GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:117
Tarih:06.06.2013

AHMET ARSLAN (Kars) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Birkaç gündür çok şey söyleniyor. Bugün bir grup önerisi var ve grup önerisinde asgari ücret tartışılıyor. Niye tartışılıyor? Doğrusu ben anlamış değilim, sebebini de birkaç cümleyle söyleyeyim. Bugün asgari ücret brüt 978 lira. Net asgari geçim indirimiyle birlikte ki kişinin bekâr olmasına, evli olmasına, çocuk sayısına bağlı olarak vergi indirimi sağlanabiliyor yüzde 50 ile yüzde 75 arasında, 773 lira. Ocak 2013 verilerine göre 429 euro. AB üyesi 11 ülke asgari ücreti Türkiye'deki asgari ücretin altında, dikkatinizi çekerim, Avrupa Birliği üyesi ülkelerden bahsediyoruz; Romanya, Bulgaristan, Litvanya, Letonya, Estonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Slovenya, Polonya, Hırvatistan gibi.

Satın alma gücüdür esas olan aslında. Satın alma gücüne göre baktığınız zaman da 653 euroya geliyor. Yine, Avrupa Birliğindeki birçok ülkeden daha yüksek.

Bir başka gösterge, 2002'de Türkiye'deki asgari ücretin ABD'deki asgari ücrete oranı yüzde 37, bugün yüzde 63. Dikkatinizi çekerim, yüzde 37 iken bugün yüzde 63.

Bir başka, iyi örnek olabilir: Fransa'yla ilgili oranı 2002'de yüzde 27, bugün yüzde 50. O gün Türkiye'de asgari ücret 171 euroya denk geliyor, bugün 428 euroya denk geliyor. Bunları kıyaslamak lazım.

27 kalem seçilmiş gıda maddesi var satın alma gücü paritesine göre, 1 tanesi hariç 26 tanesinde yüzde 150'ye varan, dikkatinizi çekerim, yüzde 150'ye varan daha fazla satın alma gücümüz artmış insanımızın. Niye? Fert başı, kişi başı millî gelir 2.500 dolarlardan 11.000-12.000 dolarlara gelmiş.

Yine, asgari ücret belirlenirken, tabii ki, ülkelerin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durumlar, ücretlilerin geçinme endeksleri, fiilen ödenmekte olan ücretlerin genel durumu, geçim şartları göz önünde bulundurularak tespit ediliyor.

Yine, söylendi: "20 milyon kişi asgari ücretin altında alınan, asgari ücretten alınan ücretten etkileniyor." diye. Böyle bir değerlendirme yapabilmeniz için kişilerin eşlerinin veya çocuklarının, yani bu 20 milyon kişinin eşlerinin ve çocuklarının, anne-babasının çalışmadığını varsaymanız lazım.

Yine bir başka veri, Avrupa Birliğinin TÜİK'i olan Eurostat'ın verileri: 2002'de 171 euro, 2003'de 189 euro -hadi, 2002 değil, 2003'tür belki bizim sorumluluk alanımızın başlangıcı- 2013'te 428 euro. Niye AK PARTİ hükûmetlerinin hükûmet olduğu ve yönetimi devraldığı tarih değil de hasbelkader, cımbızla, otuz üç yıl önce? Çünkü geriye dönüyorsunuz, on sene öncesinde bir rakam bulamıyorsunuz, on beş sene öncesinde bulamıyorsunuz, yirmide bulamıyorsunuz; hasbelkader, otuz üç sene öncesinde bulabiliyorsunuz, dönüp gidip onunla kıyaslıyorsunuz veya Yunanistan'la kıyaslıyorsunuz. Yunanistan'da geçen yıl asgari ücret 876 euro, bugün 683 euro. Niye? Eğer siz bir disiplin çerçevesinde asgari ücretinizi belirlemez iseniz işte düşebileceğiniz durum ortada ve dolayısıyla da asgari ücretinizi aşağıya indirirsiniz. Sayın Bakan söylediler, asgari ücret bir alt sınırlamadır; onun üstündeki, arz-talep dengesi çerçevesinde belirlenecek olan rakamlardır. Ancak bir gerçek var ki Çin'le yarıştığımız, Uzak Doğu'da Malezya'yla, Singapur'la yarıştığımız bir dönemde siz asgari ücretinizi keyfekeder çok yüksek belirlerseniz sermayeniz dışarıya kayar, ülkenize gelen yatırımlar gelmez. Ne olur? İstihdam sağlayamazsınız, kayıt dışı ekonomi söz konusu olur. Dolayısıyla, bizim amacımız kayıt dışılığın engellenmesi, istihdamın sağlanmasıdır. Onun üzerindeki ücretler kendi içerisinde arz-talep dengesiyle belirlenir. Dünya Bankası, uluslararası kuruluşlar, işveren kuruluşları "Bölgesel asgari ücret uygulayın." diyorlar. Niye? Uygulanabilir ancak hükûmetimiz uygulamıyor, Sayın Bakan uygulamıyor. Sebep? Tabii ki asgari ücret alanları ve bu dengede ücret alanları gözetmek adına. Bu konuda Sayın Bakana müteşekkir olduğumu özellikle ifade etmek istiyorum. Eğer bir yerde iş yeri yoksa o zaman işçi olması mümkün değil. İş yerini de yaşatacaksınız, dolayısıyla işçinizi de yaşatacaksınız.

Bir başka önemli veri, geçmişte iş yerleri kapatılıyordu. Niye? Adam fabrikayı satıyordu, o parayı götürüp faize yatırıyordu, faizden çok daha fazla gelir elde ediyordu. Hâl böyle olunca istihdam diye bir ihtiyaç da yoktu, işçilere en az limit olarak asgari ücret verilmesi diye bir sıkıntı da yoktu.

Arkadaşlar, eğer bugün Türkiye Cumhuriyeti 2023 hedeflerinde dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almayı düşünüyorsa, sadece iş vereniyle yer alamaz. İş vereniyle yer alacaktır, işçisiyle yer alacaktır, ekonomisiyle yer alacaktır, prestijiyle yer alacaktır. Dolayısıyla, bunu anlamış değilim. "Siz dünyanın 10 ekonomisinde yer almayı hedefliyorsunuz, dolayısıyla işçiyi ezeceksiniz maalesef." diye bir değerlendirme yapıldı burada. Yani, biz sadece bir kesimi düşünmek durumunda değiliz; her kesimi, işçiyi de, iş vereni de, ülkenin ekonomisi de düşünmek, böylece mali disipline sadık kalmak, böylece vatandaşın refah düzeyini yükseltmek, böylece ülkede daha çok yatırım yapmak, böylece ülkenin her yerini şantiyeye çevirmek ve dünya çapında projeler yapmak durumundayız. İşte, bu büyüyen, bu gelişen ülkeden dünyanın birçok ülkesi rahatsız, ne yazık ki içimizde de birileri  rahatsız. Bu gelişmeyi başka şeylere, "demokratik hak kullanım" adı altında başka şeylere kurban etmek istemesinler, dolayısıyla dış mihrakların bu oyunlarına da gelmesinler diye ısrarla vurguluyorum.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum ve öneriye karşı olduğumuzu belirtmek istiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)