GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBUNUN, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ GÜNDEMİNİN "GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER" KISMININDA YER ALAN (10/96) VE (10/148) ESAS NUMARALI ÜLKEMİZDE EMEKLİLERİN İÇİNDE BULUNDUKLARI SIKINTILARIN ARAŞTIRILMASI, HÜKÛMETİN UYGULAMALARINDAN DOLAYI ORTAYA ÇIKAN MAĞDURİYETLERİN GİDERİLMESİ, TABAN AYLIKLARININ EŞİTLENMESİ, MAAŞ FARKLILIKLARININ GİDERİLMESİ VE ÇÖZÜM YOLLARININ BELİRLENMESİ; 22/5/2012 TARİH VE 5058 SAYI İLE HÂLEN GÖREVDE BULUNAN VEYA EMEKLİ ASTSUBAYLARIN ÖZLÜK HAKLARI VE İMKÂNLARI KONUSUNDA YAŞADIKLARI SORUNLARIN ARAŞTIRILMASI VE ALINMASI GEREKEN TEDBİRLERİN BELİRLENMESİ; 23/5/2012 TARİH VE 5128 SAYI İLE MUVAZZAF VE EMEKLİ ASTSUBAYLARIN SORUNLARININ ARAŞTIRILARAK GEREKLİ ÖNLEMLERİN ALINMASI; 24/5/2012 TARİH VE 5130 SAYI İLE EMEKLİLERİN KARŞILAŞTIKLARI SORUNLARIN ARAŞTIRILMASI VE REFAH SEVİYELERİNİN ARTTIRILMASI; 21/2/2013 TARİH VE 9928 SAYI İLE ÜLKEMİZDE EMEKLİ MAAŞI BAĞLAMA ORANLARINDAKİ HAKSIZLIĞIN VE ÇÖZÜM YOLLARININ BELİRLENMESİ AMACIYLA
Yasama Yılı:3
Birleşim:120
Tarih:13.06.2013

MEHMET ŞEKER (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; emeklilerimizin içinde bulunduğu sıkıntıların araştırılması amacıyla Meclis araştırması komisyonu kurulması amacıyla MHP Grubu tarafından verilen önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygılarımla selamlarım.

Biraz önce konuşan hatip arkadaşımız emeklilerle ilgili hiç bahsetmedi. Yine, son zamanlarda iktidarın her zaman yaptığı gibi niceliksel değerlerden bahsetti, rakamlar verdi, rakamlara boğarak da sonuca ulaşmaya çalıştı.

Değerli arkadaşlar, ben de emeklilerin sorunlarına geçmeden önce birkaç konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Türkiye dünyanın 16'ncı -bazı yerde 17'nci- büyük ekonomisine sahip devleti. Hiçbir itirazımız yok. Bizden önce 15 tane ülke var, bizim arkamızda da 15 tane ülke var. Bir araştırın, hangi ülke, bu 30 ülkeden hangisinin vatandaşı Arap Yarımadası'nda, Rusya'da, Avrupa'da işçi olarak çalışıyor? Hiçbirisi. Neden? Biz çünkü sadece rakamlarla konuşuyoruz, nitelik olarak bir şeyden bahsetmiyoruz. Geldiğimiz nokta önemli. Şu anda, bize dünyanın pek çok ülkesi vize uyguluyor. Neden uyguluyor? Biz büyük bir ekonomiysek, güçlü bir devletsek niçin bunları yapıyor, niçin bunları uyguluyorlar, bir de bu tarafından bakmak lazım. Rakamlardan bahsederseniz biz de rakamlardan bahsederiz ve ortaya da çok farklı şeyler çıkar.

Arkadaşımız çok güzel şeyler anlattı. Evet, tabii ki iktidar on yılda bir şeyler yapmalı, mutlaka kamuoyuna bir şeyleri göstermesi lazım. Biz de yaptıkları iyi şeyler için teşekkür ediyoruz ama şunu da belirtmek lazım değerli arkadaşlar: Bugün sağlıkta geldiğimiz noktayı hep anlatıyoruz; şunu yaptık, bunu yaptık. Güzel, iyi yaptınız, elinize sağlık.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - İyi yapılan bir şey yok ya. Neyi iyi yaptılar ya?

