GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:116
Tarih:05.06.2013

CHP GRUBU ADINA METİN LÜTFÜ BAYDAR (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 453 sıra sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde söz almış bulunmaktayım.

Daha önceden bizim verdiğimiz kanun teklifiyle otuz ilde kırk bir tematik üniversite kurulmasını önerdik ancak komisyonda bile görüşülmedi. Türkiye için gerekli olduğuna inanıyoruz ancak doğruyu biz söylediğimiz için her zaman iktidarın engeliyle karşılaşıyoruz.

Değerli milletvekilleri, megalomani ya da büyüklük hezeyanı ya da büyüklük kuruntusu ya da kibir, kişinin kendisine gerçekle uyuşmayan üstün nitelikler yakıştırmasıdır. Narsistik kişiliğin temel özellikleri, üstünlük duygusu, beğenilme gereksinimi ve empati yapamamasıdır. Az sonra açıklayacağım özelliklerden en az 5'inin birlikteliği, narsistik, kendini beğenmiş, kibirli kişilik tanısı için yeterlidir. Narsistik kişiler, kendilerinin diğerlerinden üstün olduğuna inanırlar. Sürekli güç, başarı ve cazibe fantezileri kurarlar. Başarılarını ve becerilerini sürekli abartma eğilimi gösterirler. Üstün ve özel olduklarına inanır ve buna göre davranırlar. Sürekli övgü ve hayranlık beklerler, gerçekçi olmayan amaçlar saptar, başkalarının da kendi düşünce ve planına uygun davranmasını bekler, değersiz olduğunu düşündüğü kişileri küçümser, başkalarının duygularına değer vermez ve değerlendiremezler; kıskançtırlar, başkalarının kendilerini kıskandığına inanırlar, amaçları doğrultusunda insanları kendi çıkarları için kullanırlar; katı ve duygusuz görünürler, kırılgan oldukları için de kolay incinirler.

Bunları niçin anlattım? Bugün mübarek Miraç Kandili. Öncelikle, hepinizin ailelerinizle birlikte kandilinizi kutluyorum. Kandil geceleri insanlar ibadet ederken bir iç muhasebe yapma fırsatı bulurlar, kendilerini gözden geçirirler. Bu nedenle, bir hekim olarak ortamda gördüğüm bulguları belki faydası olur diye paylaşıyorum:

Değerli milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri ve özellikle de Başbakanın uygulamaları sonucunda ülkemizin geldiği nokta hakikaten içler acısıdır. Başbakanın, ülkenin huzurunu ve refahını ayaklar altına aldığı iktidarı dönemince her kurumu ele geçirme hevesi ve tutkusu sonucunda, maalesef ülkemiz yangın yerine dönmüştür. Demokrasiyi sadece sandıktan ibaret görmesi, "Ben yaptım, oldu." anlayışıyla yaptığı tavırları, 4+4+4 eğitim sistemindeki komisyonda sergilenmesini istediği faşizan ve diktatör tavırlar sonucunda geldiğimiz nokta, Başbakan ve ne yazık ki partisi için yüz kızartıcı olmuştur.

Değerli milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerine seslenmek istiyorum: Gözlerinizi ve kulaklarınızı lütfen açın, ustanızın peşinden giderek kendinizi de uçuruma sürüklemeyin. Hepimizin siyasi görüşleri farklıdır ve bu da doğaldır. Bizler bu ülkeyi yönetecek yasaları çıkarmak ve Hükûmeti denetlemek için buradayız yoksa sadece 1 kişinin el hareketine göre hareket edecek kişiler değiliz.

Değerli milletvekilleri, iktidara geldiği andan itibaren bu ülkeyi kendi malı gibi gören ve bunu her ortamda açıkça ifade eden bir kişi tarafından yönetilmektesiniz. İşine geldiği zaman milliyetçi, işine geldiği zaman dinî söylemler, işine geldiği zaman da tüm milliyetçi görüşleri ayaklarının altına aldığını övünerek söyleyen bir Başbakana sahip olunması Adalet Kalkınma Partisi milletvekillerinin düşünmesi gereken bir durumdur.

