| Konu: | KAMU FİNANSMANI VE BORÇ YÖNETİMİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 87 |
| Tarih: | 03.04.2013 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle? Avukat, otoriteye karşı insanı savunan kişidir. Dünyanın hemen her tarafında avukatlar siyasal iktidarlar tarafından sevilmezler. Dünyanın en onurlu fakat en zor mesleklerinden biridir. Avukatlar siyasal iktidarlar tarafından sevilmezler. Savunma temel bir insan hakkıdır. Bu sebeple, 5 Nisan Avukatlar Günü'nü kutluyorum ben.
Önümüzdeki 443 sıra sayılı torba kanuna baktığımız zaman? Tabii son yıllarda Türkiye Büyük Millet Meclisinde? İç Tüzük'ün 91'inci maddesinde temel kanun ayrımı yazılı ancak "torba kanun" tanımı İç Tüzük'te yok tabii, İç Tüzük'te bu torba kanunun olmaması- genellikle siyasal iktidarların sevdiği bir kavram ancak muhalefetlerin de sevmediği bir kavramdır. Neden? Çünkü Mecliste İç Tüzük'ümüzün 20'nci maddesi uyarınca, mevcut bulunan tüm komisyonların ihtisas alanında gündeme gelen kanunlarla ilgili onun mutfağında bir geliştirme, pişirme ve olgunlaştırma aşamasına getirilir ve bu şekilde kanunlar Genel Kurula getirilir. Ancak, tabii, siyasal iktidarlar mümkün olduğuncaya kadar kanunların komisyonlarda pişirilmesi, olgunlaştırılması hatta bu konuyla ilgili bu kanunun tarafı olan sivil toplum kuruluşlarının da kanuna katılması sağlanır. Fakat torba kanunla genellikle kanunun tarafı olan sivil toplum kuruluşları, konunun uzmanı ve aynı zamanda ihtisas komisyonlarının bilgilerinden yararlanılmamış olur ki Sayın Bakan ikinci bölümün sorularının arasında şunu söyledi: "Son on yılda, evet, çıkarılan kanunlar mükemmel değil. Bu konuda hakikaten hatalar yapılıyor." Evet, yöneltilen eleştirilerden bir tanesi de mümkün olduğuncaya kadar? Gerçekten, torba kanunlardaki en büyük eleştirilerden bir tanesi de bu. Nedir? Bir: İhtisas komisyonlarında bu tartışılmıyor. İki: Kanunun tarafı olan sivil toplum kuruluşları yeteri kadar konuyla ilgilenemiyor ve toplumdan kaçırılıyor ve bu anlamda hata yapma şansı çok fazla oluyor ve aynı zamanda, örneğin, bir kanun baypas edilmek isteniyorsa, eğer geçirilmek isteniyorsa mümkün olduğuncaya kadar torba kanunların içerisine bu sokularak kanun bu şekilde geçiriliyor.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliyoruz: Ne pahasına olursa olsun, yasama sürecini hızlandırmak için torba kanun çıkarma yoluna başvurulması çok ciddi sakıncaları beraberinde getirmektedir. Torba kanun sadece yasama sürecinde değil, tasarı ya da teklifi yasalaştırma sırasında da meydana gelmektedir. Onun için, mümkün olduğuncaya kadar bu torba kanunların uygulamasından vazgeçmesi gerekir.
Tasarının 41'inci maddesindeki düzenleme 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 158'inci maddesindeki nitelikli dolandırıcılık suçuyla ilgili ise de, burada, genellikle getirilen ceza mevcut olan yasada iki yıldan üç yıla kadar, ancak düzenleme üç yıla çıkarılmış durumda. Buradaki, yine, ceza adaleti açısından bence doğru bir hadise değil. Biz, bir yandan terörün finansmanı ve terörün kaynaklarının kurutulmasıyla ilgili konular üzerinde dururken, "siber terörizm" denilen, yani "sanal terörizm" denilen bir hadise var. Nedir bu? Elektronik araçların kullanılması, bilgisayarın kullanılmasıyla birlikte? Örneğin, emniyet teşkilatının istihbarat verilerinin silinmesi; bu bir gerçek terörist eylemdir. Aynı zamanda, bilişim sistemiyle ilgili tren hatlarının karıştırılması; bu da aynı zamanda bir terörist eylemdir. Tabii, terörist eylemlerinin Türk Ceza Kanunu'ndaki dolandırıcılık suçu nedeniyle bu cezanın alt sınırının üç yıl, üst sınırının yedi yıl arası kullanılması, gerçekten, toplumsal açıdan, bu, ceza adaletini tam karşılayan bir husus değil. Bu ceza adaleti açısından bunun daha artırılması gerekir.
Ben hepinize teşekkür ederim, saygılarımı sunarım. (CHP sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.