Konu: | ÖDEME VE MENKUL KIYMET MUTABAKAT SİSTEMLERİ, ÖDEME HİZMETLERİ VE ELEKTRONİK PARA KURULUŞLARI HAKKINDA KANUN TASARISI (S. SAYISI: 473) |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 122 |
Tarih: | 19.06.2013 |
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde sabahtan beri konuştuğumuz tüm konuları gerçekten oturup dikkatle dinliyorum. Hükûmet olarak vermiş olduğunuz sözler var. Bütçeyi tartışmak, burada kanunları tartışmak -az önce Plan ve Bütçe Komisyonundaydım- torba yasayla ilgili maddeleri tartışmak. Bunların hiçbir tanesi bir milletvekili olarak içime sinmiyor. Neden mi? Bir tek gerekçesi var. Bu ülkede Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin Başbakanı olarak ve Hükûmeti olarak vermiş olduğunuz sözlerin hiçbir tanesini tutmadınız.
EŞREF TAŞ (Bingöl) - Hangisi?
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Bir: "İleri demokrasi" dediniz, "İleri demokraside biz özgürlük sağlayacağız bu ülkeye." dediniz, gençlerin üzerine ateş açtınız.
EŞREF TAŞ (Bingöl) - Kim açtı?
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Örnek mi vereyim? Benim kendi danışmanım Kızılay'da benim yanıma gelirken, benim danışmanıma elini şöyle kaldırdı diye eline 3 tane plastik mermiyle ateş ederek elini parçaladınız, eli sakat kaldı.
EŞREF TAŞ (Bingöl) - Taş mı atıyordu?
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Orta Doğu Teknik Üniversitesini bitirmiş gencecik bir insanın elini sakat bıraktınız, eli tellerle bağlı.
EŞREF TAŞ (Bingöl) - Taş atmıştır!
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Benim tanıdığım bir ailenin gencecik çocuğunun gözünü çıkardınız siz ve dediniz ki: "Polisi daha da güçlendireceğiz, polisi daha güçlü hâle getireceğiz?"
EŞREF TAŞ (Bingöl) - O çocukları korumak için.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - "... daha çok gencin gözünü çıkartacağız, daha çok insanı öldüreceğiz, daha çok insanı biz sakat bırakacağız." 7 bin insanı sakat bıraktınız, 6 tane insanı öldürdünüz, onlarca insanı cezaevine attınız, gazetecileri tehdit ettiniz.
Şimdi soruyorum size: Bir anne direkt Başbakan tarafından evladı hedef gösterildiği için "Bir fidan yetiştirdim, bu ülkenin Başbakanı o fidanı hedef gösterdi." diye ülkeye seslendi. Bu ülkenin sanatçısını, bu ülkenin yetiştirdiği bir evladı, bu ülkenin bir evladını Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı günlerden beri hedef gösteriyor.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, diyelim ki oraya kocaman bir Topçu Kışlası yaptınız.
EŞREF TAŞ (Bingöl) - Öyle bir derdimiz yok.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - 7 tane insanın öldüğü, insanların gözünün çıktığı, binlerce insanın sakat kaldığı bir yere gerçekten kışla yapıp da siz bundan gurur duyabilecek misiniz?
NURETTİN DEMİR (Muğla) - Duyanlar var.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Bu size moral verecek mi? Bundan dolayı "Biz onur duyuyoruz." diyebilecek misiniz? Bir ülkenin Başbakanı "Ben bununla gurur duyuyorum." diyebilecek mi?
Şimdi, Sayın Başbakan diyor ki: "Ben Avrupa Parlamentosunu tanımıyorum." Sayın Başbakan diyor ki? Düne kadar "Bizi destekliyorlar." dedikleri dünya parlamentolarını hiçe sayıyor. Düşünebiliyor musunuz, siz şöyle çıkmıştınız yola: "Biz komşularımızla sıfır sorunla yola çıkacağız." demiştiniz.
EŞREF TAŞ (Bingöl) - Doğru.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Şimdi, Suriye'yle dost değilsiniz.
EŞREF TAŞ (Bingöl) - Dostuz.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Irak'la dost değilsiniz.
EŞREF TAŞ (Bingöl) - Dostuz.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Mısır'la dost değilsiniz. Neden biliyor musunuz? Orada milyonlarca Müslüman'ın öldürülmesine seyirci kaldınız. Binlerce insanın katledilmesine seyirci kaldınız. Sadece Irak'ta 1,5 milyon Müslüman öldü.
EŞREF TAŞ (Bingöl) - Kim öldürdü?