MEHMET ŞEKER (Devamla) - Sonuçta nereye geldik? Bugün dünyada 6 milyona yaklaşan hastalıktan hangisini buldunuz? Hangi ilacın patentini buldunuz? Hangi sorunu çözdük arkadaşlar? 2002 yılında -biz 2000 yılında yapmıştık o araştırmayı- Türkiye'de diyabetli hasta sayısı 7,4'tü, bugün diyabetli hasta sayısı 13,9. Kronik hasta sayısı artıyor, ilaç kullanımı artıyor, 350 milyon tane reçete yazıyorsunuz bir yılda ve buna rağmen hastalar gittikçe artıyor. E, ne oluyor? "Sağlıkta biz çok şey yaptık." Sonuçta ne yaptığınız önemli, nereye geldiğiniz önemli. Geldiğiniz yeri tartışmanız lazım. Eğer bunları yapabiliyorsak başarılı sayılırız, yoksa da başarılı olamayız. Hepsini güzel yapmışız ama emekliye para vermeyi unutmuşuz, emekli bu gelirden herhangi bir şekilde pay almamış. İşte "Şu kadar artırdık gayrisafi millî hasılayı." Güzel. "Faiz lobisi bu ülkede var." E, o da güzel. Önümüzdeki hafta sizi onunla da test edeceğiz. Bugün hazırladık, önümüzdeki hafta -bütün milletvekili arkadaşlarıma sesleniyorum- Türkiye'de faiz lobisi kimdir, bunlar ne iş yapar, bunların araştırılmasıyla ilgili bir önerge getireceğiz. İnşallah, o zaman kimin, nasıl oy verdiğini buradan göreceğiz, kimin samimi olduğunu da göreceğiz.

Değerli arkadaşlar, 2000 yılından on yıl geriye gittiğimizde Türkiye'nin ödediği faiz 316 milyar dolardı. Şu anda, sizin iktidar olduğunuz dönemde de ödediğimiz faiz 350 milyar dolar. Kim daha çok ödemiş, kim nasıl ödemiş, bu faiz lobisi kimlerdir, önümüzdeki hafta gerçekten bunu test edeceğiz.

Değerli arkadaşlar, emeklilerimizin sorunları açık, ayan beyan ortada. Dolayısıyla, bunların araştırılması için aslında Meclis çatısı altında bir komisyon kurulmasına ihtiyaç yok. Ama emeklilerin insan onuruna yakışır, emekli oluncaya kadar döktükleri alın terinin karşılığı olabilecek düzeyde bir hayat sürebilmeleri için bu Meclisin acilen yapması gereken çok ciddi düzenlemeler var.

Bunlardan ilki: Biliyorsunuz, iktidarınız hükûmetleri döneminde 5510 sayılı Kanun'da değişiklik yaparak emeklilerin millî gelir artışından pay almasını engellediniz. Bunun anlamı şu değerli arkadaşlar: AKP'li arkadaşların o çok övündüğü kişi başına millî gelir 100 bin dolar dahi olsa emeklinin maaşı artmaz, emeklinin maaşı ancak enflasyon oranında artar. Türkiye'de maalesef böyle yapılıyor. Onun için her yıl enflasyon oranında maaşlar artıyor ama millî gelirden pay alamıyorlar. Bu kanunu da siz çıkardınız.

Burada tabii başka bir sıkıntı var. Vatandaşın enflasyonuyla Hükûmetin enflasyonu arasında da çok ciddi fark var. Örneğin, şu anda beyaz peynir 20 lira, kıyma 30 lira, pirzola 45 liraya çıkıyor; pazarda 4 liranın altında bir sebze meyveye ulaşamıyor vatandaş; elektriğe yüzde 10'a yakın zam geliyor, doğal gaz yüzde 12 her yıl zamlanıyor neredeyse. Yani, vatandaşın cebindeki enflasyon yüzde 18'ler seviyesinde ama Hükûmetin enflasyonu yüzde 6'nın altında. Hükûmet kendi enflasyonundan yola çıkarak ne yapıyor? Emekliye 4+4 bir zam öneriyor. Mayıs 2013 yılında açıklanan rakamlara göre -bu TÜİK'in rakamları- açlık sınırı Türkiye'de 1.000 liraya yaklaştı, 995 lira; yoksulluk sınırı ise 3.300 liraya yaklaştı. Peki, emekli maaşı ne kadar değerli arkadaşlar? 800 lira. Ama "800 lirayla bal gibi geçinilir." diyen bir zihniyet var; bir bakanımız böyle bir açıklama yaptı, "800 lirayla bal gibi geçinilir." dedi. Tabii, bunu düşünen bir zihniyetin de emekliye bu maaşı reva görmesi? Gerçekten onu da normal karşılamak gerekiyor. Buradan Hükûmete de önerim şu: Emeklilerin sorunlarına çözüm üretme konusunda eğer gerçekten bir üretim yapamıyorsanız bizim bu konuda sizlere önereceğimiz çok ciddi önerilerimiz de var. Bunlardan da bahsedeceğim.

