GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:113
Tarih:30.05.2013

NEBİ BOZKURT (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 453 sıra sayılı Yükseköğretim Kanunu'nda değişiklikle alakalı şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi hürmetle selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, kanun teklifi, bir üniversitenin adının değiştirilmesi ve bazı vakıf üniversitelerinin kurulması ve birimleriyle alakalı. İsim verme, ad verme, tabii, kişiler için önemli olduğu kadar müesseseler için de önemlidir ancak bir üniversite için en önemli konu, orada yapılacak olan ilmî çalışmalar, bilime, evrensel düşünceye, ülkenin gelişmesine sunulacak olan katkılardır.

Meclisimizde bir kanun teklifi görüşülürken çoğu zaman konuşmalar onunla alakalı olmuyor, herkes kendince önemli gördüğü bir konuyu dile getiriyor.

Bugün, Meclisimizde epey dinden söz edildi. Ben de, tabii, bir ilahiyatçıyım. Bu kanun teklifi Komisyonda görüşülürken -Millî Eğitim Komisyonundayım aynı zamanda- orada da epey dinden, mezhepten, Maturidilikten, özellikle, Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımız da dâhil olmak üzere söz ettiler.

Konu üniversite olunca, ben de, yıllar önce muttali olduğum bir kitaptan söz etmek istiyorum. Kitabın adı "Kamâlizm", alt başlığı Cumhuriyet Halk Partisi programının izahı. Onun için Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımız belki daha bir özenle dinlerler.

Niye "Kamâlizm" denilmiş, "Kemalizm" değil de "Kamâlizm?" Atatürk'ün nüfus cüzdanında, kimlik belgesinde -bazılarında tabii- adı "Mustafa Kamâl" şeklinde geçiyor, "Mustafa Kemal" şeklinde değil de "Mustafa Kamâl" şeklinde yazılıyor.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Kim yazmış bunu ya? Nerede yazılı o, nerede?

NEBİ BOZKURT (Devamla) - Burada  efendim. Kitabın adı da böyle.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Bunu yazan yanlış yapabilir yani, doğru olup olmadığını nereden bilelim? Ver bakalım o kitabı.

ÇİĞDEM MÜNEVVER ÖKTEN (Mersin) - Hocam, devam edin.

NEBİ BOZKURT (Devamla) - Kitabın yazarı Edirne Saylavı -Edirne Milletvekili yani- Şeref Aykut.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Ver biz de görelim ya, senin doğru konuştuğunu nereden bilelim.

NEBİ BOZKURT (Devamla) - 1936 yılında yayınlanmış, Meclis Kütüphanesinde de var, bakabilirsiniz oradan efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Ver bakalım, biz görelim.

NEBİ BOZKURT (Devamla) - Oradan bakabilirsin.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Ya burada görelim de doğru olduğunu, konuştuğunu doğru anlayalım.

NEBİ BOZKURT (Devamla) - Yazar kitabın birçok yerinde Kamâlizmi bir din olarak tanımlıyor. Daha ön sözünde "Yalnız yaşamak dinini aşılayan ve bütün prensiplerini ekonomik temeller üzerine kuran bir din." diyor.

FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Bunu tanımlayan kim?

KAMER GENÇ (Tunceli) - Kim diyor onu?

NEBİ BOZKURT (Devamla) - Kitabın içinde?

FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Hangi kitap?

NEBİ BOZKURT (Devamla) - CHP Milletvekili Şeref Aykut efendim, 1936 yılında, tekrarladım.

KAMER GENÇ (Giresun) - Sakın bu kişi senin sülalenden gelmesin?

NEBİ BOZKURT (Devamla) - Kitabın içinde CHP'nin "altı ok"u yorumlanırken, zamanın bazı anlayışları hakkında da bilgi sahibi oluyoruz. Sekizinci sayfada, yazar devletten bahsederken Türk ulusunun kendi karakterine uygun iki devleti olduğundan söz ediyor, bunlar da Eti birleşik devleti ve Atatürk'ün kurduğu cumhuriyet. Yani böylece, yazara göre Etiler, Hititler Türk oluyor ve Türk olduğu ifade ediliyor. Aynı başlık altında bir yerde Osmanlının son padişahı "yüz karası" olarak ifade ediliyor.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ben de bir kitap bulup, getirip, okuyayım size.

