| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 87 |
| Tarih: | 03.04.2013 |
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, geçen hafta, 18 Martı 19 Marta bağlayan gece Malatya'da bir don afeti yaşandı, özellikle Malatya'nın düşük rakımlı bölgelerinde kayısımız yok oldu. Kimi bölgelerde yüzde 50 kimi bölgelerde 90'a varan zararlar var. Zaten geçtiğimiz yıl, değerli milletvekilleri, kayısının para etmemesinden dolayı yokluğa mahkûm edilen kayısı üreticisi donla beraber 2013 yılı umutlarını da kaybetti. 18 Mart gecesi yanan sadece Malatyalıların kayısı değildi, yanan Malatyalıların umuduydu, yanan Malatyalıların hayaliydi yani yanan Malatyalıların tüm yaşamıydı. Binlerce üretici geçtiğimiz yıl 2,5-3 TL maliyeti olan kayısıyı bu yıl 1,5-2,5 liradan sattı. Zaten kayısı üreticisi bu nedenle zor durumdaydı. 2012'den kalan elektrik, su, gübre, ilaç ve mazot borçlarını zaten ödeyememişti. Zaten iki üç yıldan beri kayısı para etmiyordu, üreticinin hiçbir birikimi yok.
Maalesef bu son dönemde Malatyalının devletle olan tek ilişkisi evine gelen icra kâğıtlarıydı. Malatyalı üretici ilk kez bu dönemde adliyeyle tanıştı, ilk kez bu dönemde yaşı 60-70 olan üretici, ilk kez icrayla ve icra avukatıyla tanıştı. İki yıldan beri Malatyalıların seslerini buradan duyurmaya çalışıyorum. Bu kürsüden, bu Meclisten, bana verilen görevi, yani Malatyalıların hakkını savunma görevini yerine getirmeye çalışıyorum.
Değerli milletvekilleri, bakın, bizim üretmiş olduğumuz ürün sıradan bir ürün değil. Dünyanın en güzel kayısılarını üreten, Türkiye'nin millî gelirine tarımda en çok katkıyı veren, yaz demeden, kış demeden çoluğuyla çocuğuyla çalışan Malatyalıların sesini duyurmaya çalışıyoruz çünkü bu ürün her yıl kimi zaman 300 milyon dolar, kimi zaman 400 milyon dolar Türkiye ekonomisine katkı sunuyor. Dünya kuru kayısı üretiminin yüzde 80'ini tek başına Malatya ili karşılıyor. Yani dünyada çok önemli bir ürünü Malatyalılar yetiştiriyor.
Değerli milletvekilleri, kayısının değerlenebilmesi için buradan birçok öneri getirdim. Belki bu kayısıyla ilgili 100'e yakın konuşma yaptım Mecliste. "Sıfır faizli kredi verin ki köylü, tefecinin eline düşmesin. Borç verin, karşılıksız, bedelsiz değil, borç verin." dedim, sesimizi duyan olmadı. "Çiftçi elektrik borçlarından mağdur oluyor, onların faizlerini silin." dedim, faizler silinmedi çünkü bu Malatya'da özelleştirilen elektrik kurumundan hiç kimse memnun değil. Bu özelleştirme zihniyetini, özelleştiren zihniyeti buradan bir kez daha kınıyorum.
Değerli arkadaşlar, kayısı para etmiyor. "Okullarda kayısı dağıtın ki o bozuk süt yerine çocuklarımız daha zeki olsun; -ki kayısı zekâ artıran bir ürün- "askerlere dağıtın, askerler iyi beslensin." dedim ancak maalesef sesimizi kimseye duyuramadık.
Değerli arkadaşlar, ama maalesef mağduriyetimiz de sürüyor. Yani kayısımızın, üreticimizin durumu hâla iyileşebilmiş değil. En son da bu uygulamalar yetmiyormuş gibi, son dönemdeki uygulamalar yetmiyormuş gibi kayısımızı bir de don vurdu. 18 Martı 19 Marta bağlayan gece kayısımızı don vurdu.
Değerli arkadaşlar, ben buradan geçen hafta resimlerle kürsüden dile getirdim Malatya'nın düştüğü durumu. Geçen hafta sonu da Malatya'yı gezdim, Malatya merkez köylerini, Darende'yi, Kuluncak'ı, Battalgazi'yi gezdim ve yerinde gördüm. Yerinde gördüm kayısının düştüğü durumu. Maalesef, rakımı düşük olan yerlerde kayısımız -söylediğim gibi- yüzde 50 ile yüzde 90 arasında yanmış.
Değerli arkadaşlar, üretici, kayısı tutsa da tutmasa da, don vursa da vurmasa da o ürüne aynı parayı harcıyor yani ilacını veriyor, o ürünün gübresini veriyor, aynı işçiliği harcıyor, aynı emeği harcıyor. Bu nedenle, kayısı üreticisi açısından "Don vurdu, masraf etmeyeceğim." diye bir şey yok ve aynı emeği harcıyor maalesef. Aynı emeği harcadığı için daha fazla zarar etmiş oluyor. Yani, masrafı çok, parası yok.
Bununla ilgili TARSİM diye bir kurum var. Dillere destan bir kurum bu TARSİM. Değerli milletvekilleri, Malatyalı üretici, maalesef bu TARSİM'in sistemine, TARSİM'in uygulamalarına hâlâ akıl sır erdiremiyor. TARSİM, "Üreticinin zararını nasıl karşılarım?" diye değil, "Nasıl karşılamam?" diye çalışıyor. Üreticiyi hem TARSİM vuruyor hem don vuruyor yani üretici her yerden zarar görüyor değerli milletvekilleri.
