GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ÖDEME VE MENKUL KIYMET MUTABAKAT SİSTEMLERİ, ÖDEME HİZMETLERİ VE ELEKTRONİK PARA KURULUŞLARI HAKKINDA KANUN TASARISI (S. SAYISI: 473)
Yasama Yılı:3
Birleşim:122
Tarih:19.06.2013

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Önergemiz üzerinde söz almış bulunuyorum.

Kanunun genel gerekçesine baktığımızda, Avrupa Birliği müktesebatına uyum yapıyoruz bu gece. Ne yapıyoruz, hangi uyumu yapacağız? Elektronik para, İnternet üzerinden alışveriş, kredi kartı benzeri akıllı çiplere sahip ödeme araçları falan. Yani, Avrupa Birliği müktesebatına uyumda her kuşu tutmuştuk, bir leylek eksik kalmıştı, onu da bu gece tutuyoruz hep beraber arkadaşlar. Demokrasi duruyor, özgürlükle ilgili düzenlemeler duruyor, kişisel hak ve özgürlüklerle ilgili, adalet sistemi duruyor, darbe kanunlarının etinden, sütünden, yününden yararlanmaya devam ediyorsunuz, seçim barajı olduğu yerde duruyor, bunun yanında, kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi gibi paşaların kendisine tanıdığı bir hak duruyor, çatır çatır kullanıyorsunuz; Yüksek Öğretim Kurumuyla ilgili, eskiden şikâyet ettiğiniz kurum şimdi yandaşlaştırılmış duruyor; buralarda bir sıkıntı yok ama biz Avrupa Birliğine uyum yapıyoruz. Hangi Avrupa Birliğine? Yaptığı açıklamadan sonra Başbakanın "Ben Avrupa Parlamentosu tanımam." dediği, Avrupa Parlamentosunu yok saydığı açıklamadan hemen sonra böyle bir çalışma içindeyiz. Eksiğimiz yok mu? Bence var. Avrupa Birliği ile ilişkilerden sorumlu, bu ilişkileri sıfırlamayı kendisine ilke edinmiş olan Sayın Bakan Egemen Bağış nerede bu akşam? Twitter'dan takip edebildiğimize göre bir yerlerde yine 140 karakterlik Avrupa Birliği ve devlet adamlığı vizyonuyla oradan oraya birilerine sataşıyor. Buraya geliyor oturuyor, bütün gün Hükûmet sıralarından tweet atıyor. Bakanı Başkana şikâyet ediyoruz, şikâyeti de tweet atıyor. Her konuda konuşuyor bir tek Avrupa Birliği konusunda konuşmuyor. Şimdi bu gece, burada, yerine Sayın Maliye Bakanı oturmuş ve onun yapması gereken bir işi yapıyor, biz de burada sabaha kadar çalışacağız.

Bakın, her konuda konuştu, bir şeyler söyledi ama onun konuşması gereken yerlerde neler söylediğine bir dönüp bakmak lazım. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon eleştirmiş, Beyaz Saray'dan sonra Avrupa Parlamentosu da Erdoğan ve AKP Hükûmetinin uygulamalarını ağır bir dille eleştirmiş, cevap kimden gelecek? Egemen Bağış'tan. Ne kadarlık bir vizyonumuz var? 140 karakter. El cevap: "Gerekirse o ülkelere `Oğlum, bak git' demesini çok iyi biliriz." Sayın Egemen Bağış'ın cevabı.

Avrupa Parlamentosu Gezi Parkı olaylarıyla ilgili tuğla gibi rapor yazmış. Raporu okudum, bu Parlamentonun bir üyesi olarak utanç içindeyim. "Polisin kullandığı aşırı ve orantısız güç nedeniyle endişeliyiz." diyor. "Buna sebebiyet verenlerle ilgili soruşturmalar açılmalı, devlet şeffaflaşmalı." diyor. "Vatandaşın temel haklarına saygılı olmalı." diyor. "Gözaltına alınanların gözaltına alma, gözaltı ve yargılama süreçlerinin derhâl şeffaf bir şekilde bir şekilde ortaya çıkarılması gerekir." diyorlar. "Basın hürriyeti ve medya çoğulculuğu AB'nin temel ilkesidir, bunu Türkiye Hükûmetine hatırlatırız." diyorlar. Egemen Bağış cevap veriyor, 136 karakter, 4 tane de artırmış: "Kimse durumdan vazife çıkarmasın, Türkiye muz cumhuriyeti değildir."

Bakınız geçen gün paylaştığı AB ve demokratikleşme vizyonu burada. Bu Parlamento çalışırken ceketi omzuna atmış, arkasına bir manzara almış, diyor ki: "Onlar dura dursun, biz milletimizin refah ve bireysel özgürlüklerini daha da arttıracağız." Bakın, lütfen iktidar partisi olması gereken, çalıştırması gereken demokratik mekanizmalarını çalıştırarak derhal tartışmaya açmalıdır. Böyle bir yaklaşım olmaz.

Hele hele espri anlayışına diyecek hiçbir şey yok. Leonardo da Vinci'yle ilgili yaptığı espride simultane tercüman hayata küstü. Toplantıyı izleyenler esprinin ne olduğunu anlayamadılar, anlasalardı ilişkileri Türkiye ile maslahatgüzar seviyesine çekerlerdi; böyle bir yaklaşım olmaz. Bir Gezi ruhuna bakın oradaki ince anlayışa, ince espri anlayışına bir de Egemen Bağış'a bakın: "Geçen gün kamyon sürdüm, Leonardo da Vinci sürdü." diyor. Buradan da bir ilişki geliştirmeye çalışıyor karşısındaki yabancılarla birlikte.

Şimdi, öyle bir durumdayız ki, öyle bir sıkıntı yaşıyoruz ki, Sayın Egemen Bağış bütün Türkiye'yi il il geziyor, Manisa'ya da gidiyor ve ağza alınmayacak laflarla Genel Başkanımıza hakaret ediyor ve onun o hakareti akıllara ister istemez şu fıkrayı getiriyor: Hani alkol testi yapmışlar -kendisi kullanmaz ama iktidar sarhoşu- fareye, içirmişler rakıyı üçüncü dublede demiş ki: "O kedi bu masaya gelecek." Egemen Bağış'ın durumu budur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı.)

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla)  - Örgütlerinizin ortaya çıkardığı iktidar sarhoşluğuyla "O kedi bu masaya gelecek." diyor. Evet, Sayın Egemen Bağış, o kedi bu masaya gelecek ve o fare ne yapıyorsa sen de o an onu yapacaksın.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)