NEBİ BOZKURT (Devamla) - Hâlbuki, Murat Bardakçı'nın "Şahbaba" kitabını okuduğumuzda böyle olmadığını görüyoruz. Zor şartlarda almış olduğu bazı kararlar tartışılabilir ama "yüz karası" ifadesini hak etmiyor.

Edirne saylavı yani milletvekili kitabında diyor ki: "Kamâlizm bir dindir ki, onun en büyük ve ana sıfatlarından birisi de devrimci olmasıdır." Yazar daha birçok yerde Kamâlizmin bir din olduğunu ifade ediyor, vurguluyor; devletçilik başlığı altında "Kamâlizm dininin devletçiliği, Kamâlizmin inanlı tapkanları" diyor.

FATMA NUR SERTER (İstanbul) - "Başbakan peygamber" denilince bir şey olmuyor da bu mu problem oldu? Bize ne?

NEBİ BOZKURT (Devamla) - Milletvekili CHP programını anlatırken "Atatürk'ün ulusçuluğu ancak tarihin maddi ve ekonomik yöneyinden kavrayarak partisine hız vermiştir. Parti, ulusçuluğu bu yolda kurmakla beraber, eskinin onu yeşil küf kokan kara selviler altında çöreklenmiş dinsel durdurucu kurallardan arıtarak ona tam bir yaşayış görüşü vermiş." diye devam ediyor. Benzer bir ifade "inkılapçılık" bölümünde de yer alıyor. "Türk ulusu mezarlıklar içinde loş selvilerin karanlık gölgelerine yaslanmış yosunlu medreselerin, kara damlı tekkelerin evham, hurafe, urasa yayan telkinleri altında kıvranıyor." deniliyor.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bula bula bu kitabı mı buldun binlerce kitap arasında ya? Daha güzel bir kitap okuyabilirdin.

NEBİ BOZKURT (Devamla) - Yazara göre, "şimdi yaşamak dini?"

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Bağışlayın ama Sayın Komisyon Başkanım, vakıf üniversiteleriyle bunların ne ilgisi var?

NEBİ BOZKURT (Devamla) - Dinleyin.

"Şimdi yaşamak dini, yarın ahirette nimet bulmak hurafesini yıkmıştır."

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, vakıf üniversitesiyle bunların ne ilgisi var ya!

NEBİ BOZKURT (Devamla) - "Tapılan, görünmeyen?"

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Yapmayın Allah aşkına ya!

NEBİ BOZKURT (Devamla) - Bir inkılap tarihi dersi yapalım isterseniz canım! Yapalım.

Yazara göre, "Şimdi yaşamak dini, yarın, ahirete nimet bulmak hurafesini yıkmıştır. Tapılan görünmeyen değil, görülen hakikattir." Yazar böylece gayb ve ahiret inancını bir hurafe olarak anlatıyor.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Şevki Yılmaz'ın kitabını oku bakalım!

NEBİ BOZKURT (Devamla) - Cevabını verirsiniz arkadaşlar.

CHP Edirne Milletvekili olan Şeref Aykut, laiklik ilkesini anlatırken zaten İslam'ı bir kâbus gibi görüyor.

O günlerde sağa sola yazılan "Ak günleri yaşarken kara günleri unutma." ifadesinden sözle?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sen bana okuma! Dedene sorsaydın, dedene! CHP'liydi deden! Öyle mi görüyordu?

NEBİ BOZKURT (Devamla) - ?"Türk milletinin bu kara günü biraz çok sürmüş, uzunca ve korkulu bir rüya, biraz ürperten düştür." diyor ve bu uzun rüyanın aşağı yukarı bin üç yüz otuz yedi yıl sürdüğünü söylüyor.

Kitap 1935'te yazılmış, neyi kastettiği belli. İnsanın aklına tabii ki Ziya Paşa'nın "Ger Endülüs olmasa ziyâdâr, kim Avrupa'yı ederdi bidâr." sözü geliyor. "Eğer Endülüs ışık tutmasaydı Avrupa'yı cehalet uykusundan kim uyandırırdı."

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kimin aklına geliyor, kimsenin aklına öyle bir şey gelmiyor ya!

NEBİ BOZKURT (Devamla) - Bir Batılı yazar Fernand Grenard'ın Müslümanlığın barbar Avrupa'nın gelişmesinde en hâkim rolü oynadığına, Batı'nın matematiği, fiziği, kimyayı, trigonometriyi Müslümanlardan aldığına dair ifadeleri akla geliyor.

