GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KAMU FİNANSMANI VE BORÇ YÖNETİMİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:86
Tarih:02.04.2013

BDP GRUBU ADINA EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 443 sıra sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve diğer bazı kanun değişiklikleri teklifi görüşmelerinin birinci bölümü üzerine Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, öncelikle, üzerinde konuştuğumuz yasa tasarısının doğru, sağlıklı ve en önemlisi katılımcı bir yöntemle hazırlanmadığını ifade etmek istiyorum. Yine, komisyonlardan alelacele geçirilen, katılımcılığı göz ardı eden bir torba yasa ile daha karşı karşıyayız.

Tasarı birçok kanunda farklı değişiklikler önermesine rağmen sorunlar tam olarak çözülmüş değildir. Kanun değişikliklerinin yapısal çözümleri amaçlaması gerekirken maalesef torba yasada birçok yerde yapıcı ve kalıcı çözümler getirilmemiştir. Kamu finansmanı ve borç yönetimiyle ilgili getirilen yeni düzenlemede üst fon yapısına kaynak aktarma, bu kaynağı belirleme, fon aktarılacak alanları belirlemede ve benzeri diğer hususlarla ilgili tasarruflarda Bakanlar Kuruluna yetki verilmektedir.

Ayrıca, hukuken takip kabiliyeti kalmayan ve ekonomik değeri bulunmayan menkul kıymetlerin hesaptan çıkarılması yetkisinin bakana verilmesinin anlaşılır bir tarafı yoktur. Mevzuatın çiğnenerek bu yetkinin sadece bakana verilmesini doğru bulmadığımızı ifade etmek istiyorum. Bu menkul kıymetlerin neler olduğu konusunda kamuoyu da aydınlatılmış değildir. Bu da bu yetkinin verilmesiyle ilgili çekinceleri artırmaktadır.

Tasarıda yapılan düzenlemeyle 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna "Bakanlar tarafından gerekli görülen durumlarda kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi veya hazine taşınmazlarının daha etkin ve verimli şekilde yönetilmesi amacıyla, hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlar ile mülkiyeti gerçek ve tüzel kişilere ait taşınmazlar trampa edilebilir." ibaresi eklenerek kanunda bir değişikliğe gidilmiştir.

Bu düzenlemeyle hazinenin mülkiyetindeki taşınmazlar ile gerçek ve tüzel kişilerin sahip oldukları taşınmazlar arasında trampa yapabilme işleminin önünün açılacak olması son derece önemli olduğu hâlde belirsiz bir durum söz konusudur. Yapılan düzenlemede ne takasın koşulları ve kriterleri belirlenmiş ne de bunun zorunlu ya da gönüllü olup olmayacağı ifade edilmiştir.

Ayrıca, trampa konusu olan ve ekonomiye kazandırılmak istenen termal tesis, tatil köyü ve dinlenme kampları gibi yerler kamu kurumlarının mülkiyetinde ve tasarrufundadır. Dolayısıyla bu yerlerle ilgili işlem yapabilme konusunda hiçbir kısıtlama olmaksızın Bakanlar Kuruluna yetki verilmesi doğru değildir. AK PARTİ Hükûmeti her yeri potansiyel rant alanı görmekten vazgeçmelidir.

Değerli milletvekilleri, torba yasada yapılan düzenlemelerden en önemli olanlarından birisi de İşsizlik Sigortası Kanunu'nda yapılan iki önemli değişikliktir. Bu değişiklikler ile işsizlik sigortasına ait devlet payının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından ödenmesi tasarlanmaktadır. İşsizlik sigortasına ait payların nereden ödenmesi gerektiğiyle ilgili tartışmaların ötesinde bu payın ne şekilde ödeneceği belirsizliğini korumaktadır. Ödenmesi gereken payın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının zaten kısıtlı olan bütçesinden mi, yoksa Hazinenin Bakanlığa aktaracağı fondan mı karşılanacağı yapılan düzenlemede belirtilmemiştir. Bize göre bu belirsizliğin giderilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Hazine Müsteşarlığının İşsizlik Sigortası Fonu'na aktaracağı paranın eksik veya fazla olması durumunda, bu kurumlar herhangi bir faiz ödemeden yükümlülüklerini yerine getirebilecektir. İşçiler, emekçiler, sigorta primleri ödemelerinde en ufak bir gecikme yaşamaları durumunda üstüne faiz koyup ödetmeyi bilen Hükûmet, neden kendi yaşattığı haksızlığın bedelini ödemekten kaçınmaktadır? Eğer "Bu bizim bileceğimiz iş." derseniz, o hâlde vatandaştan da prim gecikmelerinde faizin alınmaması gerekir.

Konusu açılmışken, İşsizlik Sigortası Fonu ile ilgili olarak da birtakım düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Bu ülkede işsizlik maaşı almanın çok zor olduğu herkes tarafından yüksek sesle dillendirilmektedir. Sürelerin uzun olması da ayrıca bir sıkıntı konusudur. Mevsimlik olarak ya da kısa süreli işlerde çalışmak zorunda kalan emekçiler bu fondan maalesef faydalanamamaktadır. Örneğin, altı ay faaliyet gösteren bir tekstil firmasında çalışan işçi, işten çıkarıldığında herhangi bir garanti kapsamına alınmamaktadır. İş yerinin kendisi de kapandığı için emekçiler mağdur olmaktadır. "Sezonluk işler" denilen sektörlerde çalışan işçiler için de aynı durum söz konusudur. Bizim isteğimiz, kısa süreli işlerde çalışmak zorunda kalanların da işsiz kaldıklarında fondan yararlanabilmeleri için çalışma mecburiyeti olarak şart koşulan sürelerin kısaltılmasıdır.

Ayrıca, bilindiği gibi, İşsizlik Fonu'ndan faydalanabilmek için emekçiler bin bir zorlukla karşılaşmaktadırlar. Gerçek durum bu olduğu hâlde, İşsizlik Fonu başka birtakım yerlere aktarılmaya devam edilmektedir.

AK PARTİ'nin İşsizlik Fonu'ndan GAP'ı bahane ederek bütçeye aktardığı rakam 10 milyar 824 milyon lirayı aşmıştır. Bu rakam, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının açıklamalarından alınmış olup fonun kuruluş amacından kaynaklı olarak on yılı aşkın süreyle işsizlere ödenen paranın yaklaşık 2 katıdır. Durum bu kadar ortadayken işsizlerin fondan yararlanmasının önündeki tüm engellerin kaldırılmasını ve yararlanma kapsamının genişletilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Tasarı ile getirilen diğer düzenleme ile Vakıflar Kanunu'nun 28'inci maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmaktadır. Bu değişiklik ile Vakıfbank tarafından aktarılması gereken kesintilere ilişkin hükümler ortadan kaldırılmaktadır.

Vakıflar Kanunu'nda 2008 yılında yapılan değişiklikle kanunun bu şekilde çıkmasını sağlayanın AK PARTİ Hükûmeti olduğunu unutmamak gerekiyor. Dolayısıyla yeni düzenleme ile kanunun çıktığı tarihten bu yana yapılması gereken ancak yapılmayan ödemelere ilişkin herhangi bir yaptırım uygulanmayacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarı ile getirilen değişikliklerin önemli ve kritik olduğunu ancak katılımcı bir yöntem ile hazırlanmadığı için kalıcı çözüm getirmekten uzak olduğunu belirtiyor, tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.