| Konu: | SEÇİMLERİN TEMEL HÜKÜMLERİ VE SEÇMEN KÜTÜKLERİ HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 08.05.2012 |
AK PARTİ GRUBU ADINA ŞUAY ALPAY (Elâzığ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 201 sıra sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Kanun tasarısı üzerinde görüşlerime geçmeden önce bir sevincimizi yüce heyetinizle ve aziz milletimizle paylaşmak istiyorum. Bank Asya Birinci Lig'inde yaklaşık yirmi haftadır lider olarak devam eden gururumuz Elâzığspor'umuz Bank Asya Birinci Lig'in bitmesine bir hafta kala Süper Toto Süper Lig'e çıkma başarısı gösterdi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Teşekkür ediyorum.
1967 yılında kurulmuş köklü bir kulüptür Elâzığspor ve Anadolu'nun köklü kulüplerinden biridir.
SIRRI SAKIK (Muş) - İnşallah şikeye karışmaz!
ŞUAY ALPAY (Devamla) - İnşallah, inşallah...
Sekiz şampiyonluk yaşadı, 2001-2002 sezonunda, bugünkü Süper Lig'e denk gelen Birinci Lig'de de iki sezon oynama başarısını o tarihte yükselerek gösterdi ve bugün bu başarıyı, Elâzığspor'un gururunu birlikte yaşıyoruz.
Tabii, buradan öncelikle Elâzığlı ve Elâzığ Milletvekili olarak herkes için çok özel yerde duran, güzel, aziz ve mübarek şehir Elâzığ'a bu şampiyonluğun çok yakıştığını ifade etmek istiyorum. Dileriz ki bu başarı şampiyonlukla taçlansın, bununla birlikte Elâzığspor'un, Elâzığ'la birlikte özellikle centilmen taraftarıyla birlikte futbola katkı adına, centilmenlik adına bu katkıları sağlasın, bu giderek barış ve kardeşliğe katkı sağlasın, buna yürekten inanıyorum. Bu sebeple bu başarıda emeği olan, başta Sayın Valimiz olmak üzere, teknik heyetinden futbolcusuna, taraftarından tüm şehir insanına, basın mensuplarına, bütün teknik heyete, Elazığlılara, milletvekillerine ve bu başarıda emeği olan herkese yürekten teşekkür ediyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Yönetim Kurulunu unuttun, Yönetim Kurulunu, Başkanını.
ŞUAY ALPAY (Devamla) - Başkan ve yöneticileri özellikle ifade ettim. Çok teşekkür ediyorum.
Şimdi, tasarı üç ana konuya ayrılmış ve üç alanda düzenleme yapmıştır. Birinci bölümde yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının oy kullanmasıyla ilgili uygulamada yaşanan sıkıntıların giderilmesi amaçlanmış; ikinci bölümde çifte vatandaşlık hakkı tanınmadığı için yaşadığı ülkenin vatandaşlığını seçen ve vatandaşlıktan çıkma izni almak suretiyle vatandaşlığını kaybedenlerin, bunlarla ilgili sorunların ve bunlara Mavi Kart verilmesi, bunlarla ilgili kütük oluşturulması ve Türkiye'ye dönük ileride yaşanacak sorunların çözülmesiyle ilgili alan düzenlemesi yapılmış; üçüncü olarak da Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığının daha verimli çalışması için düzenlemeler yapılmış ve bu düzenlemede yer almıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; seçme hakkı, demokrasinin ve "demokrasi" kavramının olmazsa olmazlarındandır. Tarih boyunca seçmen olmanın yurttaşlık, yaş, cinsiyet, eğitim, ikametgâh, ırk, toprak sahipliği gibi ölçütleri olmuştur. Demokrasinin tarihi, bir bakıma seçmenliğin ve meşru olarak siyaset yapma hakkının, eşitlik temelinde ayrımların kalkmasına paralel genişleyen tanımın tarihidir. Böyle bir tariflemeyi yapabilmek mümkündür. Siyasal iktidarların belirlenmesinde anahtar kelime "seçimler" olmuştur. Devletin demokratik devlet, cumhuriyetin demokratik cumhuriyet olabilmesinin temel şartı yönetenlerin yönetilenler tarafından eşit, serbest ve dürüst seçimlerle belirlenmesidir. Bu itibarla, vatandaşların seçme hakkı ve özgürlüğü, demokratik devlet yönetiminin vazgeçilmez unsurudur.
