GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBUNUN, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ GÜNDEMİNİN "GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER" KISMINDA YER ALAN ESKİŞEHİR MİLLETVEKİLİ RUHSAR DEMİREL VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN ÇOCUKLARIN UYUŞTURUCU KULLANIMI KONUSUNUN ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ (10/448); HATAY MİLLETVEKİLİ ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN 10/10/2012 TARİH 6285 SAYI İLE UYUŞTURUCU MADDE BAĞIMLILIĞI VE KAÇAKÇILIĞININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ; TOKAT MİLLETVEKİLİ REŞAT DOĞRU VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN 13/11/2012 TARİH 6735 SAYI İLE UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE KONUSUNUN ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİNİN GENEL KURULUN 26 HAZİRAN 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE OKUNARAK GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:125
Tarih:26.06.2013

REŞAT DOĞRU (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Okullarımızda uyuşturucu kullanma ve madde bağımlılığı durumunun tespiti ve alınması gereken önlemlerle ilgili olarak vermiş olduğumuz Meclis araştırması önergesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

26 Haziran Birleşmiş Milletlerce Dünya Madde Kullanımı ve Kaçakçılığıyla Mücadele Günü olarak kabul edilmiştir. Ben de bu günü kutluyorum, duyarlılığı olan herkesi de tebrik ediyorum.

Ülkemizde uyuşturucu madde kullanımı, dünyada birçok ülkede olduğu gibi, her geçen gün artmaktadır. Uyuşturucu kullanım yaşı da 11 yaşlara kadar inmiştir yani ilköğretim çocuklarına kadar yaş inmiştir. Bu çok vahim bir tablodur. Okullarımızda bu yönlü araştırmalar yapılıp gerekli önlemler mutlaka alınmalıdır. Vermiş olduğumuz araştırma önergesinin de mahiyeti bu yönlüdür.

Günümüzde madde kullanımının önüne geçilmediği takdirde, ülkelerin en önemli sorunu olarak karşımıza çıkmaya devam edecektir. AKP iktidarının sosyal düzende yapmış olduğu tahribatlar, maalesef, aileleri birçok sıkıntı ile karşı karşıya bırakmıştır. Ülkemizde çiftçi, memur, emekli, işçi, iş adamı, esnaf çok büyük sıkıntı içerisindedir. Bunlara bağlı olarak borçlar ödenememekte, her gün icralarla karşı karşıya kalınmaktadır. Bu da toplumun psikolojisini bozmakta, insanları umutsuzluğa itmektedir. Sonuçta da insanlarda madde kullanımı her geçen gün artmaktadır. Gençler, erişkinler, kadınlar, yaşlılar, maalesef, her geçen gün madde bağımlılığıyla karşı karşıya bulunmaktadır. AKP iktidarı mutlaka bu gençleri görmelidir, bu insanları görmelidir. Başta büyük şehirler olmak üzere birçok ilimizde uyuşturucu ve diğer madde bağımlısı sayısı artmaktadır, aileler dağılmaktadır. Millî Eğitim, Aile ve Sosyal Politikalar, Sağlık Bakanlığı yetkilileri gençlere süratli ama süratli bir şekilde sahip çıkmalı, daha doğrusu halka sahip çıkmalıdır. Bakanlıklar maalesef pansuman tedbirlerle bu önemli konuyu geçiştirmektedir, bir çözüm yolu maalesef bulmamaktadır.

Sayın milletvekilleri, tabii, bununla ilgili, çok değişik, yapılan araştırmalar vardır. Bilhassa TUBİM'in yapmış olduğu araştırmalar, çeşitli kurum ve kuruluşların yapmış olduğu araştırmalar, TÜİK'in yapmış olduğu araştırmalar olayın ne kadar vahim bir durumda olduğunu ve acil önlemler alınması gerektiğini de göstermektedir. Örneğin 15-34 yaş grubundaki herhangi bir maddenin kullanım oranı, esrar dâhil, neredeyse yüzde 1'ler, yüzde 1,6'lar seviyesine yükselmiştir. Bu da çok ciddi manada değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Öğrenciler arasında yapılan araştırmalarda herhangi bir yasa dışı bağımlılık yapan maddelerin en az bir kere denenmesi oranı yüzde 1,5 olarak görülmüştür. Bu oran erkeklerde yüzde 2,3; kızlarda 0,7 olarak hesaplanmıştır. Öğrencilerin yüzde 1,1'inin ailesinde, maalesef, tütün, sigara kullanımı ya da alkol kullanımı gibi bir madde kullanımı vardır. Bunlarda maddeyi ilk kez kullanma yaşı özellikle 14 yaş civarındadır.

