GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KAMU FİNANSMANI VE BORÇ YÖNETİMİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:87
Tarih:03.04.2013

KAZIM KURT (Eskişehir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 443 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 46'ncı maddesiyle ilgili vermiş olduğumuz önerge üzerine söz aldım.

Bu önergemizde, Sigortacılık Kanunu'nun 30'uncu maddesine getirilmeye çalışılan yeni düzenlemeler konusundaki bazı eksiklikleri gidermek amacı taşımaktayız. Öncelikle sigortacılıktaki tahkimin ve tahkim sistemine ilişkin zorunluluğun getirilmiş olmasının bazı avantajları yanında dezavantajlarının da olduğunu çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Önce, tahkim sistemine üye olmayanların da aleyhine tahkim işleminin yapılacak olmasının doğru bir yaklaşım olmadığını belirtmek istiyorum.

İkinci olarak ve teklifimizde esas üstünde durduğumuz bu 5 bin ve 10 bin liralık parasal sınırlarla ilgili bir değerlendirme yapmamız gerekiyor. Hakemin vereceği karar eğer 5 bin lira sınırı içerisindeyse kesin, oysa pek çok uygulamada görüyoruz ki küçük miktarlı hasarlar dahi mükellefleri sıkıntıya sokmakta ve bunların haklılık mücadelesi sonuna kadar devam etmesi gerekmekte. Oysa biz, burada 5 bin liralık bir miktarda kesinlik sınırı koyduğumuz takdirde itiraz etme şansını vatandaşın ortadan kaldırıyoruz. Hem de zorunlu tahkimde para yatırma zorunluluğu da getiriyoruz. Bunlar sigorta hakemlerinin bu konudaki uygulamalarını güçlüğe, zorluğa sokan uygulamalar ve maddeler. Bizim 40 bin liralık kesinlik sınırı da bu konuda piyasayı ve reel ortamı gerçekten dikkate almadan konulmuş rakamlar. Türkiye'de pek çok mükellef için 40 bin liranın çok büyük bir para olduğunu, 5 bin liranın çok büyük bir para olduğunu hesaplamadan, değerlendirmeden yasa yapmaya kalkmamız bizi zamanla bu konuları yeniden değiştirmek durumunda bırakacaktır. O nedenle, hiç değilse -diğer tekliflerimizi kabul etmediniz ama- şu 12'nci fıkraya eklenen 5 bin liralık sınırı 10 bin liraya çıkarmak durumunda olalım ki biraz daha, yoksul, sıkıntılı bu yurttaşlarımızın derdine derman olabilelim çünkü Türkiye'de her ne kadar Çalışma Bakanı "İyi ücrettir." dese de asgari ücret hâlâ 800 lira bile değil ve siz 5 bin liralık bir sınırı koyduğunuz zaman bu asgari ücretin neredeyse 7-8 katı bir miktarı kesin, tek kişinin yargılamasına bırakıyorsunuz ve buna itiraz şansı dahi vermiyorsunuz. Oysa asgari ücretli bir yurttaş için bu 5 bin liranın kendi maaşının 8-10 katı olduğunu hesaplayarak hareket etmek durumundayız. Sosyal olaylarda dezavantajlı gruplar lehine yasa yapmadığımız takdirde her dönem sıkıntı yaşacağız, her dönem bu ezilen insanların biraz daha ezilmesine neden olacağız. 10 bin lira olduğu takdirde hiç değilse belli bir miktarda bu kesinlik sınırını aşmış oluruz. Hatta, 40 bin liralık olan bu temyiz sınırı konusunda da bir iyileştirme, bir geliştirme yapmak gerekir ki bu piyasanın önemli aktörlerinden olan sigortacıları kollamak yerine yurttaşları kollama yönünde ciddi atımlar atalım, bu doğrultuda tahkim sistemine bakalım, bu doğrultuda sigortacılık sistemine bakalım. Sigortacılıktaki uzlaşmaları, uyuşmazlıkları, biraz daha, yargıya intikal etmeden çözmenin formülü budur. Eğer bunu gerçekleştirmez iseniz, her olay, sonuçta, tahkimin arkasından başka sıkıntılar yaratacaktır. Bu önergemizle bunu bir derece olsun azaltalım diye düşünüyoruz. Desteklerinizi bekliyoruz.

Hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.