Bilindiği üzere, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın İkinci Kısmının Dördüncü Bölümünde, seçme ve seçilme hakkı temel siyasi hak ve ödevler arasında sayılmıştır.
1960'lı yıllardan itibaren, biliyorsunuz, özellikle iş alanı bulmak, istihdamı sağlamak ve ekmek parası kazanmak için Anadolu'nun her noktasından Avrupa'nın çeşitli noktalarına göçler başlamış ve bunlarla birlikte, gittikleri yerlerde, vatandaşlarımızın bulundukları mekânlarda trajik ve hüzünlü hikâyeler oluşmuştur. Süreç içerisinde, sayıları 5 milyondan fazla vatandaşımızın farklı ülkelerde yeni yaşam alanları edinmeleri ve kalıcı olarak bu ülkelerde ikametleriyle sonuçlanmıştır. Vatandaşlarımızın yurt dışı iş piyasalarında istihdam edilmeleri, gelir sahibi olarak dönmek üzere gittikleri yurt dışında yerleşik hâle gelmeleri, çocuklarının oralarda eğitim ve öğretime başlayıp yeni hayatlar edinerek oluşturdukları kuşak farkları, sosyal, hukuki ve siyasal alanlarda yeni alanlar, yenilikler ve bunlarla birlikte de yeni sorunlar oluşturmuştur.
Vatandaşlarımızın başka ülkelerde elli yılı aşkın hüzünlü ve trajik hikâyelerinin, ikametlerinin siyasi ve hukuki niteliği de dikkate alınarak mevzuatımızda yeni düzenlemeler yapılması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Yurt dışında bulunan ve seçmen kütüğüne kaydolmadıkları için 1986 yılına kadar oy kullanamayan Türk vatandaşlarının seçme haklarının kullanılması noktasında, yaşadıkları bu sıkıntıya çözüm getirilebilmesi amacıyla, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 94'üncü maddesinde 1986 yılında değişiklik yapılmış ve bu değişiklikle, Türk vatandaşı yurt dışı seçmenlerin gümrük kapılarında oy kullanmaları mümkün hâle getirilmiştir.
Değerli milletvekilleri, daha sonraki süreçte, Türk vatandaşı yurt dışı seçmenlerin seçme haklarını anayasal güvence altına almak ve anayasal güvenceye bağlamak açısından Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 67'nci maddesinde, 1995 tarihli ve 4121 sayılı Kanun'la değişiklik yapılarak yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının oy hakkını kullanabilmeleri amacıyla "Kanun, uygulanabilir tedbirleri belirler." hükmü yer almıştır ve bu düzenleme yapılmıştır ancak yapılan bu düzenlemeler yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza, evrensel hak ve özgürlük olarak sahip oldukları, üstelik anayasal güvenceye kavuşturulan seçme hak ve özgürlüğünden yeterince yararlanmalarına imkân tanımamış, maalesef vatandaşlarımızın maddi ve manevi büyük fedakârlıklar yaparak, ciddi eziyetlere katlanarak ancak gümrük kapılarında oy kullanabilmelerinin yönünü ve yolunu açmıştır.
Ağırlıklı yirmi bir ülke olmak üzere Türk vatandaşı yurt dışı seçmen sayısı şu an 2 milyon 600 civarındadır; seçmen sayısı itibarıyla söylüyorum.
