GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ONUNCU KALKINMA PLANININ (2014-2018) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA SUNULDUĞUNA DAİR BAŞBAKANLIK TEZKERESİ (S. SAYISI: 476)
Yasama Yılı:3
Birleşim:127
Tarih:01.07.2013

ALİ ÖZ (Mersin) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kalkınma programının bu bölümünde sağlık üzerinde yapılacak olanlar hesaba katılmış ancak Adalet ve Kalkınma Partisinin on yıllık iktidarı döneminde özellikle kalkınma projesi olarak sunulanın yaptıklarıyla ne kadar büyük bir tezat olduğunu burada net bir şekilde görebiliyoruz.

Özellikle aile hekimliği uygulaması başladıktan sonra sevk zincirine şiddetle karşı çıkıp, yine, on yıllık süre içerisinde sevk zincirinin ikinci ve üçüncü basamakta geri getirileceğine dair bir ibarenin bulunması daha önceki yapılanların yanlışlığını, çelişkisini net bir şekilde ortaya koymakta. Bunun dışında, sağlıkta, her zaman ifade ettiğimiz gibi, asıl olan şeyin temelinde bu işi gerçekten yapan, toplum sağlığıyla, toplumun sağlıklı bir şekilde hayatının idamesi noktasında hekimlerin nasıl yetiştirilmesi gerektiği gerçeğini hiçbir zaman göz ardı etmemek lazım. Yani bu sağlıktaki projelerde temeline bu işin hizmetini veren hekimi odak noktaya koymaz iseniz, o zaman sağlıkta yapılacak olan hizmetin kalitesini yükseltmek, niteliğini artırmak, sağlığın bütçeye vermiş olduğu yükü azaltmak mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla, öncelikli yapılması gereken, tıp fakültelerindeki eğitim, hekimlerin yetişmesi, hekimlerin dağılımı gibi noktalarda hassasiyeti ön plana çekmektir. Oysaki yapılan programa baktığımız zaman, Türkiye'de sağlık alanında ilaç harcamalarında artan miktarı, ilaç bedelleri çok düşük olmuş olmasına rağmen, kutu sayısındaki ciddi manadaki artışla ikisinin birbirine örtüşmediğini net bir şekilde görebiliyoruz.

Bu şekildeki bir programla sağlıkta sonuç almak gerçekten mümkün olmayacaktır. Onun için, başlangıçta yapılması gereken iş sadece fiziki altyapısının iyileştirilmesi, hastanelerin yatak sayısının artırılmasının ötesinde sağlık hizmetini sunan, sağlık hizmetinde temel noktayı oluşturan hekimlerin daha kaliteli, daha bilinçli, toplumun daha eğitimli olması ana unsur olarak ilk hedefe konulması gereken unsurdur. Bunlar gerçekleştirilmediği takdirde toplumun her tarafına gerçekten ulaşılabilir, etkin, kaliteli bir hizmet sunumu mümkün olmayacaktır.

Sağlıkta bugün performans sistemi olarak bahsedilen ve sık sık eleştirisini yaptığımız bir sistemle on yıllık sürede aynı şekildeki programı uyguladığınız zaman kaliteli bir hizmet sunumu söz konusu olamaz. Dolayısıyla sağlıktaki dönüşüm programıyla, son on yıl içerisinde yapılanla bundan sonraki on yıl hedeflenenleri yan yana koyduğunuzda ya önceki on yıl yaptıklarınız yanlış ya bundan sonraki on yıl hedefleriniz birbiriyle örtüşmüyor. O yüzden, baştan ifade ettiğimiz şekliyle, sağlıktaki verilen hizmetin kalitesini artırmak esas olmalı. Kaliteyi artırmak için de Türkiye'de tıp eğitimine verilen önemin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Eğer siz bilinçli, zamanı ideal kullanabilecek, kaliteyi, niteliği yükseltebilecek bir hekim yetiştirmekten uzak tavırlar içerisinde olursanız, eğer eğitimlerinizi, doktorların yetişmesini bu noktada hesap etmezseniz sonuçta sağlıkta baş edilmez bir külfet hepimizin boynuna tekrar binmeye mahkûm hâle gelecek. Türkiye'de sağlık harcamaları için ayrılan bu kadar yüksek miktar, aynı şekilde millet belki kolay erişebiliyor, ulaşılabiliyor ama bu, aynı zamanda hizmetin kaliteli olduğu anlamına gelmiyor. Aynı zamanda, sağlıkta bireylerin temel hak ve özgürlükleri olmasına rağmen, kendi bütçelerinden sağlığa ciddi manada ekonomik olarak katkı sağlamaları da devletin temel ilkesine aykırılık teşkil ediyor. Bu yüzden, sağlıktaki dönüşümü gözden geçirmek gerekiyor. Ya önceki yapılan on yıllık faaliyetleri düzeltmek veya bundan sonraki on yıl süre içerisinde önermiş olduklarınızı karşı karşıya tekrar kıyaslamak gerekiyor.

Sağlıkta, temelde, çalışanların bugünün şartlarında uğramış oldukları memnuniyetsizlik, sağlık çalışanlarının uğramış olduğu şiddetler aslında ulaşılabilirliğin çok kolay olmasıyla orantılı olmakla beraber, kolay ulaşılabilmesi elbette önemli ancak kaliteli hizmeti ön plana almadan toplumu daha sağlıklı hâle getiremeyiz diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)