GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:113
Tarih:30.05.2013

BDP GRUBU ADINA HASİP KAPLAN (Şırnak) - Teşekkür ederim.

Öncelikle, bu 2'nci maddede geçen Anka Teknoloji Üniversitesi, İstanbul Esenyurt Üniversitesi, Adana'da Kanuni Üniversitesi, Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi ve Gaziantep'te Sanko Üniversitesi hayırlı olsun, ülkede inşallah donanımlı bir eğitimle faydalı hizmetler verirler.

Bugüne kadar Barış ve Demokrasi Partisi olarak, üniversitelerle ilgili vakıf olsun, devlet olsun gelen her kanun teklifine destek verdik. Biz inanıyoruz ki, nerede bir okul açılırsa, nerede bir üniversite açılırsa birçok kötülük azalır ve inşallah da öyle olur.

Tabii, sıkıntılar var. Bu sıkıntıların içinde -arkadaşlar açıkladılar- yer durumu, kampüslerin durumu, yurtların durumu, yine, ücret durumları          -çünkü, ücretli oluyor vakıf üniversiteleri- bunların getirdiği sorunlar gerçekten ciddi sorunlar. Biraz rant eleştirilerinin olması, parası olanların vakıf kurarak üniversite işletmesi, fakir olanın, emekçi olanın kuramaması, farklı kesimlerin kuramaması, Hükûmete, iktidara yakın olanların daha iyi kurabilmesi, devlet üniversitelerinden özel vakıf üniversitelerine kadar partizan kadrolaşma gibi sıkıntılar var, bu bir gerçekliğimiz, bunu görmemiz gerekiyor. Bir ülkede eğitim gerçekten o ülkenin geleceğini belirliyor.

Geçen gün adliyeye gitmiştim? İstanbul Üniversitesinde -doğrusu üzüldüm- hâlâ 21'inci yüzyılda üniversite öğrencilerinin çatışması kabul edilebilir bir olay değildir. Buradan Meclisteki 4 parti grubuna ve liderlerine çağrıda bulunuyorum: Üniversite gençlerimiz kavga etmesinler, fikir yarıştırsınlar. Üniversitelerin bilimsel özerkliği, özgürlüğü olsun, fikirler tartışılsın. Ama maalesef, sürekli, 12 Eylülün getirdiği YÖK sisteminin bir karabasan gibi çöktüğü sistem, daha sonra rektör atamalarıyla, el değiştiren bir yaklaşımla maalesef baskıcı, partizan, taraftar ve sürgünlere varan uygulamalar var. Bunlar ülkeye maalesef hiçbir şey kazandırmaz ve rant olayları çok daha tehlikeli.

Üniversite gençlerine sordum: "Niye örgüt üyesi diye dava açmışlar?" Çocukların üzerinde çıkan MP3'lerde Kürtçe şarkılar, müzik varmış. Bu dinledikleri müzik bile delil olarak dosyalara girmişti.

Avrupa Hukukçular Birliğinde Türkiye üyesi olarak yirmi yıl çalıştım ve 100'ün üzerindeki konferanslarımızın hemen hemen hepsini üniversitelerde yaptık. Akademik, hukuk ve siyaset konulu tartışmalardı. Hiçbir üniversitede bir engelle karşılaşmadık ama Türkiye'de bunu maalesef yapamadık.

Yine -Sayın Elitaş da biliyor- komisyon incelemelerinde, Amerikan Kongresi komisyon incelemelerindeki en büyük tartışmalardan biri, üniversite eğitim ücretlerinin tartışılmasıydı. Eyaletlerdeki üniversitelerde paralarını ödeyemedikleri için okuldan atılmakla karşı karşıya olan yüz binlerin sorunu, dünyanın bir numaralı ekonomisinin de sorunuydu. Bizim ülkemizde bu sorun daha vahim. Rakamlarla, burada -öğretim üyeliği yapmış olan hatipler vardı- açıkladılar. Evet "Parasız, hakikaten emekçi, memur çocuğunun gidebileceği ücretsiz eğitim hakkını nasıl sağlayacağız?" konusu bu Meclisin ana konularından biri olabilmelidir.

Peki, ana dilde eğitim okulu böler mi arkadaşlar? Okullar ülkeyi böler mi? Öğretmenler ülkeyi böler mi? Öğrenciler ülkeyi böler mi? Dersler böler mi? Kalem böler mi? Vallaha bir saplantı var bazı partilerde demeyeceğim hem? Meclisteki, bizim dışımızdaki 3 parti de Kürtçe ana dilde eğitim olursa ülke bölünecek paranoyasının içindeler.