Değerli milletvekilleri, "NATO'nun Libya'da ne işi var?" dedikten sonra, İzmir'i NATO'nun Libya harekâtının üssü yaparak Kaddafi'nin linç edilmesini sağlayan BOP'un Eş Başkanı Başbakandır. Yüce Meclisin çatısı altında "Benim milletimin dili tektir, bu da Türk milleti." diyen de, "Ben ne tek dil dedim ne de tek din dedim." diyen de, sonra tekrar dönüp "Tek din dedim." diyen de Başbakandır. "Parası olan bastıracak, askerlikten kurtulacak, parası olmayan da gidecek askerlik yapacak." diyen de, "Bedelliyle ilgili yasayı çıkaracağız." diyerek çıkartan da Başbakandır. Patriot'ların komuta sisteminin ülkemizde olacağını söyleyen de, daha sonra dönerek komuta merkezinin NATO'da olması gerektiğini söyleyen de Başbakandır. "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletin değildir." diyen de, sonradan dönüp "Evet, milletindir." diyen de aynı Başbakandır.

Değerli milletvekilleri, bir Başbakan düşünün ki demokratik haklarıyla gösteri yapanlara "çapulcu" diyebilmekte, bir Başbakan düşünün ki bir iki kadeh içenleri "ayyaş" olarak niteleyebilmekte?

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Hatip, üniversite kuruyoruz, üniversite.

METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - ?bir Başbakan düşünün ki televizyonda karşısına oturttuğu maaşlı kuklalarına soru sordurtarak reklam vermeyen aracı kuruluşlara hesabını soracağını ifade edebilmekte, bir Başbakan düşünün ki yapılan tüm gösterileri, bu düşüncedeki Başbakanı istemeyen ve her kesimden temsilcisi olan, yediden yetmiş yediye insanların oluşturduğu halk kitlelerini görmezden gelebilmekte, onların taleplerini dinlemek yerine kendi taraftarlarını sokağa dökmekle tehdit edebilme aymazlığını gösterebilmektedir.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Üniversite kuruyoruz, üniversite.

METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bir Başbakan mert ise, sözünün eri ise ülkesini bırakıp kaçmaz, Fas Kralı görüşmeyince Cezayir'e gitmez. Bir Başbakan ülkesini seviyorsa vatandaşlarına kin duygusu aşılamaya çalışmaz, milletine nefret tohumları ekmez. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Ya, üniversite kuruyoruz, üniversite.

METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - Başbakan ülkesini yönetir, sorunları çözmeye çalışır, bu ülkenin değerlerine, kurucularına savaş açmaz, yabancı bir devlet başkanının karşısında ilkokul çocukları gibi şirinlik yapmaya çalışmaz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkan?

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Sayın Başkan?

METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bir haftadır devam eden olayların tek sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan'dır.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Tahrikçilik yapıyor.

METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - "Dış politikada sıfır sorun." diye diye yola çıkıp 2-0 mağlup olan bir Başbakan? (CHP sıralarından alkışlar)

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Tahrikçilik yapma.

METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - ?"Ülkeye barış getireceğim." diyerek, tüm etnik unsurlara savaş açan bir Başbakan?

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Ayıp be! Yuh olsun!

VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Ne savaşı ya?

METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - ?Türkiye Cumhuriyeti devletinin laik bir yapıda olduğunu asla içine sindirememiş ve bunu her fırsatta dile getirmiş bir Başbakan?

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Tahrikçi! Tahrikçi!

METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - ?"Din emrediyorsa buna karşı çıkılmaz." diyerek şeriat özlemini dile getiren bir Başbakan?

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Tahrikçi!

METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - ?insanların her türlü yaşam alanlarına müdahil olan bir Başbakan bu ülkede artık hayırlara vesile olamaz.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Tahrikçisin sen, tahrikçi.

MUSA ÇAM (İzmir) - Grup başkan vekiliniz burada, çıkar cevap verir.

METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - Başbakan, halkın haklı taleplerini görmezden gelerek kendi sonunu hazırlamaktadır.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Tahrikçi!

MUSA ÇAM (İzmir) - Laf atma, grup başkan vekiliniz var burada.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Sayın Başkan, bir Başbakan hakkında nasıl?

BAŞKAN - Lütfen, sakin olalım. Dinleyiniz.

METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - Yalnızca yürüyüş yapan insanların üzerine binlerce biber ve portakal gazı atmak ne demektir? Anayasal bir hak olan toplantı ve yürüyüş hakkı ne zamandan beri askıya alınmıştır?

CUMA İÇTEN (Diyarbakır) - Adam ol önce, adam ol.

METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - Biz cumhuriyetiz, biz demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletiyiz.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Haydi oradan!

METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - Biz Tiranlık değiliz, biz diktatörlük hiç değiliz ama Başbakanın bu anlayışı Tiranlık ve diktatörlük hevesleridir. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)