1000 Temel Eser serisi içerisinde yayınlanan "Asya'nın Yükselişi ve Düşüşü" adlı kitaba bakabilirsiniz.

FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Bravo!

NEBİ BOZKURT (Devamla) - Sigrid Hunke adlı bir Alman ilim doktoru, "Avrupa'nın Üzerine Doğan İslam Güneşi" adıyla Türkçeye çevrilen eserinde, Avrupa'nın içinde bulunduğu karanlıktan Müslümanlar sayesinde kurtuluşundan söz ediyor.

Konuyla ilgili daha birçok eser yazılmış. Daha yeni yazılan bir eser George Makdisi'nin "The Rise of Colleges" adlı eseridir.

FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Vakıf üniversiteleriyle ne gibi bir bağlantısını kuracaksınız, merak ediyorum!

OKTAY VURAL (İzmir) - Böyle fesat kitaplar okuma ya, tavsiye etmem sana!

NEBİ BOZKURT (Devamla) - The Rise of Colleges'tan bahsediyorum, "üniversitelerin doğuşu" anlamı.

Onlar böyle derken, CHP'nin parti programının izahı olan ve Edirne Milletvekili Şeref Aykut'un kaleme aldığı kitapta, "Türk'ün ulusal heyecanı çok derindir, çok kuvvetlidir. Hâlbuki Arap'ı tutuşturacak kadar vaatler dolu İslam dini tam Arap'a yakışan bir dindir. Çöllerin beyin kavuran ateşleri ortasında tasavvur edilen yeşil bahçeler, her yanında sular fışkıran, çaylar akan uçmak hayalleri, cennet tasavvurları Arap'ı tutuşturmaya yetişiyordu."

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Başka bir malzeme bulun ya! Dinden başka bir malzeme bulun ya, yeter, iğrendik artık!

NEBİ BOZKURT (Devamla) - "Bunun için Arap kızgın çöller ortasında cennetin yeşilliklerini düşünerek yürüyordu, Türk ise ilahiyasız olduğu için bunları düşünemezdi." deniliyor. Tamamen dünyevi olan, Türk'ün kendi dini olan "yaşamak" dininden söz ediyor. "Hayvana gem vurmayı, kağnı kurmayı, tekerlek takmayı, tarlayı sürmeyi, tuzlu eti zerzevata karıştırmayı, kümes ve ahır hayvanlarını adamcıl -yani evcil yapmayı demek istiyor herhâlde- yapmayı hep Türk bulmuş, yaratmıştır." Böylece, tekerleği de biz Türklerin bulduğunu anlamış oluyoruz değerli arkadaşlar.

Yazara göre, köylerde gelişmeyi sağlamak için -dikkat, Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlara özellikle "dikkat" diyorum- "Köylerde son?"

ERDAL AKSÜNGER (İzmir) - Ya, kendine söyle!

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ya, bırak, bize bir şey söyleme sen ya!

NEBİ BOZKURT (Devamla) - "?can çekişim hırıltısı, hâlâ duyulan `softa' artığı yobaz huylu imamlar ile kötü urasaları -yani üfürükçülük anlamında- dede ve babaların oydamlarından -yani telkinlerinden, belki anlamazsınız- köy çocuğunu, cumhuriyetin temel direklerini korumak ve kurtarmak gerekir." diyor.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Çok başarılı bir konuşma yaptın, bravo ya! Ne oldu şimdi? Ne oldu?

FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Vakıf üniversiteleriyle ne ilgisi var bu anlattığının?

NEBİ BOZKURT (Devamla) - Evet, arkadaşlar, şimdi?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Helal olsun! Vakıf üniversiteleri sizinle gurur duyuyor!

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ne anlattın yani? Vakıf üniversiteleriyle ilgili ne anlattın sen şimdi?

NEBİ BOZKURT (Devamla) - Bu kadar bağırmanızdan anlıyorum ki? Yahu bir inkılap tarihi dersi yapmak istedim, ne var bunda? Herkes burada her şeyi konuşuyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bravo!

FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Bravo!

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Bravo!

NEBİ BOZKURT (Devamla) - Ne var yani CHP'li bir milletvekilinin yazdığı bir kitap.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. [AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından alkışlar(!)]