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Amerika Birleşik Devletleri öldürdü, siz başarılar dilediniz. Sizin Başbakanınız, sizin Cumhurbaşkanınız dedi ki: "Amerika Birleşik Devletleri'ne başarılar dilerim."
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) - Senin de Başbakanın.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Hayır, hayır, olamaz. Sizin Başbakanınız, İsrail'e "one minute" diyen, "Siz çocuk katilisiniz." diyen Başbakanınız, Amerika Birleşik Devletleri Başkanına, telefonda "Bak, ben onun yanındayım, şimdi sen onunla bir konuş bakalım." diyen?
EŞREF TAŞ (Bingöl) - Diz çöktürdü.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - ?Başkanına, ölen insanları unutarak, "Peki efendim, ben onunla konuşayım ve ondan sonra da onunla dost olayım." dedikten sonra?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Sen orada mıydın?
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - ?onun istihbarat başkanıyla birlikte şimdi hesaplar yapıyorsunuz. Ne oldu ölen insanlarımıza? Ne oldu Gazze'ye?
EŞREF TAŞ (Bingöl) - Sahip çıkıyoruz hepsine.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Ne oldu "one minute"inize? Ne oldu akan Müslüman kanlarına? Ne oldu sizin kalbinize vurulan mühre? Hiç, gerçekten, size soruyorum, hiç vicdanınız sızlamıyor mu? Hiç sızlamıyor mu?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Vicdanı olan sızlar.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Dayanamıyor musun? Neden kaçıyorsunuz? Oturun, dinleyin.
EŞREF TAŞ (Bingöl) - Ben dinliyorum, hep yalan söylüyorsun.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Bu ülkede sizin kaçabileceğiniz hiçbir yer yok, gidebileceğiniz hiçbir yer yok; gidebileceğiniz hiçbir yer yok, kaçabileceğiniz hiçbir yer yok.
Bakın, siz Libya'da "Buraya biz kendi kardeşlerimizin kanını akıtmayız." dediniz, yirmi gün sonra, İzmir'den NATO uçaklarını gönderip orada çoluk çocuk demeden Müslüman kardeşlerinizi öldürttünüz. Ondan sonra da ne yaptınız biliyor musunuz? Cumhurbaşkanınızla, Başbakanınızla başarılar dilediniz Amerikan askerlerine. Şimdi gerçekten, nasıl bakıyorsunuz Müslüman kardeşlerinizin yüzüne?
Şimdi ne yapıyorsunuz? Arkadaşlar, Diyarbakır'da bir toplantı oldu, daha yeni oldu. Şimdi onu örtbas ediyorsunuz. Oradan size sesleniyorlar barış sürecini götürdüğünüz insanlar, diyorlar ki, unutmayın? Başbakan -hep Cumhuriyet Halk Partisi var ağzınızda- "Cumhuriyet Halk Partisi Sayın Öcalan'la birlikte." diyor. Orada sesleniyorlar, diyorlar ki: "Abdullah Öcalan'ı serbest bırakacaktınız, ne oldu?"
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Kim diyor bunu?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Bir kelime de kanunla ilgili konuş.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Hani müzakere etmiyordunuz?
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - "Hani, müzakere süreci ne oldu?"
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Kim dedi?
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Diyarbakır'dakiler, müzakereyi yapanlar. Sizin Karayılan'ınız, hani beraber süreci yürüttüğünüz Karayılan'ınız diyor ki: "Biz askerlerimizi çekiyoruz?" Siz Türk Silahlı Kuvvetlerinin elini kolunu bağladınız.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Siz böyle konuşmaya devam edin. Böyle konuşmaya devam ettiğiniz sürece o muhalefetin sizi neden yuhaladığı daha iyi anlaşılacak. O muhalif gençler sizi niye yuhaladı, daha iyi anlaşılacak.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - "Biz askerlerimizi çekiyoruz. Siz şimdi eğer Abdullah Öcalan'ı serbest bırakmazsanız, bize verdiğiniz sözleri yerine getirmezseniz daha güçlü saldıracağız." diyor. Verecek cevabınız var mı?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Siz aynı siyasetinize devam edin, aynı üslubunuza devam edin. Toplumsal muhalefet sizi neden terk ediyor, bunu anlamak yerine, böyle konuşmaya devam edin siz.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Şimdi, bütün bunlara karşı bir tek şey söylüyorum size: Bu gençlerin yaptığı ve söyledikleri sizin için az. Duran insanlardan korkun, gençlerden korkun ama en çok kendi kararttığınız vicdanlarınızdan korkun. (CHP sıralarından alkışlar)