Şimdi, ben size soruyorum: Önce dediler ki "Kürtçe bir dil yoktur, bilmem ne" dediler. Ama hemen yanı başımızda, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne şöyle bir Google'dan girin, devlet eyalet üniversitelerini görürsünüz orada: Hawler Tıp Fakültesi, Duhok Üniversitesi -ki bizim üniversitelerle de çalışıyor- Koya Üniversitesi, Kürdistan Hawler Üniversitesi, Selahaddin Üniversitesi, Soran Üniversitesi, Süleymaniye Üniversitesi.

Bir de devlet üniversiteleri var: Halepçe Üniversitesi, Germain Üniversitesi -bu, Türk-Alman üniversitesi gibi kurulanlardan- Raparin Üniversitesi, Ranya Üniversitesi, Zaho Üniversitesi.

Biraz daha okuyayım isterseniz bilgi olsun diye: Irak Amerikan Üniversitesi de var, öbür tarafta Cihan Üniversitesi var, Dicle Koleji de var, Işık Üniversitesi var. Bu Meclisin üyesi olan milletvekillerinin de içinde yer aldığı çalışmalar var. Lübnan Fransız Üniversitesi var, Royal British Üniversitesi var ve SABIS Üniversitesi kuruldu, İnsani Gelişim Üniversitesi kuruldu, en son Newroz Üniversitesi kuruldu.

Şimdi, 21 tane üniversite ismi saydım size. Bunlar, denklik düzeyinde çok yüksek eğitim gören. Ama nüfusun en kalabalık yaşadığı Türkiye'de Kürtlerin tek bir üniversitesi yok kendi ana dilinde. Niye?

Şimdi, bunun bir tartışmasını yaptık, dedik ki 12 Eylül darbesi gelir gelmez 2932 sayılı dil yasasını çıkardı ve ana dili eğitimi, Kürtçe ana dili yasakladı. Bu Meclis 21'inci yüzyılda hâlâ bu korkuları, kaygıları, generallerin şapkasından alıp kendi kafasına mı koyacak? Bunun aşılması gerektiğini düşünüyorum.

İki hafta önce, Columbia Üniversitesinde bir konferansa davetliydim ve çözüm süreci için gittim. Orada 20 ayrı eyaletten gelen, üniversitelerden gelen hocalarla çok güzel ve faydalı bir konferans oldu. Türkiye'yi merakları, bizi onlara anlattım, onların anlatımları; Orta Doğu, petrol, güvenlik, özgürlük, bunların hepsi konuşulabiliyor. Prestijli bir üniversite, Obama'nın okuduğu, Başbakan Sayın Erdoğan'ın da ilk gittiğinde "Bir an önce oraya gideyim." dediği üniversite. Peki, bizim Türkiye'de birçok üniversitemiz var, Boğaziçi, ODTÜ, İstanbul Üniversitesi, hakikaten önemli üniversitelerimiz var, bilim düzeyinde bir marka olabilmeyi başarabilmek için ne yapabiliriz? Bunun çok ciddi bir şekilde konuşulması gerekiyor. Meclis-üniversite diyalogu, çalışması, AR-GE'si son derece zayıf arkadaşlar. Komisyonlarımızda, dikkat edin teknik konuların hiçbirisinde, hiçbir Meclis çalışmasında bir üniversite raporunu önümüzde göremiyoruz, bir AR-GE raporunu göremiyoruz. Neden? Belki o da ülkeyi böler Kürtçe gibi.

Şimdi, "Bu ana dilde eğitim ülkeyi böler." diyen virüsün peşindeyiz arkadaşlar, Allah'ın izniyle o virüsü yok edeceğiz; bütün diller, bütün kültürler, bütün kimlikler kendi dillerinde eğitim yapacaklar, hatta bu işten gerçekten ciddi akademik kariyer yapanlar da ortaya çıkıyor.

Şimdi, arkadaşlar, buradan benim söyleyeceğim şu: 76 milyonluk Türkiye'de çok fazla yabancı üniversite var İngilizce eğitim yapan. Resmî dilimiz Türkçe diyoruz, ortak dildir iletişim. Kürtçe, İngilizce o üniversite eğitim yaparsa uykularınız bölünecek mi? Bölünmemesi lazım. Alışacağız arkadaşlar. Bakın, TRT Şeş'te de o kıyamet kopmuştu veya bir başka olayda. Umarım bunları aşarız ve okulların da bölücü olmadığını anlarız.

Teşekkür ederim. (BDP sıralarından alkışlar)