GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CEZAEVLERİNDEKİ HASTA MAHKÛMLARA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:113
Tarih:30.05.2013

HÜSEYİN AYGÜN (Tunceli) - Çok sağ olun Başkanım.

Cezaevleri denilince, tabii, Antalya L tipinde Pozantı'dan gelip tecavüze uğrayan çocukların dramını mı konuşalım, yoksa Şakran'da hortumla dövüldüğü için çığlıklarını daha birkaç gün evvel duyduğumuz çocuklarla ilgili mi konuşalım; gerçekten vicdanen karar vermek zor. Fakat Fatih Hilmioğlu gibi geçmişte çok güçlü görünen, bugün burnunu sürtüp, cezaevine koyup ölüsünü çıkarmaya yemin ettiğiniz ünlüler dışında da çok sayıda insan hikâyelerinin olduğunu ve her gün insanların öldüğünü, Meclisin haberdar olmadığını söylemekle başlamak isterim.

İki gün evvel İstanbul Ümraniye E tipinde sadece iki yıl hapis cezası alan, ertelenmediği için cezaevine konulan Şahin Şimşek yani 28 Mayısta, iki gün evvel öldü. Sebep, tedaviye gönderilmemesi, bir hücreye konulması. Adli bir suçlu, sesini duyan yok, hiçbir siyasetçi sahip çıkmıyor, kim olduğunu ancak öldükten sonra duyabiliyoruz.

Yine, Eyüp Yural'ı anlatabilirim. Sınırda şoförken gözaltına alındı, iki yıldır tutuklu, anemi hastası ve bir gözü görmüyor, cezaevinde tedavisi mümkün değil ancak hücrede kalmaya devam ediyor.

Taylan Çintay, geçen pazartesi günü, tam bir hafta evvel Diyarbakır'dan getirildi, vücudundaki kanserli hücreler söküldü, ardından Sincan 1 no.lu F tipine götürüldü, çıplak aramaya karşı çıktığı için dövüldü ve bir hücreye atıldı. Belki de bu, sayın milletvekilleri, dünyada görülmemiş bir şeydir, kanser ameliyatından çıkan bir gencin dövülmesi ve bir hücreye atılması ama Türkiye'de oldu, kanser hastası bir çocuk üç gün hücrede kaldı.

7 Mayısta İrfan Eskibağ, bu şehrin bir cezaevi olan, Sincan'da hayatını kaybetti. Hiçbir ders alınmadı. Şu anda aynı yerde Abdülsamet Çelik ölümü bekliyor, eğer tahliye edilmezse ölecek çünkü Abdülsamet kan kanseri, her gün kan almak zorunda, tedavisi de bir hücrede -siz de takdir edersiniz ki- yapılamıyor.

Ben Adalet Bakanlığına bir soru sormuştum, çok ayrıntılı yanıt verdi Bakan, genelde bakanlar böyle ayrıntılı yanıt vermezler ama Sayın Bakanın verdiği yanıta göre Türkiye cezaevlerinden şu anda 2,5 günde 1 insan ölüyor. Yıllara vurulduğunda 2,5 günde 1 kişi hayatını kaybediyor, inanılmaz bir şey bu. 2002 ile 2012 yılları arasında tam 1.734 kişi ölmüş. Şu anda 411 ağır hasta var ve bunların çok büyük bir bölümü normal tedavi edilebilir hastalıklar; hücrede, hapishanede tedavi edilemediği için ağır ağır ölüm sınırına yaklaşıyorlar. 2002 yılında 89 kişi cezaevinde ölmüşken bu sayı, 2011 yılında, Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki rekor olan 268 sayısına yükselmiş. Dolayısıyla, cezaevlerinde büyük bir meseleyle karşı karşıya olduğumuz, insanları öldüren, insanların yakınlarını da dışarıda gün gün, saat saat öldüren bir dramla karşı karşıya olduğumuz açık ama ne yazık ki hiçbir şey yapılmıyor.

Kendimin yakinen takip ettiği ve pazar günü evinde ziyaret ettiğim Mete Diş'in öyküsüyle beş dakikalık süremi bitireyim. Mete, tam yüz yedi gün kemoterapi tedavisi gördü. Tam üç yıla yakın cezaevinde kaldı, Kandıra'dan Maltepe'deki hastaneye ring araçlarıyla getirilip götürüldü, 40 derece ateşli ve adli tıp bu çocuk hakkında hiçbir rapor düzenlemedi. Sonunda, arkadaşlarının cezaevi önünde, ailesinin Ankara'da Mecliste, avukatlarının adli tıp şube müdürlükleri binasında yürüttüğü mücadeleyi, polislerin gaz sıkarak, cop sallayarak dağıtmak istediği Çağlayan Adliyesi önündeki çocukların sesini hâkimler duydu ve bir adli rapor bile olmadan bu tepkilere dayanamayarak Mete'yi tahliye etti. Pazar günü evinde ziyaret ettim, şu an çok ağır bir hastalık olan yumurtalık kanseriyle boğuşuyor. Ona da buradan şifa dilemekten başka bir şey elimden gelmiyor çünkü Hükûmet, genelde ölüme yakın insanları tahliye ediyor ve dışarıda öldüklerinde sorumluluğu üzerinden atmış oluyor. Bu bakımdan, Mete'nin yaşamasını, ayakta kalmasını sadece Allah'tan dileyebilirim.

Son sözlerim şöyle olsun: Cezaevlerinde her şeye rağmen, Nazım Hikmet'in dizeleriyle "Düşmana inat bir gün yaşamak" için direnenlere selam olsun. Onlar için dışarıda gaz yiyen, onlara sahip çıktığı için yeniden örgüt üyeliğinden yargılanan arkadaşlarına da selamlar olsun buradan.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)