GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İNSAN HAKLARI VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ BAĞLAMINDA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:91
Tarih:11.04.2013

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Tasarının 17'nci maddesi üzerinde verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında görüşlerimizi açıklamak üzere söz aldım.

On beş-yirmi gün kadar önceydi, bir milletvekili çıktı, Kafkas ve Balkanlardan gelen evladıfatihan olarak gördüğümüz Türk milletinin evlatlarına bu toprakları çok görerek "Haddinizi bileceksiniz! Oradan gelip bağcıyı kovma hakkına sahip değilsiniz." diye bir cümle sarf etti.

İslam'ın şartı 5'tir hepimizin bildiği gibi. Ama, İslam ahlak ve faziletiyle nurlanmış Türk milleti, evlatlarının ahlakını geliştirmek üzere "İslam'ın şartlarından birisi de haddini hududunu bilmektir." demiştir. Herkesin ahlakı kendisine ancak evladıfatihana dil uzatmak kimsenin haddi de hududu da değildir. Kaldı ki bu devletin bütünlüğüne, milletin birliğine laf söyleyenler için böyle bir huduttan dahi bahsedilemez.

Tabii, herkes kendisine verilen, kendisine biçilen rolü oynayacak. Ancak, aynı zamanda bir Balkan göçmeni olan Sağlık Bakanına hangi hududu, hangi umuru hatırlatalım. Evet, Sayın Mehmet Müezzinoğlu'ndan bahsediyorum. Bakanlığa gelir gelmez ilk yaptığı işlerden biri Sağlık Bakanlığının kurum tabelalarından "Türkiye Cumhuriyeti"ni kaldırmak oldu, Bakan da yaptığı açıklama ile bunu doğruladı. Ülkedeki aklıselim sağduyu birden harekete geçti. Sosyal medyada "Önce isminizi değiştirin." deyip herkes isminin başına Türkiye Cumhuriyetini ifade eden "TC" ibaresi eklemeye başladı. Facebook kullanıcısı 32 milyon kişiden 10 milyonu isminin başına TC ekledi. "TC kimliği taşımaktan onur duyuyoruz." diye milyonlarca mesaj ve tweet atıldı. "Yalan söylüyorsunuz." diyenlere de koca koca, âdeta gözlerine sokarcasına fotoğraflar hatırlatıldı. Önce, Sayın Müezzinoğlu: "Bakanlığın altındaki kurumlarda `TC' kullanılmasına gerek yok, bundan sonra böyle devam edecek." dedi, gelen tepkiler üzerine de "Bitti, bitti. Bu ülkenin TC'siyle kimse oynayamaz." diyerek çark etti, geri adım attı.

Sayın Müezzinoğlu, elbette herkesin vatan hassasiyeti var, kimine göre az, kimine göre çok. Ancak, vatansız kalmanın ne olduğunu, atalarının, dedelerinin kabirlerinin, ibadetgâhların dozerlerle nasıl yıkıldığını en iyi evlâdıfâtihan bilir. Sizlere söylüyorum Sayın Bakan, atanızı, dedenizi incitmeyin.

Bakın, tüm kardeşleriniz bu uyarıları sizlere yapmamız için bizlere binlerce tweet attı. Kendilerine bu toprakları çok gören bölücü zihniyetle masaya oturmanızdan rahatsızlar. Diyorlar ki: "Devletsiz, bayraksız diyarlarda ne zulümler çektiğimizi ne çabuk unuttu Sayın Bakan? `Allah'ım bizi bayraksız, bizi devletsiz koyma, ezanımızı susturma.' dualarımızı ne çabuk unuttu?" "Bakanlık koltuğunun rahatlığı bu kadar mı fazla, arkadaşını, kardeşini, çektiklerini, tarihini unutturan? Buna değer mi?" diye sormamızı istiyorlar.

Hem Sayın Bakana hem de bu ülkenin, bu milletin birlik ve beraberlik kodlarıyla oynayan kişilere Allah akıl fikir versin, Allah ıslah etsin diyor, yüce milleti saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

SIRRI SAKIK (Muş) - Sayın Başkan, hatip benim, diğer, Balkanlardan, Kafkaslardan gelenlere hakaret ettiğime dair bir söz kullandı.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Yok, ben kendi cümlesini okudum Sayın Başkan. Benim hakaretim yok, sadece kendi cümlesini okudum.

BAŞKAN - İsminizi söyledi mi?

Kastettiğiniz Sayın Sakık mı?

SIRRI SAKIK (Muş) - Evet, evet, ben kullandım.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Efendim, bu cümleyi kim sarf etmişse o.

SIRRI SAKIK (Muş) - Evet, ben sarf ettim.

BAŞKAN - Belki düzeltecektir.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Ama cümle kendi cümlesi, hakaret yok bunda.

BAŞKAN - Belki düzeltecektir "Söylemedim." diyor.

Buyurun.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Evet. İnşallah düzeltir!