekonomisinde ve ihracatında önemli bir yere sahiptir.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Bir saatten fazladır konuşuyor, bir de kelimeleri ağzında yuvarlıyor, biz anlamıyoruz.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Biz anlıyoruz.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla) - Türkiye, dünya pamuk üretiminde?

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sen anlıyorsun ama ben anlamıyorum, soru sahibi benim. Mahsus kelimeleri yuvarlıyor ki biz anlamayalım.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Dinlerseniz anlarsınız.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla) - ?Çin, Hindistan, ABD, Pakistan, Brezilya, Avustralya ve Özbekistan'ın ardından?

BAŞKAN - Sayın Genç, lütfen, süre burada belli.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Anlaşılmıyor ya! Böyle soru mu cevaplanır!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla) - ?sekizinci sırada pamuk tüketiminde Çin, Hindistan ve Pakistan'ın ardından dördüncü sırada; pamuk veriminde Avustralya ve İsrail'in ardından üçüncü sırada yer almaktadır.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, kesmesi lazım. Bizim de konuşup cevap vermemiz lazım.

BAŞKAN - Sizin kısa açıklamalarınızı soracağız efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Tamam ama saat 7'de kapatacak televizyon.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla) - Ülkemiz, pamuk üretimi, ekim alanı ve verim açısından dünyada ilk sıralarda yer almakla birlikte, pamuğun tekstil ve konfeksiyonun ana girdilerinden biri olması, ülkemizin dünyanın önemli tekstil ve konfeksiyon üreticisi ve ihracatçılarından olması nedeniyle ülke içi üretim tüketimi yeterince karşılayamamakta olup, talep açığı ithalat yoluyla karşılanmaktadır.

BAŞKAN - Sayın Bakan, sözlerinizi toparlarsanız, kısa açıklama isteyen sayın milletvekillerine söz vereceğiz efendim.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla) - TÜİK verilerine göre 2002 yılında 549 bin ton lif pamuk ithalatına karşın pamuğa dayalı tekstil ihracatı 4,5 milyar dolar iken, 2011 yılında 612 bin ton lif pamuk ithalatına karşın pamuğa dayalı tekstil ihracatı 11,5 milyar dolar olmuştur.

Sayın Başkanım, başüstüne.

15 soru önergesi daha kaldı, Sayın Mesut Dedeoğlu'nun soru önergeleri hâlâ devam ediyor. İsterseniz onları atlayarak başka arkadaşlarımızın sorularına geçeyim müsaade eder misiniz?

BAŞKAN - Süre kalmadı efendim. Sayın Bakan, kısa açıklama isteyen sayın milletvekillerine söz vereceğim, sonra tekrar size söz vereceğim.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla) - Anlıyorum ama arkadaki 10 tane soru önergesi daha Mesut Dedeoğlu'na ait. Peki, ben onları geçiyorum. Sayın Kamer Genç'in çok önemli bir sorusu var, hemen onu cevaplandırayım, emriniz üzerine oturayım yerime.

Tunceli Milletvekili Sayın Genç'in (6/2091) esas numaralı soru önergesine cevaplarımızdır: 12 Mart 2013 tarihi itibarıyla, ülkemizdeki barınma merkezlerinde kalan, geçici koruma altındaki Suriyelilerin toplam sayısı 188.387'dir. Hâlihazırda kendi olanaklarıyla barınma merkezleri dışındaki evlerde yaşayan Suriyelilerin sayısı, en mütevazı tahminle 100 binin üzerine çıkmış durumdadır. Gelenler için 12 Mart 2013 tarihine kadar yapılan toplam harcama 728 milyon 307 bin 689 Türk lirasıdır. Geçici koruma altındaki Suriyelilere sağlanan barınma, beslenme, eğitim hizmetlerine ilişkin harcamalar Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından bütçeden karşılanmaktadır.

Giresun Milletvekili Sayın Selahattin Karaahmetoğlu'nun (6/2152) sayılı?

BAŞKAN - Sayın Bakan, lütfen süre kalmadı efendim.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla) - Son?

(6/2152) sayılı soru önergesi: Türkiye, Suriye'deki krizin halkın meşru beklentileri doğrultusunda en kısa sürede çözümlenmesini, demokratik hukukun üstünlüğünün egemen olduğu ve insan haklarına saygılı, halkın özgür iradesiyle yöneticilerini seçebileceği yeni bir Suriye kurulmasını arzulamaktadır.

Bir kısım arkadaşlarımızın soru önergelerinin de cevapları kaldı.

Saygılarımı sunuyorum Sayın Başkan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.