Don için yapılan sigorta kumar gibi arkadaşlar. Bu, don için yapılan sigorta resmen kumar gibi. Şimdi, şöyle bir örnek vereyim ben size: Bahçeniz var, o sene sigorta yaptırmak istiyorsunuz. Soruyorlar: "Çiçek mi, don mu yoksa dolu mu?" Bunlardan birini seçiyorsunuz. Tamamen, bu TARSİM sistemi Malatya'da? Toto oynuyorsunuz yani toto, sigorta toto oynuyorsunuz.
Bir de değerli arkadaşlar, Malatyalı üreticinin bu yıl sadece yüzde 10'u TARSİM'den sigorta yaptırmış. Niye? Çünkü, TARSİM'deki fiyatlar çok yüksek. Çünkü, TARSİM'e güvenmiyor. Çünkü, oradaki, geçtiğimiz yıllardaki uygulamalarda yaşadı bunu, TARSİM'e güvenmiyor, güvenmediği için de sigorta yaptıramıyor. Bakın, 50 binin üzerindeki üreticiden sadece 6 bin civarındaki insan TARSİM'e ürününü sigortalatmış.
Değerli arkadaşlar, biraz önce telefon geldi, diyorlar ki Malatyalılar: "Daha önce, 2002'de 1 kilo kayısıyla
Değerli arkadaşlar, önlem alınmaz ise eğer, Malatya'da üretici kalmayacak. Bakın, 2010 yılında, sanırım, don olayı olmuştu; sağ olsun, Malatya Milletvekilimiz Mevlüt Aslanoğlu bunu dile getirdi ve ilk kez zarar karşılandı. Ancak, iki yıldan beri hem fiyatlar vuruyor hem uygulamalar vuruyor hem de don vuruyor ama çiftçiye selam veren kimse yok, çiftçinin hâlini soran kimse yok.
Değerli arkadaşlar, Malatya'da iki yıldan beri ağacını ilaçlamayan çiftçi var. Bakın, acı bir durum ama iki yıldan beri ağacını ilaçlamayan çiftçi var. Hâlâ ağaçlarını sulayamayan çiftçiler var. Ben Meclis kürsüsünde söylüyorum, "Hâlâ kanalizasyon suyuna mahkûm etmişsiniz." diyorum, "Yalan." diyorlar. Geçtiğimiz hafta sonu Hatunsuyu'ndaydım, yani bu uygulamaları gözlerimle gördüm.
Değerli arkadaşlar, üretici diyor ki: "Kurusun da kurtulalım kayısıdan." Odun kömür ardiyelerinde son dönemde odun olarak en çok kayısı odunu satılıyor. "Kurusun da kurtulalım." diye Malatyalı haykırıyor.
Değerli milletvekilleri; Malatyalı her yıl kayısı ekiyor, her yıl kayısı dikiyor, maalesef borç topluyor.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu ürün sıradan bir ürün değil, bu ürün, dediğim gibi, Türkiye'yi dünyada temsil eden bir ürün. 100'ün üzerinde ülkeye ihracat yapılıyor. Malatyalının sesini, Malatyalıyı, Türkiye'yi, özellikle Türkiye'yi? Venezuela'dan Rusya'ya, Rusya'dan Amerika'ya, Kanada'ya kadar her yerde "Türkiye'nin ürünü", "Malatya'nın kayısısı" diye satılıyor ama Malatyalı size, ülke ekonomisine bu kadar katkıda bulunuyor, yıllardan beri her yıl 100-200 milyon dolar, 300 milyon dolar -bazen daha fazla- üretime katkıda bulunuyor, millî gelire katkıda bulunuyor ama Malatyalının maalesef devletten aldığı kocaman bir hiç. Değerli milletvekilleri, verdikleriyle aldıkları arasında bir orantısızlık var.
Malatyalı çiftçi çalışkan, Malatyalı çiftçi borcuna sadık. Sizden rica ediyorum, burada bütün milletvekillerinin vicdanlarına sesleniyorum değerli arkadaşlar, burada bütün iktidar ve muhalefet partilerinin vicdanlarına sesleniyorum: Lütfen Malatyalı çiftçinin sesini duyun, lütfen. (CHP sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar)
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Sadece Malatyalı değil, Türkiye'deki bütün çiftçilerin sesini duysunlar.
VELİ AĞBABA (Devamla) - Lütfen Malatyalı çiftçinin yaşamış olduğu, kayısı üreticisinin yaşamış olduğu drama seyirci kalmayın. Hepinizin vicdanına sesleniyorum: İktidarı muhalefetiyle, çalışkan, üreten Malatya çiftçisine sahip olunmasını diliyorum arkadaşlar.
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Türkiye'deki çiftçilere sahip olsunlar.
VELİ AĞBABA (Devamla) - Bakın, bununla ilgili, mutlaka kayısı afet kapsamına alınmalı, üreticinin borçları ertelenmeli, faizleri silinmeli, 2090 sayılı Kanun mutlaka işletilmeli, fındığa verilen alan bazında destek Malatya kayısısına da verilmeli, devlet bir kayısı idaresi kurmalı, taban fiyat, don hadisesi gibi sorunları tek elden yönetmeli.
Değerli arkadaşlar, tabii ki bütün ürünlere sahip çıkmalı ama Malatya ürününe de sizlerin sahip çıkacağına inanıyorum. Bu konuda bir komisyon kurulmasını bütün milletvekillerinden, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunan bütün milletvekillerinden rica ediyorum.
Bu duygularla, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.