| Konu: | MHP GRUBUNUN, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ GÜNDEMİNİN "GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER" KISMINDA YER ALAN MERSİN MİLLETVEKİLİ MEHMET ŞANDIR VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN BAŞTA YAŞANAN İNTİHAR OLAYLARI OLMAK ÜZERE 4/C STATÜSÜNDE ÇALIŞANLARIN SO-RUNLARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ (10/213); ELÂZIĞ MİLLETVEKİLİ ENVER ERDEM VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN 10/4/2012 TARİH 4283 SAYI İLE ÖZELLEŞTİRME SONRASI 4/C KADROLARINA ATANAN PERSONELİN SORUNLARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİNİN, GENEL KURULUN 1 TEMMUZ 2013 PAZARTESİ GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE OKUNARAK GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPIL-MASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 127 |
| Tarih: | 01.07.2013 |
ENVER ERDEM (Elâzığ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 4/C'li personelin ve sözleşmeli personelin yaşadıkları sorunları araştırmak, kamuda çalışan tüm sözleşmeli personelin kadroya alınması ve sorunlarına kalıcı çözüm bulunması amacıyla vermiş olduğumuz Meclis araştırma önergesi nedeniyle söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Anayasa'mızın 128'inci maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4'üncü maddesinde, devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütüleceği düzenlenmiştir. Sözleşmeli personel, esas olarak, kalkınma planları, yıllık programlar ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi ve uygulanması için şart olan özel mesleki bilgi ve uzmanlığa ihtiyaç duyulan geçici işlerde çalıştırılanlar ve Belediye Kanunu'nun 49'uncu maddesine göre çalıştırılanlar ile kurumun teklifi üzerine Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Bakanlar Kurulunca geçici olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileri olup 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda sözleşmeli çalıştırma istisnai durumlar için öngörülmüş bir istihdam şeklidir. Buna rağmen, maalesef, AKP iktidarları döneminde devletin birçok asli ve sürekli hizmeti sözleşmeli, 4/C'li, geçici personel ve taşeron şirket işçileri eliyle yürütülür hâle gelmiştir.
Değerli milletvekilleri, sözleşmeli personelin il içi ve il dışı tayin hakları bulunmamaktadır, görevinde yükselebilme şansı söz konusu değildir. Eş yardımı, çocuk yardımı, doğum yardımı gibi hakları yoktur. Her ilde ve her kurumda aldıkları maaşlar farklılık göstermektedir. Kurumlar arası geçiş yapabilme hakları bulunmamaktadır. Aynı kurumda aynı işi yapan kadrolu memurlara tanınan haklarla sözleşmeli personele tanınan haklar da farklılıklar arz etmektedir. Aynı zamanda aynı işi farklı statülerde ifade eden personeller arasında huzursuzluk oluşmakta, bu durum da çalışma barışını bozmakta ve personelin uyum ve performansını düşürmektedir.
Kamu kurumlarında, aynı işi yapan kişiler arasında sözleşmeli-kadrolu ayrımından doğan haksızların önüne geçebilmek ve sözleşmeli personel uygulamasına son vermek maksadıyla, 12 Haziran 2011 seçimlerinden kısa süre önce çıkarılan 632 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle 200 bin civarındaki sözleşmeli memur kadrolara atanmış ancak başta il özel idareleri ve belediyeler olmak üzere birçok kamu kurum ve kuruluşundaki sözleşmeli personel kadroya alınmamıştır. Aradan geçen iki yıllık süre zarfında sözleşmeli personel sayısında bir azalma olmamış, aksine 200 bin seviyesine tekrar yükselmiştir.
AKP'nin personel politikasındaki yanlış uygulamaları neticesinde, bugün, 1 milyon 600 bin taşeron işçisi, 200 bin sözleşmeli personel, 20 bin 4/C'li personel sosyal güvencesi olmadan, iş garantisi olmadan, doğru dürüst karnı bile doymadan bir yoksullar kitlesi olarak çalışmak mecburiyetinde bırakılmıştır.
Sayın Başbakanın, 96 bin kişinin yani Belediye Kanunu'nun 49'uncu maddesine göre çalıştırılanlar ile sağlıkta sözleşmeli olarak çalışanların kadroya alınmasına ilişkin müjdesi, sözleşmeli statüde çalıştırılan yaklaşık 100 bin kişinin sorunlarını yine çözmeyecektir.
Değerli milletvekilleri, AKP'nin bu düzenlemede de samimi olmadığını görüyoruz. Eğer samimi iseler şu soruların cevaplarını da açık yüreklilikle burada vermelidirler: Bu düzenlemeden sonra 4/C'lilerin, üniversitelerdeki sözleşmeli çalışanların, Gençlik ve Spor Bakanlığında çalışanların, TRT'de sözleşmeli çalışanların, Diyanet İşlerinde, Millî Eğitim Bakanlığında, KİT'lerdeki sözleşmeli personelin durumları ne olacaktır?
