GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KAMU FİNANSMANI VE BORÇ YÖNETİMİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:87
Tarih:03.04.2013

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Burada Sayın Bakanı bulmuşken, biz, Manisa'daki çiftçilerin sorunlarını nerede anlatsak, sürekli karşımıza ekonomi yönetimiyle ilgili engeller ifade ediliyor, bunlar dile getiriliyor. Ama, şunu söylemek lazım ki Manisa, bir sanayi kenti olma yolunda çaba sarf ederken çok önemli ve sanayiyi de destekleyecek tarım ürünleriyle, desteklenmesi gereken tarım ürünleriyle bir tarım kenti ve Manisa'da çiftçiler gerçekten çok zor durumdalar. Üzüm üreticisiyle ilgili, bu sene, iktidar partisi milletvekilleriyle birlikte sezon açılırken katıldığımız bir toplantıda, iktidar partisinin sayın Manisa milletvekilleri "Bu sene üzümü 3,5 liranın altında kimsenin satmamasını, bu fiyat bunun altına düşerse gelin, bizi bulun." diye ifade etmişlerdi. Çiftçiler onlara inandılar ama üzüm 2 liranın, 2,5 liranın altında bir fiyata indi, aylarca orada kaldı. Faiz kıskacının altındaki Manisalı çiftçiler, 2 lira 40 kuruştan üzümlerini satmak zorunda kaldılar ve "3,5 liranın altına inerse gelin, beni bulun." diyenlerin yerinde yeller esti. Geçtiğimiz günlerde bunu ifade ettik, inkâr ettiler. Video kaydını bulduk, gösterdik, kendileri de durumdan utandılar, sıkıldılar. Şimdi, bu üzüm üreticisinin bu sorununa kim nasıl gelecek, merhem olacak?

Zeytinle, zeytinyağıyla ilgili yine Manisa'daki bütün festivallerde hep beraber söz verdik. Zeytinyağının primi, 50 kuruşluk primi, 1,5 liraya çıkartılacaktı; ne Plan ve Bütçede ne de burada arkasında duran olmadı. Size bir rakam vereyim: Akhisar ilçemizde 11 bin tane üretici zeytinyağına prim almayı hak ediyor, bunlardan sadece 150 tanesi zeytinyağından prim alabilmiş durumda. Prosedür çok, bürokrasi çok, attığınız taş vurduğunuz kuşa değmiyor. Bu zeytinyağı primi 1,5 liraya çıkartılmazsa eğer ve prosedür azaltılmazsa, sakın, kimse böyle çıkıp da -işte Malatya'nın bugün kayısısı konuşuldu- "Zeytinyağına prim veriyoruz, destekleme yapıyoruz." diye -aynı kayısıda olduğu gibi bir illüzyon var- bunu kimse yapmasın, kimsenin küçük üreticiyi desteklediği falan yok.

Ayrıca, şunu ifade etmek lazım ki küçük üreticiyi destekleyecekseniz dane zeytine prim vermeniz lazım. Milletvekilleriniz yemin ediyorlar Manisa'da "30 kuruş prim almadan dönmek yok." diye. Dönülüyor, buraya geliniyor, sözünden dönülüyor; bu konu gerçekten çok sıkıntılı.

Zeytin üreticisinin harcaması, masrafları yüzde 80 ila yüzde 175 oranında artmış durumda ama beş yıl öncesindeki fiyatlardan zeytin satmak zorunda kalıyorlar. Bir milletvekili, Manisa milletvekili "Akhisarlı çiftçiyi tütün derdinden kurtardık." diyor. Tütünü bitiriyor, bunun adına "Tütün derdinden kurtardık." diyor.

Dünyanın, Çukurova ile birlikte lif uzunluğu en yüksek olan pamuğunu artık ne Manisa'da ne Adana'da ekip de bundan para kazanan kimse kalmadı. Allah'a şükür pamukçuyu da bitirdiler.

Adıyaman'a gittik, Adıyaman'daki tütüncü kan ağlıyor. Manisa'daki ifadeyi kullandık "Tütüncüyü tütün derdinden kurtardık." diye, onların buna gösterdikleri tepkiyi hep beraber gördük. Ama Adıyamanlı tütüncüye tütün pazarında söz verip "Sizin sorununuzu Meclise taşıyacağım, sizin derdinizi dillendireceğim." diyen birileri kendi derdiyle dertlendi, merhemi de kendisini iktidar partisi sıralarına taşımakta buldu.

Şimdi, rekolteyle ilgili sıkıntılar büyük. Osmaniye'ye gidiyoruz, Osmaniye'de fıstık üreticisi diyor ki: "2 liraya üretiyorum fıstığımı, 1 lira 90 kuruşa, 2 liraya satıyorum. Aradaki faizin sırtıma bindirdiği yük de cabası." Son on yılla ilgili Sayın Bakan Başbakana veriyor, burada Başbakan -bütçe konuşmasında- on yıl öncesiyle bugün arasında bir şeyler ifade ediyor ne kadar farklılaştığıyla ilgili. Gelin de onu Manisa'daki çiftçiye ifade edin. Manisa'daki çiftçinin yabancı bankalara olan borcu 14 kat artmış son on yılda. Bankalara ve tarım kredi kooperatiflerine toplam borcu son on yılda tam 42 kat artmış. Mazotun litre fiyatı 2002'de 1 lira iken 4 liraya çıkmış. Gübre fiyatları son on yılda yüzde 460 artmış. Son on yılda Çin'den sonra en büyük pamuk ithalatçısı hâline gelmişiz. Düşünün o Çin nüfusunu, onlardan sonra 2'nci ithalatçı biz olmuş noktadayız. 3 milyon hektar araziyi artık ekip dikmekten vazgeçmişiz. 2002 yılında 1 kilogram buğdayla 2,5 litre mazot satın alınabiliyorken şimdi 1 litre mazot almak için 8 kilo buğday satmak gerekiyor. Yüce Meclisin bilgilerine sunuyorum. Bu çiftçiye yaptıklarınızdan dolayı da sizlere  "El  insaf!" diyorum. (CHP sıralarından alkışlar)