Emekli olmak gerçekten zor bizim ülkemizde. Emekli olduktan sonra başka bir sorun başlıyor. Ne oluyor? Emekli olan arkadaşlarımız bir işte çalışmak zorunda kalıyor. Çok sevdiğim bir arkadaşım zabıtadan emekli oldu, belediyede çalıştı. Emekli olduktan sonra bir iş yeri açtı, evini geçindirmeye çalıştı. Çok ciddi şekilde 30 bin liraya yaklaşan bir para tahakkuk ettirildi geriye dönük. Geçtiğimiz günlerde biliyorsunuz bununla ilgili bir düzenleme yapıldı.

Değerli arkadaşlar, bu ülkede BAĞ-KUR'lu çalışanlar yanlarında birkaç kişi istihdam ederek Türkiye'nin ekonomisine de katkıda bulunuyorlar ama siz bu insanlar emekli olduktan sonra diyorsunuz ki: "Biz sizden emekli olduğunuz için, çalıştığınız için prim alacağız." "Ne yapalım?" "Evinizde oturun, çalışmayın." diyorsunuz. Ama maalesef emeklinin maaşı? Evinde oturmayla geçimini sağlayamıyor. Ne yapabiliyor emekli? Toplumsal herhangi bir faaliyette bulunamıyor. Eğer biraz biriktirirse ömründe bir kez hacca gidebiliyor, eğer birazcık daha biriktirirse, senede bir kez imkânı varsa nereye gidebiliyor? Kaplıcaya gidebiliyor. Başka bir yere de gitme şansı yok.

Emekli hastanelere gittiğinde para ödemek zorunda, para ödemeden hiçbir hastaneden çıkamaz. Ama siz diyorsunuz ki: "Kardeşim, özel hastaneye gitme." Nereye gitsin? "Devlet hastanesine git, sen özel hastaneye gidersen fark verirsin." diyorsunuz. O da zaten gidemiyor ve devlet hastanesine gidiyor, randevu alıyor, altı ay sonraya film için gün alıyor. Değerli arkadaşlar, sağlıkta geldiğimiz noktayı tartışacaksak bunları tartışalım. Hâlâ bu ülkede üç ay, beş ay, altı ay sonrasına film için randevu veriliyor. Özel hastaneye giderseniz, farkı verirseniz bundan faydalanabiliyorsunuz. Bunların hepsi emeklilerin yaşadığı gerçekler.

Peki, biz ne öneriyoruz? Muayene ve ilaç alımını da içeren tüm kamu kaynaklı sağlık hizmetleri emeklilerimize katkı payı alınmaksızın, maaşlarından hiçbir kesinti yapılmayarak sunulmalıdır. Emeklilerimizin maaşlarından kesilen sosyal güvenlik destek primi kademeli olarak kaldırılmalıdır. Bakıma muhtaç olan yaşlılarımıza, emeklilerimize sahip çıkılarak yaşam kaliteleri yükseltilmelidir. Emeklilerimizin bakmakla yükümlü olduğu, evlenmemiş kız çocukları eskiden olduğu gibi ölünceye kadar anne ve babasının sosyal güvencesi altında olmalıdır. Emeklilerimizi şu anda düşürüldükleri ikinci sınıf vatandaş konumundan kurtarmalıyız. Toplumun tüm kesimleri gibi, emeklilerimizin de millî gelir artışından pay alması, emekli maaşlarına doğrudan yapılacak yansıma ile sağlanabilir. Emeklilerimizin içine girdikleri yeni yaşam koşullarına uyum sağlamasını kolaylaştırmak için rehberlik ve danışmanlık hizmetleri verilmelidir. Emeklilerimizin çokça vakit geçirdiği kıraathanelere yerel yönetimler ile iş birliği içerisinde hazırlanacak projelerle yeniden, eski niteliği olan, gazete, dergi ve kitapların okunduğu, kültür mekânı olma özelliği kazandırılmalıdır.

Dinlenmek, yıllarca çalışarak ülke ekonomisine ve sosyal güvenlik sistemine katkı sağlayan emeklilerimizin en önemli haklarından birisidir. Turizm Bakanlığı bünyesinde ve TÜRSAB iş birliği ile gerçekleştirilecek kültür turizmi projeleri ile yüksek sezon dışında emekli vatandaşlarımıza uygun konaklama ve ulaşım seçenekleri sunularak ülkemizin dört bir yanında tatil yapma imkânı sağlanmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET ŞEKER (Devamla) - Toplumumuzun düşünsel birikimi en yüksek kesimi olan emeklilerimizin deneyimlerini genç kuşaklara aktarmasını sağlayacak projeler ile gençlerimizin kültürel değerlerimizi yaşatması ve emeklilerimizin sosyal yaşantısının canlı kalması sağlanmalıdır.

Bu vesileyle tekrar hepinize teşekkür ederim, saygılarımı sunarım.