Şimdi, duyduğumuz bazı gelişmeler oluyor. Tabii, sayın bakanların veyahut da daha güçlü siyasilerimizin yakınlarının bulunduğu kurumlardaki bir kısım çalışan sözleşmelilerin de kadroya alınmasına ilişkin birtakım değişiklikler olacağına şahit oluyoruz ama bu şekildeki düzenlemelerin ülkemizin çalışma barışını çözen ve insanlarımızın sorununu ortadan kaldıran yaklaşımlar olmadığına bizler de şahit oluyoruz.
Kamu kurum ve kuruluşlarında işçi statüsünde istihdam edilmiş olan yükseköğretim mezunlarının, mühendislerin durumunun ne olacağı da belli değildir. Bu getireceğiniz düzenlemeyle yıllardır hak ettikleri kadrolarda çalıştırılmayan bu insanların sorunlarını çözecek misiniz?
Değerli milletvekilleri, Başbakanın "96 bin sözleşmeli kadroya atanacak." sözünün anlamı şudur: Birincisi, diğer 100 bin sözleşmeli personel kadroya atanmayacaktır yani yaklaşık 200 bin olan şu andaki sözleşmeli sayısının yarısını kadroya alacaksanız diğer yarısını yine kadroya almayacağınızı buradan ifade ediyorsunuz.
Çalışma hayatındaki tüm kesimleri tek bir statü altında birleştirme söylemleri her zaman olduğu gibi bugün de havada kalacak, yine son sürat sözleşmeli personel alımları devam edecek, tekrar yenilerinin kadroya atanması gündeme getirilecek, Çalışma Bakanlığı konuyla ilgili çalışma yapacak; bu kısır döngü, bu şekliyle sürüp gidecektir çünkü AKP Hükûmeti bu konuyu da istismar etmekte, sorunun tümden kalıcı olarak çözümünü istememektedir.
İkincisi, 4/B'lilerin yarısı kadroya atanırken diğerleri kapsam dışı tutulmaktadır. 4/C'lilerle ilgili bu durumda herhangi bir düzenleme yapılmamaktadır, 4/C'lilere ayrım devam edecektir.
Üçüncüsü, taşeron işçilerin kadroya atanmalarına ilişkin yargı kararları olmasına rağmen, bunların sorunlarını da çözmeyeceğiniz anlaşılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, 4/C mağduru çalışanların durumları içler acısıdır ama maalesef, Hükûmet yetkilileri bu duruma gözlerini yummakta, sorun yokmuş gibi davranmakta, bu kesimdeki acıları, feryatları, üzüntüleri, sorunları görmezden gelmektedir. Daha önce işi olan, kadrosu olan, yeterli maaşı olan bu çalışan kesimin, asgari ücrete yakın bir maaşa, güvencesiz, itibarsız bir hayata mahkûm edilmesi onlara reva görülmemelidir.
Sayın Bakan Bekir Bozdağ'ın söylediği "4/C'lilere ekmeği biz verdik.", Maliye Bakanının söylediği "Eşit işe eşit ücret veriyoruz." gibi ifadelerle insanlar aşağılanmamalı, kandırılmamalı; sorunlarının çözümü ve kadroya alınmalarıyla ilgili düzenlemeler de Meclise ivedilikle getirilmelidir.
Değerli milletvekilleri, yine 700 bini kamuda çalışan ve toplam 1 milyon 600 bini bulan taşeron işçiler iş garantilerinin olmayışı, düşük ücret almaları, maaşlarını alamamaları, haftalık ve yıllık izin haklarının düzenlenmemiş olması, toplu iş sözleşmesi hükümlerinden istifade edememeleri gibi çok ciddi sorunları yaşamakta, bunların sorunlarının çözümü için de derhâl ilgili düzenlemeler Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun huzuruna getirilmelidir.
Karayolları Genel Müdürlüğü bünyesinde ve diğer kamu kurumlarında çalışan ve haklarında geçici olmadıkları, sürekli işçi oldukları yönünde mahkemelerce karar verilen ve verilmiş olan bu kararlar Yargıtay tarafından da onaylanan bu işçilerin sürekli işçi kadrolarına atanmalarına ilişkin düzenlemeler de bir an evvel Meclis Genel Kurulunun huzuruna getirilmelidir. Allah aşkına, hiç olmazsa bu konuda siyaset yapmayınız, bu husus toplumda ciddi bir yara hâline gelmiştir.
Günümüz şartlarında 800 lira maaş alan, sosyal güvencesi, iş güvencesi, yıllık izin hakkı, sendikal güvencesi, toplu iş sözleşmesi hakkı olmayan, bizlere oy vererek sorunlarına çözüm bulmak için buralara gönderen bu kardeşlerimizin de isteklerine kayıtsız kalınmamalı, derhâl gereken çalışmalar yapılarak çözüme kavuşturulmalıdır.
Biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu alanda getireceğiniz bütün düzenlemelere destek vereceğimizi bir kere daha buradan ifade ediyorum ve son söz olarak da diyorum ki: Değerli milletvekilleri, bu Gezi Parkı olayları vesaire? Bunların sebeplerini çokça araştırıyorsunuz ancak bunun ilahi birtakım sebeplerinin de olabileceğini, bu çalışan kesimin haklarını vermediğiniz gibi sorunlarını çözmediğiniz için bu işlerin de başınıza gelmiş olma ihtimalini de değerlendirmenizi arz ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)