| Konu: | 5 NİSAN AVUKATLAR GÜNÜ'NE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 88 |
| Tarih: | 04.04.2013 |
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti, Anayasa'nın 2'nci maddesinde ifadesini bulan insan hak ve özgürlüklerine saygılı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Hukuk devletinin de en önemli özelliği bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı yani adaletin sağlandığı bir düzen olmasıdır. Hukuk devletinin en önemli unsuru, yargının her türlü etki ve baskıdan uzak, tam bağımsız ve vicdan özgürlüğüne sahip olmasıdır. Yargının da hukuk devletine giden yolda kurucu unsurları iddia, savunma ve yargıdır. Bağımsız bir yargının en önemli unsuru hiç kuşkusuz avukattır. Avukatların, savunmanın susturulduğu bir yerde yargı bağımsızlığından söz etmek mümkün değildir. Yargı bağımsızlığının olmadığı bir yerde bireysel hak ve özgürlüklerden, bireysel hak ve özgürlüklerin olmadığı bir yerde hukuk devletinden, hukuk devletinin olmadığı bir yerde de demokrasiden söz etmek mümkün değildir.
Avukatların sorunu, bugün, bağımsız yargı sorunudur, hukuk devleti sorunudur, demokrasi sorunudur, adalet sorunudur. Ne yazık ki AKP iktidarının ileri demokrasi uygulamalarında yargı erki tümüyle toplumun sindirilmesinin, bastırılmasının, korkutulmasının bir aracı olarak kullanılagelmiştir. En son da Anayasa referandumuyla başlayan süreçte yüksek yargı organları, HSYK, Anayasa Mahkemesinin yapısı siyasal etki ve baskı altına alınmış, özel yetkili mahkemeler eliyle gestapo ve 12 Eylül faşist rejimi uygulamaları, bizzat adaletsizliğin, baskının, zorbalığın, şiddetin, insan hakları ihlallerinin ve en sonunda avukatların baskı görmesinin bir öznesi hâline gelmiştir. Silivri toplama kampı gibi çalışan bu mahkemeler, toplumsal muhalefetin korkutulduğu, sindirildiği, tehdit edildiği, adaletin ayaklar altına alındığı bir gestapo merkezi hâline dönüşmüştür. Bugün bu, şimdiden bu durum demokrasi tarihimize kara bir leke olarak geçmiştir.
Ülkemizde adli ceza soruşturmalarında sahte dijital belgeler üretilerek Türkiye'de dijital sahtekârlık suç çeteleri oluşmuştur. İktidar paket üstüne paket çıkarıyor, yargı paketleri çıkıyor ama bu paketlerden adalet çıkmıyor, bu paketlerden özgürlük çıkmıyor, bu paketlerden adil yargılanma hakkı çıkmıyor değerli arkadaşlarım.
Adalet Bakanına buradan seslenmek istiyorum: Adalet sarayları paket ve kömür dağıtılan yerler değildir, adalet sarayları bizzat adaletin dağıtıldığı yerler olmalıdır, bunu Adalet Bakanı anlamak zorundadır. Bugün ülkemizin gerçek sahibi olan halkımızın her yönüyle hakları gasbedilmiş, muhalif kesimler baskı altına alınmış, işçiler sendikasızlaştırılmış, tarım, hayvancılık bitirilmiş; köylülerimiz, emeklilerimiz, öğretmenlerimiz, açlık ve yoksulluk sınırı içinde yaşam mücadelesi veriyor. En sonda susturulma sırası avukatlara gelmiştir.
Bakın, bugün avukatların çözülmesini bekleyen dünyaca, yığınca sorunu bulunmaktadır. Ancak, bugün toplumun adalet adına büyük bir baskı, savunmanın saldırı altında olduğu bu ortamda avukatlar kendileriyle ilgili toplum adına ancak bir şey isteyebilir, o da "adalet", "adalet", "adalet" isteyebilir.
Değerli arkadaşlarım, avukatların meslek düsturu olarak kaydettiği ve bütün avukatlarda ve barolarda asılı olan bir sözü sizlere hatırlatmak istiyorum: "Avukatlar, biz görevimizi yaparken kimseye, ne müvekkile ne hâkime ne de iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz fakat hiçbir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin en kıdemlisinden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar tarih boyunca köle kullanmadılar ama hiçbir zaman da efendileri olmadı."
Şimdi, buradan İstanbul Barosu ve tüm barolar haykırıyor, "Gerçek ve adil yargılanma için, yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti için, özgür ve demokratik bir Türkiye için bütün gücümüzle yargıyı ve hukuk devletini savunmaya devam edeceğiz." diyor.
Buradan savunmanın büyük meşakkatler içerisinde mahkemelerde adalet arayan adalet savaşçısı tüm meslektaşlarımızın Avukatlar Günü'nü kutluyor, hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Havutça.