Bu araştırma sonuçlarına bakılınca, konu ülkemiz için çok önemlidir. Anayasa'mızın 58'inci maddesinde "Devlet, gençleri uyuşturucu maddelerden korumak için gerekli tedbirleri alır." denildiğine göre, maalesef bu tedbirler alınmamaktadır yani koruyucu tablo maalesef yerine getirilmemektedir. Bundan dolayı da çevresel önleme çalışma grupları mutlaka ve mutlaka oluşturulmalıdır. Okul, aile, toplum odaklı çalışmalar mutlaka yapılmalıdır.

Sayın milletvekilleri, bu büyük tehdide rağmen okullarımızda, dokuz yıldır, uyuşturucu madde kullanımı konusunda araştırma maalesef yapılmamıştır. Avrupa'da uygulanan ve ülkemizde uygulanması istenen ESPAD (Avrupa gençlerde Madde Kullanımı Değerlendirme Projesi) 2003 yılından itibaren, Millî Eğitim Bakanlığı izin vermediği için maalesef yapılmamaktadır. Millî eğitim bakanlarının hepsine ama hepsine müteaddit defalar buradan konuşmalarımızda, araştırma önergelerimizde, soru önergelerimizde söylemiş olmamıza rağmen, "Gelin, bu ESPAD Projesi'ni yapalım, Türkiye genelinde okullarımızdaki madde kullanımını, uyuşturucu kullanımını tespit edelim." demiş olmamıza rağmen, maalesef ama maalesef bir türlü bu konuda ilerleme yapılmamış, hiçbir Millî Eğitim Bakanı şu ana kadar bununla ilgili çalışmayı başlatmamıştır. Bu doğru değildir. Ülkemizde çocuklarımız ve gençlerimizde bu alışkanlık artarak devam etmektedir. Bunun sorumlusu da tabii, bu izni vermeyen bakanlarımız ve yetkililerimizdir.

AKP iktidarında işsizlik ve yoksullukla yeterli mücadele maalesef sağlanmamaktadır. Emeklisinden memuruna, esnafına ve çiftçilerine kadar, iş adamlarına kadar, engellilerine kadar, çok zor şartlar altında yaşam mücadelesi verilmektedir. Evde geçim zorluğu aile bağlarını etkilemekte ve çocuklar ilgisiz ve sahipsiz kalabilmektedir. Ayrıca, aile bireyleri arasındaki çeşitli diyalogsuzluk da çocukları dışarıya, dış dünyaya sevk etmekte, kötü alışkanlıklarla baş başa bırakmaktadır. Sonuçta çocuklarımız kabul edilemeyecek, çok kötü durumlarla karşılaşmaktadır. Bundan dolayı da başta siyasiler olmak üzere, özellikle Hükûmetin yetkilileri olmak üzere, bütün toplum fertlerinin hepsi -STK'lar dâhil- sorumludur.  Dolayısıyla bu yönlü olarak gençler üzerindeki bu hadiseleri çeşitli projeler, meşguliyetlerle yönlendirmek dururken, maalesef, aile bağlarını kuvvetlendirmiyoruz, çeşitli projeler yapmıyoruz.

Sayın milletvekilleri, madde temininden tutun da uyuşturucu kullanımına kadar her yerde devlet müdahil olmalıdır. Bugün ülkemiz ağır bir PKK saldırısıyla karşı karşıyadır. PKK'nın ve diğer terör örgütlerinin gelir kaynaklarının başında, birçoğunda uyuşturucu ticaretinin olduğu da maalesef her geçen gün ortaya çıkmaktadır ve belirtilmektedir. Bunun yaklaşık olarak 10 milyar doların üzerinde bir paraya tekabül ettiği de ifade edilmektedir yani 10 milyar doların üzerindeki para, terör örgütlerinin elinde, uyuşturucudan kazanılmaktadır.

Bakınız, son günlerde basına da yansıyan şekliyle, Doğu ve Güneydoğu Bölgesi'nde KCK yapılanmaları, PKK yapılanmaları, kolluk kuvveti yapılanmaları vardır. Bunlar doğru değildir. Hükûmetin süratli bir şekilde, bu yönlü olarak buralara müdahale etmesi gerekmektedir. Özellikle diyorum, bakınız, KCK yapılanmaları neredeyse oradaki asayişi ve oralardaki güvenliği sağlar pozisyona gelmişlerdir. Tabii, gelmiş de ne olmuştur? Hem orada asayişsizlik ortaya çıkmış ve beraberinde uyuşturucu ticaretinin de -hem sentetik uyuşturucular olsun hem organik uyuşturucular olsun- yolu açılmıştır, önü açılmıştır. Yani, şu anda maalesef sınırlarımız kevgir hâline dönmüştür, kaçakçılık almış başını gitmektedir.