Türkiye Cumhuriyeti devleti, imparatorluk bakiyesi ve medeniyet temsilcisi büyük ve güçlü bir ülke ve devlettir. Dünyanın dört bir tarafında yaşayan vatandaşlarına en temel haklar olan seçme hak ve özgürlüğünü kolaylaştırıp seçimlere mutlak surette katılmalarının yollarını bulmak zorundaydı ve bulmak durumundaydı. Bu çerçevede, yurt dışındaki seçmenlerimizin büyük ve güçlü Türkiye Cumhuriyeti devletiyle siyasi ve hukuki ilişkilerinin daha sağlıklı ve düzenli yürütülebilmesi için daha ileri adımlar atmak gerekliydi, zaruret olarak karşımızda durmaktaydı. Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarı bunun gereğini yaparak, öncelikle seçim mevzuatının Anayasa'ya uygunluğunun sağlanması için adım atmış, 13 Mart 2008 tarih ve 5749 sayılı Kanun'la, 298 sayılı Kanun'a yurt dışı seçmenlerin oy verme yöntemlerini ve genel ilkelerini belirleyen düzenlemeyi getirmiştir. Buna bağlı olarak gümrüklerde oy verme yanında mektupla oy vermeyi, sandıkta oy kullanmayı, elektronik ortamda oy kullanmayı hüküm altına almıştır. Ne yazık ki Cumhuriyet Halk Partisi bu yasal düzenleme aleyhine Anayasa Mahkemesine müracaat etmiş ve bildik süreç yaşanmıştır. Anayasa Mahkemesi 29 Mayıs 2008 tarihli kararı ile 298 sayılı Kanun'da yapılan düzenlemeyle getirilen mektupla oy kullanmayı düzenleyen 94/B maddesini Anayasa'ya aykırı bularak iptal etmiştir.
Anayasa Mahkemesinin bu kararından sonra tabir yerinde ise gözler Yüksek Seçim Kuruluna çevriliyor tabii. Kurulun gerekli çalışmaları yaparak ve tedbirleri alarak yurt dışı seçmenlerin bulundukları ülkelerde sandık kurmak yolu ile oy kullanmalarını temin için bütün projeksiyonlar Yüksek Seçim Kuruluna çevrildi. Zira, hepimizin yakından bildiği gibi, yurt dışı seçmen vatandaşlarımız binbir çileye katlanarak, maddi ve manevi yükler ve külfetler altına girerek gümrük kapılarında oy verme işlemlerini gerçekleştiriyorlar. Hepimizin bildiği gerçeklik bu. Bulundukları yabancı ülkelerde yaşadıkları zor şartlara rağmen vatandaşlık ve gönül bağı ile bu büyük ülkeye bağlı olan vatandaşlarımız, Türkiye'de yapılan her türlü tasarrufu yakından takip etmek durumundaydılar ve bu, onlar için özel bir önem arz ediyordu. Özellikle seçme hakkına bağlı olarak bulundukları ülkede oy verme arzuları en üst noktada idi ve bu, sadece iktidar partisi mensuplarına ve onların temsilcilerine değil, yurt dışında ziyarette bulunan diğer siyasi parti temsilcilerine de orada bulunan vatandaşlarımız tarafından sürekli anlatıldı ve bu konudaki arzuların en üst noktada olduğu ifade edildi ve bu talep en öne çıkan taleplerden biri hâline geldi.
Ancak, Yüksek Seçim Kurulu, Dışişleri Bakanlığı ile yaptığı yazışma ve görüşmeler ve kendine göre yapmış olduğu inceleme ve değerlendirmeler sonrasında teknik altyapı çalışmalarının tamamlanamamış olması, ilk defa olarak uygulanacak bu yöntemin planlamasında ve uygulamasında çıkabilecek muhtemel sorunlar ve bu muhtemel sorunlara bağlı olarak yaşanacak sorunların seçim sonuçlarını tartışmalı hâle getireceğine dair endişelerle birlikte 24'üncü Dönem milletvekili genel seçimlerinde yurt dışında sandık kurulmayıp, gümrük kapılarında oy kullanmaları gerektiği noktasında bir karar verdi. Bu karar, aslında çok beklenmeyen bir karar değildi ama talepleri de karşılama noktasında çok yetersizdi, tereddütleri de beraberinde getirdi. Bu kararda ayrıca yurt dışı seçmenlerle ilgili olarak sandıkta oy kullanma ve elektronik oylama yöntemlerinin ileriki seçimlerde uygulanabilmesi için mevcut komisyonun vakit geçirmeksizin çalışmalarına devam etmesi noktasında da aynı kararda hüküm altına alınmıştır ve belirlenmiştir.
