GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ONUNCU KALKINMA PLANININ (2014-2018) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA SUNULDUĞUNA DAİR BAŞBAKANLIK TEZKERESİ (S. SAYISI: 476)
Yasama Yılı:3
Birleşim:127
Tarih:01.07.2013

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Onuncu Kalkınma Planı'nın başlıklarından bir tanesi de kentsel dönüşüm ve konut. Tabii, kentsel dönüşümle konutu bir araya getirmişler, tam maksadı anlayamadım ama ben daha çok kentsel dönüşümle ilgili birkaç şeyi söylemek istiyorum. Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanımız da arka sıralarda oturuyor, herhâlde dinleyecektir.

Şimdi, kentsel dönüşüm eşittir deprem riskini azaltma gibi bir ilişki içinde bir yasa çıkarıldı. Onunla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum.

Tabii, Onuncu Kalkınma Planı'nda kentsel dönüşümle ilgili yazılan hedeflere baktığımız zaman çok fazla bir itirazımız olamaz ama bu hedeflere 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'la varılamaz. Kentsel dönüşüm tanımı bile doğru dürüst yapılamamışken? Nedir kentsel dönüşüm? Kentsel dönüşüm dediğimiz olgu, kentsel toplu yenileme ya da dönüştürme çalışmaları, mevcut kent yapısında gereken değişiklikler için yapılan yenileme, yeniden geliştirme, sağlıklaştırma, koruma, iyileştirme gibi çok farklı girişimlerin genel bir ifadesi. Dolayısıyla, ne için, nerede, nasıl yapacağınıza bağlı olarak kentsel dönüşüm eylemi farklılıklar arz ediyor.

Türkiye'de kentsel dönüşüm, bu tanımladığımız şekilde dönüştürme, yenileme, iyileştirme, sağlıklaştırma gerekli mi? Evet, gerekli. Neden? Çünkü Türkiye'nin kentleşme sürecinde plansızlıklar, olumsuzluklar ve yapılan birçok yanlışlar göz önüne alındığında önümüzdeki dönemde gerçekten Türkiye'de kentleşme politikalarında mutlaka iyileştirme ve yenileme eylemlerinin öngörülen kentleşme politikalarının eksenine oturması lazım ancak Hükûmetin afet riskini gerekçe göstererek çıkardığı 6306 sayılı Yasa'nın hatalı ve hukuka aykırı üslup, içerik ve yaklaşımları nedeniyle kentsel dönüşüm faaliyetlerinin amaca hizmet etme olanağı oldukça sınırlı, belki de yok. Her ne kadar Onuncu Kalkınma Planı'nda kentsel dönüşüm için bazı hedefler konmuşsa da Hükûmetin çıkardığı 6306 sayılı Yasa'yla bu hedeflere ulaşmak pek olanaklı gözükmüyor.

Kentsel dönüşüm her yerde aynı uygulanmaz. Her bölgede konutların durumları, afet türleri, insanların sosyal ve ekonomik sorunları farklı; bölgenin kent içindeki konumu, arsa fiyatı, bunlar da farklı. Bütün bu farklar nedeniyle her bölgenin kendi sorununu çözecek yaklaşımlar üretilmeli ve ona göre uygulamalar yapılmalıdır.

Kentsel dönüşümde yalnız binalar iyileştirilmez. Dönüşümde yeterli açık ve yeşil alanlar, yeterli sağlık ve eğitim hizmeti, kültürel tesisler, sağlıklı altyapı, ulaşım olanakları gibi temel ihtiyaçlar da giderilmelidir.

Kentsel dönüşüm sürecinin başlangıcında mevcut planların yeniden ele alınması ve buna göre bir plan bütünlüğü inşa edilmesi gerekiyor. Kent parçalarına rastgele müdahalelerde bulunulmamalıdır. Bugün büyük kentlerde binlerce birbirinden bağımsız ve gereksiz, ranta dönük imar tadilatları yapılmaktadır.

Yoğunluk artırıcı ada ve parsel ölçeğinde yapılan plan tadilatları "kentsel dönüşüm" adı altında sunulmamalıdır. Ayrıca, kentlerde gayrimenkul geliştirme işleri ve eylemleri de "kentsel dönüşüm" adı altında anılamaz.

Dönüşüm yoksul kesimlere faydalı olmalıdır. Kentsel dönüşüm tek tip değildir, her uygulama için ortak olarak kabul edilmesi gereken ilkeler şunlardır: Halkın yaşadığı yeri terk etmemesi esastır, buna "yerinde dönüşüm" denilir. Halk, konutunun yenilenmesine çok büyük bedeller ödememelidir. Halk, kendi mahallesi hakkında alınan kararlarda doğrudan söz sahibi olmalıdır. Bu ilkelerin hayata geçebilmesi için mahalleli ile kentsel dönüşüm çalışmalarını yürüten kamu kurumları arasında şeffaf bir tartışma ortamı yaratılmalıdır.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)