İşte, bu yönlü olarak, gençlerimiz zehirleniyor diyoruz. Gençlerimizin zehirlenmesi esnasında PKK terör örgütü, işte, en büyük gelir kaynağını buradan elde ediyor diyoruz ama onun yanında Hükûmetin de maalesef seyretmekte olduğu ve bu şekilde geliş geçişlerin kaçakçılığı neredeyse artık kanuni hâle getirmiş olduğu bir zaman dilimini yaşıyoruz. Bu doğru değildir. Bu, ülkemize yapılan bir yanlıştır, milletimize yapılan bir yanlıştır. Bu çocuklar bizim çocuklarımızdır, bu ülke bizim ülkemizdir. Bu ülkeyi bölmeye, parçalamaya, yok etmeye, millî birlik ve beraberliğimizi bozmaya hiç kimsenin ama hiç kimsenin hakkı olmamalıdır.

Bakınız, ülkemiz uyuşturucu olayları konusunda sıkıntı içerisindedir diyoruz. 2011 yılında ülkemizde 67.099 uyuşturucu olayı meydana gelmiş, bu olaylardan da 105.665 kişi yakalanıp adliyeye sevk edilmiştir. Bu olayların yüzde 87'si uyuşturucu ve madde kullanımı bulundurma, yüzde 13'ü ise satma ve kaçakçılık suçlarından oluşmaktadır. Yani cezaevlerinde uyuşturucu suçundan yatanların oranı devamlı olarak artmaktadır ve maalesef, o artış da gün geçtikçe kabul edilemeyecek konumlara gelmeye başlamıştır.

Saygıdeğer milletvekilleri, 2007 döneminde yani 23'üncü Dönemde Meclisimiz bir araştırma komisyonu kurmuştur, madde bağımlılığının araştırılmasıyla ilgili komisyon kurulmuştur. Hatta, kurulan bu komisyon çok önemli çalışmalar yapmış olmasına rağmen, bu komisyonun yapmış olduğu çalışmalardan sonra ortaya konan raporla ilgili hiçbir çalışma maalesef yapılmamıştır. Ülkemizde uyuşturucu sorunu vardır diyoruz. Bununla ilgili, o raporun son bölümünde  bununla ilgili deniyor ki: "Yeni bir kurum oluşturulmalıdır." Bakınız, şu anda ülkemizde neredeyse TUBİM, yani kaçakçılıkla ilgili KOM Dairesi bu işi almış başının üzerine, götürüyor. TUBİM bundan on-on beş gün önce uluslararası bir konferans tertip etmiştir ve bu yönlü olarak da çalışmalarına yoğun bir şekilde devam etmektedir. Ben buradan TUBİM çalışanlarına, TUBİM yetkililerine en küçük memurundan amirine kadar teşekkürlerimi ve şükranlarımı arz ediyorum.

Ama, uyuşturucu kullanımı, değerli arkadaşlar, bir hastalıktır, önemli bir sorundur. Bu sorunu öyle basit şekilde geçiştirmek mümkün değildir. Yani İçişleri Bakanlığı da bunda sorumlu olmalıdır, Sağlık Bakanlığı da sorumlu olmalıdır, aileyle ilgili Bakanlık da sorumlu olmalıdır, hatta Gençlik ve Spor Bakanlığı da bu konuyla -maalesef- sorumlu olmalıdır ama gördüğümüz kadarıyla, bunların hepsi bir kenara itilmektedir. Bakınız, 26 Haziran tarihi diyoruz, işte, Birleşmiş Milletlerlce Uyuşturucu ve Kaçakçılıkla Mücadele Günü olarak dünyaya ilan edilmiştir ama geçmiş yıllara bakıyorsunuz, 26 Haziran tarihinde, sadece, işte, TUBİM'in İstanbul'da Taksim Meydanı'nda veya Ankara'da Kızılay Meydanı'nda, oluşturmuş olduğu broşürleri dağıtmakta olduğunu fakat diğer bakanlıkların çok fazla bir şey yapmamış olduğunu görüyoruz. Bunlar doğru değildir. İhtisas mahkemeleri de kurulmalıdır, yeni bir birim de oluşturulmalıdır ve Türk insanı, Türk çocuğu, Türk gençliği korunmalıdır. Bunu korumadığımız zaman, gelecek nesillerimize ihanet etmiş oluruz.

Bu ihaneti de hiç kimse kaldıramaz diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. Önergemiz de mutlaka ama mutlaka her hâliyle karşılık görecektir diye umut ediyorum.

Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)