Belirtilen nedenlerle 2011 milletvekili genel seçimlerinde yurt dışı seçmenlerimiz maalesef sadece gümrük kapılarında oy kullanabilmiş. Ne yazık ki sayısı yaklaşık 2 milyon 600 bin civarında olan yurt dışı seçmenden sadece 129 bin vatandaşımız oyunu kullanabilmiştir. Mevcut verilerle birlikte bakıldığında, mevcut yurt dışı seçmen vatandaşımızın yüzde 5'i gibi bir oranın bu haktan yararlandığını, çok arzu etmelerine rağmen geriye kalan ağırlıklı kısmın bu hakkı kullanamadığını üzülerek müşahede ediyoruz.
Bütün bu izah ve gerekçelerden ortaya çıkan aslında muhalefet partilerinin de yakından takip ettiği gerçeklik bizi yeniden bu konuda yasal düzenleme yapma işine getirmiştir. Bu çerçevede yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye Cumhuriyeti devleti ile siyasi ve hukuki ilişkilerinin daha sağlıklı ve düzenli yürütülmesini temin etmek üzere bu tasarı hazırlanmıştır.
Kanun tasarısı ile yapılması düşünülen en önemli şey, oy kullanma hakkı olduğu hâlde belirttiğimiz bazı nedenlerden dolayı oy kullanma hakkından vazgeçen vatandaşlarımıza anayasal hakları olan seçme hakkının en pratik ve demokratik olarak kullandırılabilmesi en öncelikli olarak hedeflenen şeydir.
Yine bu kanun tasarısıyla ilgili vatandaşlarımızın Türkiye'deki seçimlere ilişkin oy kullanmasını kolaylaştırmaya yönelik siyasal katılma haklarının kullanılması ile vatandaşlık hukukundan kaynaklanan sorunların ortadan kaldırılması hedeflenen amaçlardan bir başkasıdır.
Değerli milletvekilleri, 201 sıra sayılı Kanun Tasarısı Anayasa Komisyonuna 23 Şubat 2012 tarihinde gelmiş ve o Komisyonda görüşmeler yapılmış, alt komisyon kurulması kararlaştırılmış ve Alt Komisyon Başkanlığına da arkadaşlar bizi uygun gördüler. Alt Komisyon Başkanı olarak çalışmalara başladığımızda komisyon çalışmaları sırasında çalışmalarından büyük oranda yararlandığımız Dışişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Yüksek Seçim Kurulu, Türkiye İstatistik Kurumu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının değerli temsilcileriyle çalışmalar yaptık. Ben, bu çalışmalar sırasında, özellikle CHP ve MHP'nin Komisyon üyelerinin yaptığı ciddi katkıları ve çalışmaları yakından müşahede ettim. Bu sebeple onlara yaptıkları bu katkılardan dolayı özellikle de teşekkür etmek istiyorum.
201 sıra sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, Anayasa Komisyonuna geldiğinde, bu konuda örnekler nedir, yurt dışındaki örnekler, özellikle Amerika, Almanya, Avusturya, Bosna-Hersek, Danimarka, Fransa, Estonya, Hırvatistan, İngiltere, İspanya, İsveç, İsviçre İtalya, Roma gibi 14 ülkenin bu konuda ne tür uygulamalar yaptığını arkadaşlarımızla birlikte inceledik. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarına bu ülkeler ne tür imkânlar tanıyor ve oy kullanmayla ilgili hangi yöntemleri ve ilkeleri benimsemişler?
Şimdi, tabii gönül arzu ederdi ki bu konuda çok daha detaylı çalışma yapılabilsin ve bu konuda gerekli adımları daha sağlıklı olarak atabilelim. Ancak alt komisyon çalışmalarını tabii ciddiyetle tamamladı. Üst komisyonda, Anayasa Komisyonumuzda da bu konuda çalışmaları sağlıklı bir zeminde yürüttük. Bu çalışmalar sonrasında dünya ülkelerinin değişik sistemleri benimsediğini, bir kısmının elektronik oy kullanma yöntemini belirlerken, bir kısmının mektupla oy kullanma yöntemini belirlediğini, bir kısmının sandık kurmak suretiyle oy kullanmayı tercih ettiğini de müşahede etmiş olduk.
Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısı, bahse konu ihtiyaçlara binaen düzenlenmiş ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine yasalaşmak üzere gelmiştir. Tasarıyla, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye'deki seçimlerle ilgili oy kullanmasını kolaylaştırmaya yönelik, siyasal katılma haklarının kullanılmasıyla ilgili, ayrıca vatandaşlık hukukundan kaynaklanan sorunların ortadan kaldırılması da amaçlanmıştır. Bu çerçevede, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye'de yapılan seçimlere katılım oranını artırmak ve uygulamadaki teknik ve idari yetersizlikleri aşmak amacıyla, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'da değişiklik öngörülmekte ve bu anlamda yurt dışı ilçe seçim kuruluna seçim takvimi süresince Dışişleri Bakanlığından en az daire başkanı seviyesinde ve bu statüde bir kamu görevlisini görevlendirme imkânı tanınmakta, yurt dışı ilçe seçim kuruluna diğer ilçe seçim kurulundan farklı nitelikte yeni görev ve yetkiler de verilmektedir.
Bu tasarıyla birlikte, daha evvelki 298 sayılı Kanun kapsamındaki düzenlemelere paralel düzenlemeler getirilmiştir. Komisyonlar sandık kurullarına dönüştürülmüş, sandık kurullarının oluşumu, demin ifade ettiğim gibi 298 sayılı Kanun'a paralel olarak yeniden düzenlenmiştir. Tabii, buradaki en temel hedef ve amaç yurt dışındaki vatandaşlarımızın en üst düzeyde güvenli ve rahat oy vermelerinin teminine yönelik yaklaşımlar dikkate alınarak gerçekleştirilmiştir.
Yabancı ülkede yaşayan seçmen sayısının fazlalığı hâlinde seçmenlerin kendisi için belirlenen günde ve sandıkta oy kullanmasıyla ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Yine bu tasarıda, yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı bulunan seçmenlerimizin yurt dışı temsilciliklerimizde ve ihtiyaç duyulması hâlinde yerel makamların uygun göreceği diğer yerlerde kurulacak seçim sandıklarında, seçimin yapılacağı günün kırk beş gün öncesinden başlamak üzere, Yüksek Seçim Kurulunca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde düzenlenen oy verme gün takvimine göre, seçim gününden önceki beşinci gün saat 17.00'ye kadar oy kullanabilmeleri ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır.
Bu tasarı, yurt dışında kullanılan oyların tasnif ve dökümünün ise Türkiye'de yapılmasını esas olarak almıştır. Komisyonda bununla ilgili kısmi tartışmalar oldu. Yurt dışında sandık kuruyoruz, yurt dışında kurulan sandıklarda kullanılan oyların dökümü ve tasnifi de yurt dışında yapılsın? Ancak çeşitli görüşler ortaya çıktı, mahzurlar ifade edildi ve sonuç itibarıyla yurt dışında oy kullanacak vatandaşlarımızın kullandıkları oyların döküm ve tasnifinin Türkiye'de yapılması ana esas olarak bu tasarıda belirlendi.
Bunun dışında, 298 sayılı Kanun'un 180'inci maddesinde düzenlenmiş olan "Seçim suçlarından doğan kamu davası, seçimin bittiği tarihten itibaren iki yıl içinde açılmadığı takdirde kovuşturma yapılamaz." hükmünü hepimiz biliyoruz, hukukçu arkadaşlarımız özellikle bu konuyu yakından takip ediyor. Ancak, buradaki "iki yıl" ibaresi, bu tasarıda getirilen düzenlemeyle altı ay olarak değiştirilmiştir.
Öte yandan, yurt dışında göçler neticesinde ortaya çıkan vatandaşlık merkezli sorunların yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızı olumsuz etkilememesi amacı doğrultusunda, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın ikamet ve nüfus kayıt sistemi içerisindeki konumları ile buna bağlı olarak 5901 sayılı Kanun ve 5904 sayılı Kanun'da değişiklikler yapılmaktadır. Mavi kartlar kütüğü oluşturulmaktadır. Mavi kartlar, bilindiği gibi, 1996 yılından beri uygulaması yapılan bir husustur. Bunun için de, özellikle, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının daha faal çalışabilmesi için teşkilat yapısıyla ilgili bazı düzenlemeler yapılmıştır.
Ben, sonuç itibarıyla, yapılacak bu düzenlemelerin milletimize ve ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyor ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Alpay.